TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ 11

Sosyoloji - Zerrin Keskin

Kadın hakları, insan haklarının temel bir parçası olarak, tarih boyunca kadınların eşitlik, özgürlük ve adalet taleplerinin simgesi olmuştur. 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü, bu mücadelenin somut bir ifadesidir. Kadınların siyasi, sosyal ve ekonomik haklarını kazanma yolundaki önemli dönüm noktalarından biridir. Bu gün, sadece elde edilen haklar için kutlanması gereken bir gün değil; kadınların tarih boyunca karşılaştığı zorlukların, mücadelelerin ve kazanımların bir hatırlatması olmalıdır.

5 Aralık, dünya kadın hakları mücadelesinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu tarih, kadınların siyasi hayatta eşit temsil edilmesi için verilen mücadelenin simgesi haline gelmiştir. Kadınların seçme ve seçilme hakkı, demokratik toplumların vazgeçilmez bir unsuru olarak kabul edilir. Bu hak, kadınların sadece oy kullanması değil, aynı zamanda karar alma mekanizmalarında aktif rol alması anlamına gelir. Böylece kadınlar, kendi hayatlarını ve toplumları şekillendirme gücüne kavuşur.

Dünya genelinde kadın hakları mücadelesi; sosyal adaletin sağlanması, cinsiyet temelli ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve kadınların ekonomik, eğitimsel ve sağlık alanlarında eşit fırsatlara sahip olması için verilen uzun soluklu bir mücadeledir. Bu nedenle 5 Aralık, evrensel bir sembol olarak, kadınların insan hakları ve özgürlükleri için verdikleri mücadeleyi anımsatıp yeni nesillere ilham vermelidir.

Kadınların oy hakkı, eğitim hakkı, çalışma hakkı, sağlık hizmetlerine erişim ve şiddetten korunma gibi temel haklarının kazanımı neredeyse insanlık tarihi kadar uzun bir zaman diliminde kazanılmıştır. Birçok ülkede kadın hareketleri, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için yasalar çıkarmış, politikalar geliştirmiş ve farkındalık çalışmaları yapmıştır.

İngiltere' deki Suffragette Hareketi 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında kadınların oy hakkı için verilen mücadelelerin simgesi olmuştur. ABD’de de 1920 yılındaki 19. Anayasa Değişikliğiyle Kadınlara oy hakkı tanınmıştır. Birleşmiş Milletler 1948 yılında Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi yayımlayarak kadınların eşit haklara sahip olduğunu ilan etmiştir.

1979 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi (CEDAW) taraf devletlere yükümlülük getirmiştir. 2021 yılı itibariyle sözleşmede imzası bulunan devlet sayısı 189' dur. 1995 yılında gerçekleşen Pekin Deklarasyonuyla kadınların güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği için stratejiler belirlenmiştir. Küresel düzeyde kadınların güçlendirilmesi için 2010 yılında Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi (UN Women) kurulmuştur. 2017 yılında Washington DC’de başlayan Women’s March yürüyüşü dünya çapında yankı bulmuştur. 2017 yılında sosyal medyada yayılmaya başlayan #MeToo Hareketi cinsel tacize karşı küresel farkındalık yaratmıştır.Bunların yanısıra tüm dünyada yürütülen Barış Süreçlerine kadınların aktif katılımıyla kalıcı barış olasılığı %35 artmıştır.

Türkiye ise kadın hakları konusunda dünyada öncü ülkelerden biridir. 5 Aralık 1934, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanındığı tarihten itibaren Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde verilen bu hak, kadınların eşit yurttaş olarak kabul edilmesinin simgesi olmuştur.

