
TAC MAHAL’İ YENİDEN İNŞA EDEBİLİR MİSİN?
Hindistan’ın Agra kentinde yükselen Tac Mahal, yalnızca bir mimari şaheser değil; aynı zamanda insanlığın neler başarabileceğinin somut bir göstergesidir. Dönemin şartlarını düşündüğümüzde bu ihtişamlı yapının nasıl ortaya çıktığını daha iyi anlarız: yeterli teknoloji yoktu, modern makineler yoktu, hatta planlama süreçleri bugünkü kadar sistematik değildi.
Fakat ellerinde çok daha değerli bir şey vardı:
Mükemmel bir örgütlenme ve kusursuz bir insan kaynağı yönetimi.
Binlerce mimar, mühendis, taş ustası ve zanaatkâr tek bir amaç uğruna bir araya gelmiş, aynı vizyon etrafında birleşmişti. Bu birliktelik, tarihte eşine az rastlanır bir eseri ortaya çıkardı. Tac Mahal işte bu nedenle yalnızca bir yapı değil; gerçek bir örgütün insan emeğiyle şekillenmiş hikâyesidir.
İNSAN KAYNAĞI: BİR ÖRGÜTÜN HEM GÜCÜ HEM ZAAFI
Örgütler tarihi incelendiğinde insan faktörünün bütün başarıların merkezinde yer aldığı görülür. Mathis & Jackson’ın tanımı bu gerçeği en yalın hâliyle ortaya koyar:
“İnsan kaynakları yönetimi, örgütte çalışan bireylerin bilgi, beceri ve yeteneklerini örgütün amaçları doğrultusunda en etkili şekilde kullanma sürecidir.”
Bu süreç yalnızca personel seçmek ya da görev dağılımı yapmak değildir. Aynı zamanda:
- doğru kişiyi doğru yerde görevlendirmek,
- çalışanı geliştirmek,
- motivasyonu beslemek,
- örgüt kültürünü güçlendirmek
gibi çok boyutlu bir yapıyı kapsar.
Kısacası insan kaynağı bir örgütün hem en büyük avantajı hem de yanlış yönetildiğinde en büyük riski olabilir.
ÖRGÜT KÜLTÜRÜ: BİR YAPININ GÖRÜNMEYEN MİMARİSİ
Tac Mahal’ın taşlarını işleyen ustalar kadar, onları ortak bir amaç etrafında toplayan kültür de güçlüydü. Bugünün kurumlarında ise örgüt kültürü, çalışan davranışlarını şekillendiren görünmeyen mimaridir.
Litwin ve Stringer, örgüt iklimini “kişilerin örgütte yaşadıkları deneyimlerin yarattığı ortak algı” olarak tanımlar.
Yani bir kurumda:
- insanlar kendini güvende hissediyorsa,
- fikirlerini özgürce ifade edebiliyorsa,
- başarı takdir ediliyorsa,
- adalet duygusu canlıysa
örgüt kendi Tac Mahal’ini inşa edebilir.
Aksi durumda, en iyi plan bile çöker.
MEVCUT ÇALIŞAN POTANSİYELİNİ ORTAYA ÇIKARMAK
Bugün insan kaynakları yönetiminin en önemli görevi, tıpkı Tac Mahal’in ustaları gibi çalışanların bilgi ve becerilerini açığa çıkarmaktır. Bu, yalnızca performans değerlendirmekle değil; doğru ortamı yaratmakla mümkündür.
Modern İKY yaklaşımı şunu söyler:
“Doğru kişi zaten vardır. Mesele, onun doğru ortamda doğru işi yapmasını sağlamaktır.”
Bu nedenle kurumlar:
- eğitim ve gelişim programlarına,
- içsel motivasyon kaynaklarına,
- liderlik gelişimine,
- iş doyumunu artıracak uygulamalara
yatırım yaptıkça çalışanlar potansiyellerini ortaya koymaya başlar.
“Dâhiler örgütleri sonsuz kılarlar” sözüne Blackstone şirketler grubunun CEO’su Stephen Schwarzman’dan daha iyi örnek olamaz. Schwarzman, Wall Street Journal’a verdiği bir demeçte hayattaki var olma sebebinin rakiplerine “acı çektirmek” ve onları “yok etmek” olduğunu; rakipleriyle düzenli yarışmak yerine onlarla savaşmayı tercih ettiğini belirtmiştir.
Nitekim bu yaklaşımıyla sahip olduğu işi başarıya ulaştırmış; 20 yılda Blackstone’u Wall Street’teki yatırım grupları içerisinde en kârlı şirket hâline getirmiş ve varlıkları 200 milyar dolara ulaşmıştır.
Fakat Schwarzman yalnızca hırslı ve başarılı bir yönetici değil; aynı zamanda İKY kavramından uzak ve empati konusunda eksiktir. Çalışanlarıyla sürekli sorunlar yaşadığı, onların insani değerlerini dikkate almayan bir yaklaşım sergilediği bilinmektedir. Personelin kıyafetleriyle ilgili ağır eleştiriler yapması, onları küçük düşürmesi ve hatta bir yöneticisini “nefes alırken burnundan fazla ses çıkardığı için” işten kovduğu iddia edilmektedir.
Bu nedenle Schwarzman başarılı olabilir; ancak İKY süreçlerini etkili kullanabilen, örgüt iklimini koruyabilen bir lider olamaz.
BUGÜNÜN KURUMLARI İÇİN DERS: TAC MAHAL NASIL YENİDEN İNŞA EDİLİR?
Dünyanın en büyük işverenlerinin ortak özelliği insanı merkeze almalarıdır.
Her yeni çalışma, ister küçük bir proje olsun ister dev bir yapılanma, Tac Mahal’in yeniden inşası gibidir.
Çünkü Tac Mahal sadece taş ustalarının değil, doğru yönetilmiş bir iş bölümünün eseridir.
Bugün bir örgüt:
- liyakat üzerine kuruluysa,
- çalışanına değer veriyorsa,
- iletişim kanallarını açık tutuyorsa,
- ortak hedefleri herkesle paylaşıyorsa,
- başarıyı birlikte kutluyorsa
kendi Tac Mahal’ini inşa edebilir.
TAŞLARI DEĞİL, İNSANLARI İNŞA EDENLER KAZANIR
Her büyük yapının ardında görünmeyen bir örgüt, bir kültür ve bir insan emeği vardır.
Tac Mahal’in ihtişamı taşların güzelliğinden değil,
insanın elinden çıkan uyum ve örgütlü çalışmadan gelir.
Bugün kurumların asıl görevi yeni yapılar inşa etmek değil;
birlikte çalışabilen insanlar yetiştirmektir.
Yeni bir Tac Mahal inşa etmek istiyorsak önce doğru insanlar, doğru ortam ve doğru değerlerle yola çıkmalıyız ki
Doğu’ya ve Batı’ya ilham kaynağı olabilecek, mehtaplı gecelerde bile aydan daha parlak görünen bir model yaratabilelim.
Yusuf COŞAR
Uzm. Öğretmen