Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

ÇOCUĞUNUZU BİR KATİLE YA DA SAPIĞA EMANET EDER MİSİNİZ?

Yusuf COŞAR (Sosyal Bilgiler Öğretmeni)

Kategori: Sosyal Bilimler - Tarih: 20 Kasım 2025 14:11 - Okunma sayısı: 139

ÇOCUĞUNUZU BİR KATİLE YA DA SAPIĞA EMANET EDER MİSİNİZ?

90’lı yılların sonlarına gelmiştik. Çocukluğumuzun o en kıymetli yıllarının değerini, o günlerde bilebilir miydik? Bugünün çocuklarına baktığımızda hâlâ şanslı bir nesil olduğumuzu düşünüyorum. Sabah kahvaltısını edip hızla dışarı çıkmak, akşam ezanı yaklaşırken sokaktan annemizin sesini duymak… Mahalle maçları, misket, saklambaç, sporcu kâğıtları, bisiklet, tornet gürültüsüne kızan teyzeler ve bizi sokağa, doğaya, insana, samimiyete bağlayan yüzlerce küçük hazine…

Anneler kapı önlerinde komşularla sohbet eder, çaylar demlenir, fırından çıkan börekler mis gibi kokardı. Sohbet ne kadar koyu olursa olsun çocuklar gözden hiç uzak tutulmazdı. Mahalleden azıcık uzaklaşınca yol başında eli belinde bekleyen bir anne beliriverirdi. Evler küçüktü ama insanların yürekleri, samimiyeti kocamandı.

Şimdi yıl 2025. “Uzay çağı” diyoruz; her şeyin bir tık uzağımızda olduğunu iddia ediyoruz.

Peki gerçekten ne kadar yakınız birbirimize?

Teknoloji adı altında evlerimize soktuğumuz ruhsuz, soğuk makineler çocuklarımıza bir dost sıcaklığı verebiliyor mu?

Ve en önemlisi; çocuklarımızı bu denetimsiz ekranlara emanet edebilir miyiz?

Televizyona, bilgisayara, telefona, tablete ve sosyal medyaya ne kadar güveniyoruz?

Televizyon, modern toplumda bilginin, kültürün ve sosyal temsillerin en güçlü taşıyıcılarından biri hâline geldi. Yeni anlam örüntüleri oluşturuyor, popüler kültürü şekillendiriyor ve toplumsal praksisimizi yeniden tanımlıyor. Bundan 40–50 yıl önce kültür; aile, akraba, komşuluk ilişkileri ve yüz yüze etkileşimlerle taşınırken bugün elektronik medya, özellikle de televizyon, bu ilişkilerin yerine geçmeye başlamıştır.

Medyanın sosyal yaşamda kapladığı alan büyüdükçe kültürün aktarımı da aileden kitle iletişim araçlarına kayıyor. Bu durum, toplumun kültürel yapısının geleceğine dair ciddi bir sorgulamayı zorunlu kılıyor.

Bugün televizyon ve internet, yetişkinle çocuk arasındaki iletişimi kökten değiştirmiş durumda. Eskiden çocukların merakı, büyüklerin deneyimiyle buluşur; masallar, anılar, sözlü kültür kuşaktan kuşağa aktarılırdı. Şimdi ise çocuklar merakını internetten gideriyor; dedesiyle masal dinleyerek değil, bir fenomenin videolarını izleyerek büyüyor.

Aile büyükleriyle alay ederek popülerlik kazanmaya çalışan, “fenomen olma” tutkusuyla davranışlarını şekillendiren bir nesil yetişiyor.

Ülkemizde televizyonun günde 1 ile 18 saat açık kaldığı düşünüldüğünde, çocukların zihinsel dünyasını nasıl şekillendirdiğini anlamak zor değil. Dizilerdeki kabadayı tiplemeleri bilinçaltına şiddeti işliyor; çarpık ilişki ve cinsellik sahneleri ahlaki sistemi çökertiyor.

Anne-babaların çoğu “beni oyalasın” diye tableti çocuğun eline veriyor; önüne bilgisayarı koyup ders çalışmasını bekliyor; saatlerce açık televizyonla hem kendini hem de çocuğunu uyuşturuyor. Çocuk duyduğunu değil… Gördüğünü yapar…

Burada amaç ne teknolojiyi ne de çağın hızını eleştirmek.

Mesele, çağın hızına uyum sağlarken kontrolü elinde tutabilmek.

Soğuk cam ekranlarla yetişen çocuklar, gerçek temasın eksikliğiyle duygusal olarak daha kırılgan, meraksız, pasif ve kolay yönlendirilebilir bir hale geliyor. Bu durum yalnızca bireysel değil, toplumsal bir risk de taşıyor.

Çocukların parmakları ekrana dokunuyor, fakat kalpleri dokunmayı öğrenemiyor.

Geleceğimiz soğuk cam ekranlara dokunarak büyüyen Oblomov’lar olmasın.

Bizler, onların yol gösterenleri olarak kalplerine dokunmayı, sıcak ilgiyi ve gerçek hayatı öğretmeliyiz.

En Kritik Soru???

Teknolojiyi reddetmek gerçekçi değil; asıl mesele kontrolü kimlerin elinde tuttuğu.

Bugün çocuklarımızın zihnini kim şekillendiriyor?

Biz mi, aile büyükleri mi, yoksa algoritmalar mı?

Bu soruya verilecek cevap yalnızca bugünü değil, yarının toplumunu da belirleyecek.

Peki… ÇOCUKLARIMIZI KİME EMANET EDİYORUZ?

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
Sosyal Bilimler - 20 Kasım 2025 12:43

Faşizm

BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Sosyal Bilimler Yazıları
Faşizm

Sosyal Bilimler 20 Kasım 2025

Faşizm