Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

Geleceğe Yazılmış Bir Mektup: Yolculuğum İnsan

Prof. Dr. Namık Kemal Şahbaz

Kategori: Edebiyat - Tarih: 06 Ekim 2025 18:38 - Okunma sayısı: 230

Geleceğe Yazılmış Bir Mektup: Yolculuğum İnsan

Geleceğe Yazılmış Bir Mektup: Yolculuğum İnsan[1]

Prof. Dr. Namık Kemal Şahbaz

Yolculuğum İnsan, Mersin Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yusuf İnandı hocanın kaleme aldığı, sıcak, içten bir dille yazılmış bir kişisel gelişim kitabıdır. Bu kitap, başlangıçta az biraz bilgi yoğunluğuyla sizi yorsa da ilerleyen sayfalarda -özellikle örnek olaylar- kimi zaman kahkahalarla gülecek, kimi zaman boğazınız düğümlenerek ağlayacak, çoğu zaman derin derin düşüneceksiniz. Eseri değerlendirirken soğuk cümlelerle özetlemek yerine onun özde içeriğine bağlı kalarak geleceğe edebî bir mektup bırakmak istedim. Zira eserden elde edilecek gelir, gelecek kuşağın inşasında kullanılacaktır.

Sevgili Çocuklar, Gençler, Çokça Yaş Alanlar, Mersin, 2025

İnsanın doğası hem ışığı hem de gölgesiyle yanımızdadır. Sokrates’in dediği gibi, mutlu insan özünü kaybetmeyendir; fakat çoğu zaman özünü unutan, bencilliğin girdabına kapılan bir varlıktır insan. Hava atarken boşluğa savrulur, kibirle büyürken aslında küçülür. Gücün sarhoşluğuna yenik düşer, otoritenin önünde eğilir, bazen de anti-sosyal bir yalnızlık içinde kaybolur gider.

Ama aynı insan, zorluklarla baş etmeyi bilen, uzvu eksik olsa da azmiyle dağları aşan, fıtratından doğan direnciyle yeniden ayağa kalkandır. Kimi zaman nevrotik, kimi zaman kıskanç, kimi zaman mutsuzdur. Yine de birey olmayı başardığında, kendine rağmen kendini inşa ettiğinde insandır. Siz geleceğin çocukları, insanın bu çoklu doğasını tanıyın; onu yalnızca iyi ya da kötü diye dar kalıplara hapsetmeyin.

Sevgili Gençler,

Bir çocuğun ihtiyaçları zamanında karşılanmazsa, hayat boyu içinden bir boşluk konuşur. 6 yaşına kadar güvenle büyüyen çocuk, dünyaya korkmadan bakar; ama ihmal edilen çocuk, ömrü boyunca gölgesinden bile ürker. Ergenlikte ailesi ayrılan gencin ruhunda kırıklar kalır; baskılanan genç kendi sesini kaybeder. Hoşgörülü bir ailenin çocuğu dünyayı geniş bir pencereden izlerken, kıyaslanan çocuk sürekli eksiklik duygusuyla yaşar.

İnsan sevgiden mahrum büyüdüğünde, gençlik yıllarında bile gözleri hep dışarıda kalır; dışlanmışlık duygusu onun içini karartır. Zamanında doyurulmayan ihtiyaçlar, yaşlılıkta bile aranma ve hatırlanma isteği olarak geri döner. Kimileri gereğinden fazla doyurulur, dalkavuklarla çevrilir; oysa en yalın hakikat şudur: Her insan biriciktir ve fedakârlık yapabildiği nispetle mutludur.

Sevgili Dostlarım,

İnsanın kendi elleriyle ördüğü zincirler vardır. Kıskançlık, kibir, bencillik, nefret, öfke, açgözlülük…vb. bu uzar gider. Hepsi insanı tüketen görünmez yüklerdir. Aşırı alınganlık, mükemmeliyetçiliğin dar kalıpları, cimriliğin kör kuyusu insanı hem kendine hem de çevresine yabancılaştırır. Kendi olamayan insan, sürekli rol yapan bir oyuncu gibi sahnede yorulur. Sizden dileğim, bu zincirlerinizi kırın. Kibrin yerine alçakgönüllülüğü, nefretin yerine sevgiyi, açgözlülüğün yerine kanaati koyun. Çünkü ruhun yükü, dış dünyanın yükünden çok daha ağırdır.

