Ali VURGUN
Kategori: Eğitim Bilimleri - Tarih: 01 Kasım 2025 22:43 - Okunma sayısı: 116
Öğrenci okul kıyafeti, yaygın tabiriyle okul forması; okullar arasında birlik sağlayan, öğrenciler arasındaki ekonomik farklılıkların ortaya çıkma olasılığını azaltan, düzen ve okul disiplininin sağlanmasında bir araç olan ve dolayısıyla güvenli okul ortamının yaratılmasına katkı sağlayan, belki daha önemlisi de bir kültür olan bu uygulama 2025 – 2026 eğitim öğretim yılından itibaren tekrar uygulanmaya başladı.
Ülkemizde tek tipçiliğin sembolü olarak nitelendirilerek, özgürlüklerin kısıtlandığı öne sürülerek Kasım 2012’de Milli Eğitim Bakanlığı yönetmelik değişikliği ile kıyafet anlayışında yeni bir süreç başlatılmıştır. Buna göre, 2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren serbest kıyafet uygulamasına geçilmiştir. Serbest kıyafet uygulamasıyla birlikte kamuoyunda tartışmalar da başlamıştır. En sonunda serbest kıyafet uygulaması yerine MEB (2013), okul kıyafetinin serbest olması veya okul kıyafetinin nasıl bir üniforma olması gerektiği konusunu okul aile birliklerine ve velilere bırakmıştır. O dönemki konjonktür, yaratılan hava, yapılan açıklamalar arasında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda kaldırılan öğrenci okul kıyafeti uygulaması sonucu 2013-2014 eğitim öğretim yılında uygulamaya konulan ve o günden bugüne 12 yıldır öğrenciler için uygulanan serbest kıyafet dönemi 2025 – 2026 eğitim öğretim yılı başlangıcında velilerin istekleri göz önüne alınarak sona erdirildi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 6 Aralık 2024 tarihli ve 9216 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile öğrencilerin serbest kıyafetle okula gitmesi uygulamasını kaldırdı.
Elbette ki değişmeyen tek şey değişimdir. Okullarda zaman ve çağa ayak uydurmak için öğretim programları, ders kitapları veya öğretim materyalleri, fiziki yapı ve mekanlar değişir veya dönüşür. Ancak bir şey eski olduğu için değil işe yaramadığı için değiştirilmelidir. Yenilik olsun diye değişiklik yapılmaz. Okullarda eğitim öğretimle ilgili alınacak her kararın, değişikliğin kabul edilebilir uygulamalar olması; geçici ve popülist uygulamalar olmaması gerekir.Ayrıca Üzerinde enikonu düşünülmeden, pilot (uygu)laması yapılıp değerlendirilmeden, eğitimcilerin konuyla ilgili fikirleri (ayaküstü küçük gruplardan değil) geniş katılımlı; ciddi olarak, farklı görüş – düşüncelere sahip olanlardan alınmadan hayata geçen kararların sahada uygulanmasında büyük sorunlar yaşandığı herkesin malumudur. Alınacak her karar, başlatılacak her değişim veya dönüşüm ; psikoloji, eğitim psikolojisi ve eğitim sosyolojisinin bulgularıyla uyuşmalı ve ülke gerçekleriyle örtüşmelidir.
Okul forması kıyafeti uygulaması kaldırılış aşamasında kamuoyunda ve eğitimciler arasında çok büyük fikir ayrılıkları ve tartışmalar yaşanırken Bakanlık serbest kıyafet uygulamasını 2013 yılında hayata geçirmiştir. Şimdiki (04.06.2023 – Halen) Millli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf TEKİN’in o dönemde Mili Eğitim Bakanlığı Müsteşarı olarak (28.05.2013 – 10.07.2018) görev yapıyor olması da dikkat çeken bir diğer husustur. Yani Sayın Bakanımızın her iki uygulamada da sürecin ve Bakanlığımızın etkin konumunda bulunması kafa karışıklıklarına sebep olmaktadır. O gün öyleydi de bugün neden böyle? Acaba serbest kıyafet uygulamasının nasıl bir amacı vardı?
Serbest kıyafet uygulaması hayata geçirilirken velilere sorulduğu, veli/okul aile birliklerine bırakıldığı kadar eğitimcilerin, okul ve eğitim yöneticilerinin fikirleri alınsa, yapıcı eleştirilere kulak verilmiş olsa, onlara bırakılsaydı uzun yıllar serbest kıyafet ile okul kültürüne ve disiplinine istemeden de olsa zarar verilmeyecek, öğrenci lakaytlığı oluşmayacak okulun ciddiyeti bu manada kaybolmayacaktı. Serbest kıyafet uygulamasının kaldırılmasının velilerin son dönemdeki en büyük taleplerinden biri olarak anılıyor olması, yapay zekaya sorulup bu uygulamaya tekrar dönülmesi kararının alındığının kulaktan kulağa söyleniyor olması da bir hayli şaşırtıcı bir durum. İlkokulda öğrencinin sınıf tekrarı yapıp yapmayacağının veliye sorulması o öğrenciye 180 iş günü emek veren öğretmeni ne kadar yok saymaksa kıyafet uygulaması ile ilgili eğitimcilerin fikrinin alınmaması da bir o kadar yok saymaktır. Sınıfta kalma uygulamasını yeniden hayata geçirmek Amerika’yı yeniden keşfetmekse okul formasına dönmek de bir o kadar öyle!
Eğitim, en kârlı ve en pahalı yatırım olmasının yanı sıra sonucu en geç alınan ve iyi yönetilmezse zararı en korkunç olan yatırım olarak kabul edilir (Kaya 1984, s. 3). Dolayısıyla eğitimde yapılacak değişimlerin bilimsel gerçek ve bulgulara dayandırılması gereklidir.
Sözün özü: Okul üniforması kıyafet uygulaması, güvenli ve disiplinli bir öğrenme ortamı sağlaması, öğrenciler arasında sosyo-ekonomik ve kültürel farklılıklardan dolayı yaşanabilecek pek çok sorunu önlemesinden dolayı gereklidir. Zararın neresinden dönülse kârdır; okul forması uygulamasına dönülmesi doğru bir karar olmuştur, umulur ki serbest kıyafet uygulamasının verdiği zararları telafi etmeye yetebilir ve öğrencilere 2013 yılında fiilen uygulanmaya başlayan serbest kıyafet uygulamasıyla öğretmenlerin sivil itaatsizlik adı altında mevcut mevzuata rağmen defakto bir şekilde hayata geçen memur serbest kıyafet uygulamasının gözden geçirilmesine de kapı aralar.
Kaynakça:
Ekev Akademi Dergisi Yıl: 20 Sayı: 66 (Bahar 2016)

01 Kasım 2025 14:05

01 Kasım 2025 22:43
01 Kasım 2025 19:34

01 Kasım 2025 07:53

01 Kasım 2025 14:21