Psk. Alperen ARSLAN - Prof. Dr. Gülbahar BAŞTUĞ
Kategori: Klinik Psikoloji - Tarih: 07 Ekim 2025 20:19 - Okunma sayısı: 47
Klinik Gerçeklik ile Kurgu Arasında:
Adolescence Dizisi 3. Bölümün Psikolojik Değerlendirmesi
.
Psk. Alperen ARSLANa, Prof. Dr. Gülbahar BAŞTUĞb
.
aAnkara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programı
bKlinik Psikolog, Ankara Üniversitesi Sağlık Hizmetleri MYO
.
Bu yazımızda Netflix’te yayınlanan Adolescence dizisinin 3. bölümünü adli, klinik psikoloji, psikoterapi ve etik ilkeler bağlamında değerlendireceğiz. Bu değerlendirmenin amacı 3. bölüm boyunca ele alınan çocuk sanık Jamie ve klinik psikolog Briony arasındaki danışmanlık sürecinin toplam altı başlıkta detaylıca değerlendirilmesidir (Her bir başlıkta bölümdeki olay örgüsündeki durumlar başlangıçtan sonuna kadar detaylandırılmıştır. Başlıklar arasındaki geçişler bölümdeki olayların kronolojik sırasına göre gitmemektedir).
.
Bölümün Kısa Özeti ve Klinik Psikoloğun Rolü
Bölüm klinik psikolog Briony Ariston’un Kapalı Eğitim Merkezi adı verilen bir gençlik tutukevine görevlendirilmesiyle başlar. Briony’nin görevi cinayet şüphesiyle tutuklanan 13 yaşındaki Jamie’nin zihinsel durumu, olası müdahale gereklilikleri ve davanın seyri hakkında bir değerlendirme raporu hazırlamaktır. Dizinin incelediğimiz bu bölümünde Briony’nin Jamie ile yaptığı 5. görüşmesi konu alınmaktadır. Bölüm boyunca Briony ile Jamie’nin arasındaki iletişime tanıklık ederiz. Briony profesyonelliğini çoğu zaman koruyabilse de bazı anlarda duygularını kontrol etmekte oldukça zorlanır.
.
Jamie’nin Direnci ve Açılma Süreci
Jamie görüşmenin başında klinik psikolog Briony’nin sorularına esprili bir şekilde yanıt vermekte ve oldukça rahat bir şekilde konuşmaktadır. Öncelikli olarak dedesi ile babasının ortak yönlerine vurgu yapmış, bu aşamada kendini açmakta hiçbir zorluk çekmemiştir.
.
Jamie’nin yaşadığı direnç Briony’nin söylediği “erkeksi” kelimesiyle gün yüzüne çıkar. Bu konuyu detaylandırmak isteyen klinik psikolog Briony erkeksi kelimesinin Jamie için ne çağrıştırdığını sorar. Jamie ısrarla bu konuda konuşmak istemez ve ilk görüşmelerinde ona daha güzel sorular sorduğunu ve şu anda boş boş konuştuğunu ifade eder. Bu an direncin görüşmede ilk açığa çıktığı andır. Bölümün ilerleyen kısımlarında Jamie’nin erkeksi olmakla ilgili yaşadığı zorluklar sıklıkla gündeme gelecektir.
.
Briony’nin yalnızca Jamie’nin konuşmak istediği konuları ele alması üzerine Jamie: “Artık ben mi yönetiyorum görüşmeyi?” diye sorar. Leahy’nin (2001) da vurguladığı gibi, terapötik süreçte danışanın kontrol algısının değişmesi direnç davranışlarını açığa çıkarabilir. Briony “Belki” diyerek konuşmayı yumuşatır ve “Erkek olmanın nasıl bir his olduğunu da sormak istiyordum.” diyerek Jamie’nin kendini açmakta zorlandığı konuyu profesyonel bir şekilde gündeme getirir. Bunun üzerine Jamie Briony’nin yazdığı raporu görmek ister; Muran ve Safran’a (2000) göre danışanın terapistin notlarına duyduğu merak hem güven ihtiyacını hem de kontrol arzusunu yansıtır. Bu aşamada erkeksilik temasına yönelik direncin belirginleştiğini söyleyebiliriz. Briony bu direnci fark ederek konuşmayı babası üzerine yöneltir. Bandura’nın (1977) Sosyal Öğrenme Kuramı ve Lamb’ın (2010) baba rolüne ilişkin çalışmaları ergenlikte aynı cinsiyetten ebeveynin toplumsal cinsiyet rolleri ve duygusal ifade biçimlerinin öğreniminde kritik rol oynadığını göstermektedir. Bu noktada Briony’nin doğru yolda ilerlemekte olduğunu ifade edebiliriz, Jamie’nin rol model alabileceği figür olan babası üzerinden direncini ele almaktadır. Jamie bu sorudan sonra bir zamanlar annesine sinirlendiği için babasının bir kulübeyi paramparça ettiğini söyler.