Sevgili Gelecek,

İnsanın gerçek aynası, ilişkilerinde görünür. Ailede güven, sabır ve hoşgörü solduğunda, eşler birbirinin yükü olur. Ayrıntılarda boğulmak, baskılar, şüpheler, kıskançlıklar kalpleri yorar. Çocuk yetiştirmede çatışmalar, sevgisizlik ve anlayışsızlık yeni yaralar açar. Sadakatsizlik bağları koparır, cinsel isteksizlik sessiz buzullar yaratır.

Arkadaşlıklar da öyledir: kimi zaman samimi bir çay saatidir, kimi zaman birbirinden uzak işlerin arasında kaybolan beklentilerdir. Oysa ilişki dediğimiz, karşılıklı nefes alıp vermektir. Siz, bu nefesi koruyun; güveni ve anlayışı geleceğe taşıyın.

Sevgili Yolcular,

Hayatın yönünü belirleyen pusula, amaçtır. Amaçsız bir insan, açık denizde küreksiz kalmış bir gemi gibidir. Ekonomik çöküntüler, inançların hafife alınması, haksızlıkların yükü insanı yoldan saptırabilir. Ama erdemli insan, fırtınaların içinde bile rotasını kaybetmez. Başkalarının mutluluğundan mutluluk duymak, kendini sürekli geliştirmek en büyük armağandır. Siz, mutlaka kendi yaşam amacınızı bulun; çünkü amaç, insanı hem hayata hem de kendine bağlayan köprüdür.

Sevgili Çocuklar,

İnsanın kalbini kemiren üç karanlık gölge vardır: narsisizm, Makyavelizm ve psikopati. Narsisizm sevgiyi tüketir; Makyavelizm güveni zehirler; psikopati vicdanı susturur. Bu üçlü, insanı yalnızlaştırır ve toplumu çürütür. Siz, bu karanlıkla beslenmeyin. Yüreğinizi şeffaf, ilişkilerinizi dürüst, vicdanınızı diri tutun.

Sevgili Dostlar,

İlişkiler, ince iplerle örülmüş köprülerdir. Bir köprü, değerlerin küçümsenmesiyle, kutsalın hor görülmesiyle, sevginin tükenmesiyle çabucak yıkılır. “Ben hep haklıyım” diyen dil, güveni de umudu da boğar. Alaycı tavırlar, önyargılar, aşırı kırılganlıklar da bu köprüyü çürütür. Siz köprülerinizi koruyun. Saygıyı tuğla, anlayışı harç, hoşgörüyü kemer taşı yapın. O zaman köprüleriniz zamanın ağır yükünü taşır.

Sevgili Gelecek Kuşak,

Hayat çatışmasız olmaz. Ailede, işte, sevgililer arasında çatışmalar hep vardır. Asıl mesele, çatışmayı yok etmek değil, onu yönetebilmektir. Dinlemek, anlamak, sabır göstermek ve ortak çözümler bulmak… Bunlar çatışmayı düşmanlıktan dostluğa, kırgınlıktan yakınlığa dönüştürür. Siz, çatışmalardan kaçmayın; onları büyümenin, olgunlaşmanın ve insanca yolculuğun fırsatları olarak görün.

Sevgili Gelecek,

“Yolculuğum İnsan” bana gösterdi ki insan, hem yaraları hem de umutlarıyla bir bütündür. Siz, bizden devraldığınız bu yolculuğu daha bilge, daha vicdanlı, daha sevgi dolu sürdürün. Çünkü insanın yolculuğu bitmez; sadece kuşak değiştirir.

[1] Yusuf İnandı, Yolculuğum İnsan, A7 Kitap Yayınları, İstanbul, 2024.

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Edebiyat Yazıları
ANI ANLATMA DOZU

Edebiyat 03 Ekim 2025

ANI ANLATMA DOZU

CANIM ÖĞRETMENİM

Edebiyat 15 Temmuz 2025

CANIM ÖĞRETMENİM

Hac Yolculuğu 2025

Edebiyat 10 Temmuz 2025

Hac Yolculuğu 2025