Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

Yetişkin Eğitimi (Söyleşi)

Prof. Dr. Mehmet Teyfur-Hasan Güneş

Kategori: Eğitim Bilimleri - Tarih: 22 Mayıs 2025 01:44 - Okunma sayısı: 16

Yetişkin Eğitimi (Söyleşi)

Yetişkin Eğitiminin Toplumsal Düzeni Yeniden Yaratmadaki Rolü

Yetişkin eğitimi, bireylerin yaşam boyu öğrenme süreçlerini destekleyen ve onların toplumsal yaşama etkin biçimde katılmalarını sağlayan önemli bir araçtır. Özellikle değişen toplumsal, ekonomik ve kültürel koşullar karşısında yetişkin eğitimi, bireyleri sadece bilgiyle donatmakla kalmaz, aynı zamanda onların düşünme, sorgulama ve katılım becerilerini geliştirir. Bu yönüyle yetişkin eğitimi, mevcut toplumsal düzenin yeniden şekillendirilmesinde dönüştürücü bir güç haline gelir.

.

Toplumsal düzen, bireylerin ortak değerler, normlar ve kurallar etrafında uyum içinde yaşamasını ifade eder. Ancak bu düzen, her zaman adil ya da kapsayıcı olmayabilir. Yetişkin eğitimi, özellikle dışlanmış ya da dezavantajlı grupların güçlendirilmesini sağlayarak eşitlikçi bir toplumun inşasına katkı sunar. Örneğin, okuryazarlık kursları, mesleki beceri eğitimleri ya da vatandaşlık hakları üzerine verilen seminerler sayesinde bireyler hem kendi yaşamlarını iyileştirir hem de topluma aktif şekilde katılırlar.

.

Ayrıca yetişkin eğitimi, demokratik değerlerin yaygınlaştırılmasında önemli bir işleve sahiptir. Eleştirel düşünme ve toplumsal bilinç kazandıran eğitim programları sayesinde bireyler, sadece kendi sorunlarını değil, toplumun genel sorunlarını da görebilir ve çözüm üretmeye katkı sağlayabilir. Böylece toplumsal katılım artar, toplumsal değişim hız kazanır.

.

Ülkemizde Yetişkin Eğitiminin Toplumsal Gerçeklerle İlişkisi

Türkiye’de yetişkin eğitimi, özellikle son yıllarda artan biçimde önem kazansa da, toplumsal gerçeklerle olan ilişkisi hâlâ sınırlı ve parçalı bir yapıya sahiptir. Ülkenin demografik yapısı, eğitim düzeyindeki eşitsizlikler, kırsal-kentsel farklılıklar, toplumsal cinsiyet rolleri ve ekonomik koşullar gibi faktörler, yetişkin eğitimi politikalarının toplumun gerçek ihtiyaçlarına tam olarak yanıt verip vermediğini sorgulamamıza neden olmaktadır.

.

Türkiye'de okuryazarlık oranı genel olarak artmış görünse de hâlâ kadınlar, yaşlılar ve kırsal bölgelerde yaşayanlar arasında okuma-yazma bilmeyen önemli bir kesim bulunmaktadır. Yetişkin eğitimi bu gruplara ulaşmakta zaman zaman yetersiz kalmakta, açılan kurslar sürdürülebilir olmamakta veya bireylerin gerçek yaşam ihtiyaçlarına uygun içerikler sunmamaktadır.

.

Öte yandan, hızlı toplumsal değişim ve teknolojik dönüşüm karşısında birçok yetişkin, dijital okuryazarlık, mesleki beceri geliştirme ve hak temelli bilgiye erişim gibi alanlarda ciddi eksiklikler yaşamaktadır. Ancak bu alanlara yönelik yaygın, kapsayıcı ve güncel eğitim programları sınırlıdır. Bu da yetişkin eğitiminin toplumsal dönüşümdeki potansiyel etkisini azaltmaktadır.

.

Yetişkin eğitimi uygulamalarında çoğu zaman devletin sunduğu hizmetler ön plandadır; sivil toplum kuruluşlarının katkısı sınırlı kalmaktadır. Oysa toplumsal gerçeklerle örtüşen, yerel ihtiyaçlara duyarlı ve katılımcı bir eğitim yaklaşımı, çok paydaşlı yapılarla mümkün olabilir. Bu da ancak politik kararlılık, yeterli kaynak ve toplumsal farkındalıkla sağlanabilir.

.

Yetişkin Eğitiminde Öğretme-Öğrenme Sürecine Kısa Bir Bakış

Yetişkin eğitimi, çocuklara yönelik eğitimden farklı olarak bireylerin yaşam deneyimlerini, ilgi alanlarını ve ihtiyaçlarını merkeze alan bir anlayışla yürütülür. Bu nedenle yetişkinlerde öğretme-öğrenme süreci, sadece bilgi aktarımından ibaret değildir; katılımcı, deneyime dayalı ve anlam merkezli bir yapıya sahiptir.

.

Yetişkin öğrenmesinde temel ilke, bireyin öğrenmeye istekli olması ve öğrenme sürecine aktif katılmasıdır. Malcolm Knowles’un ortaya koyduğu “yetişkin öğrenme ilkeleri”ne göre yetişkinler, kendi deneyimlerinden öğrenmeyi tercih eder, öğrenme sürecinde bağımsızlık ister ve öğrendiklerinin yaşamsal bir amaca hizmet etmesini bekler. Bu nedenle öğretim yöntemleri bilgi aktaran tek taraflı anlatımlar yerine, tartışma, problem çözme, grup çalışması ve uygulamalı etkinlikler gibi katılımcı tekniklerle yürütülmelidir.

.

Ayrıca yetişkinler, öğrenme sürecinde kendi yaşam koşulları ve sosyal rolleriyle bağlantı kurabildikleri ölçüde daha kalıcı öğrenme yaşarlar. Bu yüzden eğitim içeriklerinin gerçek yaşamla ilişkili, ihtiyaç odaklı ve pratik olması önemlidir. Öğretici ise bu süreçte sadece bilgi veren kişi değil, aynı zamanda rehber, kolaylaştırıcı ve destekleyici bir rol üstlenmelidir.

.

Kısaca, yetişkin eğitiminde öğretme-öğrenme süreci, bireyin yaşamla kurduğu ilişkiyi güçlendiren, katılımcı ve anlamlı bir deneyim olarak tasarlanmalıdır. Böyle bir yaklaşım, öğrenmenin kalıcılığını artırırken, bireylerin toplumsal hayatta daha etkin ve bilinçli roller üstlenmesine de katkı sağlar.

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Eğitim Bilimleri Yazıları