
Girit’ten Tirit’e uzanan bir iletişim dersi.
Osmanlı tarihinin en uzun ve yıpratıcı kuşatmalarından biri olan Girit seferleri, yıllarca padişahları bezdirmiş, devleti ekonomik olarak zorlamıştı. Ancak bu büyük savaşın en ilginç kısmı, fethin nasıl duyurulduğunda saklıydı.
Sultan Avcı Mehmet, Girit ismini duymaktan dahi yorulmuştu. Hatta şöyle bir ferman bile çıkardı:
“Girit’i almadan kim gelirse ve kim bana Girit’ten bahsederse boynu vurula!”
Aradan yıllar geçti ve Fazıl Ahmed Paşa adayı fethetti. Fakat hiç kimse bu haberi padişaha iletmeye cesaret edemiyordu. Tam bu sırada sarayın usta aşçısı devreye girdi. Özenle hazırladığı bir yemeği padişaha sundu. Sultan sordu:
“Bu yemeğin adı nedir?”
Aşçı zarifçe eğilerek cevap verdi:
“Sultanım, tepside tirit… Müjdeler olsun, alındı Girit.”
Bu hikâye bize şunu gösterir:
İletişim bazen bir tabak yemek, bazen bir cümle, bazen de sessiz bir sezgidir. Ama asla sadece konuşmak değildir.
İLETİŞİM NEDİR? TANIMDAN ÖTE BİR ETKİ ALANI
Barnlund (1968) iletişimi, “insanın değişen gereksinimlerini karşılayacak şekilde uyarıları örgütlemeye çalıştığı yaratıcı bir edim” olarak tanımlar.
Theodorson (1969) ise iletişimi “simgeler aracılığıyla bilgi ve duyguların iletilmesi” olarak açıklar.
Bu tanımların tümü bize şunu söyler:
İletişim, tek bir kalıba sığmayacak kadar geniş ve çok katmanlıdır.
İKİ TEMEL İLETİŞİM YAKLAŞIMI
1) Gönderici–Mesaj–Kanal–Alıcı Yaklaşımı
Girit–Tirit hikâyesi üzerinden bakarsak:
Gönderici: Aşçı
Mesaj: “Tepside tirit, alındı Girit.”
Kanal: Hem söz hem de tepsi üzerindeki yemek
Alıcı: Sultan
Geri Bildirim: Memnuniyet ve ödüllendirme
2) İşteşlik / Ortak Anlam Yaratma Yaklaşımı
İletişim sadece söylemek değil, bağlamı, duyguyu ve algıyı paylaşmaktır.
Aşçı, mesajı sultanın psikolojisine uygun şekilde ileterek asıl başarıyı yakalamıştır.
DİJİTAL ÇAĞDA İLETİŞİM: KONUŞMAYAN AMA KONUŞAN MAKİNELER
Bugün iletişim sadece insanlar arasında değildir.
Teknoloji sayesinde insan–makine ve makine–makine iletişimi günlük hayatın parçası olmuştur.
Akıllı telefonlarımız:
- uyku düzenimizi,
- konumlarımızı,
- gün içi davranışlarımızı,
- ilgi alanlarımızı
kayıt altına alır. Bu veriler işlenir, analiz edilir ve geleceğin iletişim altyapısını belirler.
İLETİŞİM SÜREKLİ KONUŞMAK DEĞİLDİR
Etkili iletişimin yarısı anlatmaksa, diğer yarısı dinlemektir.
İyi bir dinleyici:
- Dikkatini verir
- Söz kesmez
- Göz teması kurar
- Önyargısızdır
- Sözsüz mesajları okur
- Duyguyu önemser
Zaten insanlar çoğu zaman duyulmak ister… sustuklarında bile…
İLETİŞİMDE SIK YAPILAN HATALAR
- Emir vermek
- Tehdit etmek
- Yargılamak
- İsim takmak
- Konuyu saptırmak
- Suçlamak
- Sınamak
Bu davranışlar hem ilişkileri hem kurum içi iletişimi zedeler.
SONUÇ: İLETİŞİM BİR SANATTIR
Doğru tonu bulmak, doğru kelimeyi seçmek, doğru anda susmak…
Etkili iletişim tam olarak budur.
Bir örgütte, bir ailede, bir toplumda:
- Belirsizlikleri azaltan
- Güveni artıran
- Verimliliği yükselten
uzun konuşmalar değil, doğru iletişimdir.
Bazen bir tepsi tirit, bazen bir cümle, bazen de sessizlik…
İletişim işte bu üçünün arasındaki dengedir.