Nefretin Hedefinde Olmak: Göçmenlere Yönelik Nefret Suçları ve Psikolojik Etkileri
Psk. Beyza Nur SARIa, Prof. Dr. Gülbahar BAŞTUĞb
.
a Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Adli Psikoloji Yüksek Lisans programı
b Ankara Üniversitesi Sağlık Hizmetleri MYO; Adli Bilimler Enstitüsü Adli Psikoloji Anabilim Dalı Başkanı
Benliğimizin bir parçası olan etnik kimlik, cinsel yönelim ya da dini inanış gibi faktörler sebebiyle bir suç eyleminin hedefi haline gelme ihtimalimiz olabilir mi?
.
Bir gruba aidiyet geliştiren birey bu gruba yönelik güçlü bağlara sahip olabilir. Fakat kimi durumlarda, birey çeşitli faktörlerin de etkisiyle kendi grubundan olmayan “yabancı” olarak gördüğü kişilere yönelik olumsuz tutumlar sergileyebilir. Bu çerçevede “yabancı” olarak gördüğü bireyi kendi özellikleri doğrultusunda değil aidiyet duyduğu grubun özellikleriyle değerlendirebilir ve olumsuz davranışlarda bulunabilir. Grup temelli değerlendirmeler sonucu ortaya çıkan bu olumsuz davranışların niteliği nefret suçu ya da nefret söylemi kategorisine dahil edilebilecek kadar yıkıcı olabilir (Tayınmak, 2021). Bu yazıda öteki olarak nitelendirilen gruplara ya da bireylere yönelik olarak gerçekleştirilen nefret suçları üzerinde durulacaktır.
.
Son yıllarda gerçekleştirilen araştırmalarda nefret suçu olarak kategorize edilen suç eylemlerinin yaşanma sıklığının arttığı belirtilmiştir (Ersoy, 2018). Bireyin bir gruba yönelik olarak sahip olduğu olumsuz kalıp yargıların eyleme geçirilmesi olarak ele alınabilen nefret suçu ve söylemi hem eylemde bulunana hem de maruz kalana zarar vermektedir. Bu doğrultuda nefret suçlarına neden olan faktörlerin belirlenmesi ortaya çıkan suç eylemlerinin azaltılması açısından önemlidir (Tayınmak, 2021).
.
Türkiye son yıllarda komşu ülkelerde yaşanan iç karışıklık, savaş ya da çatışma gibi insan yaşamını tehdit eden olaylar sonucunda çok fazla göç almıştır. Göç hem yaşadığı ülkeyi terk etmek zorunda kalan birey için zorluklar içermekte hem de göç alan ülkede farklı sonuçlara sebep olmaktadır. Türkiye’nin de yer aldığı sık göç alan ülkelerde nefret suçları gibi olumsuz sonuçlar gözlenebilmektedir (Öztürk, 2022). Türkiye örneklemine bakıldığında nefret suçları çoğunluklu olarak dil, din, ırk, cinsel yönelim ve etnik köken gibi özelliklere yönelik olarak var olan olumsuz kalıp yargılar çerçevesinde gerçekleşmektedir (Armutçu, 2016).
.
Peki nefret suçu ve nefret söylemi kavramları ne ifade etmektedir? Nefret suçu kavramı alanyazında yeni tanımlanmaya başlanan bir suç kategorisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Her toplum kendi kültürü ve toplumsal yapısı çerçevesinde farklı eylemleri suç olarak nitelendirir. Bu doğrultuda uluslararası alanyazında nefret suçunun tanımlanması ve hangi eylemlerin bu kategoriye dahil edilmesi gerektiği konusunda bazı zorluklar ortaya çıkmıştır (Boeckmann ve Turpin-Petrosino, 2002).
.
Nefret suçu ilk olarak 1985 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşen Afrikan Amerikan vatandaşlara yönelik suçları tanımlamak amacıyla ortaya atılmıştır. Bir suçun nefret suçu kapsamında değerlendirilebilmesi için eylemin var olan olumsuz yargılar temelinde gerçekleşmesi ve yasalar tarafından suç olarak tanımlanması gerekmektedir (Green, McFalls ve Smith, 2001). Nefret suçuna örnek olarak olumsuz kalıp yargılar nedeniyle gerçekleştirilen mülke yönelik zarar, taciz, zorbalık, yaralama, öldürme, kundaklama ya da tehdit gibi suç eylemleri sayılabilir (Bulunmaz, 2015). Türk Ceza Kanunu (2004) 122. maddesinde “Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle;
.
