EĞİTİMDE TEKNOLOJİ KULLANIMININ İNSANİLEŞTİRİLMESİ
Prof. Dr. Ali BALCI
Giriş
Teknoloji, problemlere çözüm bulmak ve insan yeteneklerini geliştirmek üzere bilgi, araç ve becerilerin uygulanmasıdır. Teknoloji, bilimin problemlere çözüm bulmak üzere uygulanmasıdır. Teknoloji nesnelerin nasıl yapılacağı bilgisidir. Teknoloji, insanlar tarafından yaratılan şeyler ve sistemlerdir. Teknoloji özetle bilginin özellikle belirli bir alanda pratik uygulamasıdır ( Balcı, uk.). Teknoloji büyük bir gelişme içindedir. Günümüzde teknolojinin son aşaması olan yapay zeka (YZ), makine/derin öğrenme, veri madenciliği, doğal dil işleme ve sinir ağları gibi dijital teknolojileri içeren genel bir terim olarak tanımlanabilir. Bu teknolojilerin tümü; insanlar tarafından yaratılan insanlar tarafından yaratılan biliş, algılama, sentez ve büyük veriyi anlama gibi insan benzeri süreçleri gerçekleştirebilen bilişim sistemleri oluşturma amacındadır (Baker ve Smith, 2019; Chatterjee ve Bhattacharjee, 2020, in Balcı, 2025). Teknolojinin özellikle de YZ'nin birçok sektörde, özellikle eğitimde, dönüştürücü bir güç olarak kendini kanıtlamış olduğunu söylemek herhalde abartı olmaz. Bu çalışmada ağırlıklı olarak bir teknoloji olan YZ’nin özellikle de insanı olmayan yanlarını ve kullanımlarını tartışacak, sonra da teknolojinin eğitimde insanı yönleri de gözeten kullanımları için alınacak tedbir ya da öneriler sunulacaktır.
.
Teknolojinin Eğitimde Uygulanması
Eğitim politika ve uygulayıcıları, teknolojinin okullardaki rolü konusunda kritik kararlar alma konum ve sorumluluğundadır. Son on yılda, çevrim içi öğrenme platformlarından YZ destekli kişiselleştirilmiş öğrenme araçlarına kadar eğitimde teknoloji kullanımında büyük bir artış yaşanmaktadır. Ancak bu dijital dönüşümde temel bir soru ortaya çıkmaktadır: Teknoloji dolayısıyla bu yazıda ağırlıklı olarak konu edinilen YZ, öğrenci, öğretmen ve yöneticileri daha mı insan yapmakta, yoksa insanî yönleri azaltmakta mıdır? Bu soru takdir edilir ki sadece felsefi bir tartışma değil, aynı zamanda eğitimin nasıl yönlendirileceğini belirlemede merkezî bir yerdedir (Stepherd, (2024). YZ’nin eğitime uygulanması aşağıdaki başlıklarda tartışılmaktadır.
.
YZ ve eğitim stratejileri. YZ, eğitimi dönüştürme potansiyeline sahiptir; ancak bu dönüşüm için uygun altyapı, dikkatli planlama ve etik ilkelere bağlılık gereklidir. YZ, eğitimde kuram ve uygulamaları değiştirirken öğrencilere, hem YZ’yi geliştirme hem de onunla çalışma ve yaşama becerileri kazandırılmalıdır. YZ, elbette öğretmenlerin yerini almamalı, alamaz da aksine onları desteklemelidir. YZ, eğitim eşitsizliklerini artırmak yerine azaltmayı hedeflemeli, eğitim programı-müfredat baştan sona yenilenmeli ve tüm paydaşlar bu sürece dâhil edilmelidir. Öyle ki öğrenciler; dijital, bilişsel (bilişsel süreçleri ve yeterlikleri uygulayabilme), bilişimsel beceriler( Bilgisayar bilimi ve bilgi işleme ilkeleri, ), eleştirel düşünme, yaratıcılık, etik anlayış ve içgörü gibi yeterliklerle donatılmalıdır. Ayrıca, eğitim değerlendirmeleri bilgi odaklı değil, kaliteye ve yenilikçiliğe dayalı olmalı, teknolojiden faydalanarak çok yönlü değerlendirme sistemleri geliştirilmelidir (UNESCO, 2020).
