Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular Klinik Psikoloji İletişim
Doğal Olanın Şiiri: Karacaoğlan’da Güzellik Algısı

Doğal Olanın Şiiri: Karacaoğlan’da Güzellik Algısı

Edebiyat 21 Mayıs 2025 08:56 - Okunma sayısı: 110

Dr. Fatih Solmaz

Çukurova’nın şöhretli âşıklarından biri de Karacaoğlan’dır ve onun adı kaynaklara göre farklılık göstermektedir. Sakaoğlu’na göre en eski derlemelerin birinde Karacaoğlan adı, Âşık Mehmed olarak kayıtlıdır, Akşehirli Ahmed Hamdi Efendi’nincöngünde Hasan ismi geçer. Cahit Öztelli de Çukurova’da bulduğu cönkteâşığın adının Hasan olduğunu belirtir. Bazı araştırmacılar ise Çukurovalı bu aşığın adının Halil olduğunu dile getirir (URL-1). Adı hakkında tartışmalar devam etse de mahlası isminin önüne geçmiştir. Karacaoğlan şiirlerinde kullandığı mahlasını sadece Anadolu coğrafyasında değil bütün Türk dünyasında duyurmuş güçlü bir âşıktır. O şiirlerini doğanın güzellikleriyle bütünleştirerek sevgiliye ya da sevilesiye her şeye vakfetmiştir.

Çağır Karac'oğlan çağır
Taş düştüğü yerde ağır
Yiğit sevdiğinden soğur
Sarılmayı sarılmayı

Bilimsel çalışmalara göz atıldığında halk şairi Karacaoğlan’ın şiirlerini yalnızca bir halk ozanının lirizmiyle değil, aynı zamanda dönemin güzellik anlayışını yansıtan canlı bir estetik düşünceyle ele aldığı ifade edilir. Şiirleri de bu gerçekliği açıkça doğrulamaktadır. Bugünün kalıplaşmış güzellik normlarından farklı olarak Karacaoğlan’ın dünyasında güzellik, doğanın içinden gelen sade, içten ve bir o kadar da yaşama bağlı bir kavramdır.

Karac'oğlan sırrın kime danışır
Siyah zülfü mah yüzüne kıvrışır
Ayrılanlar elbet bir gün kavuşur
Ağlama sevdiğim gül dedi bana

Konuyu biraz daha açık hale getirmek gerekirse Karacaoğlan’ın güzelliği tanımlarken kullandığı ifadelerin, dönemin yerel halk estetiğini yansıttığı görülür. Modern anlamda fiziksel ölçütlere sıkışmış güzellikten ziyade onun şiirinde güzellik; “ala göz”, “siyah zülf”, “ince bel”, “al yanağ” gibi halk kültüründe şekillenmiş doğal sembollerle aktarılmıştır. Ancak bu semboller bile sadece fizikî birer betimleme değil, aynı zamanda bir duygunun, bir yaşam biçiminin şiirle adeta yeniden inşasıdır.

İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif deyi
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif deyi

Karacaoğlan güzelliği realist bir çizgide ele alan ve işleyen bir halk ozanıdır. Onda güzellik, çoğu zaman bir sevdanın, bir yolculuğun veya bir doğa parçasının içindedir. Onun dizelerinde sevgili, bazen bir derenin kenarındaki söğüt gibi narin; bazen dağlarda açan bir çiçek gibi serin ve ulaşılmazdır. Bu yönden Karacaoğlan’da güzellik, hem yakın hem uzaktır; hem hayranlık uyandırır hem de bir iç sızısına dönüşür. Kısacası Karacaoğlan’ın sade, doğal, karşılıksız güzellik anlayışıyla günümüzün tüketici estetik bakışı arasında derin bir fark bulunmaktadır. Karacaoğlan’da sevgi bir tüketim unsuru değil bireyin kimliğini, estetik yargılarını oluşturan temel bir hareket noktasıdır.

Yavrı keklik gibi kaynar eğlenir
Mis kokulu yağlar ile yağlanır
Sabah akşam türlü yazma bağlanır
Eğip geçer yeşil başın sevdiğim

Karacaoğlan doğanın ve sevgilinin güzelliği karşısında adeta mest olmuştur. O şiirlerinde güzelin “sahip olunan” değil, “seyredilen”, “düşlenilen” bir varlık olduğunu dile getirir. Onun şiirlerinde güzellik, statü ya da gösteriş için değil, daima içten gelen bir sevgiyle var olur. Âşığın bu bakış açısı şüphesiz halk kültürünün içtenliğini ve doğayla uyumunu da doğrudan yansıtır. Karacaoğlan, güzelliği idealize ederken doğadan asla ayrılmaz, tabiat onun güzelliği anlatmasında dekor oluşturur. Karacaoğlan’ın şiirlerinde güzellik; doğaldır, süslenmemiştir ve içtendir.

Ak ellere al kınalar yakınır
Ala göze siyah sürme çekinir
Dostu olan dost yoluna bakınır
Dosta giden yolda izim var benim

Özetlemek gerekirse bugünün estetik anlayışındaki doğallık gittikçe yerini yapaylığa bırakırken, Karacaoğlan’ın yüzyıllar öncesinden bıraktığı/örnek olduğu güzellik tahayyülünü yeniden düşünmek gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle güzelliği tekrar anlamlandırmak için Karacaoğlan gibi doğaya ve sevgiliye bakmak oldukça önemlidir.

Faydalanılabilecek kaynaklar:

URL-1: https://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/karaca-oglan (Erişim Tarihi: 11.05.2025).

Boratav, P. N. (2002). Halk hikâyeleri ve halk hikâyeciliği. Tarih Vakfı Yurt Yayınları.

Dilçin, C. (2005). Türk şiirinde estetik anlayışlar. Akçağ Yayınları.

Elçin, Ş. (1991). Karacaoğlan ve şiir dünyası. Türk Tarih Kurumu Yayınları.

Kaplan, M. (1985). Halk edebiyatı üzerine makaleler. Dergâh Yayınları.

Sakaoğlu, S. (2004). Karaca Oğlan. Akçağ Yayınları.

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Edebiyat
KÜLTÜR DERİSİ

Edebiyat19 Mayıs 2025 23:12

KÜLTÜR DERİSİ

Mülkiyet ve Bozulma Üzerine

Edebiyat19 Mayıs 2025 21:30

Mülkiyet ve Bozulma Üzerine

Yeniden Sarılmanın Vakti

Edebiyat13 Mayıs 2025 22:28

Yeniden Sarılmanın Vakti

LAL MASALLAR

Edebiyat13 Mayıs 2025 01:06

LAL MASALLAR

Farkında mısınız?

Edebiyat11 Mayıs 2025 20:19

Farkında mısınız?

SATIR ARALARI

Edebiyat11 Mayıs 2025 13:12

SATIR ARALARI

Genç Fidanlar, Mahûr ve Müjgân’a Dair

Edebiyat09 Mayıs 2025 16:04

Genç Fidanlar, Mahûr ve Müjgân’a Dair

Çocuk Edebiyatı Üzerine Söyleşi

Edebiyat08 Mayıs 2025 21:37

Çocuk Edebiyatı Üzerine Söyleşi

Ke(n)dimle Edebi Sohbetler 2

Edebiyat02 Mayıs 2025 23:16

Ke(n)dimle Edebi Sohbetler 2

1 MAYIS 1977

Edebiyat01 Mayıs 2025 01:58

1 MAYIS 1977