Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
BİR BAKIŞ AÇISI OLARAK MANDALA

BİR BAKIŞ AÇISI OLARAK MANDALA

Psikoloji-Sosyal Psikoloji 08 Mayıs 2025 22:56 - Okunma sayısı: 35

Psk. Güneş Güman

BİR BAKIŞ AÇISI OLARAK MANDALA

Bir çocuğun erken yaşlarında henüz karalama dönemindeyken ilk çizdiği figür, gözükmese de bir başlangıcı ve bitişi, merkezi ve sınırları olan evrensel sembol, daire, mandalanın temelidir. Adını da buradan alır, Sanskritçe’de daire anlamına gelir. Temel olarak iç içe geçen daireler arasında tekrarlayan figürlerden oluşur ve Aztek takvim taşlarından Nepal mimarisine, kilise camlarından İslami motiflere (gülbezek), Güney Amerika’dan Türkiye’ye kadar tığ/el işlerinde, elbette asıl olarak doğada birçok çiçek türünde, ağaç gövdesinin halkalarında, bir salyangozun kabuğunda, kar tanesinde, gök cisimlerinde ve daha birçok kültür, yer ve zamanda yer alır.

Mandala pratiği yüzyıllar boyunca birçok doğu dininde de var olan bir gelenektir. Tibet rahipleri, inançlarını ortaya koymanın bir yolu olarak toz haline getirilmiş renkli taşlardan kum mandalalarını yarattılar. Kum mandalası yapımı merkez bir noktada başlar ve tamamlanması dış kenarlara doğru birkaç gün boyunca sürer. Zihinsel odaklamayı, meditasyon halini ve ruhsal yansımayı teşvik eder. Yapılan mandalaların tüm evrenin bir sembolü olduğuna, ayrıca canlılara fayda sağladığına inanılır. Çözülme Töreni, yani eserin yok edilmesi ise her şeyin geçiciliğini hatırlatır.

Tıpkı yapılırken gösterilen özen gibi, mandalaların bozulması da bir ayin ve özenle gerçekleştirilir, ama bu kez dış kenarlardan merkez noktasına doğru bir hareket vardır. Günlerce emek verilen bir sanat eserinin yok edilebilmesi, sanki bırakmaya cesaret edebilmeyi temsil eder. Tibet dini geleneğinde, yaratma süreci nasıl ruhsal enerjiyi topluyorsa, Çözülme Töreni’nin de bu enerjiyi -tekrar kullanılmak üzere- doğal dünyaya geri dağıttığına inanılır. Aslında yok olan bir şey yoktur, dönüşüm vardır.

Mandala çizimini bir psikoterapi tekniği olarak da uygulayan Carl Gustav Jung şöyle der:

“Her sabah bir deftere küçük dairesel bir çizim, bir mandala yapıyordum; bu, o anki içsel durumuma karşılık geliyor gibiydi... Mandalanın gerçekte ne olduğunu ancak yavaş yavaş keşfettim... Benlik, kişiliğin bütünlüğüdür ve her şey yolunda giderse uyumlu olur.”

Bir mandalada hayranlık uyandıran o uyum, gerçekten de her şeyin yolunda gitmesiyle ortaya çıkar. Hata yoktur, çünkü böyle bir bakış açısı yoktur. Planlanmamış her çizim, yeni bir desenin kapısını aralar. Böylece desen daireyi tamamlayacak şekilde tekrarlamaya başlar. Olmaması gerektiği düşünülen çizgi, bazen başlangıçta düşünülen niyetin bir yansıması bile olabilir. Böylece zihinde oluşturulan o kusursuz düzen yerine, evrenin kendi düzenine uyumlanmayı denemenin değerini, rahatlık ve güven duygusunu hissettirebilir.

Elbette her bireyin mandala çizerken edinecekleri kendisine özgü olsa da bazı kavramlarla ilgilenen kişilerin özellikle ilgi duyabileceği bir pratiktir: Tamamlanmak, bütünlük, dikkat, odaklanmak, enerji, başlamak, sürdürmek, bırakmak, birlik, uyum sağlamak, rutin, mükemelliyetçilikle başa çıkmak, stesle başa çıkmak, kaygıların azalması, ruhsal gelişim, rahatlamak, sınırlar, dürtüselliğin azalması, karar verme ve yaratıcılık.

