Prof. Dr. Yaşar Bilge
Kategori: Felsefe-Mantık - Tarih: 05 Mayıs 2025 10:39 - Okunma sayısı: 22
İnsanlarla karşılaştığımızda hep daha güzele, daha iyiye yöneldiklerine dair önerme söylemekte. Bu önermelerin niteliklerini, niceliklerini, kiplik durumlarını belirtmek amacıyla bu yazı hazırlanmıştır.
Önermeyle ilgili doğru, tutarlı ve inandırıcı cümlelerle destekleyerek konuşmakta. Olumsuz, yanlış cümleler ise belirtilmemekte. Bu durumda eylemlerini seçerken öngörücü olmakta. Yararlılık, üstünlük, etkililik, kesinlik kriterleri kullanmaktadır. Böyle olunca çoklu karar verme yöntemleri kullanıyor. Bulanık mantık çerçevesinde yanlışlanabilir önerme ile yaşamını sürdürmektedir. Kaygı, korku ile şüpheli durum gözlenince kişi tereddüt etmekte ve başkasının tuzağına düşme potansiyeli taşımaktadır. Bazen tuzak o insanın yaralanmasına, ölmesine; mülkiyet zararına yol açar. İnsan hak ve hürriyetine dair sorun olduğundan hukuki değerlendirme yanı sıra sosyal, tarihi, doğal inceleme de gerekli olur. Bu bir gelişim mi yoksa gerileme mi olduğu başlangıçta bilinemez.
İkilem veya çoklam sorunsalı hep devam eder. Bunlar zorunluluktur. Adaptiv olması için esneklik gerekli. Esnek olan şimdi ve burada olana anlık yanıt verir. Verdiği yanıt sürekli değildir. İzafidir. Gelecek olan geçmişdeki yazılan önermeyi reddeder. Derrida gramatolojisinde tencere telim alınmamış. Ancak alınan tencere yepyenidir. Dolayısıyla sorun değişmiştir. Görüntüdür. Descartes cini sorunuzu tanımaz. Descartes rüyadadır. Potansiyel olana öz mü, varlık mı yoksa kendinde olan mı cevap veririn yanıtını Deleuze’nin şizofreni verir.
Diyalektikte Herakleites in ırmağında ikinci kez yıkanılmaz. O halde tekil olanın şimdi nadirlik çerçevesinde verdiği Hegel in mutlak somut yanıtı zorunludur. Ancak geleceği bağlamayan Gadamer in yorumu. O halde değişen varlığa şimdi mutlak derken olanı, zorunluyu belirtmiştir. Olacak olan potansiyele yer açmıştır. Bu yer özgürlük alanıdır.
Sonuç olarak varlık potansiyelini açığa çıkararak davranış geliştiriyor diye düşünebiliriz. Kültürümüzde “her yiğidin bir yoğurt yiyiş tarzı vardır” sözü gereği muhatabımızı olduğu gibi; eşitimiz tarzında kabul ederek anlama yükümlüğümüz vardır. Bu durum insan hakları gereği yargılama erki olmaksızın dinleme gereğini göstermektedir. Neden sonuç bağı kurma sorunsalları nedeniyle zorunlu durumda monadolojik davranmanın özgürlük olduğu gerekçeleriyle suçlamanın nesnel ve duruma özgü dar manada nadirlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirebileceğimizi düşünebiliriz. Ne dersiniz? Saygı ve sevgi ile.
03 Mayıs 2025 15:17
01 Mayıs 2025 10:17
01 Mayıs 2025 01:58
01 Mayıs 2025 01:31
02 Mayıs 2025 23:16
01 Mayıs 2025 10:20
03 Mayıs 2025 11:26
04 Mayıs 2025 01:35
05 Mayıs 2025 11:30
03 Mayıs 2025 11:01