.
Jamie için 13 yaşında olmanın ve evdeki tek erkek figür olarak babayı rol model almanın ayrı bir önemi vardır. Ancak Jamie “bazen öfkesini kaybeden ama genellikle öyle olmayan” biri olarak tanımlayarak babasını olumsuz bir imajdan uzaklaştırmaya çalışır. Ardından sportiflik konusuna geçilmesi de dikkat çekicidir. Messner’in (1992) belirttiği gibi erkek ergenler için spor masküliniteyi pekiştiren bir alandır; bu nedenle sportiflik temasının gündeme gelmesi Jamie’nin erkeksilikle ilgili direncini daha kabul edilebilir bir şekilde dışa vurma biçimi olarak düşünülebilir. Jamie babasının küçükken onu futbol oynamaya götürdüğünü, ona tezahüratta bulunduğunu ancak kötü oynadığı zaman babasının gözünü kendisinden kaçırdığını aktarır. Bu kısım baba ve çocuk arasındaki ilişkiye dair belirli dinamikleri ortaya çıkarırken aynı zamanda Jamie’nin spor yapmaktan genellikle hoşlanmadığıyla ilgili fikir sahibi olmamızı da sağlar. Bu aşamada Briony’nin erkeksilikle ilgili direnci aşmak için doğru noktalara temas etmeye başladığını söyleyebiliriz.
.
Görüşmenin ortasında yaşanan, klinik psikolog Briony’nin verdiği “Yerine otur.” emrine karşı Jamie’nin yaşadığı öfke patlaması her ne kadar direnç olarak ele alınamasa da görüşmenin seyrini doğrudan etkilemiştir. Bu krizden sonra molaya ihtiyaç duyan Briony mola dönüşünde yeniden Jamie’nin kendini açmakta zorlandığı erkeksi olma konusuna devam etmeye çalışmıştır. Fakat burada konuyu bu kez babası üzerinden değil, doğrudan Jamie’nin erkeksi erkeklerin kadınlar hakkındaki fikirlerinin neler olabileceğini sorarak açmıştır. Bu oldukça önemlidir, çünkü Jamie’nin erkeksilik direnci ilk kez babası üzerinden değil, kadınlara yönelik düşünceler üzerinden ele alınmıştır. Jamie akranı olan Katie adlı bir kız öğrencinin öldürülmesi davasında sanık konumunda olduğundan, kadınlara yönelik sorular direnciyle yüzleşmesini daha doğrudan bir hale getirmiştir. Bundan sonraki aşamalarda konu kimi zaman yeniden babası üzerinden açılmış olsa da “Kadınlar hakkındaki düşüncelerin nelerdir?” gibi kişisel sorular daha sık ortaya çıkmıştır. Jamie bu sorulara karşı sakin bir tavırla “Kadınları severim.” gibi kısa yanıtlar vermiştir. Briony Jamie’nin kadınlara yönelik düşüncelerini öğrenirken cinsellik konusunu da gündeme getirmiştir. Bu konuya gelindiğinde Jamie’nin “Ben gey değilim.” ifadesi Herek’in (2000) belirttiği üzere ergenlerde heteronormatif beklentilerin savunmacı biçimde dile getirilmesine örnek teşkil edebilir. Jamie cinsellikle ilgili fikirlerini utanarak açsa da deneyimlerini aktardıktan sonra aslında yalan söylediğini belirtmiştir. Bu durum da Kimmel’in (2008) açıkladığı gibi erkek ergenlerin erkeksiliklerini kanıtlama çabası kapsamında “cinsel deneyim” kurgulamalarıyla örtüşmektedir.
