Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
SEÇİMLERİMİZ

SEÇİMLERİMİZ

Edebiyat 08 Mart 2025 13:27 - Okunma sayısı: 188

Hayat asla düz bir yolda yürümek değil...

SEÇİMLERİMİZ

Rengin Yılmazer

Son dönemlerde başka başka cephelerde kendimce çarpışmalarım oldu. Bazılarından zaferle, bazılarından yara bere içinde çıktım. Konu, konuk ve sonuç ne olursa olsun kendimi bir adım ileriye götürecek o “bilgi”yi öğrenmeyi amaç edindim.

Malum hayat asla düz bir yolda yürümek gibi değil. Tümseği, çukuru; güneşi, yağmuru olabiliyor. Kolaylıkla yürümek her zaman için mümkün olmasa da rahat bir ayakkabı seçmek belki bir parça da olsa zorlukları bertaraf etmek için kullanılabilir. İşte ben o ayakkabı seçiminin “niyetlerimiz” olduğuna inananlardanım.

Benim niyetim “mutlu” olmak. Derdim kendimle. “Ne yaparsam mutlu olurum?” diye sorarım sıklıkla kendime. Mesela hayatımda gerginlik olmadığında mutluyum. İstemediğim zaman “hayır” diyebildiğimde… Deniz havasını içime çekebildiğimde… Toprağa basabildiğimde… Arkadaşlarımla kahkahalarla gülebildiğimde… Kızım beni “en eğlenceli anne” ilan ettiğinde… İşimde başarılı olabildiğimde… Beyaz sayfaları kendi kelime sıralamamla doldurabildiğimde… Yaşadığım acı olaylar karşısında kaderi suçlayıp, kurban gibi hissetmek yerine; o olaydan süzüp almam gereken “bilgi”yi alabildiğimde…

Daha örneğim çok elbette. Bunlar bir çırpıda aklıma gelenler.

Tüm bunlar benim “mutlu” hissetmeme katkı sağlıyorsa o zaman ben bunları zıtlarına tercih ederek yaşarım, yaşamalıyım. Akşam yastığa başımı koyduğumda o günü gerçekten yaşamış gibi hissetmeliyim.

Babam ben çocukken bir olaya itiraz ettiğimde “Çözümüyle gel, değerlendirelim olabilecek bir şey mi? İtiraz etmek için itiraz etme.” demişti bir defasında. Büyürken, çalışma hayatımda, kızımı büyütürken bu yaklaşımdan çok yararlandım. Hayatta itiraz edebileceğimiz pek çok şey yaşanıyor. Çözüm düşünüyorum ben hemen. Sorunda kalmanın hiçbir faydası yok çünkü. Her çözüm de uygulanabilir olmayabiliyor, evet. O zaman sorunu gerçek bir sorun olarak kabul ederek çevresinden dolanmak gerekiyor. Başında durup “tüh, tüh” diyerek zaman öldürmenin anlamı yok.

Mutlu olmanın bir seçim olduğuna ikna olduğum yıllarda mutluluğun en büyük düşmanının “beklenti” olduğunu da tespit etmiştim ki Shakespeare’in bir sözü karşıma çıktı:

Ben hep mutluyum.

Neden biliyor musun?

Çünkü kimseden bir şey beklemem.

Beklenti her zaman yaralar.

Ne kadar doğru, öyle değil mi? İnsanın sadece -farkında olduğu ölçüde- kendi duygu, düşünce ve davranışlarına yön verebildiği bir hayatta bir başkasından beklentilerinin olması, aslında sonu yüksek ihtimal hüsranla bitecek bir durum. Oysaki beklentilerimizi şöyle kenara alsak, hayal kırıklıklarına mahal vermeyeceğimiz gibi yaşadığımız her güzellik de bir sürpriz olacak.

İşte ben oralardayım sanırım. İlişkilerden, kişilerden beklentim yok. Hayatın sürprizlerine tamamen açığım. Şu bir zamanlar özensizlik gibi hissettiğim “akışa bırak” cümlesini de artık anlıyor ve hatta uyguluyorum. Ne güzelmiş, neşe ve güvenle akmak… Yüksüz…Endişesiz… Çünkü iyi şeylerin olacağına dair taşıdığın inanç, algını yönetmene yardım ediyor ve yaşanan olaylardan kendi faydana olan kısmı çıkarmaya itiyor seni. Böylece olumsuzu görmüyor, altını çizmiyor ve kolaylıkla o engelin üzerinden atlayıveriyorsun.

Seçimin mutlu olmaktı, başardın. Niyetin bilgiyi almaktı, öğrendin.

Şimdi sen de beklentilerini toplayıp, bir kenara ayır. Belki hemen vazgeçemezsin; ama onlarsız da olabiliyor mu, bir dene bakalım. Başarabildiğinde, ferahlamış hissedeceksin. Daha tenha, daha hafif… Ve inan, yaşam, vazgeçebildiğin gölgelerin boşluklarını, güneşli, sıcacık ihtimallerle dolduracak.

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Edebiyat
1 MAYIS 1977

Edebiyat01 Mayıs 2025 01:58

1 MAYIS 1977

Sanatın İyileştirici Gücü ve Toplumsal Dönüşümdeki Yeri

Edebiyat29 Nisan 2025 19:45

Sanatın İyileştirici Gücü ve Toplumsal Dönüşümdeki Yeri

AMASYA'DA BİR HAFTA SONU (SON)

Edebiyat26 Nisan 2025 23:25

AMASYA'DA BİR HAFTA SONU (SON)

MEKTUPLA KURGULANAN İNSANCIKLAR

Edebiyat25 Nisan 2025 23:55

MEKTUPLA KURGULANAN İNSANCIKLAR

ŞİİR HİKÂYELERİNE HERMENEUTİK (YORUM BİLGİSİ) AÇIDAN BAKIŞ

Edebiyat25 Nisan 2025 09:24

ŞİİR HİKÂYELERİNE HERMENEUTİK (YORUM BİLGİSİ) AÇIDAN BAKIŞ

Neden Yanılıyoruz?

Edebiyat24 Nisan 2025 13:51

Neden Yanılıyoruz?

Düzenimiz ve Yanılgımız Üzerine

Edebiyat18 Nisan 2025 20:05

Düzenimiz ve Yanılgımız Üzerine

AMASYA’DA BİR HAFTA SONU (3)

Edebiyat17 Nisan 2025 23:15

AMASYA’DA BİR HAFTA SONU (3)

BAYRAM VE ALVARLI MEHMET EFENDİ’NİN BAYRAM ŞİİRİ ÜZERİNE

Edebiyat15 Nisan 2025 17:12

BAYRAM VE ALVARLI MEHMET EFENDİ’NİN BAYRAM ŞİİRİ ÜZERİNE

SEVİYE ATLAMAK

Edebiyat10 Nisan 2025 20:11

SEVİYE ATLAMAK