Zerrin Keskin
Kategori: Sosyoloji - Tarih: 11 Mayıs 2025 12:14 - Okunma sayısı: 1.538
Bir gün.
Sene de bir gün. Ömründe açmadan solan gülleri teselli için hatırlanan, çiçekler alınan annelerimiz. Geri kalan 364 günde, başını öne eğip sessizliğini bağrına basan.
.
Takvimlerden 11 Mayıs. Anneler Günü. Yine hep birlikte annelerimizi yüceltmeye, sevindirmeye çalışacağımız 24 saat sonunda her şeyin balkabağına dönüşeceği anlamını yitirmiş popülist bir kültür oyunu.
.
Modern hayatın Sinderella' ları, onları ancak cam ayakkabısından tanıyabilecek prensine kavuşursa hak ettiği mutluluğu bulacak. Oysa hayat masallardan daha acı senaryolar sunar kadınlara. Üvey anne ve kız kardeşlerin yerini gerçek hayatta patronlar, kocalar ve doğduğu andan son nefesine kadar sorumluluğu annesine yükleyen, büyümeyi reddeden evlatlar alır.
.
Hiçbirimiz tabi ki bu örneklerden biri olmadık. Ana gibi yar bulamadığımız zamanlarda, hayatın hıncını onlardan çıkartmadık. Beklentilerimizi önlerine bir dağ gibi yığmadık. Tanrılar tarafından lanetlenmiş Sisifos' un Kayası gibi sırtına anneliğin ağırlığını yüklemedik.
.
Gerçekten öyle mi?
.
Arada sırada da olsa yayın organlarında izlediğimiz Kafdağı’nın artlarında gerçekleşen haksızlığa, şiddete, tacize, cinayete kurban giden, kadınlığını cami avlusuna bırakmış annelerin ve canımız ciğerimiz annelerimizin neler yaşadığını gerçekten oturup düşündük mü? En karanlık, en çirkin yüzlerimizi bile görseler, bizleri seven, koruyan cennet üstü varlıkları.
.
Biliyor muydunuz? Bir anne, anne olmadan çok önce kadındı. Tarihîn karanlık koridorlarında adı silinen, emeği görünmez kılınan bir varlık. Dün de bugün de adına uygarlık dediğimiz ne varsa onların omuzlarında yükseldi.
.
Binlerce yıl öncesinin tanrıçaları , bugünün yardımcıları kadınların, kadınlarımızın hikayesine birlikte bakalım.
.
M.Ö. 7000 ile 1200' lü yıllarda toprağın, bereketin, bilginin, adaletin sembolü bir otoriteye... Günümüzde adı efsanelerde, fantastik öğelerde geçen bir masal kahramanı olmuş Amazonlara...
.
O kadar uzaklara gidip kaybolmayalım derseniz M.S. 600-1200' lere de bakabiliriz. Eski Türk Toplumlarındaki "Bacılar" Sınıfına...
.
Tam 825 yıl önce Eski Türklerde kadının yalnızca eş ya da anne değil, aynı zamanda yoldaş olduğu zamanlara. Kurultaya katılan, kararlar veren, ordulara eşlik eden kadınlara.
.
Ahilik Teşkilatı’ nın kadın kolu olan “Baciyan-ı Rum” kadının sosyal, ekonomik ve kültürel gücünü simgelemekteydi mesela. Bu Bacılar; esnaf yetiştirir, el sanatları yapar, toplumu eğitir, gerektiğinde silah kuşanırlardı.
.
Kadınlar, erkeğin gölgesinde değil, yanında yürürlerdi.
.
Zaman her şeyi tükettiği gibi insanlar arasındaki eşitlik kavramını da tozlu sayfalarına gömerek katletti.
.
M.S. 1200-1800' lerde, bugün yapay zeka nasıl iş gücümüzü ve emeğin değerini elimizden yavaş yavaş alıyorsa o dönemde de yerleşik düzen, tarımsal çalışmaların başlaması başa taç edilen kadının kutsal yaşamını talan etti.
.
Dinin egemenliğinin baskın bir biçimde sürdürdüğü çağlarda ise kadının görünürlüğü gittikçe azalmaya başladı.
.
Medeniyet denilen canavarı beslemek adına evler, tapınaklar, saraylar yapan insanlar, kadınları harem dedikleri dört duvar arasına sıkıştırdı. O artık devleti değil, yalnızca doğuracağı erkek veliahtı temsil ediyordu. Oysa unutulan bir şeyler vardı : kadın, doğurmakla değil, yaşatmakla güçlüydü.
.