.
Nefret söylemi nefret suçu içerisinde tanımlanan önemli başka bir kavramdır. Nefret söylemi bir gruba dair yerleşik olan olumsuz kalıp yargılar temelinde hedef aldığı bireyi yaralamayı ya da küçük düşürmeyi amaçlayan her türlü ifadeyi kapsamaktadır (Boeckmann ve Turpin-Petrosino, 2002). Her türlü nefret eylemini teşvik eden, yaygınlaştıran ya da meşru kılan ifadeler için de bu kavram kullanılmaktadır (Weber, 2009). Nefret söylemleri ileride gerçekleşebilecek olan nefret suçlarının öncülleri olarak ele alınabilir (Ataman, 2009). Ülkemizde son zamanlarda özellikle medyada Suriyeli ve Afgan göçmenlere yönelik nefret söylemlerinin artması ileride yaşanabilecek suç eylemleri için önemli bir işarettir (Karamete, 2019).
.
Nefret suçu eylemi sadece bireyde olumsuz sonuçlar yaratmakla kalmaz aynı zamanda grubun zarar görmesine de sebep olur. Diğer suç türlerinden daha şiddetlidir ve hedeflenen grubun bütünlüğünü zayıflatan bir korku açığa çıkarır (Chermak ve ark., 2012). Nefret suçları genellikle mesaj suçları olarak tanımlanır. Hedeflenen topluluklar arasında korku, öfke, güvensizlik ve kırılganlık duygusunu yaymak için tasarlanmışlardır (Viggiani, 2018).
.
Nefret suçu eylemlerinin nedenleri incelendiğinde ekonomik, politik, kültürel ve sosyal faktörlerin etkili olduğu tespit edilmiştir. Nefret suçlarının ortaya çıkmasında toplum içerisindeki gruplararası dinamiklerin önemli bir faktör olduğu görülür. Toplum içerisinde birey kendisini ait hissettiği gruba yönelik olarak “biz” algısını oluşturur. Biz kavramı ayrıca kendi antitezini üretir ve önümüze “öteki” kavramı gelir. Toplum içerisinde var olan işsizlik, konut problemi ya da suç oranının artması gibi sorunlar “öteki” olarak adlandırılan grup ile bağdaştırılabilir. Bireyler öteki olarak algıladıkları yabancı grupların topluluklarından gitmesi halinde problemlerinin çözüleceğine dair algılar oluşturabilir. Bu tür olumsuz değerlendirmelerin yaygınlaşması durumunda nefret suçu ve nefret söylemleri ortaya çıkabilir (Öztürk, 2022).
.
Nefret suçlarının ortaya çıkmasındaki bir diğer etmen milliyetçi ve ırkçı düşüncelerin artmasıdır. Irkçı düşünceler temel olarak daha önce bilinmeyen, farklı ya da yabancı olarak değerlendirilen durumlara yönelik olarak korku duyulmasından beslenmektedir. Irkçı söylemler belirli ten rengi, etnik köken ya da dil gibi özellikler vurgulanarak biz ve onlar ayrımını arttırır. Birey böyle bir düşünce yapısı içerisinde kendisinden farklı olarak görmeye başladığı gruplara yönelik olarak tehlike algısı oluşturabilir. Ayrıca terör ya da ekonomik kriz gibi zorlu dönemlerde yabancı olarak nitelendirilen gruplara yönelik olarak ayrımcı davranışlar sergileyebilir. Bu kriz dönemlerinde göçmenlere yönelik olarak “sıkıntı veren” , “kötü” ya da “tehlikeli” gibi gerçeğe uygun olmayan yargılamalar yapılabilir. Özellikle son zamanlarda Türkiye’de yaşanan ekonomik zorluklar sonrasında “günah keçisi” olarak göçmenlerin seçildiği görülmüştür (Irak, 2022).
