Sınavdan Öte Bir Çocuğun Gözünden Gelecek
Tek bir sınav çocuklarınızın başarısını ve yeteneklerini tanımlayamaz…
Ecem MUSLU
Her yıl Haziran ayının bir sabahı, 8.sınıf öğrencileri ülkemiz genelinde bir sınava giriyor, LGS. (Liselere Geçiş Sistemi) bu yıl başvuru sayısı MEB tarafından yapılan açıklamaya göre, 2025 LGS'ye toplamda 1 milyon 10 bin 916 olduğu açıklandı.Birçok çocuğun kalbi aynı anda atıyor.Eller terli, gözler umutla dolu ama bir o kadar da kaygılı…LGS adı verilen bir sınav, çocukların zihninde sadece bir gelecek belirleyicisi değil;bazen bir “değer ölçütü”, bazen de “başarılı olma şartı” olarak kodlanıyor.Oysa hayat, bir sınavdan çok daha fazlası.Bu sınav, sadece bir üst öğrenim kurumuna geçişin değil, aynı zamanda bir çocuğun kendi değerini sorguladığı, ailesinin beklentilerini omzunda taşıdığı ve sistemin başarı tanımıyla yüzleştiği bir döneme işaret ediyor.LGS,eğitim sisteminin bir parçası olsa da, onun gölgesinde kalan en önemli gerçek;sınavın bir çocuk için yalnızca akademik değil, psikolojik ve duygusal bir deneyim olduğudur.Henüz 13-14 yaşındaki bir çocuğa, tek bir günün onun “kaderi” olduğunu söylemek, ona yüklenemeyecek bir yük bindirmektir.Araştırmalar, bu yaş grubundaki çocukların sınav dönemlerinde yüksek düzeyde stres ve anksiyete yaşadığını ortaya koyuyor (Ergene, 2003). Bu kaygı, yalnızca akademik performansı değil, çocuğun benlik algısını, özgüvenini ve ruhsal gelişimini de derinden etkiliyor.13-14 yaşlarındaki bir birey,yaşamının bu erken evresinde büyük bir toplumsal baskıyla yüzleşiyor.Başarıyı sadece doğru şıkları işaretlemekle ölçen sistem, çocuğun yaratıcılığını, duygusal zekâsını ve bireysel farklılıklarını çoğu zaman görmezden geliyor. Psikolog Carl Rogers’ın belirttiği gibi, her birey kendi potansiyeliyle özeldir ve eğitim sistemi bu potansiyeli keşfetmeye yardımcı olmalıdır, baskı altına alarak törpülemeye değil. Bu yaşta çocukların gelişimsel ihtiyaçları arasında, duygusal destek, özgüven kazanımı ve keşfetme arzusu ilk sıradadır (Erikson, 1968).Anne,babalar olarak çocuklarımızı en iyi biz tanırız.Onların hangi konularda yetenekli olduğunu, neyi sevdiğini, nereye yönelmek istediğini biliriz. Fakat çoğu zaman, "iyi bir lise, iyi bir gelecek"söylemiyle bu farklılıkları görmezden geliriz. Asıl gerçek ise ,çocuğun hangi liseye gideceği değil;nasıl bir insan olarak kalacağıdır.Birçok ebeveyn için bu sınav,çocuklarının geleceğini belirleyen bir eşik gibi görülüyor.Oysa yapılan araştırmalar,erken yaşta sınav baskısı yaşayan bireylerde ileriki yaşlarda kaygı bozukluklarının ve özgüven problemlerinin daha yaygın olduğunu gösteriyor.Çocuğun gelişimsel ihtiyaçları, sadece bilgiye değil, aynı zamanda anlayışa,şefkate ve koşulsuz kabul görmeye dayanır.Sınavlar elbette bir ölçme aracıdır.Ancak ölçtüğü şey, bir insanın tüm potansiyelini yansıtamaz. Çünkü başarı,sadece bir sınav sonucu değil;bir çocuğun merakı, azmi,insanlara olan saygısı, doğaya duyarlılığı ve hayata olan sevgisidir.Yapılan araştırmalar, duygusal olarak desteklenen çocukların, sadece sınavlarda değil, hayatın genelinde daha başarılı ve mutlu olduklarını göstermektedir (Denham, 2006).Onlara başarının birçok yolu olduğunu anlatmalı,tek bir sınavın her şeyi belirlemediğini hissettirmeliyiz.Bu süreçte velilere düşen en önemli görevlerden biri, çocuklarının yanında olduklarını hissettirmek; onların yalnızca başarılı değil, aynı zamanda mutlu, dengeli ve kendine güvenen bireyler olmalarını desteklemektir. Sınavdan çıkan bir çocuğa ilk söylenecek cümle “Nasıl geçti?” değil, “Seninle gurur duyuyorum.” olmalıdır.Eğitim uzmanı Ken Robinson’un dediği gibi, “Çocuklar fidan değildir.Aynı ortamda aynı şekilde büyümezler.” Her çocuk biriciktir.Ve her çocuğun gelişimi, kendi içsel ritmine göre şekillenir. Bu yüzden LGS, bir son değil; bir yolculukta küçük bir duraktır. Bu durakta önemli olan, çocuğun kendini değerli hissetmesi ve yoluna güvenle devam edebilmesidir.Bugün çocuklar sınavda…Ama yarın onları gerçek sınavlar bekliyor: birini sevmek,kaybetmek,sabretmek,tekrar denemek…Bu sınavlara hazırlanmak, test kitaplarından değil, sevgiyle kurulan aile ilişkilerinden ve anlayıştan geçer.
Unutmayın, LGS yalnızca bir basamaktır.Hayat merdiveni ise çok daha uzun, inişli çıkışlı ve anlamlıdır. O merdivende asıl olan, çocuklarımıza kendine güvenmeyi, hata yapabilmeyi ve her şeye rağmen yeniden başlayabilmeyi öğretmektir.
Bu yazı, LGS’ye giren çocuklara ve onları koşulsuz seven ailelerine ithaf edilmiştir.