Prof. Dr. M. Ertuğrul Uçar
Kategori: Eğitim Bilimleri - Tarih: 26 Aralık 2025 19:25 - Okunma sayısı: 23
Eğitim Reformu ve Holistik Eğitim
Reform karmaşık bir kavramdır. İsim olarak reform terimi: politikada, uygulamada veya organizasyondaki değişiklikleri tanımlamak için kullanılır. Fiil olarak reform: belirlenmiş bir sorunu düzeltmek için amaçlanan veya gerçekleştirilen girişimleri ifade eder. Eğitimsel bir hedef olarak reformun amacı: öğrenme-öğretme süreçlerinin ve okulların derin, sistematik ve sürdürülebilir bir şekilde yeniden yapılandırılmasını gerçekleştirmektir.
Eğitimle ilgili reformlar söz konusu olduğunda, farklı felsefi ve politik temellere sahip olan bireyler ve grupların, dayandıkları felsefi ve politik temellere göre reformlar önerdiklerini ve tartıştıklarını görürüz. Örneğin ABD de 1980 den sonra hakim olan üç farklı grup arasındaki tartışma açıkça görülebilir. Ancak ABD’de hangi felsefi ve politik temele dayandığı açıkça belli olmayan reform önerileri, reform girişimleri ve tartışmaları gözlenmektedir. Bazı yerlerde ise tartışmalar farklı felsefi temellere dayanmadan sadece bir şeyler yapmak ve yapılanlara karşı çıkmak şeklinde gerçekleşmektedir. Türkiye’de Eğitimde reform isteyenler ve reform diye ortaya konulanlar hangi felsefi ve politik temellere dayandığı Çoğu zaman açık değildir. Felsefi ve politik temeller ortaya konmayınca, tartışmalar ve reform girişimleri işlevsiz, yeni bilgi ve yaklaşımlar üretmekten uzak olmaktadır. Eğitim tarihine bakıldığında reform ve reform önerileri, tüm toplumun ortak iyiliğini için vizyon tasarlamanın ve uygulamaya koymanın bir aracı olmuştur. Devletler ve devletlerin rejimleri değişince hemen ilk akla gelen eğitim reformu ve eğitimde değişiklik olup, uygulanmıştır. Sanayi devrimi gibi çok büyük toplumsal dönüşümlerde eğitim ve okullar sürekli eleştirilip dönüştürülmeye çalışılmıştır. Teknolojik gelişmeler, göç gibi nedenlerle demografik yapı değişince bu değişimlere uyum sağlamak ya da değişimlerin yarattığı etkiyi azaltmak için hemen eğitim reformu tartışmaları başlamıştır. Şiddet, madde kullanımı, suç davranışları artınca eğitim reformu hemen gündeme gelir. Bir toplum ekonomik ve teknolojik olarak diğerlerinden geri ise hemen eğitimde reform talepleri acil bir ihtiyaç olarak dile getirilmiştir. Bütün bu reform taleplerinde eksik olan genellikle hangi temellere dayanılacağının sorgulanmadan dile getiriliyor olmasıdır. Nasıl bir insan istiyoruz? İnsan nasıl bir varlıktır? Bilgi ve beceriler nelerdir ve nasıl öğretilip öğrenilirler? Hangi sorunları çözmek üzere harekete geçiyoruz? Neleri koruyup neleri değiştirmek istiyoruz? Bu sorulara bağlı olarak eğitim kurumları, öğrenme ve öğretme süreçleri nasıl olmalıdır? Bu sorular ve benzerlerin cevapları hakkında düşünmek eğitimin felsefi ve politik temelleri hakkında düşünmek demektir. Reform talepleri ve eleştirilerinde bu sorulara nasıl yanıtlar verildiği sorgulanmalıdır.
Türkiye’de holistik (bütüncül) eğitim model ile gerçekleştirilmeye çalışılan eğitim reformu girişimini incelemek için ABD’deki eğitim reformuna yönelik üç temek yaklaşım ve her birinin karşılaştığı zorlukları incelemek yararlı olacaktır.
Reform Yaklaşımları
