Covid 19 ve Eğitime Yansımaları

Bilimsel Makaleler - Doç.Dr. Gökhan Arastaman Hacettepe Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim dalı

Covid 19 ve Eğitime Yansımaları

Doç.Dr. Gökhan Arastaman
Hacettepe Üniversitesi
Eğitim Yönetimi Anabilim dalı


2020 yılının başlarında Çin’in Wuhan kentinde başlayan ve tüm dünyayı adeta alarma geçiren COVID19 salgını günlük yaşamın tüm yönlerini olumsuz etkiledi. Uluslararası seyahati kısıtlayan, ekonomik büyümeyi durduran bu salgın eğitimde şimdiye kadarki en büyük kesintiye yol açtı; dünya çapında okulu ve tüm süreçlerini alt üst etti. Küresel salgının başından bu yana 1,6 milyar öğrenci okula gidemedi, hemen hemen tüm okullarda eğitim öğretim durakladı ve öğretim önemli ölçüde yeniden düzenlendi.

Covid19 salgınının çok hızlı bir şekilde yayılarak tüm dünyayı tehdit eder bir hale gelmesi ani, sert tedbirlerin alınmasını gerekli kıldı. Salgını kontrol altına almak için uygulanan evden çalışma, seyahat kısıtlamaları ve sokağa çıkma yasakları gibi uygulamalar birbirini takip ederken, neredeyse tüm dünyada okulların ve üniversitelerin kapanması gibi önlemler alındı. Bu önlemler kapsamında Covid-19 salgını ile eğitime verilen arada yüz yüze eğitimin yerini uzaktan eğitim aldı.

Uzaktan öğrenmenin benimsenmesi, okulların kapatılmasının ardından eğitimin devamlılığını sağlamak için önemli olmakla birlikte, öğrencilerin kapanma sırasında yaşadıkları öğrenme kayıpları da bir diğer önemli sorundur. Uzaktan eğitim alan öğrencilerin, okulların açık olduğu zamanlara kıyasla öğrenme için daha az zaman harcadıklarını görülmektedir. Diğer yandan COVID-19 nedeniyle eve kapanan öğrencilerin yaşadığı stres ve endişeli ruh hali onların okul çalışmalarına odaklanma yeteneklerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca yüz yüze eğitimin olmaması, öğrencileri öğrenme faaliyetlerine katılmak için dışsal olarak daha az motivasyona sahip olmalarına neden olmaktadır. COVID-19'un neden olduğu çevrimdışı öğrenmeden çevrimiçi öğrenmeye geçişin, yeni öğrenim ortamına uyum sağlamada daha fazla zorluk çeken ilk ve orta öğretim okullarındaki çocukları daha olumsuz etkilediği de görülmektedir.

Esasen öğrencilerin arkadaşları ve öğretmenlerinden soyutlanması, davranışsal ve psikolojik sorunların da eşitsiz dağılımına neden olmaktadır. Kapanma sırasında, dezavantajlı gruptaki öğrencilerin stresli bir ev ortamına maruz kalma olasılığı daha yüksektir. Çünkü diğer aile üyeleriyle sınırlı bir alanı ve sınırlı sayıda dijital cihazı paylaşma olasılıkları daha yüksektir. Dahası, bu hanelerdeki COVID19 krizi nedeniyle mali ve iş güvenliği sorunları nedeniyle baskı altında olabilecek ebeveynler, muhtemelen bu koşullarda çocuklarını desteklemek için en iyi konumda değildir. Dolayısı ile birçok bakımdan COVID19’un, eğitimdeki tüm paydaşların iyi oluş halini kötüleştirdiği ve eğitimdeki eşitsizliği toplumdaki dezavantajlı gruplar aleyhine derinleştirdiği söylenebilir. Dünya Bankası raporuna göre, COVID 191998'den bu yana yaşanan küresel yoksulluktaki artışı daha da derinleştirecek. OECD tahminleri COVID 19'un 2020'de 49 milyon insanı aşırı yoksulluğa sürükleyeceğini gösteriyor. Dezavantajlı grupta yer alan öğrencilerin pandemi döneminde eğitimin tüm fırsatlarından yararlanamamaları yüksek olasılıktır. Bu öğrencilerin ilgili dijital öğrenme kaynaklarına (bilgisayar, hızlı internet bağlantısı) erişme olasılıkları ve uygun bir öğrenme ortamına (çalışmak için sessiz bir oda veya kendi çalışma masaları) sahip olma olasılıkları daha düşüktür.