.
Nefret suçlarının nedenlerini ele alırken medyanın değerlendirmesi de önemlidir. Yazılı medya kaynakları incelendiğinde haberlerin sunulmasında kullanılan kelimelerin nefret suçu eylemlerinin yaygın hale gelmesinde, meşru algılanmasında ve eylemlerin altında yatan ayrımcılığın göz ardı edilmesinde etkili olduğu görülmüştür. Bu doğrultuda göçmenlerin de içinde yer aldığı azınlık grupları hakkında verilen haberlerde bireylerin dil, din, ırk, cinsel kimlik gibi olayın kendisi ile ilgili olmayan özelliklerinin verilmesinden kaçınılması gerekmektedir (Sosyal Değişim Derneği, 2010). Yapılan bir araştırmada bu duruma örnek olarak medya kaynaklarında sunulan haberlerde Suriyeli göçmenlerin toplum için tehdit oluşturduğuna yönelik etiketleyici ifadelerin bulunduğu tespit edilmiştir. Ayrıca sadece geleneksel medya kaynakları değil ayrıca sosyal medya platformlarının da nefret suçu ve nefret söylemini yaygınlaştıran bir etkiye sahip olduğu dikkat çekicidir. Sosyal medya platformlarında kullanıcıların kimliklerini gizleyerek anonim olarak paylaşım yapma olanağının olması nefret suçu sayılabilecek söylemleri daha kolay bir şekilde paylaşmalarına yol açabilmektedir. Bu paylaşımların yaygınlaşması toplumda göçmenlere yönelik olarak var olan olumsuz tutumların da artmasına neden olmaktadır (Öztürk, 2022).
.
Nefret suçu ve söyleminin ne olduğu ve olası nedenlerini tanımladıktan sonra birey üzerinde yarattıkları etkileri ele almak da önemlidir. Peki nefret suçuna maruz kalmak birey üzerinde nasıl bir etki yaratır? Nefret suçuna maruz kalmak bireyin psikolojik ve sosyal iyi oluşunu olumsuz yönde etkilemektedir. Bu iyi oluş halinin zarar görmesi dolaylı yoldan topluluğun tümüne zarar verir. Nefret suçları olarak ele alınan suç eylemleri grup içerisindeki güvenlik algısını zarara uğratır ve azalmasına yol açar. Böylece bireyler o topluluk içerisinde kendilerini tehdit altında hisseder. Gruplar kendilerini hedef alınmış, savunmasız kalmış ve öfkeli hissedebilir (Bell ve Perry, 2015). Nefret suçları diğer suçlardan ayırıcı bir özellik olarak bireyin kendisini değil ait hissettiği grubu hedef alır. Nefret suçunda temel hedef bireyin grup aidiyetidir. Bu açıdan nefret suçlarının sadece bireysel düzeyde ele alınması doğru olmayacaktır. Nefret suçları incelenirken değerlendirmelerin gruplararası dinamikleri temele alarak yapılması daha uygun olacaktır (Göregenli, 2009).
.
Nefret suçuna maruz kalmak bireyin güvenlik duygusunu zedeleyerek büyük bir korku ortaya çıkarır. Suç eylemine maruz kalan birey gerçekleşen bu suçun daha sonrasında tekrar başına geleceğini düşünmeye başlar, kendini toplumun bir parçası olarak hissetmez ve aynı zamanda kabul görmediğini de hissetmeye başlar. Gerçekleşen mağduriyetin ardından hukuki süreçlerin büyük bir özenle yürütülmesi mağdurun ikincil travmalara maruz kalmaması için önemlidir. Hukuki süreçlerin yönetilmesi esnasında kolluk kuvvetleri ve yargı organları tarafınca birey kendisinin ciddiye alınmadığını hissederse yaşanılan travma daha da yaralayıcı bir boyuta ulaşabilir. Nefret suçuna maruz kalan bireyde fiziksel zararın yanı sıra suça maruz kalma korkusunda artış, tekrar fiziksel zarar görme korkusu, uzun süreli stres, gerginlik, güvenlik endişesi, öfke tepkileri, kendini toplumdan izole etme ve kendini suçlama davranışları görülebilir. Nefret suçuna maruz kalan bireyde yoğun suçluluk duyguları görülebilmektedir. Bunun nedeni toplum tarafından gerçekleşen suçun asıl sorumlusunun mağdurun aidiyeti, kimliği, varoluşu ve davranışları olarak görülmesi olabilir (Sosyal Değişim Derneği, 2010).