İmparatorluklar yıkılıp yerini devletlere bırakırken insan ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına fabrikalar kurulmaya, gelişen sanayi ile kadınlar ve çocuklar zorlu şartlarda çalıştırılmaya başlandı. Ölenler, sakat kalanlar, doğum kaydı tutulmadığı için ölse de hiç var olmamış binlerce, yüz binlerce kadın ölümünden sonra nihayet 1848' te Amerika' nın Newyork Eyaleti' n de kadınlar, eşitlik için bir araya geldi. "Bu hayatta biz de varız!" dediler.
.
ABD’li süfrajet Elizabeth Cady Stanton, tarihin ilk kadın bildirgesi olan Seneca Falls’i yazdı. Kadınların toplumsal, medeni ve dini alanlardaki durumu ve haklarına değinilen bildirge, çoğunluğu kadın olan delegelerin oylarıyla kabul edildi ve Süfrajet Hareketi’nin başlangıcını simgeleyen bu olayla oy hakkı için mücadele başlamış oldu.
.
Kökeni antik kültürlerde Doğa Ana' yı erken modern zamanlarda Meryem Ana' yı anma festivallerine dayandırılsa da Anneler Günü' nün resmileştirilmesi için yapılan girişimlerin ilki, İç Savaş'ta oğullarını, kocalarını kaybeden anneleri onurlandırmak ve desteklemek amacıyla 1870' de “Anneler Barış Bildirgesi’ ni” yazan Şair Julia Ward Howe tarafından gerçekleştirilmiş fakat amacına ulaşamamıştır.
.
13 çocuklu bir annenin kızı olan Anna Jarvis' in 1905' te annesini kaybetmesiyle başlattığı anma törenleri için sunduğu teklif reddedildiğinde, Temsilciler Meclisi' ne açtığı davayı kazandı. Böylece ABD Başkanı Woodrow Wilson 1914’te bugünü resmi "Anneler Günü" ilan etti.
.
Türkiye'de Kadın Uyanışı: “Kadın yükselmeden millet yükselemez” diyen Atatürk ve Devrimleri sayesinde gerçekleşmiştir. 1934' te elde edilen Seçme ve Seçilme Hakkı ile dünyadaki bir çok hem cinsimizi geride bırakmış olsak ta zihniyetlerin evrimi henüz gerçekleşmiş değil. Kadınlar hâlâ “evin süsü”, "cinsel obje" yada “anneliğin simgesi” olarak görülmeye devam ediyor.
.
Ülkemizde 1985’te imzalanan CEDAW ile yasalar kadınların yanında görünse de gerçekler başka şeyler söylüyor.
.
Kadın hâlâ evde yemek yapıyor, çocuk bakıyor, dışarıda işe gidiyor ama takdir edilmiyor. Anne olduğunda da işini bırakmak zorunda kalıyor. Erkeğin baba olduğunda itibarının artmasıyla terfi aldığı bir toplum yapısı içinde ezilmeye devam ediyor.
.
Daha da vahimi, eşlerinden boşanmanın bedelini hayatlarıyla ödeyen anneler değil mi ? Aklıma gelen ilk örnek, 2019 yılında Emine Bulut oldu. Kızının yanı başında "Ölmek İstemiyorum" derken binlerce yıllık suskunluğun bedelini kanıyla ödeyen kadınlardan sadece biri.
.
2023 yılında kayıtlara geçen kocası yada eski eşi tarafından öldürülmüş kadın sayısı 334. Babası hapiste, annesi mezarda binlerce mağdur çocuk.
.
Anneler Günü kutlanmasın, demiyorum. Araştırırsanız; Bayram olarak ilan edilmiş hemen hemen her günün altında acı bir olay vardır. Sadece sorunları yok sayarak yaşamayalım, diyorum.
.
Anne olan kadınların sadece %36'sı aktif olarak iş yaşamının içinde, diğerleri sabahları çocuklarını okula hazırlayarak, ev işi yaparak, market alışverişi için bütçe hesaplarıyla boğuşmakta. Günümüzde ne yazık ki ev içi emeğin maddi bir karşılığı yok.
.
Yarın Anneler Günü. Kadın “annelik” sayesinde kutsallaştırılsa da birey olarak tanınmıyor.
.
Bir anneye verilebilecek en güzel hediyeler:
.
Çocukları için ücretsiz kreş desteği, Eşit işe eşit ücret dağılımı, Şiddetten korunma...
.
Ve en önemlisi: Saygı.
.
Kadınlar yalnızca doğurduklarında değil, düşündüklerinde, direndiklerinde, yaşadıklarında da kutsaldır.
.
Anneler günümüz kutlu olsun!
.
İletişim: zerrinkeskin@proton.me
05 Ağustos 2025 17:28
10 Ağustos 2025 19:41
01 Ağustos 2025 16:49
02 Ağustos 2025 16:27
05 Ağustos 2025 21:09
02 Ağustos 2025 12:25
04 Ağustos 2025 09:17
05 Ağustos 2025 13:21
14 Ağustos 2025 17:34
15 Ağustos 2025 09:54