EĞITIMDE SESSIZ TEHLIKE (Öğrencilerde Duygusal Yorgunluk)

Eğitim Bilimleri - Öğrencilerde Duygusal Yorgunluk

EĞITIMDE SESSIZ TEHLIKE

(Öğrencilerde Duygusal Yorgunluk)

Giriş

Eğitim araştırmalarında uzun yıllardır bilişsel gelişim, akademik başarı ve performans çıktıları ön planda değerlendirilmekle birlikte, öğrencilerin duygusal süreçleri eğitimsel başarıyı belirleyen önemli bir değişken olarak görülmektedir. Öğrencilerde son yıllarda artan duygusal yorgunluk, yalnızca psikolojik bir durum olarak değil; aynı zamanda eğitim sisteminin yapısal sonuçlarından biri olarak dikkate alınmayı gerektirmektedir. Duygusal yorgunluk, öğrencinin akademik ve sosyal uyum sürecini doğrudan etkileyen, motivasyon kaybı, tükenmişlik, içe kapanma ve öğrenme isteğinde azalma gibi belirtilerle ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, çağdaş eğitim ortamlarında öğrencilerin duygu durumlarını etkileyen faktörlerin analiz edilmesi, etkili eğitim politikalarının geliştirilmesi açısından önem taşımaktadır.

Amaç

Bu çalışmanın temel amacı, öğrencilerde giderek daha görünür hâle gelen duygusal yorgunluk olgusunu kavramsal ve kuramsal bir çerçevede incelemek; literatürde yer alan bulgulardan hareketle bu olgunun nedenlerini, eğitim ortamlarındaki yansımalarını ve çözüm odaklı önerilerini ortaya koymaktır. Çalışma, özellikle aile, okul, sosyal medya ve eğitim politikalarının öğrenci duygusal iyi oluşu üzerindeki etkilerini bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirmeyi amaçlamaktadır.

Yöntem

Bu araştırmada nitel araştırma desenlerinden döküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Bu kapsamda duygusal yorgunluk, öğrenci iyi oluşu, okul iklimi, psikolojik dayanıklılık ve eğitimde stres gibi temalarla ilgili ulusal ve uluslararası araştırma makaleleri, raporlar, akademik kitap bölümleri, eğitim politikası dokümanları ve psikoloji alanındaki kuramsal çalışmalar incelenmiştir. Toplanan belgeler içerik analizi tekniğiyle çözümlenmiş, tekrar eden kavramlar temalar hâline getirilmiş ve bulgular bu temalar doğrultusunda yapılandırılmıştır.

Bulgular

Döküman analizinden elde edilen bulgular, öğrenci duygusal yorgunluğunu şekillendiren dört ana tema ortaya koymuştur:

1. Akademik Baskı ve Performans Odaklı Eğitim Yapısı:

Son yıllarda artan sınav rekabeti ve performans temelli değerlendirme uygulamaları, öğrencilerde sürekli bir yeterlik kaygısı ve başarısızlık korkusu oluşturmakta; bu durum duygusal tükenmişlik belirtilerinin yoğunlaşmasına yol açmaktadır.

2. Dijital Medya ve Sosyal Karşılaştırma Süreçleri:

Sosyal medya, öğrencilerin benlik algılarının şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Araştırmalar, çevrimiçi ortamda maruz kalınan sosyal karşılaştırmaların, özellikle ergenlerde duygusal kırılganlığı ve yetersizlik algısını artırdığını göstermektedir.

3. Aile Beklentileri ve Psikolojik Baskı:

Ailelerin iyi niyetli fakat aşırı başarı odaklı tutumları, öğrencilerde performans kaygısını yükseltmekte ve duygusal yorgunluğu tetikleyen önemli bir faktör hâline gelmektedir.

4. Okul İklimi ve Akran Dinamikleri:

Okul ortamındaki rekabetçi atmosfer, akran ilişkilerinin değişken yapısı ve öğretmen-öğrenci iletişimindeki zayıflık, öğrencilerin duygusal yıpranmasını hızlandıran yapısal unsurlar arasında yer almaktadır. Okul ikliminin destekleyici olmaması, öğrencilerin kendini güvende hissetmesini zorlaştırmakta ve psikolojik yüklerini artırmaktadır.

Sonuç ve Öneriler

Elde edilen bulgular, duygusal yorgunluğun yalnızca bireysel bir psikolojik durum değil; eğitim sisteminin yapısal ve kültürel bileşenleriyle ilişkili bir olgu olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda;

- Öğrenci duygusal iyi oluşunu merkeze alan okul temelli programların geliştirilmesi,

- Öğretmenlere yönelik duygu yönetimi, sınıf içi gözlem ve öğrenciyi tanıma becerilerinin güçlendirildiği hizmet içi eğitimlerin artırılması,

- Ailelerin beklenti yönetimi, iletişim dili ve çocuğun psikolojik sınırlarını anlama konusunda bilinçlendirilmesi,

- Dijital medya okuryazarlığı ve sağlıklı dijital davranışlara ilişkin rehberlik çalışmalarının yaygınlaştırılması,

- Okul iklimini destekleyici, öğrencilerin kendini güvende hissettiği sosyal alanların güçlendirilmesi

öğrencilerin duygusal yorgunluğunu azaltmaya yönelik önemli adımlar olarak görülmektedir.

Bu çalışma, öğrenci duygusal yorgunluğu konusunun eğitim politikalarında ve okul uygulamalarında daha görünür hâle getirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Kaynakça:

  • Aypay, A. (2020). Öğrenci iyi oluşu ve okul iklimi ilişkisi. Eğitim ve Bilim, 45(201), 45–62.
  • Lazarus, R. S., & Folkman, S. (1984). Stress, appraisal and coping. Springer.
  • Seligman, M. (2011). Flourish: A visionary new understanding of happiness and well-being. Free Press.
  • Özdemir, M., & Kocayörük, E. (2018). Ergenlerde psikolojik dayanıklılık ve duygusal tükenmişlik. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 8(50), 15–32.
  • Steinberg, L. (2014). Age of opportunity: Lessons from the new science of adolescence. Houghton Mifflin Harcourt.
  • World Health Organization. (2021). Mental health of children and adolescents: A global overview. WHO Publications.