Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
Babamın Atları ve Çocukluğum

Babamın Atları ve Çocukluğum

Edebiyat 18 Şubat 2025 12:54 - Okunma sayısı: 954

Nurdan Aladağ

Annemle babam kendilerine yoksulluk biriktirdi. Gece gündüz çalışıp bir yandan bizi okutmaya çalışırken diğer yandan biriktirdikleri üç beş kuruşla kimsenin ilgilenmediği bir parça toprağı almanın peşine düşmüşlerdi. Erkek kardeşlerim askeri okula gidince buna çok sevinmişlerdi. Onların masraflarından kurtulmuşlardı çünkü. Sonunda o tarlayı almıştı babam. Aldığı gün eve koşarak gelmiş annemi sonra da bizleri tek tek kucaklamıştı. O günkü neşeli çığlıkları bir daha ne zaman atacaktık kim bilir?

On kişiydik, altmış metre kare düz ayak bir evde yaşadığımız günlerdi. Yatma vakti gelince yataklar serilirdi, evin her yeri yatak olurdu. Yine de sığmazdık. Bütün sülale aynı mahallede otururduk, kimin evinin uygun olduğunu bilir, yatmak için kalkar oraya giderdik. Öbür gün başka bir eve... Sabahları uyandığımda tavana, duvarlara, kapıya, perdelere bakar, nerede olduğumu anlamaya çalışırdım. Çoğu zaman hatırlamazdım hangi akrabamızın evinde olduğumu. Gürültüler çoğalınca anlardım evdeki herkesin uyandığını. Ben de kalkar dışarıya çıkardım. Teyzemi görünce onun yaptığı pişiler gelirdi aklıma. Pişilerin üstüne kelle peynirini rendelerken pişileri işaret edip gülerek bakardı bana. Elimi yüzümü yıkar, gelip teyzeme sarılırdım. O da "Pişileri sana yaptım." der, yanağımdan öperdi. Kahvaltı sonrası yardım ederdim ona. Evi süpürür, kendi evimize giderdim. Hiçbir şey demezdi annem. Elime birkaç kuruş verir, ekmek almaya gönderirdi beni. Koşarak gider, alır gelirdim ekmeği. Babam çoktan gitmiş olurdu. Nalbanttı babam. Atını nallatmak için gelecek olanlar bir gün önceden haber vermiş olurlardı babama. Annemle evin işlerini bitirir bitirmez babamın yanına koşardım.

Getirilen atları okşar, severdi babam. Huysuzlaşırlar diye onları dükkanın direğine güzelce bağlardı. Sonra kaşağıyı alır, atı özenle tımar ederdi. İşini bitirince biraz geri çekilir, uzun uzun bakardı ata. Beni çok etkileyen bir törendi bu. Ben yerimde duramazdım. Atın çevresinde dört dönerdim ama babam gibi güzel bakamazdım hiçbir ata. Okşayamazdım. O günlerden birinde bir çiftçi beyaz bir at getirdi. Dayanamadım, korkumu unuttum. Nasıl oldu anlamadım. Gidip atın boynuna sarıldım. Hiçbir şey yapmadı at. Sanki sevgiyle baktı bana. Bu durum, silinmez bir fotoğraf olarak kaldı bende. Hep öyle kalacak. Tımar ettiği ata sevgiyle bakan babamın fotoğrafı da aklımda.

Babam her zamanki gibi usulca yerinden kalkar, tımar ettiği atın gözünden öper, önce ön ayaklarından birini kaldırır, temizler, eski nalı söker, uzayan tırnaklarını keser, yeni nalı takacak hale getirirdi. Demir çivilerle yeni nalı atın ayağına çakardı. Babamın atların canını yaktığını hiç görmedim. Canını hiç yakmazdı atların. Huysuz atlar bile onun elinde kuzu olurdu. Çok acı çekmiş biriydi babam. Hiçbir canlıya acı çektirmemenin ustası olmuştu. Bir ara babamın elinde at olmak istedim. Atları kıskandım sanki. Babamın uymak istemediğim kuralları vardı. Ben ise tam bir sokak yaramazıydım. Ağaçlara çıkan, duvarlardan atlayan, akşamları eve gelmeyi unutan bir deli çocuktum. Onca yoksulluğa rağmen ölünceye kadar özleyeceğim o günleri.

