Nedir şifa? Hastalıktan kurtulma, iyileşme. Öyleyse şifacı? İlaçlar mı sadece?
Nedir hastalığımız? Bazen soğuk algınlığı, grip, son zamanlarda çeşit çeşit Covid… Ama aynı zamanda kırgınlık, mutsuzluk, umutsuzluk, yorgunluk, yalnızlık… Hatta bazen kalabalıklar içinde yalnızlık. Bunların tedavisi ilaçlarla yapılır mı?.. Ama işte geçmişten gelen bir sesle yapılır. En mutlu olduğun zamanlara döndüğünde, o anları paylaştığın kişilerle olduğunda, şöyle içten bir kahkaha attığında… Al sana tedavinin en başarılısı!
Çok ama çok tempolu bir Kasım ayını bitirmeye sayılı günler kala bedenimi yorgun ama ruhumu capcanlı, neşeyle dolmuş hissediyorum. Bir yıla veda etmeye yaklaşırken hüzün yerine ümit varsa bu iyiye işaret sanki.
Bu coşkunun sebepleri var elbette. Verimli işler, olumlu dönüşler, ekip ruhuyla çalışabilme şansı, pozitif insanlarla dolu bir hayat, tersliklerde takılıp, söylenip durmaktansa hızlı çözüm üretip sonuca odaklanan çalışma disiplini –hoş benim yaşama bakışım da çok farklı değil-. Arada gözyaşlarımı filtresizce dökebildiğim dostlarla yan yana olmak ya da telefonun bir ucunda, başka şehirlerde, başka kıtalarda, başka denizlerde; ama “gerçek” olan. Daha sonra o gözyaşlarını alıp kocaman bir eğlenceye dönüştürebilenler elbette…
Çok içime döndüm son zamanlarda, pek çok düşünce dolaştı kafamda. Yıllardır Ege’de olmama rağmen, Ankara hep evim. Oraya gidince hep bir rahatlama, sessiz bir huzur, güven hissi. “Dönüp dolaşıp varacağım yer” dedi bir yanım. Diğer yanım “zamanı var” dedi. Bekliyoruz bakalım.
Tatil içinde tatilcik bile yaptım. Kızımın da mutlu olduğu, ait hissettiği dostlukları görmek, buna alan ve olanak yaratmak ve tabii ki birlikte gülmek, eğlenmek, gezmek her zaman olduğu gibi yine iyi hissettirdi.
Geçmişten bir sayfayı aralamak, herkese yeten hafızamla neleeer neler hatırlamak, saatler süren rakı sofraları da çok iyi geldi. Sanki hala lisedeymişiz gibi… Onca yıl hem hiç yaşanmamış bir yandan da dünya kadar şey yaşamış gibi. Telefonun ucunda o zamanlarımıza şahit bir hocamız bile vardı. Bir kelimelik mesafede. O günlerden bahsedip şakalaşırken içimden “şanslıyım” diye geçiriyordum.
Mutluyken gözlerimin parlamasına sebep hep harika geçen çocukluğum. Ve ben ne zaman hasta gibi hissetsem o çok sevildiğim, özgür ve kendim hissettiğim günlere sığınıyorum.
Şifa nedir? Aydınlık düşünmektir, içini ferah tutmak, iyilerin kazanacağına dair inancından uzaklaşmamaktır. Şifacı ise sana iyi gelendir. Ruhunu ferahlatan, yolunu aydınlatan, güzel sürprizlerle gününe renk katandır. Bana iyi gelenler kendilerini biliyor. Hatta şu anda, yüzlerinde bir minik gülümseme bile olmuştur. Hepinize teşekkür ederim, her zaman ve bir defa daha!
Önümde tatil günleriyle dolu bir vakit var. Şifayı hep dışarıdan beklememek gerek tabii. Kalemime kâğıdıma, kelimelerime, müziğime, kızıma, kedime sığınıp neşeme neşe katmaya niyetliyim.
Siz de bir düşünün bakalım, size, kalbinize ne iyi geliyor? Sığınağınız neresi? Şifacınız kim?