ÖZGÜR BOZDOĞAN
Kategori: Eğitim Bilimleri - Tarih: 19 Aralık 2025 18:42 - Okunma sayısı: 288
14 Aralık 2025 Pazar günü TBMM Genel Kurulunda, 2026 Yılı Millî Eğitim Bakanlığı Bütçe Kanunu Teklifi’nin eğitimle ilgili bölümü görüşülmüş; teklif, tek bir değişiklik dahi yapılmadan Cumhur İttifakı’na dâhil siyasi partilerin milletvekillerinin oylarıyla kabul edilmiştir.
Bütçe görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekilleri, eğitim alanında yaşanan çok sayıda sorunu Genel Kurul gündemine taşımıştır. MESEM’lerde yaşanan iş cinayetleri, çocuk işçiliği ve emek sömürüsü, kapatılan köy okulları, okulların temizlik ve güvenliği için yeterli kaynağın ayrılmaması başta olmak üzere pek çok yapısal sorun kürsüden dile getirilmiş; bu sorunlara yönelik somut çözümler üretilmesi talep edilmiştir.
Ancak Millî Eğitim Bakanı, YÖK Başkanı ve ilgili bürokratlar, dile getirilen eleştirileri ve önerileri dikkate alarak bütçeyi yeniden yapılandırmak yerine süreci kısır bir polemik zeminine taşımıştır. Bunun sonucunda bütçe teklifi, hazırlandığı şekliyle yasalaşmıştır.
Bu bütçe görüşmelerinden, eğitim alanında sorun yaşayan pek çok kesim çözüm beklemekteydi; ancak beklenen olumlu sonuçların hiçbiri elde edilememiştir. Bu kesimlerin başında, 2023 KPSS sonuçlarına göre kontenjan içinde yer almasına rağmen mülakatlar yoluyla kontenjan dışına çıkarılan 1611 mülakat mağduru öğretmen; 2024 KPSS sonuçlarına göre atanmayı bekleyen ancak düşük ve alanlar arasında adil olmayan kontenjanlar nedeniyle atanamayan öğretmenler ile 2025 AGS sonucuna göre Millî Eğitim Akademisinde hazırlık eğitimine alınıp sonrasında atanmayı bekleyen öğretmenler gelmektedir.
TBMM’de yapılan bütçe görüşmelerinden eğitim alanına ilişkin beklenen sonuçların çıkmaması yalnızca öğretmenleri değil, öğrencileri de doğrudan mağdur edecektir. Öğrencilerin eğitim hakkından tam ve eşit biçimde yararlanabilmesi, öğretmen açığının kadrolu öğretmenlerle kapatılmasıyla mümkündür. Ücretli öğretmen sayısının 100 bine yaklaştığı bir dönemde öğretmen atama sayılarının sınırlandırılması, öğrencilerin eğitim hakkından eşit şekilde yararlanamamasının kaçınılmaz bir sonucudur.
2026 yılı bütçesi de geçmiş yıllarda olduğu gibi, kamu hizmetlerini ve öğrencilerin eğitim hakkını öncelemek yerine ekonomik gerekçelerin ve siyasi iktidarın tercihlerinin esas alındığı bir anlayışla hazırlanmıştır. Bu bütçede öğretmenler ve öğrenciler, yine olması gerektiği biçimde yer bulamamıştır. Oysa geleceği inşa etmenin en temel aracı eğitimdir ve bu da ancak eğitime ayrılacak gerçekten yeterli bir bütçeyle mümkündür.
Ekonomik gerekçelerle öğretmen istihdamında yaşanan kısıtlamalar, atama bekleyen öğretmenler açısından derin bir sorun alanı yaratmıştır. Bu nedenle son yıllarda “ataması yapılmayan öğretmenler” olarak tanımlanan yeni bir sosyal kesim ortaya çıkmıştır. Bu kesim içinde ise hem maruz kaldıkları haksızlıklar hem de yürüttükleri kararlı mücadele nedeniyle mülakat mağduru öğretmenler öne çıkmaktadır.
MAĞDUR ÖĞRETMENLER TBMM’DEN ÇÖZÜM BEKLİYOR
2023 KPSS sonuçlarına göre kontenjan içerisinde yer alan ve atanmayı bekleyen 1611 öğretmen, 245 farklı mülakat komisyonu tarafından yapılan sözlü sınavlar sonucunda kontenjan dışına çıkarılmış ve atanamamıştır.
Mülakat sonuçlarının açıklanmasının ardından yaşanan haksızlığın ve eşitsizliğin farkına varan mağdur öğretmenler, hak arama mücadelelerine önce İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü önünde başlamış, daha sonra eylemlerini Millî Eğitim Bakanlığı binası önünde sürdürmüşlerdir. Bu metnin kaleme alındığı tarih itibarıyla mağdur öğretmenlerin hak arama mücadelesi 411. gününü doldurmuştur.
Mağdur öğretmenlerin çok sınırlı bir bölümü hukuk yoluyla atanma hakkını elde edebilmiş olsa da, mülakatlarda haksızlığa uğrayan öğretmenlerin neredeyse tamamı hâlen atanmak için mücadele etmekte ve haklarının iade edilmesini talep etmektedir.