.
Katie ismi ilk kez Jamie’nin cinsellik anlatılarında ortaya çıkar. Jamie yaşıtı iki kızın üstsüz fotoğraflarını gördüğünü söyler. Bunun ardından Briony bu kızlardan birinin Katie olup olmadığını sorar. Jamie utanç ve şaşkınlıkla bunları nereden bildiğini sorgular; ancak aynı zamanda fotoğraflara baktığında iyi hissettiğini aktararak kendini açmayı sürdürür. Bu sırada Briony kızların Jamie’yi nasıl gördüğünü anlamak için “Kızlar senden hoşlanır mı?” sorusunu yöneltir. Jamie’nin “Tabii ki hayır, çirkinim.” yanıtı Harter’ın (1999) ergen özsaygısı üzerine yaptığı çalışmalarda görüldüğü üzere, akran değerlendirmelerinin ergenin benlik algısındaki kritik rolüyle açıklanabilir. Zira Jamie akranları tarafından beğenildiğini hissetmeyen, sosyal medyada ve okulda sıklıkla zorbalığa maruz kalan birisidir. Bu açıklamaların ardından Jamie bir öfke patlaması daha yaşar; bu öfke patlaması kendine yönelik olumsuz algısını açığa vurmanın zorluğuyla ilişkili olabilir. Sonraki konuşmalarda Jamie akran zorbalığına maruz kaldığını açıkça aktarır. Briony ayrıca Katie’nin Instagram yorumlarını Jamie’den öğrenir ve bu yolla emojilerin alaycı anlamlarını kavrar. Katie’nin “her zaman yalnız kalacağı” ve “bir kız arkadaşı olmayacağı” yönündeki ifadeleri ergenlikte sosyal medyanın zorbalık pratiklerine nasıl zemin hazırladığını gösterir (Hinduja ve Patchin, 2010).
.
Klinik Psikolog Briony’nin İletişim Tarzı ve Etik Sınırlıklar
Bölümün başında güvenlik görevlisi ile klinik psikolog Briony’nin konuşmasında dikkate değer noktalar vardır. Briony mesleğinin sınırlılıklarını korumaya ve mesafeli bir iletişim sürdürmeye çalışan bir ruh sağlığı profesyoneli olarak güvenlik görevlisiyle temasını bu sınırlılıklar içerisinde devam ettirir. Güvenlik görevlisinin “Bu beşinci ziyaretiniz ve henüz rapor hazırlayamadınız mı?” ya da “Sizinkilerden birisi üç ziyarette raporu halletmişti.” gibi yorumları terapötik süreçte profesyonelin bağımsız değerlendirme yapma zorunluluğunun önemini ortaya koyar (American Psychological Association, 2017). Briony de “Rapor hazırlayabilmiş olsam burada olmazdım. Bana bilgi vermeyin. Diğer psikoloğun dediklerini, yaptıklarını, düşündüklerini bilmemeliyim.” diyerek mesleki sınırlarını ve etik yükümlülüklerini korur. Bu aşamada güvenlik görevlisi Jamie’nin görüşmeye hazır olduğunu belirterek Briony’ye eşlik eder.
.
Klinik psikolog Briony’nin Jamie ile kurduğu iletişim tarzı samimi ve onu anlamaya yöneliktir. Görüşme başında Jamie dedesiyle ilişkisini esprili bir şekilde anlatırken Briony’nin gülümsemesi danışanın duygusal olarak açılmasına olanak tanır; terapötik bağlamda güvenin açığa çıkması bu şekilde desteklenir (Horvath ve Luborsky, 1993). Görüşmenin ilerleyen kısımlarında Briony etik sınırlar dahilinde profesyonel tutumunu sürdürür. Jamie Briony’nin ne yazdığını görmek isteyince, klinik psikolog “Yazdığımı gördün mü?” gibi yönlendirici ama yumuşak bir yanıt verir. Jamie’nin ısrarcı sorularına “Tabii ki göremezsin.” ve “Bağımsız bir hüküm öncesi suç raporu yazıyorum.” diyerek yanıt vererek hem görevini hem de etik yükümlülüğünü korur (Knapp ve ark., 2017).
