NİYET

Fikir Yazıları - Bahri LOŞ

NİYET

Hayatın içerisinde insan yaşamsal ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra iyi ve güzel olana ulaşmak için bilginin, ilmin peşinden koşmalıdır. Bir insanın olgunlaşması, medeni bir kimliğe kavuşması öğrenmeleriyle ve öğrendiklerini içselleştirmesiyle mümkün olacaktır. İnsanın ürettiği her şey kullanım amacına göre iyi ya da kötü bir hal alabiliyor. İnsanın ürettiği bilgi, eşya ve sahip olduğu beceriyi iyi yönde kullanması çağın huzursuzluğunu ve problemlerini büyük oranda ortadan kaldıracaktır. Bilgiye ulaşmada, üretimde ve gelişme sürecinde sürekli bir yarış güdüsü olduğu için insan kazanmaya odaklanıyor. Kazanma gayesi uğruna pek çok önemli değer harcanabiliyor. Her çaba, her bilgi, her üretimde iyi niyet olgusu feda edilmese insanın çabası daha anlamlı olacağından yaşam da daha anlamlı olacaktır. Çağımızda kazançlarımızın çoğu karşıdakinin kaybetmesine bağlı oluyor. Bilgiyi üretirken başkalarını alt etmek için üretiyoruz. Kimse geride kalmak istemiyor çünkü geride kalan ileriye gidenler(!) tarafından ezilebiliyor. Bilgiyi üretmek önemli ancak o bilgi iyi niyetle ve doğru kullanılmayacaksa ona sahip olmak onu daha tehlikeli hale getirmeyecek mi? Evrensel değerleri özümsememiş bir bireyin bilgi, beceri veya herhangi bir metayı elde etmeye çalışırken bu değerlere uygun davranması mümkün olabilir mi? Değerlerini (adalet, saygı, merhamet, yardım, eşitlik, vicdan, hoş görü, insan hakları, barış, sevgi) yitirmiş bireylerin oluşturduğu toplum ne kadar sağlıklı olabilir? Kuralına göre elde edilmeyen her şeyin tüketilmesi de sıkıntı doğuracaktır. Bu yüzden her türlü amaç ve hedef belirlenirken önüne bizi evrensel değerlere götürecek olan iyi niyet getirilmelidir. İyi niyet hedef ve amacı anlamlı hale getirir. Başkasını kıskandırmak için farklı şeylere (bilgi, para, şöhret vb.) sahip olmaya çalışan biri iç huzurunu yakalayamaz çünkü amaç doğru belirlenmemiştir. Bilgiyi erdemli olmayan bir insana verdiğiniz zaman onu kötü amaçlarla kullanma ihtimali yüksektir. Belirli bir yaşa kadar evrensel ahlak ilkelerinin verilmesi bu yönden pek çok sorunu ortadan kaldıracaktır. Bu durum bizi doğru ve güzel olanı yapma, doğru ve güzel olmayanı yapmama durumuna götürecektir. Bu aynı zamanda insanın yapısında var olan pek çok olumsuz yanın (kıskançlık, bencillik, şiddete meyil vb.) zayıflatılması ve yok edilmesi anlamına gelecektir. İyi niyetle hareket edilmemiş her amacın sonunda az ya da çok bir yıkım vardır. İyi niyetle bir masaya oturanlar o masadan daha kenetlenerek çıkar. Kötü niyetle o masaya oturmak hiçbir şekilde dirlik getirmez. Her şeyin temelinde bilgi vardır. Bütün çözümlerin odağında, üretimde, meslek gruplarında, teknolojide bilgi esas alınır. Bir bıçağı iyi niyetle olduğu gibi kötü niyetle de kullanabiliriz. Bıçak üretimini engelleyemeyiz ancak bıçağın iyi niyetle kullanılmasını öğretebiliriz. İyi ve güzele inanmış nesiller yetiştirmek, hedef ve amaçların önüne insancıl bir tutumu, iyi niyeti getirmekle mümkün olacaktır. İyi niyetli olmak mı, bilgili olmak mı sorusu doğru bir soru değildir. Çünkü bu iki kavram birbirinden bağımsız düşünülemez. Bilgi olmadan iyi niyet tek başına yeterli olmaz. Bilgi de iyi niyetle kullanılmazsa yıkıma sebep olur. Yalnızca iyi niyetleriyle kalan toplumların gelişmediğini görüyoruz. Bilgiyi orantısız bir güce dönüştürenlerin de nasıl büyük zulümler gerçekleştirdiğini de. Yanlış hatırlamıyorsam Leo Buscaglia’nın “Yaşamak, Sevmek ve Öğrenmek” kitabında okumuştum. Kitapta, bilim insanları sahip oldukları bilgilerle esirlere işkence yapıyor. Bu yüzden insanlara bilgiden önce sevmeyi öğretin, deniyor. Bilimin daha insancıl olması için öncelikle okul sıralarından mezun olan her çocuğun evrensel değerleri özümsemiş, her şeye iyi niyetle adım atan bir birey olması gerekir. Bilginin tek başına büyük bir tehdit olabileceğini söyleyenlerin sayısı da az değildir.

Kendimiz için evrensel ahlak ilkelerini işletip söz konusu başkaları olunca bu ilkeleri ihlal etmek iyi niyetli olduğumuz anlamına gelmez. İyi niyetli olmayan davranışlar başka olumsuz durumlar yaratacaktır. Mutlak bir huzur için hem bireyin hem toplumun hem de güç odaklarının hedef ve amaçlarının önüne iyi niyet kavramını koymaları gerekir. Bugün çağın büyük eksikliklerinden biri budur.