.
Nefret suçlarına maruz kalan bireylerdeki psikolojik etkiler incelendiğinde travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), major depresyon, kaygı, anksiyete ve stres belirtilerinin görüldüğü tespit edilmiştir (Taymak, 2021). Nefret suçu mağdurlarının uzun süreli TSSB semptomlarından muzdarip olduğu yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Ayrıca gerçekleştirilen araştırmalar diğer suç türleriyle karşılaştırıldığında nefret suçuna maruz kalmanın bireyin üzerinde daha fazla travmatik etki bıraktığını belirtmiştir (Craig Henderson ve Sloan, 2003). Nefret suçu mağdurları yaşanılan suç eyleminin ardından uzun süreli olumsuz etkiler yaşamaktadır. Bunun bir nedeni gerçekleşen eylemin bireyin değiştirilemez bir özelliği sebebiyle yaşanmasıdır. Bu durumda mağdurlar yaşanılan suç eyleminin etkisini psikolojik ve duygusal olarak atlatmakta zorlanabilir. Ayrıca birey doğrudan maruz kalmasa bile aidiyet kurduğu grubun bir üyesine yönelik olarak gerçekleştirilen nefret suçuna tanık olma halinde de benzer travmatik tepkileri verebilir (Farrell ve Lockwood, 2023).
.
Nefret suçuna maruz kalan birey yaşadığı güvensizlik, suç korkusu ve özgüven kaybı doğrultusunda toplumsal aidiyet duygusu zayıflar ve kendilerini topluluklarından da izole edebilir. Böylece birey yalnızlaşmakta ve travmaya bağlı etkiler daha da artmaktadır (Benier, 2017). Mağdurların yaşadığı psikolojik etkiler onların günlük yaşama katılımlarını, sosyal ilişkilerini ve benlik saygılarını etkileyerek işlevselliklerinin bozulmasına neden olmaktadır. Bu nedenle nefret suçlarının mağdur üzerindeki yıkıcı etkileri göz önüne alındığında mağdurlara yönelik olarak psikososyal destek ve müdahale programlarının geliştirilmesi önemlidir (Williams ve Tregidga, 2014).
.
Birey olarak hepimiz aidiyet kurmak ve kabul görmek isteriz. “Biz” ve “onlar” ayrımı ile başlayan çatışmalar nefret suçuna varacak kadar yıkıma yol açabilir. Nefret suçları özellikle ulusal kriz dönemlerinde göçmenlere yönelik olarak daha fazla görülebilmektedir. Kendi zihnimizde yarattığımız sorumlular sorunlarımızın asıl muhatabı değildir. Fakat en çok zararı hedef alınan bu grup ya da bireyler görmektedir. Dil, din, etnik köken ya da cinsel yönelim gibi değiştiremeyecekleri bir özellik nedeniyle hedef hâline gelen bu bireylerde travmatik etkiler daha uzun süreli olarak görülür. Tüm bunların neticesinde, özellikle ülkemizde artmaya başlayan nefret söylemlerine müdahale etmek daha sonrasında karşımıza çıkacak olan nefret suçlarının önüne geçecektir. Nefret suçlarının nedenlerinin ve müdahale yöntemlerinin anlaşılabilmesi için daha fazla çalışmanın yapılması gerekmektedir. Özellikle sosyal medyanın nefret söylemleri üzerindeki etkisi ve nefret suçlarını artırma ihtimali değerlendirilmelidir.
.
Kaynaklar
Armutçu, O. (2016). İlk kez nefret suçları tanımlandı. Hürriyet. https://www.hurriyet.com.tr/gundem/ilk-kez-nefret-suclari-tanimlandi-40265961 adresinde 18 Mayıs 2025 tarihinde alınmıştır.
Ataman, H. (2009). Nefret suçlarının bugünü. İçinde Antihomofobi Kitabı–3 (ss. 55–56). Lambdaistanbul Yayınları.
