Vatanımız...
45 yaşına geldim, hayatımda hiçbir zaman, hiçbir yerde göremediğim, tanık olmadığım tipleri görüyorum. Tarihte eşi benzeri olmayan korkunç narsist-schadenfreude bir gençlik türedi dünyada. İnsanlıktan çıkmış tipler. Kendisi dışında diğer canlı dünyasının yaşadığı acılardan zevk alan, bundan haz duyan bir nesil. Bu narsist tipler sadece ülkemizde değil, dünyanın pek çok yerinde aynı tornadan çıkmış gibi karşımıza çıkıyorlar.
Los Angeles şehri yandığında da benzer tipleri görmüştük. Dışarıda ağaçlar, hayvanlar, evler yangın yeri iken birileri evde şehrin manzarasını arkasına alıyordu ve dans edip video-klip çekip sosyal medya üzerinden paylaşıyordu. Şimdi ise aynısı ülkemizde yaşanıyor. Kül olup yanan bir vatanımız, ağaçlarımız, şehit olan itfaiyecilerimiz, kuruyup giden, yitip giden, küle dönmüş o güzelim hayvanların çığlıklarını duymazdan gelip felaket manzarasıyla birlikte video-klip çeken bir kızın sosyal medya paylaşımına tanıklık ediyoruz. Her şey bir yana en basitinden anne babaları hiç mi görmez bu çocuklarının neler yaptığını? Hiç mi terbiye etmezler? Hani saygı vardı? Nerede aile terbiyesi? Denetim yok, kural yok, şuur yok. Ne olacak peki? Eğer bu normal ise bundan böyle hepimiz bunu yapalım. Bu doğru mu? Yanlış. Çok yanlış... Bunları sanırım hiçbir zaman unutamayacağız ve asla da unutmamalıyız.
Sosyal medya üzerinden her türlü terbiyesizliği, her türlü kötülüğü yapmakta sakınca görmeyen, her şeyi yapabileceğini sanan bir nesille karşı karşıyayız. Devletimizin özellikle doğal afetler gibi halkımızı derinden sarsan acılar karşısında insanların acılarıyla alay eden bu narsist tiplere karşı çok sert tedbir ve cezaları uygulaması gerekir. Camdan bakıp memleketin nasıl yandığından zevk alan bir nesil vatan haini, vatansız bir nesildir. Bunların vatan düşmanlarından hiçbir farkı yoktur. Ha bundan zevk almışsınız ha ormanları yakmışsınız. Hiçbir fark yoktur. Ormanlarımızı yakan, ormanlarımızın yanmasından zevk alan tiplerin bulunup cezalandırılması gerekir. Eğer ki biz bunları cezalandıramazsak o zaman demek ki bunların davranışlarını onaylamış oluyoruz. O zaman ne olur biliyor musunuz? Tamamen insanlıktan çıkmış, sorumsuz, her an her türlü kötülüğü yapabilecek korkunç bir neslin yetişmesine izin vermiş oluruz. Bu olmamalı! Bu kabul edilemez!
Burada meselenin yalnızca belirli, münferit durumlarından öte ayrıca çok daha vahim tarafına değinmek isterim. Memleketin yanıp kül olmasından haz alan narsist gençliğin psikolojisinin sadece kişisel bir sorunun dışavurumundan ziyade bu psikolojinin nasıl üretildiğine odaklanmak gerekir. Burada narsizmin sadece kişisel sonuçları değil, yol açtığı toplumsal ve hatta siyasal sonuçlarının olabileceğini görebiliyoruz. Kendi memleketinin yanıp kül olmasından haz alan, müzik eşliğinde bundan zevk alan bir kimse aynı zamanda vatan düşmanıdır ve dolayısıyla siyasal açıdan da tehlikelidir. Siyasal açıdan tehlikeli bir kişiliktir çünkü kendi vatanına karşı düşmanca duygular içindedir.
Narsist-schadenfreude kişiliklerin özellikle dijital mecralarda nasıl bir boyut kazandığıyla ilgili akademik çalışmalardan söz edilebilir. Bu çalışmalara bakmak gerekir. Burada belirtilmesi gereken önemli husus, ki benzerlerinin tüm dünyada çeşitli şekillerde ve tarzlarda karşımıza çıktığını hesaba kattığımızda, özellikle narsizmin dijital-sosyal medya mecralarındaki üretiminin çok daha tehlikeli sonuçlarının olduğunu görmekteyiz. Bir vatanın yanıp kül olmasından haz alacak kadar bu denli bencil, hazcı, narsist bir nesil karşımıza çıkıyorsa burada bazı şeyleri iyice düşünmemiz gerekir ve bunun sonuçlarının neler olabileceğini, bu davranışların toplumda başka ne gibi sonuçlarının olabileceğini değerlendirmemiz gerekir. Aşağıda söz konusu olayın videosunun da yer aldığı haber linkini aktarıyorum:
https://www.sondakika.com/3-sayfa/haber-bursa-daki-yangini-ceken-genc-kadin-sarki-soyledi-18888534/
…….
Hamit Ölçer, AHBV, Sosyoloji, Doktora