.
Jamie’nin diğer çalışanlarla ilgili sorularına Briony konuşmaların yalnızca Jamie’nin adli süreciyle sınırlı olduğunu belirterek, terapötik ilişkiyi güven temelli sürdürmeye devam eder. Ailesiyle ilgili bilgi alışverişi sırasında Briony babasının iyi olduğunu ifade ederek ama daha fazlasını paylaşmayarak profesyonel tutumunu korur. Ancak Jamie’nin ayağa kalkması ve oturması için Briony’nin verdiği emir sonrası ortaya çıkan öfke patlaması görüşmenin seyrini doğrudan etkiler. Bu anlık kriz sırasında Briony güvenlik desteğiyle durumu dengede tutmaya çalışır.
.
Görüşmenin ikinci yarısında Briony daha resmi bir tutum sergiler ve sandalyeyi Jamie’ye 90 derece açıyla çeker. Bu sahne yakınlıktan resmiyete geçişi temsil eder. Jamie’ye “Ben polis değilim, senden itiraf almaya gelmedim. Amacım anlamak, kurnazlık etmek değil.” diyerek amacını hatırlatır; bu yaklaşım danışanla açık iletişim kurmanın güvenli bir yolu olarak alan yazında desteklenir (Corey, 2017). Konu yeniden erkeksilikle ilgili olduğunda Briony babasının annesine nasıl davrandığını sorar; Jamie babasının annesine iyi davrandığını söyler, fakat Briony önceki krizden etkilenmiş olarak “Kulübeyi yıktığını söylemiştin.” diyerek daha sert bir ton kullanır. Burada Briony’nin duygularını yönetmekte zorlandığı gözlemlenmektedir.
.
Jamie ile cinsellik konularını konuşurken Briony cesaretlendirici bir tavır sergiler; bu sayede Jamie geçmiş deneyimlerini utanç duymadan aktarabilir. Çirkinlikle ilgili ikinci gerilim sırasında Briony güvenlik görevlisine işaret eder ve güvenlik görevlisi durumu kontrol eder. Jamie’nin öfkesi artsa da Briony profesyonel kalmayı sürdürür. Görüşmenin sonunda, Jamie’nin Katie’ye yönelik ithamlarını ele alırken Briony “Onu her kim öldürdüyse gelecekteki hayatını elinden aldı.” ve “Cinayetin suç olduğunu anlayabiliyor musun?” gibi sorular yöneltir; bu soruları danışanın durum farkındalığını ölçmek ve rapor için kritik bilgileri toplamak amacıyla sormuş olabilir (Bernard ve Goodyear, 2014). Briony’nin bu noktada duygularını yönetmekte zorlandığı gözlemlense de genel olarak terapötik ve etik çerçeveyi korumuştur.
.
Jamie’nin Duygularını İfade Etmesi ve Otonomi
Görüşmenin genelinde klinik psikolog Briony Jamie’nin duygularını ifade etmesini desteklemek için yönlendirici bir tutum izler. Bu yönlendirme, sorgulayıcı sorulardan ziyade, önceki görüşmelere atıfta bulunarak süreci yapılandırır; örneğin, “Geçen görüşmemizde annen ve kardeşinle ilgili konuşmuştuk.” gibi cümlelerle önceki konuları hatırlatıp üzerine eklemeler yapmayı birlikte belirlemeye çalışır. Bu yaklaşım danışanın süreçte iş birliği ve kontrol hissini artırarak terapötik güveni güçlendirmektedir (Bordin, 1979; Horvath ve Luborsky, 1993)
.