Mülakat mağduru öğretmenlerin ısrarlı mücadelesini ve haklı taleplerini uzun süre görmezden gelen, Millî Eğitim Bakanlığı binası önünde kışın en soğuk günlerinde dahi hakkını arayan öğretmenleri yok sayan MEB yönetimi; mağdur öğretmenlerin kararlılığı ve kamuoyunda oluşan duyarlılık sonucunda sorunun varlığını kabul etmek zorunda kalmıştır. Ancak MEB yönetimi, soruna somut bir çözüm üretmek yerine kamuoyunu mülakatların adil ve kusursuz biçimde yapıldığına ikna etmeye çalışmış, bu çabasında da başarılı olamamıştır.
Aradan geçen uzun süreye rağmen MEB’den bir çözüm üretilmemesi, mülakat mağduru öğretmenler açısından bu beklentiyi anlamsız hâle getirmiştir. Bu nedenle sorunun çözümü için gözler artık TBMM’ye çevrilmiştir. Nitekim bu süreçte, iktidar ortağı bir siyasi partinin genel başkanı da TBMM kürsüsünden mülakat mağduru öğretmenlerin sorunlarının çözülmesi yönünde çağrıda bulunmuştur.
Gelinen aşamada, mülakat mağduru öğretmenler için çözümün adresi açık biçimde TBMM’dir. Mülakat mağdurlarının yaşadığı bu sorunun çözümüne yönelik hazırlanacak bir kanun teklifinin, tüm siyasi partilerin desteğiyle yasalaşması kalıcı ve adil bir çözüm olacaktır.
ÖĞRETMEN AÇIĞI VARDIR EK ATAMA ŞARTTIR
2024 KPSS sonuçlarına göre atanmayı bekleyen öğretmenler ile 2025 AGS sonuçlarına göre Millî Eğitim Akademisinde hazırlık eğitimine alınacak öğretmenler, son dönemin en mağdur kesimleri hâline gelmiştir. Millî Eğitim Bakanlığının, kamuoyunu öğretmen açığı olmadığına ikna etmek amacıyla kullandığı sorunlu hesaplama yöntemi, düşük atama sayılarının başlıca gerekçesi olarak öne sürülmektedir.
MEB yönetimi öğretmen açığını hesaplarken tüm Türkiye’yi tek bir atama bölgesi olarak ele almakta; norm kadro açığı ile kadrolu öğretmen sayılarını karşılaştırarak öğretmen açığı olmadığı sonucuna ulaşmaktadır. Oysa öğretmen açığı hesaplanırken her bir ilin ayrı bir atama bölgesi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. MEB yönetimine göre öğretmen açığı asgari düzeydeyken, gerçekte öğretmen açığının 100 bine yaklaştığı bilinmektedir. Öğretmen açığının olmadığı iddia edilen bir sistemde yaklaşık 100 bin ücretli öğretmenin çalıştırılıyor olmasının ise açıklanabilir bir yönü bulunmamaktadır.
Bu sorunlu öğretmen açığı hesaplama sistemine ek olarak, liselerde eğitim süresini kısaltmayı hedefleyen politikalar ve buna bağlı olarak öğretmen alım sayılarının ve alan bazlı kontenjanların belirlenmesi, kamuoyunda inanılması güç sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Pek çok lise branşında öğretmenler için ayrılan kontenjanların 25–30 gibi son derece düşük rakamlarda kalması, hem öğretmen açığının hem de atanmayı bekleyen öğretmen sayısının artmasına yol açmıştır.
2024 KPSS sonuçlarına göre yalnızca 15 bin, 2025 AGS sonuçlarına göre ise sadece 10 bin öğretmenin alınacak olması bu nedenle eğitim camiasında büyük bir şok etkisi yaratmıştır. Buna ek olarak, Millî Eğitim Bakanlığının öğretmen alımlarını zamana yayması ve göreve başlama süreçlerini sürekli geciktirmesi sorunu daha da derinleştirmiştir. Nitekim 2024 Temmuz ayında KPSS’ye giren öğretmenler, herhangi bir ek gecikme yaşanmaması hâlinde ancak 19 Ocak 2026 tarihinden itibaren göreve başlayabilecektir. 2025 Temmuz ayında AGS’ye giren öğretmenler ise en erken 2027 yılı Eylül ayında görevlerine başlayabileceklerdir.
Millî Eğitim Akademisi süreci ve akademi eğitimi sonrasında öğretmenlerin atanma hakkını elde edebilmesi, ayrıca akademi eğitimi süresince öğretmenlerin statüsü ve karşı karşıya kalacakları koşullar başlı başına önemli bir sorun alanıdır. Bu konu, kapsamı nedeniyle ayrı bir değerlendirmeyi gerektirdiğinden burada ayrıntılı olarak ele alınmamıştır.
MEB yönetiminin öğretmen istihdam ediyormuş gibi görünen ancak gerçekte istihdamı sürekli erteleyen, zamana yayan ve göreve başlamayı geciktiren yaklaşımı, yalnızca öğretmenleri değil öğrencileri de doğrudan etkilemektedir. Öğretmen açığı kadrolu öğretmenlerle kapatılmadan, öğrencilerin eğitim hakkından tam ve eşit biçimde yararlandığından söz etmek mümkün değildir.
Çocuklar geleceğimizdir. Bu nedenle temel öncelik, çocuğun üstün yararı ve nitelikli, eşit eğitim hakkının güvence altına alınması olmalıdır.

01 Aralık 2025 09:55

10 Aralık 2025 16:42
13 Aralık 2025 19:19

12 Aralık 2025 23:09

05 Aralık 2025 06:37

03 Aralık 2025 03:51

10 Aralık 2025 11:30

12 Aralık 2025 12:24

08 Aralık 2025 17:11

04 Aralık 2025 22:56