Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

YANAN YEŞİLİN AĞITI

Mehmet Karasu

Kategori: Fikir Yazıları - Tarih: 02 Temmuz 2025 21:37 - Okunma sayısı: 395

YANAN YEŞİLİN AĞITI

YANAN YEŞİLİN AĞITI
Mehmet Karasu

Cayır cayır yanıyor yurdumun ciğerleri.
Yaralı kentim Antakya’dan Seferihisar’a, Kula’dan Ahmetli’ye, Akhisar, Menderes, Saruhanlı, Vezirhan derken içimize kadar sızıyor alevlerin sarsıcı soluğu. Ormanlarımız yanıyor. Yalnızca ağaçlar değil, yalnızca toprak değil… Gökyüzüne tüten her duman bulutu, bir yuvanın yok oluşu, bir yaşamın susuşu, bir nefesin kararmasıdır.
İnsan eliyle başlamış ya da başlamamış olması artık fark etmiyor. Her yangın, insanlığın ortak vicdanında bir leke, doğanın alnında bir yara olarak duruyor.
Ormanlar sadece ağaç toplulukları değildir; her biri birer canlı organizmadır. İçlerinde kurduyla kuşuyla, sincabıyla tilkisiyle, ağacına yuva yapmış kekliğiyle, toprağında yürüyen karıncasıyla bir düzen, bir denge, bir yaşam ağı taşır. O denge bozuldu mu, yalnız o orman yanmaz; o ormanın gölgesinde büyüyen masumluk yanar, hayal yanar, gelecek yanar.
Çoban ateşiyle başlar kimi zaman. Bazen bir sigara izmaritiyle… Bazen de ‘medeniyet’ adına açılan yollarla, maden projeleriyle, betonun her yere sinsice yayılışıyla…
Kentleşme adına, refah adına, büyüme adına ormanlar biçilirken kimse sormaz: Bu kesilen sadece bir ağaç mı?
Oysa her kesilen ağaç, bir kuşun şarkısını yarıda bırakır. Her yanmış dal, toprağın belleğinden bir anıyı siler. Her yitip giden ağaç, içimizden eksilen bir vicdandır.
İklim değişiyor, dünya ısınıyor. Kuraklıklar artıyor, nem azalıyor. Her geçen yıl daha kırılgan hale gelen ormanlarımız, artık daha kolay tutuşuyor. O ateş, rüzgârla birleştiğinde önünde ne bir sınır, ne de bir yasa tanıyor.
Bu sadece bir çevre sorunu değil, bu bir vicdan, bir varoluş sorunudur.
İnsan, ormana sahip çıkmadıkça kendi geleceğine de sahip çıkamaz.
Çünkü orman, yağmur demektir.
Toprak demektir.
Nefes demektir.
Sessiz bir dost, gürültüsüz bir öğretmen, sabırla yaşamı taşıyan bir sır küpüdür orman.
Ama biz bu dostu küstürdük.
Her yıl biraz daha azaldı gölgesi.
Her yıl biraz daha sessizleşti dalları.
Ve şimdi bu sıcak yaz günlerinde yalnızca yandığı için değil, yok sayıldığı için de ağlıyor.
Bir gün uyanacağız ve ne bir kuş ötüşü, ne bir ardıç kokusu, ne de bir çam gölgesi kalacak…
O gün geldiğinde çok geç olacak.
Şimdi hâlâ bir umut var.
Yangınlardan arda kalan bir kök, küllerin altında yeşermeye çalışan bir filiz, toprağın derinliklerinde uyuyan bir tohum var.
Ve bir insan eli, isterse bunları yeniden çoğaltabilir.
Yeter ki o el, baltayı değil, sevgiyi taşısın.
Ormanlar yalnızca doğanın değil, vicdanımızın aynasıdır.
O ayna kırıldığında, yalnızca doğayı değil, insanı da kaybederiz.

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Fikir Yazıları Yazıları