Pandemide Okul Liderliği ve Sorunlara Çözüm Arayışı

COVID19’un yarattığı zorlu ve kaotik koşullarda çalışan okul liderleri açısından aralıksız bir baskı söz konusudur, seçenekler sınırlıdır, stres yaratan faktörler ise çoktur. Pandemiyle beraber bir okul gününü oluşturan personel toplantıları, kahve görüşmeleri ve meslektaşlarla koridor sohbetleri sona erdi. Sosyal ilişkilerin inşa edildiği ve liderliğin hayata geçirildiği tüm bu gayrı resmi, önemli anlar bir kısa bir zaman diliminde ortadan kayboldu. Pandeminin olumsuz koşullarına sistemin en zorlu pozisyonunda yakalanan okul liderleri sistemin üst kademelerinden gelen COVID19 tedbirlerine ilişkin süreçler, prosedürler ve protokolleri hakkında rehberliğe bağlıdırlar. Kaldı ki bunlar, virüsün nasıl geliştiğine bağlı olarak neredeyse bir gecede değişebilir. Aynı zamanda, değişen kadro/personel durumlarıyla uğraşan okul liderleri daha azıyla daha fazlasını yapmak zorunda kalıyorlar. Yukarıdan veya aşağıdan gelen her beklenti, okul liderlerinden profesyonel ve kişisel olarak daha çok şey talep etmektedir. Ebeveynler, öğrenciler ve öğretmenler artık bir eğitim dünyasındaki belirsizlikte ya normal hizmetin geri dönmesini bekliyor ya da istikrar, devamlılık ve güvence sunabilecek yeni bir normalin umudu içindedirler. İkisinin de kısa bir zamanda gerçekleşeceği ihtimali düşüktür.

Bu tür kriz zamanlarında okul liderleri hızlı ve öngörü ile hareket etmelidir, ancak aynı zamanda seçenekleri, sonuçları ve alınan önlemlerin yan etkilerini dikkatli bir şekilde değerlendirmelidir. Ancak hiç kimse bu krizde alınabilecek herhangi bir önlemin, en iyi çözümün, en iyi eylemin ne olduğu ve bunların yan etkilerinin ne olabileceğini tahmin edemez. Okul liderleri, güvenlik ağı olmayan bir ipte yürüyor gibidir. Esasen bir pandemide okulu yönetmenin model ve kılavuzunun olmadığı söylenebilir.

COVID19'un eğitim üzerindeki etkisi, politika yapıcılar ve eğitim liderleri için bazı temel zorluklar oluşturmaktadır. İlk olarak, daha savunmasız öğrencilerin kapanma sırasında yaşadıkları öğrenme kaybını telafi edebilmeleri için bazı önlemler alınmalıdır. Böyle bir krizin kalıcı eğitim ve ekonomik eşitsizlikle sonuçlanmasını önlemek için bu hızlı ve etkili bir şekilde yapılmalıdır. İkincisi, eğitim kurumlarının gelecek akademik yılın bazı bölümlerinde (veya tamamında) tamamen yüz yüze faaliyet gösterememe olasılığı olduğu göz önüne alındığında, öğretim ve öğrenmenin alternatif yöntemlerinin yerine getirilmesi gerekir. Harmanlanmış/ dönüşümlü bir öğrenme sistemi gündemde bir seçenek olsa da, öğretim kapasitesinin hem niceliğinde hem de niteliğinde bir değişiklik yapılması, müfredatta revizyona gidilmesi ve fiziksel mesafeyi korumak için okul binalarının yapılarında düzenlemeler yapılması düşünülmesi gereken öncelikli konulardır.

Sonuç olarak COVID19 eğitime dair çok şeyi değiştirdi; öngörülemezlik ve belirsizlik artık tüm önde gelen okulların parolası haline geldi. Liderlik standartları, hazırlık veya geliştirme programları, teftiş çerçevesi ve kriterleri olmayan yeni bir liderlik düzeni ortaya çıktı. Mevcut COVID19 girdabında okul liderlerine yardımcı olacak emsaller, bağlayıcılar ve taslaklar da yok. Bu tür yıkıcı zamanlarda, okul liderleri, istikrar, devamlılık ve görece sakinlik döneminde tanık oldukları veya zevk aldıkları liderlik uygulamalarını taklit etmeleri güçtür. Bozucu zamanlarda liderlik etmek, kesinti boyunca yeni yollar oluşturmak için farklı bir rotada gezinmek anlamına gelir. Bu yolculuktaki okul liderlerinin zorluğun boyutu ne olursa olsun, tüm gençlerin öğrenimini korumak için ellerinden gelen her şeyi yapmaya devam edeceklerine dair sarsılmaz bir inanca sahip olmaları gerekmektedir.

& quot;

& quot;