.
Öğrenme ve öğretimde YZ’nin yapay zekanın etkili ve etik kullanımı. YZ, öğretmenlerin rollerini değiştirerek onları, bilgi aktarımından çok eğitimin sosyal yönlerine odaklanmaya yönlendirmelidir. YZ, içerik önerme, duygu analizi, akıllı öğretim sistemleri, otomatik değerlendirme gibi birçok alanda öğretimi destekleyebilir. Proje tabanlı, esnek ve işbirlikçi öğrenme gibi yöntemleri teşvik ederek eğitimi dönüştürebilir. YZ, uzaktan öğrenme ortamlarında da kullanılabilir; ancak faydalarının yanında bazı zorluklar barındırmaktadır. Bunlar; öğrencilerin yeni dijital yeterlikler geliştirmesi, öğretmenlerin mesleki gelişiminin desteklenmesi ve YZ'nin etik, güvenilir ve eşitlikçi kullanımına yönelik politikaların oluşturulması olarak ifade edilebilir. Bu bağlamda YZ’nin eğitimde yaygın kullanımı için öğrenci başarısına etkisini gösteren güçlü kanıtlara ihtiyaç olacaktır ( UNESCO, 2020).
.
YZ’nin eğitim programı ve öğretime etkileri. YZ, rutin ve idari görevleri otomatikleştirmek, öğretim kalitesini artırmak ve öğretim sürecini demokratikleştirmek için kullanılabilir. Ayrıca, öğrencilere, okulun bağlamına uygun kişiselleştirilmiş-bireyselleştirilmiş öğrenme içeriği ve geri bildirim sunmadan önce öğrenci yeterliklerini teşhis etmek için de kullanılabilir. YZ okulların veya öğretmenlerin yerini almamalıdır. Bunun için de okullar deyim uygun ise YZ’yi kontrol eden insanlar yetiştirmelidir. Bu noktada temel yeterliklerin geliştirilmesi, her halde yeni bir disiplin ekleyerek değil, YZ’nin tüm disiplinlere entegre edilmesiyle sağlanacaktır. Dolayısıyla eğitim programı; kanıta dayalı, esnek, açık, kapsayıcı ve sürekli gelişen olmalı ve matematik, istatistik ve etiğin yanı sıra enformasyon ve iletişim teknolojisini de içermelidir. Öğrenciler öğrenme sürecinde aktif rol almalı ve öğrenmelerinin sorumluluğunu üstlenmelidir. Öğrenme materyallerinin, özellikle YZ destekli etkileşimli ders kitaplarının tasarımına çoklu paydaşlar dâhil edilmeli ve öğretmenler uygun şekilde eğitilmelidir (UNESCO, 2020).
.
Teknolojinin Eğitim ve Öğretime Olumlu Etkileri
Teknolojinin, eğitimde öğrenmeyi bireyselleştirme ve hem öğrencileri hem öğretmenleri güçlendirme açısından büyük fırsatlar sunma potansiyeli bulunmaktadır. Sanal sınıflar, video konferanslar ve çevrim içi iş birliği araçları sayesinde, öğrenciler coğrafi engelleri aşarak eğitime ulaşabilmekte ve daha kapsayıcı, eşitlikçi bir öğrenme ortamı sağlanmaktadır. Özellikle fiziksel engelli, öğrenme güçlüğü yaşayan ya da uzak bölgelerde yaşayan öğrenciler için büyük avantajlar sunulmaktadır. Ayrıca, YZ destekli uyarlanabilir öğrenme platformları öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına göre içerik sunabilmektedir. Bu sayede öğrencilerin kendi hızlarında ilerlemeleri mümkün olmaktadır (Stepherd, 2024).
.
YZ destekli interaktif öğrenmenin avantajları öyle sıralanabilir (StratX Simulations, 2025):
Küresel öğrenme fırsatları. YZ destekli program ve oyunlar internet üzerinden paylaşılabildiği için dünyanın her yerindeki öğrenciler eşit fırsatlara sahip olabilmektedir.