Ülkemizdeki önemli yasal düzenlemelere kısaca değinecek olursak; 1924 yılında çıkan Tevhid-i Tedrisat Kanunuyla eğitimde kadın-erkek eşitliği sağlanmıştır. 1926 yılı Medeni Kanun ile birlikte kadınların evlilik, boşanma, miras ve velayet gibi konularda eşit haklara sahip olması güvence altına alınmıştır. 1925 yılında çıkartılan Kıyafet Kanunu ile kadınların kamusal alanda özgürce giyinmesi teşvik edilmiştir. 1934 yılındaki Seçme ve Seçilme Hakkı İle Türk Kadınları bir çok dünya ülkesindeki hem cinslerinden önce siyasi haklarına kavuşmuştur. 2012 yılındaki 6284 Sayılı Kanun ise kadına yönelik şiddeti önlemek için çıkartılmıştır.

Günümüzde kadınların siyasette ve iş hayatında temsilini artırmaya yönelik pozitif ayrımcılık politikaları uygulanmaktadır. Türkiye, CEDAW gibi uluslararası sözleşmelere taraf olarak kadın haklarının korunması için yükümlülükler üstlenmiştir.

Kadın hakları alanında alınan önlemlerin etkin bir biçimde uygulanması ve yeterliliği ise tartışmaya açıktır.

Hem Dünya' da hem de Türkiye' de mevcut kanunlara getirilmesi gerekli hukuki düzenlemelerle yasaların etkin uygulanması, yeni yasaların çıkarılması, uluslararası sözleşmelere tam olarak uyulması gerekmektedir. Eğitim alanındaki düzenlemeler ve farkındalık çalışmaları için Toplumsal cinsiyet eşitliği müfredatları, kamuoyu kampanyaları, erkeklerin aktif katılımıyla sağlanmalıdır. Kadınların iş gücüne katılımı, ücret eşitliği, çalışma koşulları iyileştirilmelidir.

Kadınların siyasi katılımını arttırmak amacıyla Kadın Kotası uygulanmalı, liderlik programlarına teşvik edilmeli, siyasi partilere konuyla ilgili duyarlılık için sorumluluklar yüklenmelidir. Toplumda şiddetin önlenmesi için sığınma evleri, psikolojik destek, erken müdahale programları etkin bir biçimde hizmete açık hale getirilmelidir. Uluslararası iş birliğiyle küresel kampanyalar ve sivil toplumun güçlendirilmesi çalışmaları yürütülmelidir.

Kadın hakları mücadelesi, sadece yasal düzenlemelerle sınırlı değildir; aynı zamanda derin bir insanlık ve adalet talebidir. Kadınların özgürleşmesi, toplumların demokratikleşmesi ve insan haklarının evrenselleşmesi için vazgeçilmezdir.

5 Aralık, kadınların yaşadığı zorlukları, acıları ve umutları hatırlatır. Kadınların sesini duyurması, dayanışma içinde olması ve geleceğe umutla bakması için bir fırsattır. Kadınların güçlenmesi, ailelerin, toplumların ve ülkelerin güçlenmesi demektir.

5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ile birlikte Dünya genelinde ve Türkiye’de kadın hakları alanında önemli gelişmeler yaşanmış olsa da, eşitlik ve adalet mücadelesi hala devam etmektedir.

Bu gün, kadınların kazanımlarını kutlamak ve karşılaşılan sorunlara dikkat çekmek için bir fırsat sunar. Kadın haklarının tam anlamıyla gerçekleşmesi, daha adil, özgür ve demokratik bir dünya için vazgeçilemezdir. Kadınların insanlık onurunu ve haklarını savunma kararlılığının ifade eden bu mücadele, insanlığın ortak vicdanının sesi olmaya devam edecektir.

5 Aralık Dünya Kadın Hakları ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk' ün biz Türk Kadınlarına armağan ettiği Seçme ve Seçilme Hakkı Günümüz kutlu olsun. Umuyorum ki bu anlamlı günden itibaren yaşayacağımız önümüzdeki yıllarda bambaşka konular üzerine konuşup insanlığın genel sorunlarına hep birlikte çözüm üretmeye çabalarız. Cinsiyet, dil, din, ırk konularının, yaşadığımız çağda hala güncelliğini korumasının, bir insanlık ayıbı olduğunun ayrımına vararak.