Reform hareketleri, her zaman her yerde eğitim ve toplumda kriz olduğu dayanılmaz bir aciliyetle derhal reform yapılması söylemiyle ile sunulurlar. Reformla beraber umut dolu vizyon ve misyonlar ortaya koyarlar. Krizin ne olduğu, neden ve nasıl ve olduğu; umudun ne olduğu büyük ölçüde eğitim reformuna ilişkin politik ve felsefi anlayış tarafından tanımlanıp şekillendirilir. Birinin krizin nedeni olarak gördüğü diğeri hiç dikkate bile almayabilmektedir. Birinin en büyük umut sağlayıcı eğitim ilkesi olarak gördüğünü diğeri önemsiz ve gereksiz olarak görebilmektedir. Amerikan kamu okullarındaki eğitim reformuna ilişkin görüşler üç rakip anlayış tarafından şekillendirilmiştir: özcülük(essentializm), ilerlemecilik(progressivism) ve bütüncülük(holism).
Özcülük(Essentializm)
Özcüler için eğitim felsefesi ve politikası tüm vatandaşların ortak bir okuryazarlığa erişimini sağlamaya odaklanır; bu okuryazarlık, her zaman ve tüm kültürler üzerinde uygulanabilir evrensel bilgi, beceri ve değerler bütünüdür. İdealist ve realist felsefelerden büyük ölçüde etkilenen öğrenme kavramı, bireysel bir mükemmellik arayışı olarak tasarımlanır. Öğrencilerin, entelektüel, ahlaki, ekonomik ve sosyal olarak üretken bir yaşam sürmek için gerekli olan temel bilgileri ve üst düzey bilişsel becerileri biriktirmeleri beklenir. Öğrencinin ilerlemesi, rekabetçi okul ve sınıf ortamında diğer öğrencilerden aldığı notlar ve bilgisi ile öne geçmesi ve bu konumunu koruması olarak kabul edilir ve ödüllendirilir.
Devlet okulları, temel etken olarak öğretmenler, bireyleri açıkça tanımlanmış bir yolda yönlendirir; bunu, evrensel olarak kabul edilen standartları ifade ederek, model olarak ve öğrencileri bu standartlara karşı sorumlu tutarak yaparlar.
Saygın otorite olan Öğretmenler, öğrencileri insanlığın en yüksek düşüncelerine (örneğin, Sokratik yöntem, liberal çalışmalar) ve çevrelerindeki dünyayı şekillendirmek için en faydalı yöntemlere (örneğin, biçimsel mantık, eleştirel akıl yürütme) ustalıkla yönlendirirler. Herkesten mükemmelliğe ulaşması istenir ve ihtiyaç, yetenek ve ilgi alanlarındaki farklılıklar, kişisel güdülenme ve liyakatteki farklılıklar olarak anlaşılır ve kabul edilir. Herkes, geçerli gelenekler ve beklentilerde ortak bir temel aldığından, öğrenciler ortak bir amaç ve sosyal birlik duygusu yaşarlar.
Çağdaş özcüler, devlet okullarındaki uygulamaların çoğu yönünü eleştirmektedirler. Özcülerin temel reform hedefleri ve önerilerine genel olarak bakacak olursak: birinci olarak, öğrenci başarısı ve öğretmen eğitimi için ulusal standartlar oluşturulmasını istemektedirler. Abd’de eyalet sistemi olduğu için, eyalet bazlı standartlar ve yasal uygulamalarda önemli tutarsızlıklar olduğunu belirterek tüm ülkeyi kapsayacak ulusal standartlar oluşturulmasını istemektedirler. İkinci olarak ulusal bir müfredatın oluşturulmasını talep etmektedirler. Bu ulusal müfredat: öğrencileri, "kültürel okuryazarlık", "sayısal okuryazarlık" ve “bilimsel akıl yürütme” gibi ileri düzeyde dersleri içerecek şekilde yapılandırılmalıdır. Özcüler, okullarda standartlaştırılmış testlerin uygulanmasını bu sayede akademik başarı için öğrenci, okul ve bölge yönetimlerinin hesap verilebilirliğinin güçlendirileceğini savunmaktadırlar. Okul seçeneklerinin artırılması bir diğer reform talepleridir. Bunun için uzaktan eğitim, charter okulları ve evde eğitimim gibi öneriler getirmektedirler. İşe hazırlık ve tüketici eğitimine vurgu yaparak Eğitimsel ve ekonomik hedefler arasındaki bağlantıları güçlendirilmesini savunmaktadırlar. “karakter gelişimini” teşvik etmek için rol model olmayı, vatanseverliği ve geleneksel sosyal değerleri vurgulamaktadırlar.
