MÜDÜR, MÜDÜR MÜDÜR?

EKYS 2025

2025 Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı (2025-MEB-EKYS) 2 Mart 2025 tarihinde uygulandı.

Sınavda sorulan 80 sorunun konulara göre dağılımı şu şekildeydi:

• Genel Kültür-Genel Yetenek 16 soru
• Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 8 soru
• Değerler Eğitimi 8 soru
• Eğitim ve Öğretimde Etik 8 soru
• Eğitim Bilimleri 24 soru
• Mevzuat 16 soru

“Dilimizin Zenginliklerine” Sınavda Yer Yok!

Herhangi bir eğitim kurumunun yönetici kadrosunda olma gayesiyle sınava giren onca adayın; okulun diğer yöneticileriyle, personellerle, öğretmenlerle, öğrencilerle, velilerle ve üst kurumlarla sağlıklı iletişim kurabilmelerinin ne kadar mühim olduğunu düşününce bu sınavın muhteva ettiği konular arasında dili kullanma becerilerini ölçen Türkçe ders konuları ile dilbilgisine dair soru olmaması büyük bir eksiklik değil midir?

Tüm Branşlara Aynı Soruları Sormak Adil Değil!

Bunun yanı sıra sınavın içerdiği konuların branşlarına göre kimi adaylar için avantaj kimi adaylar içinse dezavantaj yarattığı aşikardır. Aynı sınava Tarih, Coğrafya gibi kültür dersi öğretmenleri girebildiği gibi Meslek dersi öğretmenleri ya da Resim, Müzik, Beden Eğitimi gibi seçmeli ders öğretmenleri de girip aynı soruları cevaplandırmaya çalışmaktadır. Soru kitapçıklarında adayların branşlarına göre alan sorularının yer alması bu yarışı daha adil hale getirecektir. Birçok spor dalında olduğu gibi bu sınavda da herkes kendi sıkletinde mücadele etmelidir.

Ek-1 Formu Kimilerine Ödül Kimilerine Ceza mı?

Sınav sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte 60 ve üzeri puan alan adaylar için süreç yayımlanan takvimle birlikte başlamış oldu. İkinci aşamada Ek-1 Yönetici Değerlendirme formunda istenen belgeler dosyalanıp İl Milli Eğitim Müdürlüklerinde oluşturulan komisyonlara sunuldu. Formun “Ç” bendinde yer alan “Ödüller” başlığı can sıkıcı, rencide edici, üstelik zifiri karanlık bir alan. Yıllarca kimlerin kimleri, hangi vasıflara dayanarak ve hangi ödüller için ne şekilde teklif ettiği tam bir muamma iken şimdi anlaşılıyor ki bu ödüllendirmeler yıllar yılı kimilerince kapalı kapılar ardında ince eleyip sık dokuyarak, planlayarak ve tasarlayarak “nitelikli adam ödüllendirme!!!” şeklinde yapılmış. Bu haksız uygulamaların görüldüğü yerlerde, ödüle layık görenlerle ödüllendirenler arasındaki ilişkiye ve dayandığı bazı “bilimsel-objektif temellere!!!” bir bakalım:

• Sendikal yakınlık
• İlişkilerde yakınlık
• Şahsi menfaat…

Peki bu ödüllerin gerçek hak sahiplerinin günahı ne? Sınavdan daha düşük puan aldığı halde, zatıalilerine bahşedilip Ek-1’e donatılan haksız ödüllerle tercihlerde öncelikli duruma geçenlerin ve onlara bu jesti yapanların ayıpları yanlarına kalır mı? Umuyorum ki kalmayacaktır. Gün gelecektir, devran dönecektir, adalet yerini bulacaktır. Bu konuda adaletsizliğe uğradığını düşünen veya bu türden haksız uygulamaları gören herkesin hak arayışı için başvuru adresi yasal merciler olmalıdır. Geçmişe dönük ödüller araştırılıp şeffaf bir şekilde açıklanmalı, bundan sonra verilecek tüm ödüller kriterleriyle birlikte açıkça ilan edilmelidir.

Bir de Hakk’ın Rahmetine Kavuşan Ödüller Var!

Daha önce Teşekkür, Takdir ve Aylıkla Ödüllendirme isimleriyle anılan ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 123. maddesinde kendine yer bulan ödül yönetmeliği yürürlükten kaldırılarak 13/02/2011 tarihinden itibaren ödüllerin adları değiştirilerek Başarı, Üstün Başarı ve Ödül isimleriyle anılmaya başlanmıştır. Bir isim değişikliği ile eski ödüller yok sayılmış ve Ek-1 formunda kendine yer bulamamıştır. Oysa hepimiz biliriz ki kazanılmış haklar yok sayılamaz. Eski ödüller yeni ödüllerle ilişkilendirilerek bir an önce hak sahiplerine teslim edilmelidir. Aksi halde mahkeme kapılarını aşındırmayı bekleyen sayısız mağdur yaratılacaktır. Oysa bütün bunlara meydan vermeden çözüm üretmek o kadar kolay ki. Bakın ben meseleyi çözdüm bile:

Teşekkür Belgesi=Başarı Belgesi

Takdir Belgesi=Üstün Başarı Belgesi

Aylıkla Ödüllendirme=Ödül

Bir de Sözlü Sınav (Mülakat) Meselesi Var Tabi!

Sınav puanınızı aldınız, Ek-1 formuna göre dosyanızı hazırlayıp komisyona teslim ettiniz. Yeter mi, yetmez tabi! Bir de “mülakat-ul liyakat” var. Acaba siz müdür ya da müdür yardımcısı olmaya layık mısınız ona bakacaklar.

Mülakat ile ilgili yıllarca yapılan itirazlar ve açılan davalar sonrasında son birkaç yıldır adaylara aldıkları sınav puanının altında bir mülakat puanı verilmiyordu. Diğer bir değişle mülakatımızı kaybettik, hükümsüzdür. Bakalım bu sene ne olacak, bekleyip göreceğiz. Biliyoruz ki malum nedenlerle kimimiz ağzımızla kuş tutsak da kendimize hep cevabı içinde saklı olan şu soruyu soracağız:

Kimin ödülü kimin cebinde!!!

Allah’ın takdiri üzerinizde olsun….

hasanturunc47@gmail.com

HASAN TURUNÇ