Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ 7: BİLİMİN KARANLIK YÜZÜ: KADIN DENEKLER

Zerrin Keskin

Kategori: Sosyoloji - Tarih: 17 Ağustos 2025 11:30 - Okunma sayısı: 584

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ 7: BİLİMİN KARANLIK YÜZÜ: KADIN DENEKLER

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ 7

BİLİMİN KARANLIK YÜZÜ: KADIN DENEKLER

.

Uygarlık tarihinin en eski dönemlerinden itibaren bilgiye ulaşmanın bedeli, insanların fedakarlıklarıyla ödendi. Ateşin keşfi, çeşitli icatlar, evrimsel süreçte ayakta kalabilmek adına sağlığın korunması ve iyileştirilmesi için gerçekleştirilen tıbbi çalışmalar, günümüzde daha sağlıklı ve konformist hayatlar sürmemize yol açtı.

.

Modern tıbbın en önemli gelişmelerinin 19. Yüzyıl başlarında gerçekleşmesi bir tesadüf değildi. Öncesinde hayvanlar ve kadavralar üzerinde yapılan deneyler, ekonomik açıdan güçsüz toplumlar ve toplum içinde statüsü düşük kabul edilen kadın ve çocuk deneklerine yerini bıraktı.

.

Horace Wells’ in 1844’ te azot protoksit gazının etkisi için kendi dişini çektirmesi, Hofler’in kolera mikrobu yutması, Pasteur ‘ un 1885’ te bir çocuğa kuduz aşısını yapmadan önce kendi üzerinde denemesi domino etkisinin başlangıcı oldu.

.

Etik sınırların ilk büyük ihlalleri kendilerini denek olarak kullanan doktorlar olsa da veri güvenirliliğini arttırmak için çalışma gruplarının genişletilmesi gerekiyordu.

.

İskenderiye’ de, Ptolemeler’ in izniyle suçlular üzerinde yapılan deneyler, “doğa sırlarını keşfetme” bahanesiyle yasal hale getirildi.18. yüzyılda Doktor Edward Jenner, çiçek aşısını önce öksüz çocuklarda denedi.

.

Deneysel fizyolojinin kurucusu Claude Bernard, mikroskobun gelişimi ve bulaşıcı hastalıkların mikrobik temellerinin keşfi için denek olarak yoksullar, kadınlar ve akıl hastalarını kullanmaktan çekinmedi.

.

Wilhelm Röntgen, ilk X-ray görüntüsü için eşini kullandı. Felix; Kral XIV. Louis’ ye uygulayacağı operasyon için alt sınıflar üzerinde ameliyatlar yapmayı uygun buldu.

.

1950 ‘ ler de Amerika Willowbrook’ta zihinsel engelli kız çocukları hepatitle enfekte edildi. New York’ ta yaşlı hastalara kanser hücreleri enjekte edildi. Tuskegee deneyinde, 400 siyah tarım işçisine 40 yıl boyunca frengi tedavisi yapılmayarak sonuçları gözlemlendi. Küba üzerinde yapılan Sarı Humma deneylerinde sivrisineklerle insanlar enfekte edildi.

.

1916’da Udo J. Wile, akıl hastalıklarını incelemek için çoğunluğu kadın olan insanların canlı canlı kafataslarını açarak beyin dokularını aldı.

.

1931’de Almanya, insan deneylerini düzenleyen ilk yasa metnini çıkardı.

Metnin içeriğinde; deney öncesi hasta onamı, deneyin doğrudan tedavi amacı taşıması nedeniyle hastanede yapılması vb. Maddeler yer alıyordu. Bu, ileriki yıllarda Toplama Kamplarında insanları kobay olarak kullanabilmenin yasal zemine oturtulma çabasıydı. Soğukta donma testleri, Tifo ve Malarya aşıları, basınç deneyleri... Toplama kamplarında yapılan deneyler sonucunda ortaya çıkan ölüm vakaları, bilim adına göz ardı edilebilecek bir sonuçtan ibaretti.

.

Bilim, Etiği yenmişti. İnsanlığın iyiliği adına yapılabilecek her şey mübahtı.Tabi ki o sessiz kahramanlar aciz, kadın ve çocuk oldukları sürece...

.

Çok daha eski kaynakları inceleyenler, Tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrat ve Galen’ in; kadını, erkek bedeninin sapmış bir hali, rahmi; dolaşan bir hayvan, histeriyi ise kadın ruhuna değil, şeytana ait bir biçimde tanımladıklarına ulaşabilir.