Yaşlandı babam. Gücü tükendi, Nalbantlığı bıraktı. Bir daha evden dışarıya da çıkmadı. Ne zaman bir araya gelsek hep atlardan söz etti. Nal çakarken çıkan “tiki tiki tak tak “sesini taklit eder elleri havadayken düşünceye dalar sonra da bir anlık neşeyle gülümserdi. Bir seferinde atları özlemekten yorulduğunu söyledi. Çok etkilendim. Dışarıya çıkıp uzun uzun ağladım. Anımsadıkça ağlarım hâlâ.

Ne zaman aldığı o tarladan söz edilse gözleri ışık saçardı babamın. Mutlu olurdu. Yüzü güzelleşirdi. "Günü gelince o tarlayı satarsınız. Her birinizin bir evi olsun." demişti. Dediği gibi oldu. O tarlanın satışından gelen parayla her kardeşin bir evi oldu. Babam yok şimdi. Evim bomboş.

İletişim: nurdanaladag@gmail.com

Yorumlar (8)

Nurgül Ekeke - 07 Mart 2025 09:53

Duygu yüklü anılarını anlattığın bu öykü için kutluyorum arkadaşım. Yüreğine, kalemine sağlık

Hava Avcı Köseoğlu - 19 Şubat 2025 00:33

Gönülden kutluyorum Nurdan hanım. Çocukluğun içinde taşıp gelen, çocukluğumuzu anımsatan güzellik için teşekkürler.

Neslihan özakat - 19 Şubat 2025 00:09

Ne güzel yazmışsınız kaleminize sağlık

Nurgül Ekeke - 18 Şubat 2025 19:54

Yüreğinize sağlık. Ruhu şad olsun babanızın

Serpil SUBAŞI - 18 Şubat 2025 15:56

Kaleminize ve yüreğinize sağlık Nurdan hanım. Harikasınız. ??????

Zerrin Keskin - 18 Şubat 2025 14:45

Sıcacık bir öykü tebrik ediyorum,Nurdan Hanım

Engin tetik - 18 Şubat 2025 14:41

Harika kuzen ??

Cavidan Tetik - 18 Şubat 2025 14:37

Yine yazmışsın Nurdan Aladağ. Kalemine yüreğine sağlık. ????
SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Edebiyat
1 MAYIS 1977

Edebiyat01 Mayıs 2025 01:58

1 MAYIS 1977

Sanatın İyileştirici Gücü ve Toplumsal Dönüşümdeki Yeri

Edebiyat29 Nisan 2025 19:45

Sanatın İyileştirici Gücü ve Toplumsal Dönüşümdeki Yeri

AMASYA'DA BİR HAFTA SONU (SON)

Edebiyat26 Nisan 2025 23:25

AMASYA'DA BİR HAFTA SONU (SON)

MEKTUPLA KURGULANAN İNSANCIKLAR

Edebiyat25 Nisan 2025 23:55

MEKTUPLA KURGULANAN İNSANCIKLAR

ŞİİR HİKÂYELERİNE HERMENEUTİK (YORUM BİLGİSİ) AÇIDAN BAKIŞ

Edebiyat25 Nisan 2025 09:24

ŞİİR HİKÂYELERİNE HERMENEUTİK (YORUM BİLGİSİ) AÇIDAN BAKIŞ

Neden Yanılıyoruz?

Edebiyat24 Nisan 2025 13:51

Neden Yanılıyoruz?

Düzenimiz ve Yanılgımız Üzerine

Edebiyat18 Nisan 2025 20:05

Düzenimiz ve Yanılgımız Üzerine

AMASYA’DA BİR HAFTA SONU (3)

Edebiyat17 Nisan 2025 23:15

AMASYA’DA BİR HAFTA SONU (3)

BAYRAM VE ALVARLI MEHMET EFENDİ’NİN BAYRAM ŞİİRİ ÜZERİNE

Edebiyat15 Nisan 2025 17:12

BAYRAM VE ALVARLI MEHMET EFENDİ’NİN BAYRAM ŞİİRİ ÜZERİNE

SEVİYE ATLAMAK

Edebiyat10 Nisan 2025 20:11

SEVİYE ATLAMAK