Görüşmenin ortalarına kadar Jamie düşüncelerini doğrudan ifade eder ve aile bireyleri ile kendi hislerini “Utanç duyuyordu.”, “Komik buldum.” ve “Sinirli birisi değildir.” gibi ifadelerle tanımlar. Ancak görüşmenin ortasında ilk kırılma yaşanır; Jamie’nin öfkesi Briony’nin ayakta duran Jamie’ye oturmazsa görüşmeyi bitireceğini söylemesiyle ortaya çıkar. Bu durum ergenin özerklik ve otonomi ihtiyacı tehdit edildiğinde verdiği tepkilere işaret edebilir (Steinberg, 2005). Jamie öfkesini dışsal bir nesneye yansıtarak bardağı yere düşürür ve “Oturmak istemiyorum lan!” der. Bu ergenlerin öfkeyi somut nesnelere yönelterek ifade etme eğilimiyle uyumludur (Coie ve Dodge, 1987). Aynı zamanda “Bana otur diye emir veremezsin!”, “Beni kontrol edemezsin!” ve “Hayatımda ne yapacağımı söyleyemezsin!” ifadeleri Jamie’nin özerklik ihlali algısına karşı hassas olduğunu ve duyduğu duyguları açığa çıkarmaktadır (Deci ve Ryan, 2000).
.
Jamie’nin hayal kırıklığı yaşadığı bir diğer nokta kendisini çirkin bulduğunda Briony’nin doğrudan “Hayır, çirkin değilsin.” dememesidir. Psikoloğun bu tür doğrudan onay vermemesi Jamie’nin kendine ait olumsuz fikirlerinin başkası tarafından kabul edildiğini düşünmesine yol açabilir; bu durum özellikle ergenlerde özsaygı ve sosyal değerlendirme algısının hassas olduğu bir gelişim döneminde önemlidir (Harter, 1999). Bu konu tartışılırken Jamie Briony’nin güzel olduğu için çirkin olmanın ne demek olduğunu anlayamayacağını ifade eder ve ikinci bir öfke patlaması yaşar; bu kez ayağa kalkar ve sandalyeyi devirir.
.
Görüşmenin son aşamasında Jamie aralarında düzgün bir veda olmadığını hisseder ve “Bu görüşme bitmedi, bir şey sorabilir miyim?” diyerek klinik psikoloğa soru yöneltir: “Sen beni sevdin mi?” Briony “İşim gereği geldim. İşim seni değerlendirmekti, faydalı bir görüşmeydi.” yanıtını verir. Bu cevap profesyonel bir tutum olarak değerlendirilse de 13 yaşındaki bir ergenle yapılan görüşmenin kapanışı için duygusal olarak daha yumuşak bir bitiriş tercih edilebilirdi. Briony’nin bu tutumu sonrası Jamie son öfke patlamasını yaşamış ve güvenlik görevlisi tarafından odasına götürülmüştür. Odada yalnız kalan Briony nefes nefese kalmış ve bir süre yerinden kalkamamıştır; bu sahne terapistin kriz anlarında duygularını yönetmede zaman zaman ne kadar zorlanabileceğine örnek olarak gösterilebilir.
.
Terapötik İlişkinin Dinamikleri
Jamie ile görüşmeye başlamadan önce klinik psikolog Briony “Makineden sıcak çikolata istiyorum.” diyerek basit bir günlük eylem üzerinden terapötik sürece giriş yapar. Bu küçük jest Jamie’nin terapötik ilişkide önemsendiğini hissetmesine ve ortamın rahatlamasına hizmet eder. Briony Jamie’nin sıcak çikolatayı üstüne şekerleme ekleyerek içmeyi sevdiğini hatırlayıp bunu yaptığında, Jamie “Hatırlamışsın. Teşekkürler.” diyerek olumlu bir tepki verir. Aynı şekilde Briony’nin kendi hazırladığı sandviçin yarısını Jamie’ye vermesi ergenin terapötik bağlamda kendini değerli hissetmesini destekler ve güven duygusunu pekiştirir (Horvath ve Greenberg, 1989).
.
Görüşmenin ilerleyen kısımlarında Jamie Briony’nin elit olduğu ile ilgili espriler yapar; Briony bu esprilere gülerek yanıt verir ve Jamie’nin kendini açmasına olanak sağlar. Bu davranış otorite figürleri karşısında sorgulanmadan danışanın duygularını ifade etme imkanı sunar ve terapötik ilişkiyi güçlendirir (Norcross, 2011). Jamie zaman zaman Briony’ye karşı sert ve eleştirel olsa da Briony profesyonel tutumunu koruyarak yanıt vermeyi sürdürür.
