Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular Klinik Psikoloji İletişim
Eğitimde devlet aklını yok ederseniz, eğitimde yargısız infazlardan yargılı infazlara geçtiğiniz gibi, eğitimi de yok edersiniz

Eğitimde devlet aklını yok ederseniz, eğitimde yargısız infazlardan yargılı infazlara geçtiğiniz gibi, eğitimi de yok edersiniz

Fikir Yazıları 17 Ekim 2019 06:15 - Okunma sayısı: 1.485

    Devlet Adamı Olamazsanız Devletin Adamı Olursunuz Devlet aklı kavramını ülkemiz tarihi açısından ele aldığımızda, olumlu olumsuz pek çok şey söylenebilir. Oysa önemli bir yazar olan Moinecke, devlet aklını; ulusun sevk ve idaresinin temel ilkesi, D

Eğitimde devlet aklını yok ederseniz, eğitimde yargısız infazlardan yargılı infazlara geçtiğiniz gibi, eğitimi de yok edersiniz

                          Devlet Adamı Olamazsanız Devletin Adamı Olursunuz

Devlet aklı kavramını ülkemiz tarihi açısından ele aldığımızda, olumlu olumsuz pek çok şey söylenebilir. Oysa önemli bir yazar olan Moinecke, devlet aklını; ulusun sevk ve idaresinin temel ilkesi, Devlet’in ilk hareket yasası olarak tanımlar. Bu yönüyle de devlet adamı, devlet aklından yararlanarak devletin sağlığını ve kudretini korumaya çalışır. Ben burada devlet aklına hukuk dışılık veya yasayla çelişme noktasında değil; tam tersine hukuk, gelenek, tecrübe, nizam açısından yaklaşıyorum.

Ve devlet aklı kavramının modern dönemde doğduğu kabul edilmesine rağmen, kadim bir geçmişi olduğunu kabul edenler de vardır. Bu kavramın İtalya’da ortaya çıktığı varsayılır. Ve Makyavelli’nin “Hükümdar” eserinin şu kısmının devlet aklı fikrinin çekirdeği olduğunu söyleyebiliriz: “Bir hükümdar, yalnız ve yalnız hayatını ve devletini korumayı düşünmelidir. Bunu başardığı takdirde, bu amaçla kullandığı bütün vasıtalar, herkesçe makul ve övülmeye değer bulunacaktır.” Ama Foucault’uneleştirdiği bu Makyavelist tanımlamalar özünü GiovanniBotero’da devletlerin oluşmasını, güçlenmesini ve büyümesini sağlayan araçların tam olarak bilinmesi şeklinde bulur.

Devlet Adamı Devlet Aklına Uyabilen Kişidir

İtalya’da ortaya çıkmış olan bu kavram, Fransa’da daha da gelişir. Devamında Almanya’da yani Hegel’de, devamında MaxWeber’de bu kavrama rastlanır. İşte 16. Yüzyıldan yani Makyavelli’den, MaxWeber’e yani 20. Yüzyılda İtalya’dan Almanya’ya uzanan çizgide devlet aklı kavramının net gelişimini görebiliriz. Burada devlet adamı da devlet aklına uyabilen kişidir. İdare sanatını bilen ve devlet yönetiminde birinci derecede rol oynayan kişidir. Aradaki denge sağlanmazsa devlet adamı olmaktan, devletin adamına evrilirsiniz. Devlet adamı bilge, tecrübeli, devlet ve ulusal işlerle ilgilenen, siyasi parti çıkarlarının üzerinde biridir.

Devlet Adamı, Platon’un Gemici ve Hekim Metaforundaki Gibidir

Platon, devlet adamı diyaloğunda; bir hekimin, yaptığı tedaviden uzman olmasından dolayı sorgulanamayacağı;  bir gemicinin, geminin teknik işlerinden dolayı sorgulanamayacağı gibi, devlet adamının da böyle olduğunu söyler. Ama bunun için de devlet adamının da devlet aklına uyması gerekmektedir. Bütün bu söylediklerimiz eğitim yönetimi için de geçerlidir. Yani eğitim kurumunun da devlet aklına uygun yönetilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde eğitimde devlet aklını yok ederseniz, eğitimi yok edersiniz. Eğitimde olumsuz uygulamalara yol açarsınız. Yargısız infazların ötesinde, eğitim hukukunun, denetiminin bağımsız olması gerektiğini unutarak, yargısız infazlardan daha tehlikeli bir şekilde eğitimde teftiş kurulu başkanlıkları ve müfettişler aracılığıyla, yargısız infazdan yargılı infaza geçersiniz.

Peki bu kadar önemli olan devlet aklının özellikleri nelerdir diye düşündüğümüzde, devlet aklının akılsallığa ve kendine has bir yönetim mantığına dayalı olduğunu görürüz. Bu akıl devletin özüdür, koruyucu ve muhafaza edicidir. Sonuç olarak; bu yazıda, devlet aklını olumlu yanıyla ele almak istedim, yoksa devlet aklı adına her türlü olumsuzluğun rasyonelleştirilmesi değil kastım. Ya da devlet adamlarının devlet aklı adı altında bir kutsallıkla keyfi hareket etmelerini kastetmiyoruz.

Olayı eğitim boyutuyla ele aldığımızda, bu eğitimdeki devlet aklının, kurumsallığın hukuk ve liyakat merkezli olarak uygulanmasıdır kasıt. Aksi takdirde eğitimde devlet aklını yok ederseniz, eğitimde yargısız infazlardan yargılı infazlara geçtiğiniz gibi, eğitimi de yok edersiniz. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Fikir Yazıları
Hesaplaşma

Fikir Yazıları02 Eylül 2025 23:35

Hesaplaşma

BİREYSEL LİYAKATSİZLİKTEN KURUMSAL ŞİZOFRENİYE

Fikir Yazıları02 Eylül 2025 23:12

BİREYSEL LİYAKATSİZLİKTEN KURUMSAL ŞİZOFRENİYE

KENDİ

Fikir Yazıları01 Eylül 2025 13:03

KENDİ

“Hayallerden Özgürlüğe Çocukların Birey Olma Yolculuğu”

Fikir Yazıları26 Ağustos 2025 23:58

“Hayallerden Özgürlüğe Çocukların Birey Olma Yolculuğu”

Organize Suçlulukla Mücadelede Falcone Metodu:

Fikir Yazıları26 Ağustos 2025 15:49

Organize Suçlulukla Mücadelede Falcone Metodu: "Parayı Takip et, Mafyayı Bulursun"

Pop Çağından Lolipop Çağına: Sanatın Çöküşü

Fikir Yazıları02 Ağustos 2025 16:27

Pop Çağından Lolipop Çağına: Sanatın Çöküşü

YAPAY ZEKA MAZİYE KARŞI

Fikir Yazıları29 Temmuz 2025 14:35

YAPAY ZEKA MAZİYE KARŞI

Vatanımız...

Fikir Yazıları28 Temmuz 2025 17:08

Vatanımız...

Feministler ve Aile: Feminist Söyleme Eleştirel Bir Giriş

Fikir Yazıları19 Temmuz 2025 19:03

Feministler ve Aile: Feminist Söyleme Eleştirel Bir Giriş

PİŞMANLIKLARIMIZ

Fikir Yazıları15 Temmuz 2025 16:58

PİŞMANLIKLARIMIZ