.

Orta Çağ’ da dogmanın boyunduruğundaki bilim, en büyük kaybını şifa veren, doğumu bilen, bitkilerin dilinden anlayan kadınları şeytan olarak yaftalayıp yakmasıyla vermiştir.

.

Aydınlanma Çağı’ nın o kadar da aydınlık olmadığının izini sürmek isteyenler,

İzinsiz yapılan vajinal muayeneler ve doğum süreçlerine müdahalelerle doğumun bilimsel yöntemlerle nasıl yönetildiğini araştırabilirler.

.

Amerikalı Doktor J. Marion Sims’ in, anestezi kullanmadan köleleştirilmiş siyah kadınlar üzerinde gerçekleştirdiği vajinal operasyonlarla, modern jinekolojinin temel taşlarını nasıl ördüğü, insanlık ayıpları arasında hatırı sayılır bir yere sahiptir.

.

1950’ ler de Porto Riko’ da kadın denekler üzerinde izinsiz olarak denenen doğum kontrol haplarının yan etkisi birçok can almıştır.

.

  1. yüzyılın sonlarına doğru kadınlar, hormonal döngüleri “karışık” bulunarak klinik çalışmalardan dışlandılar. Kadınlar için özel olarak geliştirilmeyen ilaçlar, bedenlerinde istenmeyen sonuçlara neden oldu. Bu durum, bilimsel bilginin cinsiyet körlüğünün bir ispatıdır.

.

Bugün bilim, yapay zekâ, genetik mühendislik ve veri madenciliği gibi araçlarla yoluna devam ediyor. Kadın bedeni hâlâ deney alanı olarak kodlanmakta. Taşıyıcı annelik, yapay rahim, yumurta dondurma, embriyo düzenleme gibi uygulamalar; rızanın, etik çerçevenin sınırında geziniyor. Veri çağında kadının bedeni bir laboratuvar değilse de bir “biyolojik yazılım” hâline geliyor. Onun yumurtası “veri”, rahmi “prototip”, kimliği ise “kullanım izni” olarak değerlendiriliyor.

.

1974’te ABD’de IRB’ler (Kurumsal Etik

Kurullar) kurulması, 1978’de Belmont

Raporuyla bireyin haklarını ve onamın

Öneminin tekrar tanımlanmasına rağmen tarihte yapılmış olanlar, günümüzde prosedürlere uygun bir biçimde varlığını sürdürüyor.

.

İzinsiz gerçekleştirilen deneyler, sınıfsal ve ırksal ayrımcılık, görünmez kılınma ve etik dışı tıbbi müdahaleler, sadece bireysel hak ihlalleri değil, aynı zamanda insanlığın ortak hafızasında açılmış derin yaralar değil mi ?

.

Yaşanılan ve dayatılan sorunlar, kaç bin yıldır varlığını sürdürürse sürdürsün çözümü de mutlaka vardır. Yeter ki istensin. Neler yapılabilirin birkaç maddesini ben yazayım, gerisini siz getirin.

.

Bilinçsel evrim ve bilişsel devrim normlarına bağlı doktor adayları yetiştirmek için Tıp fakültelerinde toplumsal cinsiyet, etik ve insan hakları konuları zorunlu ders olmalıdır.

.

Tıbbi deneyler tam bilgilendirme ve özgür rıza esasına göre yapılmalıdır.

.

Tıbbi ve bilimsel kurumlarda kadın araştırmacıların, etik kurullar ve akademik yayın kurulları içindeki oranı artırılmalı, kadın bilim insanları aynı zamanda karar verici konumda olmalıdır.

.

Bilimsel araştırmaların şeffaf, kadın hakları örgütleri ve etik izleme komisyonlarının aktif katılımıyla sürdürülmesi gerekmektedir.

.

Geçmişte yaşanmış etik ihlallerinde mağdur olmuş kadınlar, çocuklar ve diğer insanlar için kamuya açık özür ve anma törenleri gerçekleştirilmeli, kişiye yada ailesine maddi tazminatlar verilmelidir.

.

Bilimin uygarlık adına ilerlemesi ve doğru hizmeti, sadece laboratuvar ortamında değil; adaletin, eşitliğin ve insanlık onurunun korunmasıyla mümkündür.

.

İletişim: zerrinkeskin@proton.me

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Sosyoloji Yazıları