Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular Klinik Psikoloji İletişim
LODOS ESİNCE

LODOS ESİNCE

Fikir Yazıları 20 Aralık 2025 01:02 - Okunma sayısı: 426

YUSUF İPEKLİ ( EMEKLİ ÖĞRETMEN)

Uzun süredir inmemiştim Kızılay' a. Sıhhiye köprüsünden yukarı doğru yürümemiştim uzun zamandır ellerim cebimde. Nedir, ne haldedir, nicedir unutmuştum aslında oraları.

Kafama esti. Dışkapı'dan bindim otobüse. Sağa sola meraklı meraklı baktım. Çankırı caddesi oldukça sakindi. YİBA suskun, Roma Hamamı kalıntıları terkedilmiş gibiydi. Zindana takıldı bir ara gözüm. İçim acıdı. Ulus bomboştu. Rüzgarlı bomboştu. Uğrağa uğrayan kalmamış gibi geldi.

İşbankası, Sümerbank binası, Kurtuluş Savaşı Müzesi, Perepalas, Ziraat Bankası binası, Ulus EML, Osmanlı Bankası, PTT müzesi ve Tiyatro binası... Ulus'u Ulus yapan unsurlar.

Bir ara gözüm kaleye kaydı. Sakalar, Samanpazarı, Kayabaşı ve Hacettepe...

Ah dedim, işte size kocaman bir meydan...

Gençlik parkı ihtiyarlamış. Üzüldüm.

TRT Ankara Radyosu kulağımın pasını aldı. Muzaffer Sarısözen'ı andım. Neriman Altındağ Tüfekçi' yi de...

Ankara adliyesine dönüp bakmadım bile.

Sihhiye köprüsü ilk durağım oldu. İndim. İşportacı yoktu. Kaldırımlar eğri büğrü. İyi ki dedim yağmur yağmamış. Yoksa bastığınız her taşın altı deniz olurdu. Sıcak simitler burnumun direğini kırdı. Bir simit, bir çay alayım diye düşündüm. Boynu bükük, ayağı yalın, kara kızı görünce yürüdüm.

Emekliler parkına oturdum sonra. Ellerim cebimde sağa sola baktım. Tadı tuzu yoktu. Çoğu ev kaçkını bir kaç ihtiyar açmadı nedense.

Kalktım. Canım hala sıcak simit ve çay istiyor.

Güvenpark geçti içimden. İçinde yıllarca oturduğum, yıllarca kendimle hesaplaştığım Güvenpark. Rahmetli Duran hocanın sloganı yüreğimi parçaladı, "Kadınız haklıyız kazanacağız."

Gönül bu ya Sakarya' ya döndüm.

Tarihi Rumeli. İşkembe, şırdan, paça. Kokusu burnumu deldi. Sıcak sıcak. Bol terbiyeli. Sarımsak, sirke, biber.

Direnmemeliydim. Simit ile çaya direndiğim gibi direnmemeliydim.

İşkembe çok iyiydi.

İçim ısındı. Midem kendine geldi.

Sonra oturdum bir banka Sakarya'nın kuytu bir köşesinde. Kendimle dertleşmekti muradım.

Gözüm banklarda oturanlara takıldı.

Biri uyuyordu mışıl mışıl Angara ayazına aldırmadan. Biri bağıra çağıra telefonu patlayacaktı. Öteki dertli gibiydi. Diğeri elleri göğsünde yakarıyordu sanki Mevla'ya, ya al beni yanına ya bırak yakamı diye. Midesinde kurbağalar öten açtı belli ki...

Genç olanı yiyecek gibi saldırıyordu samsungu aracılığıyla sevgilisine. Az uzun boylusunun ayağı karşı banka kadar uzanıyor gibiydi.

Kendime döndüm bir ara.

Niye dedim niye...

En ağır acı nedir dedim, en ağır ceza nedir?

Bu dünya, bu yalan dünya nedir ki, niçin yaşarız, niçin yaşıyoruz, niçin yaşamalıyız?

Sorular, sorular, sorular....

O, o karşımdaki adam. Orta yaşına rağmen hayatın yüküne isyan eden o adam. Gözümü alamadım uzun süre. Uzun süre baktım, baktım, baktım.

İsyanı vardı belli ki. Anlatmak istiyordu çaresiz, anlatmamak, kimbilir. Üzgün ve yılgındı, üzgün ve yılgın.

Özlüyordu sonsuzluğun sahibini besbelli.

Özlüyordu Veysel' in en yiğit dostunu.

Aklı karışıktı herhalde. Bebelerini düşünmediğini düşündüm nedense.