İlericilik (progressivism)
İlerici eğitimciler kişisel tatmine evrensel erişimi hedeflerler, ancak sosyal adaleti (sivil haklara vurgu yaparak) ve sosyal değişimi (eğitim, ekonomik ve siyasi eşitlik vurgusu yaparak) teşvik etmek için çalışırlar. İlericiler, romantizm, hümanizm, pragmatizm ve sosyal yeniden yapılandırmacılık da dahil olmak üzere geniş bir felsefi bakış açısı yelpazesinden beslenirler. Eğitim büyük ölçüde bireysel bir yolculuk olmaya devam eder, ancak bu yolculuk genişletilmiş bir öz kimlik ve gelişmiş bir sosyal sorumluluk bilincine yol açmalıdır. Değerli bilginin tanımı, özcülerin entelektüelleştirilmiş önceliklerinin ötesine genişletilerek, öğrenmenin duygusal boyutlarının kapsar ve eğitimin açıkça siyasi bir girişim olarak kabul edilmesini savunurlar.
İlericilikte Devlet okullarının temel amacı, “en iyileri ve en zekileri” akademik ve ekonomik olarak rekabet etmeye hazırlamaktan, sosyal konumları nedeniyle dezavantajlı olanları eğitim hedeflerine ulaşmaları ve yaşam kalitelerini iyileştirmeleri için güçlendirmeye doğru kaymaktadır. Bilgi açıkça bir güç biçimi olarak kabul edilmektedir. Öğrenciler, öz yeterlilik becerilerini (örneğin, değerlerin netleştirilmesi ve duygusal öğrenme) ve sosyal savunuculuk becerilerini (örneğin, feminist ve eleştirel pedagoji) güçlendirmek için bilgi edinmeye teşvik edilir. İlerici öğretmen, öğrencilerin birlikte bilgi inşa edebilmeleri için dikkatlice tasarlanmış deneyimler (yani, gelişimsel olarak uygun ve çeşitli öğrenme stillerine duyarlı) aracılığıyla rehberlik eder, böylece birlikte bilgi oluşturabilirler (örneğin, yapılandırmacı pedagoji ve işbirlikçi öğrenme). Bilgi, belirli sosyal bağlamlardaki belirli kişiler için önemi ve faydası nedeniyle değerlidir. İlerici sınıflar, topluluk yaşamının tüm yönlerine yayılmalıdır. Topluluklar, eşit erişim hedeflerinden eşit güç, katılım ve performans hedeflerine doğru ilerlemeyi garanti altına almak için sosyal ve ekonomik ayrıcalık kalıplarını yeniden yapılandırmaya çağrılır.
ilerici reformcular, daha adil okul finansmanını (örneğin, artırılmış eyalet ve federal fonlama, azaltılmış emlak vergisi bağımlılığı); merkeziyetçilikten uzaklaşma yoluyla yetki paylaşımını (örneğin, okul bazlı yönetim, özel okullar); çok kültürlü, iki dilli, önyargı karşıtı ve cinsiyet eşitliğine duyarlı müfredatı (yani, akademik ve sosyal açıdan çeşitliliğin önemli boyutlarına duyarlı); okullar ve topluluklar arasındaki bağların güçlendirilmesini (örneğin, hizmet odaklı öğrenme, topluluk ortaklıkları); ve demokratik tartışma ve sosyal aktivizm becerilerinin öğretilmesini (örneğin, çağdaş, sorun odaklı ve tartışmaya dayalı müfredat, yurttaşlık katılımı, gerçek demokrasiye dayalı okul yönetişimi) öğelerini içermektedir.
Bütüncülük
