Beş Örgütsel Öğrenme Disiplini
Ticari kapitalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, kitlesel üretime geçilmesi ve sistemin devamını
sağlayacak insan gücü yetiştirilmesi amacıyla bugünkü okul sisteminin prototipleri ortaya
çıkmıştır. Bu amaçları gerçekleştirmek için de insanların otoriteye boyun eğerek, sormadan,
sorgulamadan kurallara uymalarını sağlayacak programlar, yapı ve süreçler oluşturulmuştur.
Okulların ve eğitim sistemlerinin ana hedefleri değişmemekle birlikte, bugün insanları daha
otonom davranmaları, liderlik özellikleri kazanmaları, zorlu meseleleri güvenli bir şekilde
sorgulamaları ve kimi beklentileri şekillendiren düşünme alışkanlıklarının daha fazla
bilincinde olmaları istenmektedir.
Bu disiplinlerden ilki, kişisel ustalık becerisi kazanmaktır. Kişisel ustalık, hayatımızın mevcut
gerçekliğinin gerçekçi bir şekilde değerlenmesi ve mantıksal bir kişisel vizyon oluşturmaktır.
İkincisi, paylaşılan vizyon olan müşterek amaç üzerinde bir odak oluşturmak anlamına
gelmektedir. Ortak bir amacı olan insanlar, okul örgütünün ortak hedeflerini gerçekleştirmek
için bir grup kurma veya bir organizasyon ortaya çıkarma eğiliminde olurlar.
Üçüncüsü, zihni modeller oluşturmaktır. Bu derin düşünme disiplini, becerileri sorgulayarak
etraftakilerin tutum ve algılama bilincinin geliştirilmesi üzerine odaklanabilir. Özellikle
eğitimde, tartışılması tehlikeli konuların tartışılması ve çözümler üzerinde çalışılması
önemlidir.
Dördüncüsü, takım halinde öğrenme anlamına gelen grup etkileşimidir. Özellikle okulda
öğretmenler arasında küçük takımlar oluşturarak bilgi ve deneyim aktarımı, birlikte öğrenme,
sinerji ortaya çıkarma gibi kollektif düşünme biçimleri ortaya çıkabilir.
Beşincisi ise sistem düşüncesidir. Sistem düşüncesinde insanlar karşılıklı bağımlılık ve
değişimi daha iyi anlamayı öğrenir. Sistem düşüncesi, en yaralı değişimi başarmak üzere
ihtiyaç duyulan araç setini veya kaldıracı bulmak için güçlü bir uygulamadır.
Küresel düzeyde ortaya çıkan değişimlerin eğitim sistemlerine entegre edilmesi
kaçınılmazdır. Bu değişimler, bilginin çok hızlı bir şekilde dolaşımı, dünya çapında karşılıklı
bağımlılık, ekonomik sıkıntılar, sosyal belirsizlikler, teknolojik değişim ve eğitimin
niteliğinin düşmesi olarak sıralanabilir.
Kaynaklar
Peter Senge. (2021) Öğrenen Okullar. Nobel Yayınevi. S.7-15