Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

Dr. Gamze Ülker Tümlü ile Psikodrama Üzerine II

Dr. Gamze Ülker Tümlü Hasan Güneş

Kategori: Psikoloji-Sosyal Psikoloji - Tarih: 21 Kasım 2023 08:52 - Okunma sayısı: 400

Dr. Gamze Ülker Tümlü ile Psikodrama Üzerine II

Dr. Gamze Ülker Tümlü ile Psikodrama Üzerine II

1-Varoluşcu psikodramada spontanlığın yeri ve önemine değinir misiniz?

Psikodramada var olmanın yolu insanın içinde mevcut olan çocuğu serbest bırakmaktan, cezalandırılma, kısıtlanma korkusu gütmeksizin kendi gibi olmaktan geçer. Bu bağlamda psikodramada spontan ve yaratıcı ol­manın cezalandırılmadığı bir ortamda kişilere yaşadığı sorunları tekrardan ele alması ve farklı yollar denemesi fırsatı verilir. Psikodramanın özünde spontanlık, bir başka deyişle kendiliğindenlik söz konusudur. Zira Moreno psikodramayı ortaya koyarken çocukların spontan oyunlarından oldukça etkilenmiş ve spontanlığın, yaratıcılığın ve eylemin psikodramada kendini var etmenin temel yolu olduğunu öne sürmüştür. Hatta Moreno’nun kendi çocukluğundaki spontanlığı, yaratıcılığı ve eylemliliği psikodramanın temelini oluşturmuştur. Öyle ki Moreno, çocukluk günlerinde dahi zihninde oyunlar tasarlar, arkadaşlarına rolleri dağıtır ve bu oyunları yönetirdi. Moreno’nun oyunlarından biriyle bu durumu örneklendirmek mümkündür. Henüz dört beş yaşlarında bir çocukken arkadaşlarıyla “Tanrı ve Melek­ler” adını koydukları bir oyunda masanın üstüne koydukları sandalyede Tanrı rolüyle oturan Moreno, melek rolünde uçan bir arkadaşının “Tanrılar neden uçamaz?” sorusuna meydan okuyarak kolunu kırar. Moreno’nun o zamanlara dayanan Tanrı’ya yakın olan çocuklara ve psikotik hastalara il­gisi zamanla çocuk veya psikotik olmayıp yine de daha iyi bir yol bulmak isteyenler için psikodramayı kişisel bir gelişim yöntemine dönüştürür. Bir felsefe öğrencisiyken çocuklara her türlü hayali öyküler anlatan Moreno, çocukların bu öyküleri dinlediklerini görünce her bir öyküyü canlandır­maya karar verir. Çocuk gelişimine yönelik okumalarıyla da bütünleştir­diği gözlemleri neticesinde, çocukların karakterleri oynamaktan aldıkları zevki fark eden Moreno, insanın yaşam sahnesinde doğaçlama yapan bir oyuncu olduğuna karar verir ve çocuklarla olan uygulamalarını yetişkinle­re genişletir. Böylelikle psikorama yatatıcılık ve spontalığın açığa çıkarıldı bir psikoterapi yaklaşımı olarak günümüze kadar ulaşır.

  1. Psikodramaya insanı bireyleştirmeçabası diyebilir miyiz?

Az önceki soruyla bağlantılı olarak bu soruya yanıt vermemiz mümkün. Spontan ve yaratıcı olamayan bir bireyin yasaklanma ya da cezalandırılma korkusuyla ketlenmiş olması olasılığı yüksektir. Bu da diğerlerinin etkisiyle eylemlerde bulunan ya da eylemsizlik içine hapsolan bireyleşememiş bir kişiye işaret eder. Yaşamdaki rollerini fark edemeyen ve bu roller arasında geçişler yapmak için kendine izin veremeyen bireyin bireyleşmesi mümkün değildir. Psikodrama kişinin, diğerlerinin kendi yaşam rolleri üzerindeki etkisini görmesini, mevcut rollerini gözden geçirip yeni roller deneyerek kendini diğerlerinden ayrıştırmasını ve ben olmasını destekleyen bir ortam sunar. Dolayısıyla psikodrama ötekini fark etme, onun rolüne girme, onun rolünden çıkma, kendi olarak yeni roller deneme kısacası bireyleşmenin kendisidir diyebiliriz.

  1. Neden psikodramayı tanımlamak güç?

Psikodrama kendine özgü bir grup psikoterapisi yaklaşımıdır. Psikodramanın sahne, psikodrama yöneticisi, protagonist, yardımcı oyuncular, grup ve psikodrama teknikleri olarak sıralanan ögeleri ve bu ögelerin kendi içindeki etkileşimi barındırması onu alışılagelmiş diyaloğa dayalı psikoterapi yaklaşımlarından ayırır. Bu da psikodramanın kimi psikoterapist açısından dahi tanımlanmasını daha doğrusu anlamlandırılmasını zaman zaman zorlaştırabilmektedir. Zira alışılagelmiş psikoterapi yaklaşımları çerçevesinde kendi kontrollü konfor alanında terapi süreci yönetmek çoğu psikoterapiste daha güvenilir gelebilmektedir. Zaman zaman konfor alanından çıkarak akışı deneyimleyen, bu akışta yaratıcı ve spontan eylemlerde bulunarak danışanı da eylemliliğe davet eden bir psikoterapist için psikodramayı tanımlamanın pek de güç olmadığını söyleyebiliriz.

Kaynaklar:

Baim, C., Burmeister, J. ve Maciel, M. (2013). Psikodrama: Kuram ve uygulamadaki ge­lişmeler (Çev. Ed. İ. Doğaner). Nobel.

Geçtan, E. (2014). Tiyatro yolu ile ruhsal tedavi “psikodrama”. Tiyatro Araştırmaları Dergisi, 7(7), 103-112.

Moreno, Z. T., Blomkvist, L. D., & Rützel, T. (2013). Sociometry. In Psychodrama, Surp­lus Reality and the Art of Healing (pp. 92-113). Routledge.

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
Fikir Yazıları - 22 Nisan 2024 01:11

EKPSS

BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Psikoloji-Sosyal Psikoloji Yazıları