Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
‘İlahi Adalet’ Beklentisi ve‘Bilişsel Çelişki Kuramı’* Açısından Dinlerin İşlevine Kısa Bakış

‘İlahi Adalet’ Beklentisi ve‘Bilişsel Çelişki Kuramı’* Açısından Dinlerin İşlevine Kısa Bakış

Fikir Yazıları 09 Kasım 2019 19:24 - Okunma sayısı: 3.158

Bilinç seviyeleri ve bu seviyenin oluşumunda etken rol oynayan sosyokültürel, sosyoekonomik ve psikolojik unsurlar, çeşitli nedenlerle kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. Bu farklılıklar bazen içine doğulan aile veya yetişilen coğrafya ve ülkeye, ba

‘İlahi Adalet’ Beklentisi

ve‘Bilişsel Çelişki Kuramı’* Açısından

Dinlerin İşlevine Kısa Bakış

 

Bilinç seviyeleri ve bu seviyenin oluşumunda etken rol oynayan sosyokültürel, sosyoekonomik ve psikolojik unsurlar, çeşitli nedenlerle kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. Bu farklılıklar bazen içine doğulan aile veya yetişilen coğrafya ve ülkeye, bazen de çok daha başka temellere dayandırılabilir. Bu yüzden de bir kişi için gayri-ahlaki ve yanlış görünen bir davranış, başka birileri için gayet kabul edilebilir ve normal görünebilir. 

 

İçinde yaşanan toplumun ön kodlarıyla büyüyen yetişkinlerin genel kabul gören o davranış tanımlarına uygun şekilde her yeni gelen nesle aktarılanve o doğrultuda küçük yaşlardan beri işlenen her‘hatanın’ cezai bir karşılığı olduğu hatırlatmalarıyla ‘terbiye’ edilmeye, bir başka deyişle ‘şekillendirilmeye’ çalışılan bireyler, kendilerinin yapmaları durumunda cezalandırıldıkları ‘olumsuzluk’ tanımı altında biriken eylemlerden herhangi birini yapmalarına rağmen cezasız kalan bireyleri gördüklerinde, o zamana kadarki tüm kodlarla çelişerek bilişsel bir kayboluş halini deneyimlerler.

 

Belki de bu nedenle, bir olumsuzlukla (ya da kendi kodlarına göre ‘ahlaksızlıkla’) yüzleşen kişiler, o yanlışı yapan kişilerin bireysel, sosyal ya da hukuki çerçevede cezalandırılmadıklarını gördüklerinde, şahit oldukları olumsuzluğu (veya ahlaksızlığı) düzeltme ya da cezalandırma görevini ‘ilahi adalete’ sevk etmeyi seçebilirler ve bu sayede içlerindeki bilişsel çelişkinin rahatsızlık derecesini bir ölçüde azaltma yoluna gidebilirler. 

 

Ortada cezalandırılması gereken bir ahlaksızlık, bir yanlış davranış vardır ve –her neye dayandırarak bu kanaate vardıklarını kendilerinin de tam bilmedikleri şekilde– 'hak edilmiş' bir ceza beklentisinin icra yetkisi kendilerinde değildir. Bu durum bireyleri tahammülü zor bir korkuyla da yüz yüze bıraktığından çoğu zaman onları ‘öfkeye’ sürükleyebilir.

 

İşte tam da bu çaresizlik ve öfke nedeniyle, bu insanlar 'kendi zihinlerinde yargılayıp cezaya mahkûm ettikleri' bu ‘kötü’ kişileri cezalandıramadıkları için, onlara ve işlenen ahlaksızlığın cezasız kalmasına karşı duydukları hınç, öfke ve çaresizlikle 'bu dünyada' ya da ‘öteki dünyada’ bir ilahi mekanizmanın var olması ihtiyacına ve o mekanizmanınşahit olunan ahlaksızlıkların sahiplerini mevcut dünyada ya da bir başka boyutta cezalandırması ümidine tutunarak kendi iç güvenliklerini sağlama eğilimi sergilerler. 

 

’Ne ekersen onu biçersin’ kuralının her zaman işlemediğini görmenin dayanılmaz acısı ve öfkesiyle kendilerini çaresiz hisseden bu insanlar, ‘eğer ilahi adaletin de işlemediğine dair bazı kaygı ve düşüncelere kapılırlarsa‘, kendilerine ‘adaleti tahsis ve temin etme görevi’ de devşirebilirler…Ve bu, toplumsal huzur için fevkalade ciddi bir tehdittir..

 

Bu anlamda ilahi söylemlerin ‘bu boyutta’ başarısız olduğu durumlarda, din kökenli yaklaşımlar, beklentiler çerçevesinde sağlanamayan ilahi adaleti öteki dünyaya erteleyerek (ve ahlaksız kişiyi Allah’a havale ederek) mevcut hayatta ihtiyaç duydukları güvenlik halini temin edecek bir yol aramayı tercih ederler. Sadece bu işleviyle bile ‘öteki dünya ve orada gerçekleşeceğine inanılan bir yargılama ve cezalandırma sürecini vaat eden’ dinler insanlara huzur verirler.

 

*Leon Festinger’in ‘Bilişsel Çelişki Kuramı’na göre, insanlar davranışlarını ve düşüncelerini geçmiş deneyimlere ve öğrenilen değerlere göre belirlerler. Bu kuram zaman içerisinde kendiliğinden veya çevresel faktörlerin etkisiyle edinilen bu değerlerin kişiliğimize yön verdiğini söyler.

 

Sevgi ve saygılarımla, Murat Kaplan 

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Fikir Yazıları
Toplumun Kriminalize Edilişine Dikkat: Mattia Ahmet Minguzzi Cinayeti Örneği

Fikir Yazıları27 Nisan 2025 14:19

Toplumun Kriminalize Edilişine Dikkat: Mattia Ahmet Minguzzi Cinayeti Örneği

Arsız Sevinç (Schadenfreude)

Fikir Yazıları21 Nisan 2025 01:14

Arsız Sevinç (Schadenfreude)

ZAMAN DEDİĞİN

Fikir Yazıları16 Nisan 2025 14:29

ZAMAN DEDİĞİN

NİSAN GÜZELİ

Fikir Yazıları15 Nisan 2025 15:31

NİSAN GÜZELİ

Gerçekliğe Gömülmüş Ezilen Kimlik: Ahmet Güneştekin

Fikir Yazıları10 Nisan 2025 01:02

Gerçekliğe Gömülmüş Ezilen Kimlik: Ahmet Güneştekin

KE(N)DİMLE EDEBİ SOHBETLER (1)

Fikir Yazıları06 Nisan 2025 13:23

KE(N)DİMLE EDEBİ SOHBETLER (1)

Distopik Eğlence

Fikir Yazıları04 Nisan 2025 18:06

Distopik Eğlence

Bayramda İçimizde Açan Çiçekler

Fikir Yazıları28 Mart 2025 14:16

Bayramda İçimizde Açan Çiçekler

Disneyland

Fikir Yazıları24 Mart 2025 13:57

Disneyland

Karanlıkta Kalmayan İsimler

Fikir Yazıları19 Mart 2025 21:44

Karanlıkta Kalmayan İsimler