Üçüncü yaklaşım olan bütüncülük, Budizm, Taoizm, Hinduizm, Transandantalizm, yerli inanç sistemleri ve ekolojik merkezli felsefelerden yararlanır. Kamu eğitiminin temel amacı, zihin, kalp, beden ve ruhun tam gelişimini ve bütünleşmesini teşvik ederken, sosyal ve çevresel birlikteliği de desteklemektir. Bütüncüler için bilgi, özünde ilişkiseldir; yakın, şefkatli, kalıcı ve karşılıklı olarak faydalı bağlantılar bağlamında gerçekleşir. Bütüncüler, içsel öğrenme, kişilerarası öğrenme ve aşkın öğrenme gibi öğrenmenin birden fazla boyutunda destekleyici ilişkileri teşvik edecek şekilde okulları tasarlamaya çalışırlar. İçsel öğrenme zihin/kalp/beden/ruh bütünleşmesini teşvik etmeyi kapsamaktadır. Kişilerarası öğrenme insanlar arasındaki ilişkilerin kalitesini artırma ve topluluk oluşturma becerilerini kapsamaktadır. Askın öğrenme(transpersonal) insan olmayan varlıklarla, manevi değerlerle ve sosyal ve çevresel güçlerle yaşamı onaylayan şekillerde bağlantı kurmayı kapsamaktadır.
Her birey temelde insanlık ve insan dışı doğa ile bütünüyle bağlantılı olduğundan, derin bilgi aynı anda hem son derece kişisel hem de son derece toplumsaldır. Kişisel dönüşüm, sosyal ve biyofiziksel dünyalarla uyum içinde gerçekleşir ve karmaşık ilişki ağları aracılığıyla dışarıya doğru yankılanır. Etkileri, farklılık boyutları arasında bir birliktelik yaratıldığında güçlenir. Bireysel, toplumsal ve biyofiziksel çeşitlilik, yaratıcı sentez ve yenilenme fırsatları sağladığı için değerlidir ve korunur. Holistikler, öğrenme ve yaşamın entelektüel, duygusal ve ahlaki yönlerin yanı sıra ruhsal/manevi boyutunu da geliştirmek ve bütünleştirmek için çabalarlar. Maneviyat, anlaşılması güç ve karmaşık anlayışların aniden netleştiği ilham verici an olarak tanımlanır ve deneyimlenir. Kelimelerle ifade edilmesi zor olsa da, bu anlar duygu, his, içgörü ve gizemin yoğun ve zarif bir şekilde bütünleşmesiyle karakterize edilir.
Çağdaş bütüncül eğitimciler, kamu eğitimini daha disiplinler arası (araştırma alanları ve yöntemleri arasındaki karşılıklı bağımlılıkları vurgulayan); çok duyulu (algısal, bilişsel, duygusal ve kinestetik öğrenmeyi sentezleme fırsatlarını vurgulayan); ve keşif odaklı (öğrenci sorgulamasının içerik kapsamının üzerinde tutmak) olacak şekilde şekillendirmeyi savunurlar. Ayrıca, çevresel sürdürülebilirlik (çevre etiğini ve tüketimin hem sosyal hem de ekonomik sonuçlarını vurgulayan) ve yurttaşlık eğitimi (şiddetsiz çatışma çözümü ve koalisyon oluşturmayı vurgulayan) geniş kapsamlı anlayışları öne çıkarmak gerektiğini savunurlar. Bütüncül eğitimciler ayrıca, kamu eğitiminde manevi gelişimi destekleyen (sezgiyi, estetiği ve materyalizm karşıtlığını vurgulayan) bir kamu eğitim reformu öngörürler.
Reformun Önündeki Zorluklar
Özcü, ilerici ve bütüncül yaklaşımların savunucuları reform çalışmalarına aktif olarak katılmış, ancak sonuçlardan derin bir memnuniyetsizlik duymuş ve mevcut durumu sert bir şekilde eleştirmişlerdir. Özcüler, karar alma elitlerini etkilemeye çalışmışlardır; bazıları öğretmenleri, yerel okul kurullarını, eyalet eğitim bakanlıklarını ve eyalet yasama organlarını hedef alırken, diğerleri ulusal politika yapıcılarına lobi yapmaktadır. Genellikle yukarıdan aşağıya bir uygulama tarzı benimsemişler, daha yüksek yetkililerden zorunlu standartlar talep etmiş ve tercih ettikleri değişiklikleri okul sistemi aracılığıyla aşağıya doğru yönlendirmişlerdir. Bununla birlikte, orta düzey yöneticilerden, profesyonel müfredat geliştiricilerinden, birçok sınıf öğretmeninden ve sendikalarından ve belirli öğrenci kategorilerini ve ihtiyaçlarını savunan özel çıkar gruplarından gelen direnişe bağladıkları eksik uyumdan dolayı hayal kırıklığına uğramışlardır.