Neydi, nasıldı derken hatırladım. O, hani insanı alıp götüren söz takılmıştı kafasına.

"Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın."

Anlamsız geldi önce. Çekip gittim sonra uca dağın başına. Haklıydı ha, hatta çok haklıydı.

Ne yani bir ayağı çukurda olanlara acı mı çektirseydi.

İşkembenin nefis tadına rağmen sıcak simit ve çay hasreti sardı sarmaladı bütün bünyemi...

Erteledim.

Ulus'a gelmeliydim yeniden. Yürüyerek hem de. Kızılay'a aşağı sallana sallana...

Ellerim cebinde kaktım yerimden. Cahit Sıtkı' nın Abbas' ı dolandı dilime. Abdi İpekçi Parkını gezdim enine boyuna.

Sarmadı.

Akşam ayazı basmıştı Ankara' yı. Çöp toplayanlayanlar hareketlenmişti. Acaba dedim yürüyebilir miyim Dışkapı' ya kadar.

Dilenciler ilişti gözüme.

Hele dedim haydi yürü hele.

Gençler mutluydu el ele kola. Orta kuşak sancılı. Biraz genç olanların bir elinde bebe, öbür elinde kadın. Bıyığı sapsarı ihtiyarlar ise isyandaydı besbelli, kadere isyanda, ne çabuk geçti yıllar...

Yol kalabalıktı. Yol uzun, yol düşünceli.

Esnaf kepenk kapatmaya başlamıştı. Ankara suskundu, Ankara bitkin.

Oysa Çankırı caddesi canlıydı. Hareketli. Eğlence merkezleri, pavyon önleri fıldır fıldır.

Genç kadınlar boya küpüne dalıp çıkmıştı sanki. Laf atmalar, askıntı oluşlar. Ve onları yan gözle izleyen umudu tükenmiş kabadayımsı berduşlar.

Offf ki ne offff!

Aklımda kaldı o banktaki orta yaşlı adam. Çekip gitmeliyim diyordu. Çekip gitmeliyim ama kimseye evlat acısı yaşatmadan...

Niye dedim, niye...

Lodos dedi lodos bir kere esmeye görsün.

Ne gözde akmadık yaş bırakır, ne de...

Kontağa bastığımda, "Babasının ayağucunda yatan Neset çağırıyordu, (Hata benim, günah benim, suç benim).

Yutkundum!

Bir daha ki sefere Allah ısmarladık de(me)mek için derin derin yutkundum...!

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Fikir Yazıları
NİYET

Fikir Yazıları21 Aralık 2025 21:46

NİYET

GÜNEŞİ SELAMLAMA

Fikir Yazıları21 Aralık 2025 08:41

GÜNEŞİ SELAMLAMA

BİRLİKTE KAÇ ADIM ATIYORUZ? ‘’ADIM ATMAK BİR CESARETTİR, AYNI RİTİMDE YÜRÜMEK İSE BİR KÜLTÜRDÜR.’’

Fikir Yazıları19 Aralık 2025 18:28

BİRLİKTE KAÇ ADIM ATIYORUZ? ‘’ADIM ATMAK BİR CESARETTİR, AYNI RİTİMDE YÜRÜMEK İSE BİR KÜLTÜRDÜR.’’

“MESLEĞİM HAYATIM” PROJESİ  VE EĞİTİMDE “MESEM” GERÇEĞİ

Fikir Yazıları11 Aralık 2025 02:33

“MESLEĞİM HAYATIM” PROJESİ VE EĞİTİMDE “MESEM” GERÇEĞİ

Evrende İnsan Kalma Çabası

Fikir Yazıları10 Aralık 2025 11:30

Evrende İnsan Kalma Çabası

Yerini Bulmak

Fikir Yazıları07 Aralık 2025 16:06

Yerini Bulmak

Gürültüden Direnişe: Doğaçlama Caz Performansında Etik-Politik İmkânlar

Fikir Yazıları04 Aralık 2025 22:56

Gürültüden Direnişe: Doğaçlama Caz Performansında Etik-Politik İmkânlar

İÇİMİZDEKİ ENGELLER

Fikir Yazıları03 Aralık 2025 03:51

İÇİMİZDEKİ ENGELLER

Dünyayı Açgözlü İnsanlar Yönetiyor

Fikir Yazıları30 Kasım 2025 17:07

Dünyayı Açgözlü İnsanlar Yönetiyor

YAPAY ZEKANIN SİNEMAYA ETKİSİ - Türk Sineması (3)

Fikir Yazıları29 Kasım 2025 17:08

YAPAY ZEKANIN SİNEMAYA ETKİSİ - Türk Sineması (3)