Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular Klinik Psikoloji İletişim
KELEBEK ÖMRÜ

KELEBEK ÖMRÜ

Edebiyat 14 Haziran 2025 18:09 - Okunma sayısı: 180

Rengin Yılmazer

Beyaz bir kelebek uçuyor oturduğum bahçede. Sıcacık bir havada güzel bir esinti… Serin değil ama havanın boğucu derecesini kırıyor biraz.

Kelebeğin öngörülemez uçuşuna takılıyor önce gözüm sonra aklım. Bu kadar güzel, saf ve özgür oluşu göz kamaştırırken tahmin edilemez hareketleri bana hayatımı sorgulatıyor. Yaşam da tahmin edilemez şekilde akıyor benim için bir süredir. Hem büyük bir tedirginlik doluyor içime hem de her anın sürprizli oluşu heyecanımı diri tutuyor. Bazen bu iki duygu arasında savrulurken buluyorum kendimi.

Belirsizlik yorucu ve korkutucu olabiliyor çoğu zaman ama bir yandan da “çözüm odaklı” bir insansan çok da fark etmiyor sanki. Geldiği gibi yaşıyorsun. Hızlı çözümler yaratarak ortama ayak uyduruyorsun. O hız, senin mızmızlık yapmanı engelliyor. Başına gelenlere ağlamak, buna bir vakit ayırmak lüks oluyor. Çünkü acil çıkışı bulman gerekli.

“Hayatı bir oyun gibi karşılamak” galiba bunun bir diğer adı. Sana bir hamleyle geliyor sen de yeni bir hamle ile yanıtlıyorsun. Bazen duraklama oluyor. En geliştirici hamle için her iki tarafın da zamana ihtiyacı var elbette. Şartlar olgunlaşınca bir diğeri hop önünde.

Ben bu oyunun içinde olmayı seviyorum. Gülmeye, eğlenmeye devam etmek istiyorum.

Bazen çok kibar ve doğru görünen o kelebek; kırıcı, kendisinden beklenmeyen kabalıkta bir hareket yapıyor. Sersemletiyor bu beklenmedik özensizlik. Öyle zamanlarda kendime hep “tek bir hayat” hatırlatması yapıyorum. Kelebeğin ömrü kadar kısa, bir tanecik hayatımız var. Herkes bu hayatı istediği şekilde yaşamakta, istediği seçimleri yapmakta özgür. Kaba, kırıcı, geri dönüşsüz, yanlış, rezil seçimler de yapabilir insanlar. O seçimlere karşılık gelen ne varsa yaşamaları gereken, zamanı gelince de yaşarlar. Her birimiz seçimlerimizden sorumluyuz sonuçta.

Büyük laflardan hep ürkerim. “Seni asla bırakmayacağım”, “Senden başkasını sevemem”, “Sensiz yaşayamam”, “Sana asla –bunu- yapmam” gibi. Bilemezsin. Kimse başına gelmedikçe kim olduğunu ya da nasıl davranacağını bilemez. Uygun şartlar altında belki de herkes her şeyi yapabilir. Bu net bir bilinmezliktir. Arkasında duramayacağın cümleler kurmak ya anı kurtarmak için ya da kendini bilmediğinden kuruluyor diye düşünürüm hep ve ikisi de o kişiye olan saygımı azaltır. O yüzden büyük sözler etmemeye ya da söylediğimin arkasında durmaya gayret ederim. Bu da benim seçimim.

Sevilmek ise en yumuşak karnım, evet. Ama lafta değil, gerçek bir sevgi demek istediğim. Şartlara göre değil, karşımdakinin kalbi ne kadar sevebiliyorsa… Yalandan ya da göstermelik değil; sakin ama sağlam bir şekilde. Çünkü o dili biliyorum ben, ona karşılık verebilirim.

Yaşamın, son dönemdeki şaşırtıcı sunumları karşısında her zaman olmasa da kalp ritmimi düzenleyebildiğim vakitlerde bunu hatırlatmaya çalışıyorum kendime; her şey akıyor, her an biricik, aynı dilde konuştuklarınla yola devam edebilirsin. Senin olan sana gelir, her engeli aşacak isteği içinde bulur. Gerekiyorsa yeni bir oyun kurar. Büyük laflara ihtiyaç duymaz, sağlam bir adımı ile zaten pek çok şeyi söyler.

Bunu bilip, bu güvenle yaşayınca öyle güzel, öyle mucizeli kapılar aralanıyor ki hayatta. Her anına, her aydınlanmana, her kararına tekrar tekrar şükrediyorsun. O beyaz kelebek gibi tahmin edilemez ama gerçek bir neşe ile uçuyorsun bir günlük ömründe. Ne kadar süreceğini bilemediğimiz bu sınırlı vakitte, herkese, kendine yakışan seçimler yaptığı, etrafına neşe saçtığı, büyük olmasa da altını doldurup, arkasında durabileceği sözler verdiği keyifli uçuşlar dilerim.

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Edebiyat
CANIM ÖĞRETMENİM

Edebiyat15 Temmuz 2025 10:02

CANIM ÖĞRETMENİM

Hac Yolculuğu 2025

Edebiyat10 Temmuz 2025 23:50

Hac Yolculuğu 2025

Bozkırdaki Çekirdeğe Su Vermek: KÖY ENSTİTÜLERİ

Edebiyat06 Temmuz 2025 21:14

Bozkırdaki Çekirdeğe Su Vermek: KÖY ENSTİTÜLERİ

Kafamızın İçinde Ne Var?

Edebiyat25 Haziran 2025 10:56

Kafamızın İçinde Ne Var?

Kafamızın İçinde Ne Var?

Edebiyat25 Haziran 2025 10:56

Kafamızın İçinde Ne Var?

Bre Sen Çocuksun!

Edebiyat24 Haziran 2025 22:49

Bre Sen Çocuksun!

Jack London'ın Edebiyatında İroni ve Hiciv:

Edebiyat22 Haziran 2025 12:19

Jack London'ın Edebiyatında İroni ve Hiciv: "VII. Edward'ın Taç Giyme Günü"

Cahil Zekâsı veya Ayak Oyunları

Edebiyat17 Haziran 2025 19:38

Cahil Zekâsı veya Ayak Oyunları

John Steinbeck'in

Edebiyat16 Haziran 2025 15:58

John Steinbeck'in "Nobel Konuşması" Üzerine

Özgürlüğü Satmak

Edebiyat10 Haziran 2025 12:20

Özgürlüğü Satmak