Çocuklar ve ergenler de bu pratiğe yeni başlayan yetişkinlerden biraz daha fazla bir ön yardımla mandala yaratabilirler ve aynı faydaları sağlayabilirler. Mandala yaratmaya yaşı küçük ya da büyük herkes kısa süreli bir bilgilendirmeyle başlayabilir. Herhangi bir çizim tekniğinin bilinmesine gerek yoktur. Okuma yazma bilmeyen ya da resim yapmayan nice kişilerin -kolektif bilinçaltının varlığını kanıtlarcasına- hiç bilmedikleri evrensel sembolleri mandalalarında çizdiklerine şahit oldum.

Bir niyet, bir kâğıt, bir pergel (bir süre sonra gerekli olmayacak) ve renkli kalemler başlangıç için oldukça yeterli. Silgiye gerek yok, çünkü çizilen her şeyin bir anlamı, içsel dünyanızda bir yansıması vardır.

Kaynak

Mandala ve Sanat Terapisine Tarihsel ve Klinik Bakış, İpek ERGÜR, Efe ERGÜR, Ege ERGÜR, Türkiye Bütüncül Psikoterapi Dergisi, 2021

Mandalas and Modern Psychotherapy, Divya Mirani, 2020

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Psikoloji-Sosyal Psikoloji
İki Farklı Zihin, Tek Bir Sanrı: Folie à Deux

Psikoloji-Sosyal Psikoloji06 Mayıs 2025 23:38

İki Farklı Zihin, Tek Bir Sanrı: Folie à Deux

Şiddet Üzerine Söyleşi

Psikoloji-Sosyal Psikoloji05 Mayıs 2025 19:39

Şiddet Üzerine Söyleşi

ÖZSAYGI DÜŞÜKLÜĞÜ VE YALNIZLAŞMA

Psikoloji-Sosyal Psikoloji04 Mayıs 2025 01:35

ÖZSAYGI DÜŞÜKLÜĞÜ VE YALNIZLAŞMA

YA EN İYİSİ YA HİÇ! DÖRT DÖRTLÜK İFADE: MÜKEMMELİYETÇİLİK

Psikoloji-Sosyal Psikoloji03 Mayıs 2025 11:01

YA EN İYİSİ YA HİÇ! DÖRT DÖRTLÜK İFADE: MÜKEMMELİYETÇİLİK

Gestalt’la Temas: İlk Adım Kendine

Psikoloji-Sosyal Psikoloji01 Mayıs 2025 01:31

Gestalt’la Temas: İlk Adım Kendine

HAYAT BULANIKLAŞTIĞINDA ODAK NOKTANIZI AYARLAYIN! ODAKLANMA SORUNU

Psikoloji-Sosyal Psikoloji28 Nisan 2025 20:06

HAYAT BULANIKLAŞTIĞINDA ODAK NOKTANIZI AYARLAYIN! ODAKLANMA SORUNU

Birlikte İyileşmek: Bilişsel Davranışçı Grup Terapilerinin Bağımlılığa Etkisi

Psikoloji-Sosyal Psikoloji22 Nisan 2025 23:23

Birlikte İyileşmek: Bilişsel Davranışçı Grup Terapilerinin Bağımlılığa Etkisi

İhmalin Sesi: Adolescence

Psikoloji-Sosyal Psikoloji14 Nisan 2025 10:49

İhmalin Sesi: Adolescence

Dijital Olguların Çocuklar Üzerindeki Etkisi ve Psikolojik Açıdan Değerlendirilmesi

Psikoloji-Sosyal Psikoloji13 Nisan 2025 17:03

Dijital Olguların Çocuklar Üzerindeki Etkisi ve Psikolojik Açıdan Değerlendirilmesi

DİJİTAL ÇAĞDA SUÇ NASIL OLUR? SİBER SALDIRGANLIK

Psikoloji-Sosyal Psikoloji07 Nisan 2025 23:09

DİJİTAL ÇAĞDA SUÇ NASIL OLUR? SİBER SALDIRGANLIK