Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular Klinik Psikoloji İletişim
Disneyland

Disneyland

Fikir Yazıları 24 Mart 2025 13:57 - Okunma sayısı: 426

Hamit Ölçer

Disneyland

Sanılanın aksine hiç kimsenin pek de mutsuz olduğu söylenemez. Ve aslında herkes hiç olmadık kadar “mutlu”. Bu, öyle bir mutluluk hali ki neredeyse mutsuz olmak veya mutsuz görünmek mümkün değil bu çağda. Öyle ki gerçeğin tüm acıtıcı, düşündürücü, kaygı verici yanları bereket versin her yanımızı saran oyuncaklar sayesinde bizden uzaklaştırılmış halde. Her yerde öyle bir bolluk ve bereket var ki, oyuncaklardan geçilmiyor. İnsan ve hayvanlardan çok daha fazla oyuncakların olduğu bir Disneyland dünyasında yaşıyoruz.

Aslına bakılırsa bu "oyuncak" sözcüğü bildiğimiz manada çocukların eline tutuşturduğumuz oyuncaklardan ibaret değil. Ve aslında tüm hayatımızın oyuncaklaştırıldığı, fantastik bir dünyadan söz edebiliriz. Böyle bir dünyada sessizlik, sükûnet, meselelere kafa yormak, özgün ya da orijinal olmak neredeyse mümkün değil. Çünkü tüm bunlar mutsuzluğumuzun en büyük kaynağını teşkil ediyor. Bu tip şeyler olmamalı hayatımızda. Eskinin idealize edilmiş ilkeli yaşam tarzı her an yeniden soslanıp tüketiliyor artık. Sadece tüketmekle kalmayıp, tükeniyoruz ve tüketiliyoruz da. Tüketen bir toplumdan ziyade her şeyin paketlenip tüketildiği bir çağ. En kutsal değerlerin bile paketlenip satıldığı post-ikonik bir çağ.

Her yer o kadar renkli, heyecanlı ve eğlenceli ki mutsuz olmak için hiçbir nedeninizin olmadığı söylenebilir ve dahası zaten mutsuz olamazsınız. Buna imkân yok. Örneğin eskiden bir adam sevgilisinden ayrıldığı vakit, üzülürdü ve çoğu kez belli etmese de ağlardı. Çünkü -bence- ancak böyle olduğunda gerçekten bir kalbe sahip olduğu söylenebilir insanın. Ama şimdi bu neredeyse mümkün değil. Yalnızca hormonal bir biçimde yaşıyoruz ve kalbimiz yalnızca bunun için çarpıyor.

Her şeyin değiş tokuş edildiği bu sınırsız eğlence diyarında hayat her an yeniden başlıyor. Psikologlar, danışmanlar, yaşam koçları her gün bize yeni tüyolar, sloganlar, taktikler öğretiyorlar. Ve onlar da mutlu, tıpkı kendilerine danışan diğer insanlar gibi selfie çekiyorlar mutlu sonla biten seanslardan sonra. Hepsinin de ağızları açık, dişleri bembeyaz olan bu insanlar bize hayatın ışıltısını saçıyorlar. Göz kırpıyorlar bize yalancıktan.

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Fikir Yazıları
YAPAY ZEKÂ VE ÇOCUK

Fikir Yazıları16 Kasım 2025 14:31

YAPAY ZEKÂ VE ÇOCUK

YAPAY ZEKANIN SİNEMAYA ETKİSİ Türk Sinema Tarihi(2)

Fikir Yazıları15 Kasım 2025 21:16

YAPAY ZEKANIN SİNEMAYA ETKİSİ Türk Sinema Tarihi(2)

Atatürk Olmasaydı

Fikir Yazıları14 Kasım 2025 21:37

Atatürk Olmasaydı

Tüm Sokakların Kötülüklerden Arındırılması Üzerine

Fikir Yazıları09 Kasım 2025 16:45

Tüm Sokakların Kötülüklerden Arındırılması Üzerine

Penelope’nin Dokuması: Sessizliğin ve Direnişin Hikâyesi

Fikir Yazıları05 Kasım 2025 15:56

Penelope’nin Dokuması: Sessizliğin ve Direnişin Hikâyesi

YAPAY ZEKANIN SİNEMAYA ETKİSİ

Fikir Yazıları04 Kasım 2025 14:38

YAPAY ZEKANIN SİNEMAYA ETKİSİ

İLİM

Fikir Yazıları31 Ekim 2025 22:16

İLİM

Miras Yükü Olarak Önyargı

Fikir Yazıları22 Ekim 2025 16:53

Miras Yükü Olarak Önyargı

Mükemmel Zamanlama

Fikir Yazıları16 Ekim 2025 20:46

Mükemmel Zamanlama

“Okuduğunu Anlamak Bireysel Gelişimden Toplumsal Bilince”

Fikir Yazıları10 Ekim 2025 21:28

“Okuduğunu Anlamak Bireysel Gelişimden Toplumsal Bilince”