Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular Klinik Psikoloji İletişim
 SÖZLERİN MASKESİ

SÖZLERİN MASKESİ

Edebiyat 12 Aralık 2025 12:24 - Okunma sayısı: 63

NERMİN ÇETİN

Dil, insanlık tarihinin en büyük icadıdır ama diğer yandan da insanın insana kullanabileceği en tehlikeli silahıdır aynı zamanda. Çoğu zaman kelimeleri saf bir iletişim aracı, düşünceyi aktaran bir şeffaf taşıyıcı zannederiz. Oysa dil, öyle şeffaf ve saf değildir. Opaktır, kurgusaldır ve manipülatif bir doğası vardır. Sözcükler gerçeği sadece yansıtmakla kalmaz aynı zamanda onu inşa eder. Günümüzde bilgi bir sel gibi üzerimize akmaktadır. Böyle bir çağda, okuyan zihinler için asıl mesele "ne söylendiğini" anlamak yerine söylenenin ardındaki niyeti çözümleyebilmektir.

İletişim, görünen ile kastedilen arasındaki o tekinsiz boşlukta gerçekleşir. Gündelik ilişkilerimizde, "nezaket" adı altında paketlenmiş ne kadar da çok tahakküm cümlesiyle karşılaşırız. "Senin iyiliğin için söylüyorum" cümlesi, çoğu zaman "Benim doğrularıma itaat etmen için kendi iradenden vazgeçmeni sağlamaya çalışıyorum" demenin diplomatik yoludur. Ya da "Sen çok hassassın" ifadesi, aslında karşıdaki kişinin duygusal tepkilerini görmezden gelerek yapılmış olan saygısızlığı meşrulaştırma gayretidir.

Derinliği olan bir zihin için kelimeler sadece iletişim aracı değil, işlenmesi gereken birer cevherdir. Çünkü erk yani iktidar; ki bu ister evdeki ebeveyn, ister sevgilideki ego, isterse devlet olsun, dilin içinde saklıdır. Söylenen söz, çoğu zaman söylenmek isteneni gizlemek için örülmüş bir duvardır.

Hakikat Sonrası Çağda İllüzyonistlerin Sahnesi

Bu durum, toplumsal alanda çok daha karmaşık bir "rıza üretimi" mekanizmasına dönüşür. Medya kanaat önderleri, artık bize ne düşüneceğimizi dikte etmekten çok neyi konuşup neyi konuşmayacağımızı belirleyen gündemin usta mühendisleridir.

Ekranlarda izlediğimiz o hararetli tartışmalar, gerçekte birer "cambaza bak" oyunudur. Toplumun kolektif bilinci ekonomi, adalet, yozlaşma gibi gerçek ve yakıcı sorunlardan uzaklaştırılarak sembolik, magazinel ve kutuplaştırıcı yapay gündemlere hapsedilir. Burada kullanılan dil, özellikle seçilmiş düşmanlaştırıcı kodlarla yüklüdür. Amaç, bireyin gerçekçi ve objektif düşünme yetisini kaybetmesini sağlamak, onu ilkel bir "biz ve onlar" noktasında hareket etmeye zorlamaktır. Bir toplumun entelektüel ölümü, kelimelerin anlamını yitirip içinin boşaldığı ve birer slogana dönüştüğü yerde başlar.

Peki, bu kuşatma altındaki zihin özgürlüğünü nasıl koruyacak? Bunun cevabı "eleştirel okuma" disiplinindedir. Bu disiplin gelişmelidir. Zira okumak pasif bir eylem olmaktan ziyade yazarla, metinle ve arkasındaki niyetle girişilen zihinsel bir düellodur.

Nitelikli bir okur, metnin satır aralarını okumayı bilen kişidir. O, Dostoyevski’nin karakterlerinde insan ruhunun karanlık dehlizlerini gördüğü için gerçek hayattaki bir politikacının veya tüccarın yüzündeki sahte gülümsemenin ardını da görebilir. Edebiyat bize başkalarının zihnini okuma yeteneği de kazandırır. Kelime dağarcığı geniş olanın düşünce ufku da geniştir. Dolayısıyla manipüle edilmesi zorlaşır. Çünkü kavramlara hâkim olan, o kavramlarla kurulan tuzakları da fark eder.

Bir aydın için şüphe hastalık değil erdemdir. Önümüze konulan her cümleyi, her haberi, her vaadi bir kuyumcu titizliğiyle tartmak zorundayız.

Sözcüklerin hangi niyeti yansıttığını anlamak bir hayat mücadelesi, bir varoluş mücadelesidir. Zira dilin efendisi olmayan onun kölesi olur. Özgürleşme ancak bize sunulan hazır düşünceleri reddedip olayların ve sözlerin ardındaki "neden" sorusunun peşine düşmekle olur. Unutmayalım ki okumak anlamak ve öğrenmek için değil, aynı zamanda maruz kalmamak, korunmak ve kendi gerçeğimizi inşa etmek için yapılan bir eylemdir.

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Edebiyat
Mevlana ve Günümüzde Mevlevilik

Edebiyat08 Aralık 2025 22:42

Mevlana ve Günümüzde Mevlevilik

Heidegger’i Heidegger Anlatırsa

Edebiyat20 Kasım 2025 22:36

Heidegger’i Heidegger Anlatırsa

İstanbul’a, Gençliğimize, Bize Dair Bir Yolculuk (Deneme – Gezi /1974 Mezunları Buluşması Üzerine)

Edebiyat17 Kasım 2025 22:26

İstanbul’a, Gençliğimize, Bize Dair Bir Yolculuk (Deneme – Gezi /1974 Mezunları Buluşması Üzerine)

Kulaktan Dolma Bilgeliğin Dayanılmaz Ağırlığı

Edebiyat13 Kasım 2025 08:19

Kulaktan Dolma Bilgeliğin Dayanılmaz Ağırlığı

Ahlak ve Siyaset Kitabı:Kutadgu Bilig

Edebiyat10 Kasım 2025 19:56

Ahlak ve Siyaset Kitabı:Kutadgu Bilig

UZAKLARDA BİR KİTAP ŞENLİĞİ (2)

Edebiyat26 Ekim 2025 23:05

UZAKLARDA BİR KİTAP ŞENLİĞİ (2)

UZAKLARDE BİR KİTAP ŞENLİĞİ (1)

Edebiyat23 Ekim 2025 22:57

UZAKLARDE BİR KİTAP ŞENLİĞİ (1)

Çocuk Edebiyatı Nedir Ne Değildir?

Edebiyat12 Ekim 2025 19:10

Çocuk Edebiyatı Nedir Ne Değildir?

Geleceğe Yazılmış Bir Mektup: Yolculuğum İnsan

Edebiyat06 Ekim 2025 18:38

Geleceğe Yazılmış Bir Mektup: Yolculuğum İnsan

ANI ANLATMA DOZU

Edebiyat03 Ekim 2025 17:23

ANI ANLATMA DOZU