Bell, J. G., ve Perry, B. (2015). Outside looking in: The community impacts of anti-lesbian, gay, and bisexual hate crime.Journal of homosexuality,62(1), 98-120. https://doi.org/10.1111/1540-4560.00257
Benier, K. (2017). The harms of hate: Comparing the neighbouring practices and interactions of hate crime victims, non-hate crime victims and non-victims. Critical Criminology, 25(1), 23–40. https://doi.org/10.1007/s10612-016-9325-0
Boeckmann, R. J., ve Turpin?Petrosino, C. (2002). Understanding the harm of hate crime.Journal of social issues,58(2), 207-225. https://doi.org/10.1111/1540-4560.00257
Bulunmaz, B. (2015). Yeni medyada nefret söylemi ve üniversite öğrencilerine yönelik bir araştırma.Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,8(1), 73-88. https://doi.org/10.12780/uusbd.44538
Chermak, S. M., Freilich, J. D., Parkin, W. S., ve Lynch, J. P. (2012). American terrorism and extremist crime data sources and selectivity bias: An investigation focusing on homicide events committed by far-right extremists.Journal of quantitative criminology,28(1), 191-218. https://doi.org/10.1007/s10940-011-9156-4
Craig-Henderson, K., ve Sloan, L. R. (2003). After the hate: Helping psychologists help victims of racist hate crime.Clinical Psychology: Science and Practice,10(4), 481. https://psycnet.apa.org/doi/10.1093/clipsy.bpg048
Derneği, S. D. (2010). Ulusal basında nefret suçları: 10 yıl, 10 örnek.Sosyal Değişim Derneği Yayınları.
Ersoy, U. (2018). Çağımızın pandemisi: Nefret suçları.Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, (35), 111-174.
Farrell, A., ve Lockwood, S. (2023). Addressing hate crime in the 21st century: Trends, threats, and opportunities for intervention.Annual Review of Criminology,6(1), 107-130. https://doi.org/10.1146/annurev-criminol-030920-091908
Göregenli, M. (2009). Ayrımcılığın şiddeti: Nefret suçları.Anti-Homofobi Kitabı: Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma, Ankara: Ayrıntı Basımevi.
Green, D. P., McFalls, L. H. ve Smith, J. K. (2001). Hate crime. Annual Review of Sociology, 27, 479-504.
Irak, H. (2022). Twitter’in karanlık yüzü: Nefret söylemleri.Communicata, (24), 1-12. https://doi.org/10.5152/communicata.2022.22518
Karamete, F. (2019).Twitter'Da Suriyeli Mültecilere Yönelik Nefret Söylemi [Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi].
Öztürk, F. E. (2022). Çevrimiçi Okur Yorumlarında Suriyeli Sığınmacılara Yönelik Nefret Söylemi: Altındağ Örneği.İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,14(4), 508-530.
Tayınmak, İ. (2021). Nefret söylemleri ve nefret suçlarının sosyal psikoloji bakış açısı ile incelenmesi: Bir derleme. Nesne, 9(22), 938-957. DOI: 10.7816/nesne-09-22-11
Toker, Ç. D. ve Aslan, K. (2023). Türkiye’de Lgbt Olmak: Ayrımcılık, Şiddet Ve Memnuniyet Üçgeninde Kesit Veri Analizi.BİDGE Yayınları, 210.
Türk Ceza Kanunu. (2004). 5237 Sayılı Ceza Kanunu Genel Hükümler. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5237&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5 adresinden 17 Mayıs 2025 tarihinde alınmıştır.
Viggiani, G. (2018). Running through Hurdles: Obstacles in the Access to Justice for Victims of Anti-LGBTI Hate Crimes. Lambda Warsaw Association
Weber, A. (2009). Nefret söylemi el kitabı. Avrupa Konseyi Yayınları
Williams, M. L., ve Tregidga, J. (2014). Hate crime victimization in Wales: Psychological and physical impacts across seven hate crime victim types.British Journal of Criminology,54(5), 946-967.
Psikoloji-Sosyal Psikoloji02 Haziran 2025
Klinik Psikoloji02 Haziran 2025