İlericiler, karar alma elitlerini etkilemeye de çalışmış, sıklıkla mahkemelere başvurarak federal, eyalet ve ilçe düzeyindeki politikalarda kapsamlı değişiklikler yapılmasını talep etmişlerdir. Reform hedefleri geniş ve sistematik olsa da, girişimler çoğunlukla yerel düzeyde, hedefli pilot projeler olarak uygulanmaktadır. Bürokratik ilgisizlik ve müdahaleden kaynaklanan büyük bir hayal kırıklığı yaşanırken, aynı zamanda ilericiler, aşırı eleştirel bir bakış açısı ve açıkça siyasi bir gündem olarak algılanan şeye karşı yaygın bir kamu ve meslek çevrelerinin kayıtsızlığıyla da karşı karşıya kalmaktadırlar. Kamu eğitimini, toplumsal değişimin birincil alanı haline getirmek, pedagojik açıdan zorlu olduğu kadar siyasi açıdan da hassas bir konudur.
Holistikler, bazen geniş kapsamlı hedeflerini paylaşan ancak programlı girişimlerinin çoğunu etkili bir şekilde engelleyen bir uygulama ortamında "imkansız hayaller kurmuşlardır". Tamamen entegre bir devlet okulu deneyimine yönelik özlemleri, giderek daha rekabetçi, uzmanlaşmış ve parçalanmış bürokratik, sosyal, ekonomik ve politik gerçeklerle karşı karşıyadır. Profesyonelleşmiş iş bölümü ve parçalanmış müfredatlar, yerleşik hiyerarşiler ve muhalif politikalarıyla birlikte, genellikle holizmin kendine özgü geniş ve bütünleştirici reform çabalarına direnmişlerdir. Çoğu girişim marjinalleşmiş veya geleneksel devlet okulu sistemlerinin dışında özel okullarda hayatta kalmak için mücadele eder hale gelmiştir.
Özcülük, ilerlemecilik ve bütüncülük, birbiri ile rekabet eden eğitim ilkeleri, zıt politika yaklaşımları ve kendine özgü pedagojiler ortaya koyarlar. Her üçü de kapsamlı, sistematik değişimi savunur. Ancak büyük, kaynakları sınırlı, bürokratik ve otoriter sosyopolitik sistemlerde herhangi bir karmaşık vizyonu hayata geçirmenin önündeki engeller göz önüne alındığında, köklü eğitim reformu zorlu bir hedeftir. Bazı eğitim analistlerinin görüşüne göre, üç pozisyonun da ürettiği uygulanan reformlar parçalı, kademeli ve program olarak kırılgan olmuştur ve hiçbiri geniş çapta sürdürülebilir felsefi, kurumsal veya katılımcı değişime yol açmamıştır. Eğitimde, siyasette ve ekonomide, temel kalıpları yapısal yollarla değiştirmek zordur.
Reform hedefleri ile bunların gerçekleşmesi arasındaki uçurumu azaltmak, okullarda ve toplumda daha fazla eşitlik ve etkinlik sağlamak için daha derin ve sistematik olan radikal değişiklikler gerektirebilir. Savunucular genellikle yaygın olarak paylaşılan değerleri iddia etseler de, birbirlerinden farklı insan, bilgi, öğrenme ve öğretme süreçleri tasarımlarına sahiptirler. Bu nedenle de her zaman olduğu gibi eğitim reformu girişimleri siyaseti ve kamuoyunu bölücü olmuştur.
Sonuç
Türkiye’de Devlet sistemi ABD’den çok farklı olduğu için eğitim reformu çabaları bakanlık tarafından başlatılıp uygulanmaktadır. Ancak Her yerde olduğu gibi bu çabaların hangi felsefi ve politik temellere dayandığı net değildir ve genelliklede başlangıç aşamasında sonlanmaktadır. Kamuoyundaki tartışmalarda benzer bir şekilde felsefi ve politik temel dayanmadan yapıldığı için yeni görüşlere ve verimli değerlendirmelere yol açmamaktadır.

01 Aralık 2025 09:55

10 Aralık 2025 16:42
13 Aralık 2025 19:19

12 Aralık 2025 23:09

24 Aralık 2025 19:38

05 Aralık 2025 06:37

03 Aralık 2025 03:51

10 Aralık 2025 11:30

12 Aralık 2025 12:24

04 Aralık 2025 22:56