Raporlama ve değerlendirme. Bu program ve oyunlar performansı takip etmekte ve genellikle insan geri bildiriminden daha yararlı, doğru ve uygulanabilir raporlar sunmaktadır.
İlginç içerik. YZ, insan geliştiricilerin düşünemeyeceği senaryolar ve durumlar üreterek öğrenme deneyimine yeni bir derinlik katabilmektedir.
Kişiselleştirme. Netflix'in kullanıcı tercihlerini öğrenip benzer içerikler önermesi gibi bu program ve oyunlardaki YZ da kullanıcının hareket ve düşünce biçimlerini öğrenerek daha zorlayıcı durumlar ve kararlar sunabilmektedir. Ayrıca kullanıcının bilgi düzeyini değerlendirip öğrenme ihtiyaçlarına göre kendini yeniden tasarlayarak tanılayıcı testler sunabilmektedir.
Hız ve verimlilik. Sınıftaki geleneksel öğrenme oyunları yavaş, verimsiz ve katılımcılar için engelsiz olabilirken, modern öğrenenler anında ve hızlı geri bildirim imkanları istemektedir.
Öte yandan, YZ eğitimde öğretmenleri destekleyecek çeşitli avantajlar da sunmaktadır. Bunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir (Walden University, uk.):
Destekleyici rol. Ders planlamadan sınav hazırlamaya kadar pek çok süreçte öğretmenlere yardımcı olabilir.
Anlık yardım. Öğrenciler, anında bilgiye erişerek destek alabilir.
Bireyselleştirme. Öğrenme materyalleri öğrenci seviyelerine ve ilgi alanlarına göre uyarlanabilir.
Bağlamsal öğrenme. Tarihî veya edebî karakterlerin canlandırılması gibi yöntemlerle daha derin öğrenme sağlanabilir.
Kişiselleştirme. Öğrenci verilerinden yola çıkarak özel destek ihtiyacı belirlenebilir.
.
YZ’nin eğitimcilerin yerini almak yerine onları güçlendiren bir araç olarak görülmesi gerektiği açıktır. YZ destekli öğretimin, tamamen YZ liderliğindeki sınıflardan daha etkili olduğu görülür. Zira öğrencilerin çoğu dijital bir ekran yerine insan etkileşimine ihtiyaç duyar. Öğretmenlerin uzun zamandır zorlandığı bir konu olan içeriği kişiselleştirme sorununa YZ’nin çözüm olabileceği vurgulanmalıdır. YZ sayesinde her öğrenciye özel öğrenme fırsatları sunularak uyarlanabilir ve destekleyici bir ortam yaratılabilmektedir. Ancak deneyimden öğrenme ve öğretme, bilişsel bağlantılar kurma, sosyal ilişkiler geliştirme, akıcı konuşma, beden dili ve doğaçlama gibi birçok beceride insanların YZ’den çok daha iyi olduğu bilinmektedir. Bu becerilerin, öğrencileri interaktif öğrenme oyunlarına hazırlamada etkili olacağı ve bu noktadan sonra eğitimcilerin gözlemci rolüne geçebileceği vurgulanabilir ( StratX Simulations, 2025).
.
Teknolojinin Eğitimin İnsanî Yönüne Etkileri
Teknolojinin eğitimde birçok avantajı olsa da, aşırı veya bilinçsiz kullanımı insanî unsurları zayıflatma potansiyeli taşımaktadır. Özellikle çevrim içi platformların yüz yüze etkileşimin yerini alması, empati, sosyal beceriler ve iş birliği gibi temel insani değerlerin kaybolmasına yol açabilmektedir. Bu durum, öğrencilerin sosyo-duygusal gelişiminde eksiklikler yaratabilirken, öğretmenler açısından da bazı riskler doğurur. Sürekli değişen teknolojilere ayak uydurma baskısı, öğretmenleri öğrencilerinden uzaklaştırarak onları birer rehberden çok içerik yöneticisine dönüştürebilir. Dijital araçlar sıklıkla yüzeysel katılım yaratmakta; derin düşünme, problem çözme ve yaratıcılık gibi beceriler ikinci plana itilmektedir. Öğretmenler de hazır içeriklere bağımlı hale gelerek, sınıfın özgün ihtiyaçlarına yönelik dersler tasarlamakta zorlanabilmektedir. Eğitimde otomasyonun artışı ise öğretmenlik mesleğinin geleceğiyle ilgili etik soruları gündeme getirmektedir: “YZ öğretmenin yerini alabilir mi?” sorusu eğitimin özünde insan ilişkilerine dayalı bir süreç olduğu gerçeğini tehdit eder görünmektedir (Shepherd, 2024).