.
Jamie spor yapmayı sevmediğini ve babasının bu durumdan utanıp üzüldüğünü ifade ettiğinde klinik psikolog Briony ona “Babanın utandığını görmek nasıl bir histi?” gibi bir soru yöneltmiş, bu soruya karşı Jamie sinirlenerek bir psikolog olarak Briony’nin bir babanın çocuğundan utanç duymasını kabul etmemesi gerektiğini aktarmıştır. Fakat sonrasında Briony karşısında bir yetişkin varmış gibi “Bu yalan olamaz mı?” gibi bir soruyla Jamie’ye karşı olan dürüstlüğünü vurgulamış ve Jamie de yalanlardan hoşlanmadığını belirtmiştir. Bu noktada Briony kendisinin de çocukken spordan hoşlanmadığını ifade ederek terapötik ilişkiyi kuvvetlendirmeye ve duygularını açması için Jamie’yi cesaretlendirmeye devam etmiştir.
.
Yaşanan ikinci öfke patlamasından sonra Briony sorularını duygusal ifadeden biraz daha uzak tutmuştur; Jamie ise “Sana bağrınca korktun mu? Yüzün kızarmış gibi.” diyerek terapistin duygusal tepkilerini sınamıştır. Bu durum ergenin terapötik bağlamda psikoloğun sınırlarını test etme davranışının bir göstergesi olabilir.
.
Son olarak Briony görüşmenin son görüşme olduğunu belirtince Jamie’nin terapötik ilişkinin sonlanmasına yönelik kaygısı açığa çıkar. Hakime neleri aktaracağını sorar, Briony profesyonel bir şekilde sadece Jamie’nin çeşitli durumlarda nasıl davrandığını aktaracağını bildirir ve güvenlik görevlisini çağırarak terapötik ilişkiyi sonlandırır.
.
Genel Değerlendirme
Günümüzde film ve dizi yapımcıları daha fazla kitleye ulaşmak adına gerçekçilikten feda edebiliyor. Ancak Adolescence dizisinde böyle bir durumun olmadığını söyleyebiliriz. Dizinin üçüncü bölümü başlangıçtan sona kadar adli psikoloji ve klinik psikoloji açısından bir görüşmenin nasıl olduğuyla ilgili gerçekçi anları barındırır. Bu noktada hem klinik psikolog Briony’nin hem de çocuk sanık Jamie’nin davranışları ve verdikleri tepkiler gerçekten bir psikoterapi sürecinde yaşanılabilecek olaylar zincirinde ele alınmıştır. Bütün bunlar yapılıyorken gerek meslekler arasındaki etik tutum ve davranışlar gerek yan rollere kadar tüm detaylar oldukça kapsamlı bir şekilde bölümde yer almıştır. Bunun yanında yapımın sadece gerçeklik özelinde değil, seyircilerin ilgisini çekme noktasında da kusursuz olduğunu söyleyebiliriz. Bunun en somut kanıtı 14 Eylül 2025 tarihinde 77.’si düzenlenen Emmy Ödüllerinde “En İyi Mini Dizi”, “En İyi Aktör (Jamie’nin babasını canlandıran Stephen Graham)”, “En İyi Yardımcı Aktör (Jamie’yi canlandıran Owen Cooper)”, “En İyi Yardımcı Aktrist (klinik psikolog Briony’i canlandıran Erin Doherty)”, “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Senaryo” dallarındaki ödülleri almasıdır. Dileriz ki ileride de gerçekçilikten ve bilimden uzak tamamen seyirciye odaklı yapımlar yerine buna benzer yapımlar daha fazla gündeme gelir.
.
