Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular Klinik Psikoloji İletişim
Keşkenin Güncesi

Keşkenin Güncesi

Edebiyat 25 Aralık 2024 23:23 - Okunma sayısı: 257

Y. Emrah KAPIŞKAY

Kahve fincanı masada hâlâ duruyordu. Soğumuştu. Kendi gibi... Cihan, pencerenin kenarında asılı duran perdeyi parmaklarının arasından kaydırıp dışarıyı izliyordu. Sokaktan geçen insanlara baktı. O insanlar, hep bir yerlere yetişmeye çalışıyordu. O ise, bir yere yetişmek istemiyordu. Belki de bir yere yetişecek bir amacı yoktu.

Saat öğleden sonrayı gösterirken, Cihan sokağa çıkmaya karar verdi. Ayakkabılarını giydi. Bağcıklarını bağlamadı. Neden bağlasın ki? Sokaklarda dolaşmanın bağcıksız hali, belki de daha özgürdü. Adımlarını yere sürterek yürümeye başladı. Bir sigara yaktı. Dumanda kayboldu.

Bir vitrin camında kendi yansımasını gördü. O an çocukluğu gözlerinde canlandı. Duygu… Sarışın, parlak gözlü, zengin bir askerin kızı. O ise kara kuru, eski paltosuyla sıradan bir çocuktu. Beslenme çantasında çoğu zaman bir şey olmazdı. Duygu'nun ise çantası hep doluydu.

Bir keresinde okul bahçesinde Duygu, Cihan’a sandviçinin yarısını uzatmıştı. Cihan önce çekinmiş, sonra almıştı. O sandviç, o gün Cihan için dünyanın en büyük hediyesiydi.

Cihan bir an durdu. Keşke o gün Duygu'ya bir şeyler söyleyebilseydi. "Seninle yürümek isterim" diyebilseydi. Ama diyemedi. Şimdi içi içini yiyordu. Yıllar boyunca bu cümleyi kurmadığı için pişmandı. Vitrin camındaki yansımasına baktı ve fısıldadı: "Keşke söyleseydim..."

Keşkeler zamanına giriş yaptı her zaman olduğu gibi. Keşkelerin koynuna uzandı. 'söyleseydim, yapsaydım, konuşsaydım, cevap verseydim, gülümseseydim.' bir sürü geçmiş zaman ekiyle yoldaş oldu Cihan, yapmak isteyipte yapamadığı her şeyi sırasıyla aklından geçirdi.

Hayatının büyük bir çoğunluğunu yapmak isteyipte yapamadığı her anı zihninde yaşarayarak geçirmeye devam ediyordu. Ne geçmişten ders alabildi, ne de geleceğe umutla bakabildi. Geçmişte yaşamak onun için en büyük kaçış noktasıydı. Gelecekteki fırsatları görmezden geliyor ve hayattan kaçıyordu.

Ruhunun derinliklerine yolculuk ederken umudu dışarıda bırakmıştı...

Hayatı geçmiş zamanda yaşamak onun için yaşamak sayılıyor ve ne şimdiki zamanla ne de gelecek zamanla ilgilenmiyordu... Onun için yaşamak nefes alıp vermekti... Onun için yaşamak geçmişte yaşadıklarını tekrar tekrar yaşamaktı...

Geçmiş geçmişte kalmalıydı ama onun içi an gibi sıcaktı... Söyleyemediklerini söylüyor gibi hayal etmek, yapamadıklarını yapıyor gibi yapmak onun için tek anlamlı zamanlardı...

Onu yakından tanıyanlar amaçsızca hayatı için endişe ediyorlardı. Onu eleştirenler de geleceklerinin kölesiydiler ama hiç biri farkında değildi. 4 Ay sonra senelik izne çıkıp tatile gidecek Ömer, 15 seneoturmayacağı evin kredisini ödemeye çalışan Dizdar, bir şeyler yapabilmek için ay başını bekleyen, yada kredi kartını kullanan insanlar... Sürekli yeni bir şeyler olmasını beklerken hayatlarını tüketenler...
Bir tarafta beklentiler ve beklemeye alışkın olanlar, diğer tarafta geçmişi hayal ederek mutlu olmaya çalışanlar...
Hayat ne yarın, ne önümüzdeki ay, nede bir sonraki yıl...
Hayat şimdi ve şu an...
Hayat belki de, yarının bugünden daha güzel olacağına olan inancın umudu...
Hayat belki de, dünün bugünden daha güzel olduğuna olan inancın umutsuzluğu...

Peki ya sen....
Geçmişinin mi? Geleceğinin mi Kölesisin?
Yoksa şimdiki zamanı yaşayan azınlık mısın?

Yorumlar (1)

Züleyha Y - 26 Aralık 2024 03:30

Geçmiş geçmişte kalmıltır
SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Edebiyat
Geleceğe Yazılmış Bir Mektup: Yolculuğum İnsan

Edebiyat06 Ekim 2025 18:38

Geleceğe Yazılmış Bir Mektup: Yolculuğum İnsan

ANI ANLATMA DOZU

Edebiyat03 Ekim 2025 17:23

ANI ANLATMA DOZU

Ahmed-i Hânî ve Mem u Zîn

Edebiyat22 Eylül 2025 19:25

Ahmed-i Hânî ve Mem u Zîn

Dil Bayramı’nın Anlamı Üzerine Bir Deneme

Edebiyat21 Eylül 2025 23:07

Dil Bayramı’nın Anlamı Üzerine Bir Deneme

Akrebin Kıskacında Yoğrulmuş Bir Şair: İsmet Özel

Edebiyat21 Eylül 2025 22:53

Akrebin Kıskacında Yoğrulmuş Bir Şair: İsmet Özel

Edebiyat-Sinema İlişkisi Bağlamında Benşilik ve Film Betimleme Yazarlığı

Edebiyat14 Eylül 2025 10:36

Edebiyat-Sinema İlişkisi Bağlamında Benşilik ve Film Betimleme Yazarlığı

PUSLU KITALAR ATLASI’NDA GASTRONOMİNİN İŞLEVİ

Edebiyat14 Ağustos 2025 10:15

PUSLU KITALAR ATLASI’NDA GASTRONOMİNİN İŞLEVİ

ANTAKYA VAHASINDA KAHVE KEYFİ

Edebiyat04 Eylül 2025 07:37

ANTAKYA VAHASINDA KAHVE KEYFİ

Ferman Padişahınsa, Söz Dadaloğlu’nun

Edebiyat27 Ağustos 2025 19:33

Ferman Padişahınsa, Söz Dadaloğlu’nun

Edebiyatın Bugünkü Rolü

Edebiyat27 Ağustos 2025 09:15

Edebiyatın Bugünkü Rolü