Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

KENDİ

Kendi

Kategori: Fikir Yazıları - Tarih: 01 Eylül 2025 13:03 - Okunma sayısı: 16

KENDİ

KENDİ

İnsanın yaşam mücadelesinde kazanması gereken pek çok zafer vardır. Bunlardan en önemlisi kendine karşı kazanacağı zaferdir. İnsan hayatın farklı dönemlerinde farklı sınavlar verir. İnsan yaşamında ortak yaşam gereği genelde toplumla beraber hareket eder. Topluma uyum bazı noktalarda bir zorunluluk haline gelir. Bu noktada bazı durumlarda topluma uymak bir gereklilik olabilir. Toplumsal normlar ve hukuk kuralları bu açıdan insanı sınırlar gözüken ancak insanın yaşamını kolaylaştıran unsurlardır. Ancak toplum içerisindeki karmaşa insanı kendi olmaktan uzaklaştırır. İnsanı asıl geri bırakan, zor duruma sokan, onu kendine yabancılaştıran şeyin kendi tercihlerindeki hatalar olduğunu söyleyebiliriz. İnsan herkesin yaptıklarına, her yapılana erişemez. Herkesin yaptığını yapmaya gücü yetmez. Bu noktada insanın kendi olarak kalma ihtimali giderek zayıflar. İnsanın kendi olarak kalması ve kendini keşfetmesi gerçekçi ve faydalı tercihler kadar kendisine dayatılan her şeyi kabul etmemesiyle de mümkün olacaktır.

İnsanın öznel olduğu, bireysel özelliklerden farklı oluşu, insanları birbirinden uzaklaştırmak anlamında her alanda çok kullanıldı ancak bir tek kendi olma anlamında kullanılmadı. Günümüzde yaptıklarımızın yüzde kaçı bizim kendi tercihimizdir? Bize dayatılan meslekleri seçiyoruz. Halkın gözünde popüler olan bir mesleği seçince biz kendi mesleğimizi mi seçmiş oluyoruz yoksa toplumun istediği mesleği mi seçmiş oluyoruz? Karar alırken ihtiyaçları göz önünde bulundurmak, koşullara bakmak gayet akıllıcadır ancak biz bu durumun neresinde olacağız? Neyin dayatma olduğunu neyin bireysel tercihimiz olduğunu ayırt edebiliyor muyuz? Tatil planları yaparken kendi öznel koşullarımızı göz önünde tutarak mı yoksa tatil siteleri ile eş dostun dayatmalarına göre mi karar alıyoruz? Başkası yaptı, biz de yapalım; başkası gitti, biz de gidelim düşüncesiyle hareket eden biri ne kadar kendi olabilir? Herkesin okuduğu kitapları okumak, herkesin gittiği tatil beldesinde tatil yapmak, herkesin satın aldığı eşyayı almak herkese ne kadar uyuyor?

Bu şartlar içerisinde insan kendi olarak kalabilir mi? Kendi olamayan insan huzurlu olabilir mi? Haberlerden tutun sosyal medyaya, çevremizdeki insanlara kadar altında kaldığımız etkilere ne kadar direnebiliyoruz? Bunlar içindeki elemelerimizi ne kadar yapabiliyoruz? Hem herkesle aynı olmadığımızı ifade ederiz hem de herkesle aynı şeyleri yapmak isteriz. Herkesle aynı şeyleri yapmayınca eksik mi oluyoruz? Biz kendi adımıza, bize uygun, koşullarımıza göre davrandığımızda kabul görmeme korkusu mu yaşıyoruz? Bizi kendimiz olarak kabul etmeyen insan zaten hiçbir şekilde bizi kabul etmeyecektir. Özenti ya da başkalarına göstermek amacıyla yaptıklarımız bizi ne kadar temsil ediyor?

İnsan kendi olmadan ne kendini ne de başkalarını mutlu edebilir. Bir ağaç en güzel kendi toprağında boy verir. İnsan başkalarına olan özentisini, sosyal medyanın olumsuz etkisini, çevrenin bizi bağlamayan yorumlarını, alışveriş sitelerinin gereksiz dayatmalarını fark edip onları bir kenara itmeden kendi koşullarına uygun bireysel tercihlerini keşfedemez. Bazen gelişimimizin önündeki en büyük engel bizimle ilgisi olmayan, başkalarının ve sistemin bize dayattığı tercihler olabiliyor. Bu yüzden her insan ilk önce kendi toprağını aramalı, hangi koşul ve şartlarda boy vereceğini bilmelidir. İnsan herkes olamaz. Kendi olma yolculuğu herkes olmaktan çok daha anlamlı ve zevkli bir yolculuktur.

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
Fikir Yazıları - 01 Eylül 2025 13:03

KENDİ

BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Fikir Yazıları Yazıları