Ek Bilgi: Klinik ve adli bir görüşme sürecini baştan sona anlatan üçüncü bölüm için dizinin yapımcıları bölüme özel, Dr. Klinik Psikolog Lucy Shoolbred’u dizi ekibine dahil etmiştir. Yani bu bölümde özellikle klinik psikoloji ve adli psikoloji alanındaki gerçekçi atmosferi sağlamak sadece oyunculukla ve sahne yönetimiyle değil sahne arkasında da birçok emekle mümkün olmuş gibi duruyor. Umarız hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yapımcılar senaryoları değerlendirdikten sonra gerekli danışmanlık hizmetleri için bu işi profesyonel ve bilimsel anlamda yürütebilecek kişilerle çalışırlar.
.
KAYNAKLAR
APA. (2017). Ethical principles of psychologists and code of conduct. Washington, DC: American Psychological Association.
Bandura, A. (1977). Social learning theory. Englewood Cliffs, NJ: Prentice Hall.
Bernard, J. M., & Goodyear, R. K. (2014). Fundamentals of clinical supervision (5th ed.). Boston, MA: Pearson.
Bordin, E. S. (1979). The generalizability of the psychoanalytic concept of the working alliance. Psychotherapy: Theory, Research & Practice, 16(3), 252–260. https://doi.org/10.1037/h0085885
Corey, G. (2017). Theory and practice of counseling and psychotherapy (10th ed.). Boston, MA: Cengage.
Dodge, K. A., & Coie, J. D. (1987). Social-information-processing factors in reactive and proactive aggression in children’s peer groups. Journal of Personality and Social Psychology, 53(6), 1146–1158. https://doi.org/10.1037/0022-3514.53.6.1146
Harter, S. (1999). The construction of the self: A developmental perspective. New York: Guilford Press.
Herek, G. M. (2000). The psychology of sexual prejudice. Current Directions in Psychological Science, 9(1), 19–22. https://doi.org/10.1111/1467-8721.00051
Horvath, A. O., & Greenberg, L. S. (1989). Development and validation of the Working Alliance Inventory.Journal of Counseling Psychology, 36(2), 223–233.https://doi.org/10.1037/0022-0167.36.2.223
Horvath, A. O., & Luborsky, L. (1993). The role of the therapeutic alliance in psychotherapy. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 61(4), 561–573. https://doi.org/10.1037/0022-006X.61.4.561
Kimmel, M. S. (2008). Guyland: The perilous world where boys become men. New York: HarperCollins.
Knapp, S. J., VandeCreek, L. D., & Fingerhut, R. (2017). The legal floor and positive ethics. In S. J. Knapp, L. D. VandeCreek, & R. Fingerhut,Practical ethics for psychologists: A positive approach(3rd ed., pp. 3–15). American Psychological Association.https://doi.org/10.1037/0000036-001
Lamb, M. E. (2010). The role of the father in child development (5th ed.). Hoboken, NJ: Wiley.
Leahy, R. L. (2001). Overcoming resistance in cognitive therapy. New York, NY: Guilford Press.
Messner, M. A. (1992). Power at play: Sports and the problem of masculinity. Boston, MA: Beacon Press.
Norcross, J. C. (2011). Psychotherapy relationships that work: Evidence-based responsiveness (2nd ed.). New York, NY: Oxford University Press.
Patchin, J. W., & Hinduja, S. (2010). Cyberbullying and self?esteem. Journal of School Health, 80(12), 614–621. https://doi.org/10.1111/j.1746-1561.2010.00548.x
Ryan, R. M., & Deci, E. L. (2000). Self-determination theory and the facilitation of intrinsic motivation, social development, and well-being. American Psychologist, 55(1), 68–78. https://doi.org/10.1037/0003-066X.55.1.68
Safran, J. D., & Muran, J. C. (2000). Negotiating the therapeutic alliance: A relational treatment guide. New York, NY: Guilford Press.
Steinberg, L. (2005). Cognitive and affective development in adolescence. Trends in Cognitive Sciences, 9(2), 69–74. https://doi.org/10.1016/j.tics.2004.12.005
06 Ekim 2025 18:38
04 Ekim 2025 13:26
01 Ekim 2025 15:10
05 Ekim 2025 19:33
02 Ekim 2025 21:48
01 Ekim 2025 16:11
04 Ekim 2025 01:39
05 Ekim 2025 19:47
07 Ekim 2025 20:36
03 Ekim 2025 17:23