Hasan Güneş: Hocam, yeni kitabınız “Yönetimin PUK Kodu” hayırlı olsun. Okuru bol olsun. Kitabın adı neden Yönetimin PUK Kodu?
.
Prof. Dr. Necati Cemaloğlu: Hocam teşekkür ederim iyi dilekleriniz için. Daha önce baskıya hazırladığım kitaplarımın ilki “Eğitimin PIN Kodu”, daha sonra da “Yönetimin PIN Kodu” kitabımı baskıya hazırladım. Bu iki kitap eğitim ve yönetime giriş aşamasında idi ve eğitim düzeyi düşük olsa bile, okuma-yazma bilen her bireyin okuyup anlaması için, lirik bir dille, güncel Türkçe ile ve örneklerle zenginleştirerek kaleme aldım. Akıllı telefonlarda PIN Kodunu yanlış girerseniz PUK kodunu ister, onu da yanlış girerseniz, telefonunuz kapanır. Yönetimin PIN Kodu kitabından sonra spesifik olarak bizzat yöneticilik yapan, eğitim ve yönetim politikalarında görev alan üst düzey yöneticilere, yönetimin kuramsal temelleri bağlamında ufuk açmak, yeni politikalara zemin oluşturmak amacıyla “Yönetimin PUK Kodu” kitabını yazmaya karar verdim. Kitap uzun bir zaman diliminde yazıldı. Eğitim yönetimi, yönetim bilimi ve eğitimin her alanında çalışan meslektaşlarıma katkı sağlamasını dilerim.
.
Hasan Güneş: Birçok etken varken neden okuldaki akademik başarının %84'ü okul müdürlerinden kaynaklanır diyorsunuz?
.
Prof. Dr. Necati Cemaloğlu: Literatür incelendiğinde okul yöneticilerinin akademik başarı üzerinde farklı düzeylerde etkili olduğu ifade edilmektedir. Fark Yaratan Başarılı Okul Müdürleri kitabımızda %24 olarak ifade edilmişti. Okulda eğitim ekosistemini, öğrenme habitatını kuran, yaşatan, sürdüren ve öğretmenler üzerinde etkili rol oynayan birey okul müdürleridir. Okul müdürleri sakin, güvenilir, demokratik, paylaşımcı, öğrenen örgüt kimliği yarattığında, örgüt iklimini bu yönde oluşturduğunda, öğretmen özerkliğini desteklediğinde, öğretmenleri güdülediğinde, öğretmenin akademik başarısı sınıfa, öğrenciye yansımaya başlar. Okul müdürü doğrudan olmasa da dolaylı olarak öğrencilerin akademik başarısına katkıda bulunur. Okula aldığı ders-araç ve gereci ile, okulda düzenlediği öğrenme ortamlarıyla, oluşturduğu mesleki öğrenme toplumluluklarıyla, öğretim liderliği davranışlarıyla etkili bir aktör olur. Kültürümüzde pek çok hocamızın da daha önce dile getirdiği gibi “Okul Yöneticisi Kadardır.” Veciz sözü, aslında okul müdürünün ne kadar etkili olduğunu göstermesi açısından son derece önemlidir.
.
Hasan Güneş: Sizce okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin değişimlere uyum sağlayamamasının yabancılaşma ile bağlantısı var mıdır?
.
Prof. Dr. Necati Cemaloğlu: Okul yöneticilerinin ve öğretmenlerinin değişime uyum sağlayamamalarının, pek çok nedeni vardır. Mesleğe yabancılaşma da bu değişkenlerden önemli olanlar arasındadır. Eğitim camiası, uzun yıllardan beri aşırı politik bir eğilim içerisindedir. Daha önceki dönemlerde “Eğitim Enstitüleri”, akabinde 12 Eylül, Eğitim Fakülteleri ve şimdi de politik eğilimlere göre oluşmuş sendikacılık, öğretmenlerin zihnini daha fazla meşgul etmektedir. Öğretmenler odasının gündemi, okulların eğitim kalitesini en iyi anlatan oluşumlar arasındadır. Öğretmenler, eğitim dışındaki işlere kafa yormaya, mesai harcamaya başlayınca önce mesleğe yabancılaştılar. Ekonomik açıdan maaşların yetersiz olması, geçim sıkıntısı, metropollerdeki ev kiraları ve ulaşım, öğretmenleri kendilerine ve ait oldukları ortama yabancılaştırdı. Yeni nesil veli ve öğrencinin agresif tutumları da etkili oldu. Öğretmen ve yönetici atamalarındaki liyakatsizlik, mesleğin değerlerine, etik ilkelerine yabancılaştırdı. Liyakatsiz atamalar, eğitim örgütlerindeki barış ortamını bozdu. Bu olumsuz durumlar değişim sürecine ön yargılı, saldırgan bir kitle yarattı. Eğitim sisteminin yöneticileri, öncelikle öğretmenlerle barışmalı ve liyakati yeniden tesis etmelidir. Öğretmen ve eğitim sorunları çözülmelidir. Değişim daha sonra kendiliğinden gelir ve ivme kazanır.
.
Hasan Güneş: Türk eğitim sisteminde kararlar değişmektedir. Bu durum okul yöneticilerinin işini güçleştirmekte midir?
.
Prof. Dr. Necati Cemaloğlu: Türk eğitim sisteminin felsefesi, eğitimciler tarafından netlik kazanmamıştır. Görünen eklektik bir anlayışın hakim olduğu yönündedir. Felsefesi, değerleri, ilkeleri olmayan bir eğitim sisteminde kararlar güncel olaylara göre alındığı için, okul yöneticileri de uyum sağlamada zorluk çekmektedir. Hatta aynı partinin Milli Eğitim Bakanları, daha önceki bakanın yaptıklarını rafa kaldırmakta, tamamen 180 derece zıttı olan işler yapmaktadır. Her bakan, miladı kendisiyle başlattığı için eğitim sisteminin uç beyi olan okul müdürleri hem sistemi anlamakta zorluk çekmekte hem de ne yapacaklarını bilememektedirler. Modern toplumlarda eğitim sistemiyle manivela gibi oynanmaz. Yetiştirilmek için istenen insan tipi, bu insan tipinin özellikleri, müfredatı vb. bellidir. Yol haritası belli olduğu için roller, görevler ve sorumluluklar da bellidir. Bu durum okul yöneticilerinin ve eğitim paydaşlarının işini kolaylaştırmaktadır. Eğitim sistemimiz iktidara gelen siyasi partilerin ideolojilerinden etkilendiği için, farklı zamanlarda farklı insan tipi yetişmekte, bu da aynı ülke içinde birbiriyle çatışan, uzlaşamayan insan profili yaratmaktadır. Yöneticilerin maalesef eğitim sistemiyle sürekli oynamaları, eğitim yöneticilerinin işini zorlaştırmaktadır.
.
Hasan Güneş: Sayın hocam katkınız için gerek şahsım gerekse okuyucularım adına teşekkür eder, saygılar sunarım.
.
Prof. Dr. Necati Cemaloğlu: Ben de teşekkür ederim.