.
YZ'nin eğitimdeki endişe kaynakları ya da riskleri. Bu bağlamda teknolojinin eğitimde üç temel dezavantajı öne çıkmaktadır (Selwyn, 2019; Holmes, Bialik ve Fadel, 2021; UNESCO, 2021):
Sosyo-duygusal izolasyon. Öğrencilerin yapay sistemlerle daha fazla vakit geçirmesi, öğretmen ve akranlarıyla bağlarını zayıflatabilmektedir.
Eğitimin standartlaştırılması. Otomasyon temelli öğrenme, bireysel farklılıkları görmezden gelerek tek tip eğitim anlayışını pekiştirebilir.
Etik sorular. Algoritmaların karar süreçlerinde şeffaf olmaması, pedagojik sorumluluğun insanlardan makinelere kaymasına neden olabilir.
Bu dezavantaj ya da risklere aşağıdakiler de eklenebilir (Goteka, 2024; Walden University, uk; Eastgate, 2025):
Önyargı ve eşitsizlik. Eğitim verilerindeki önyargıların YZ tarafından yeniden üretilmesi, bazı öğrenci gruplarını dezavantajlı konuma itebilir.
İnsansızlaşan öğrenme. Öğretmenlerin sosyal ve duygusal rehberlik rolleri geri plana itilebilir.
Gizlilik riskleri. Öğrenci verilerinin toplanması ve işlenmesi, güvenlik açıkları yaratabilir.
Eleştirel düşünme eksikliği. YZ çözümleri, öğrencilerin kendi başına düşünmesini ve yaratıcı problem çözmesini engelleyebilir.
Öğretmen rolünün dönüşmesi. Otomasyon, öğretmenlerin duygusal destek ve yönlendirme gibi önemli görevlerini tehdit edebilir.
Hatalı bilgi. YZ, yanlış veya güncel olmayan içerikler üretebilir.
Kopya çekme. Öğrenciler ödevlerde YZ’yi kötüye kullanabilir; ayrıca bu sistemler özgün çalışmaları da yanlışlıkla intihal olarak tanımlayabilir.
Yalıtım. Öğrenciler yazılımla daha fazla etkileşime girerek motivasyon kaybı yaşayabilir.
İş kaybı. Otomasyon, öğretmen ve idari personelin iş güvenliğini tehdit edebilir.
Aşırı bağımlılık. Öğrenciler eleştirel düşünme becerilerini kaybedebilir.
Yüksek maliyet. Teknolojik altyapının kurulması ve sürdürülmesi maddi yük oluşturabilir.
Etik ve teknik sorunlar. Şeffaflık eksikliği, sistem hataları ve yetersiz geri bildirim gibi unsurlar eğitimin kalitesini etkileyebilir.
Erişim eşitsizliği. Engelli bireyler veya teknolojik altyapıya erişimi olmayan öğrenciler geri planda kalabilir.
.
Görülen o ki YZ’nin eğitimde sunduğu olanaklar göz ardı edilemeyecek düzeydedir. Ancak bu teknolojilerin bilinçli, etik ve insan merkezli bir yaklaşımla uygulanması gereklidir. Öğrenci ve öğretmenlerin hem bilişsel hem de duygusal ihtiyaçlarını gözeten, adil ve şeffaf sistemler geliştirilmelidir. Aksi takdirde eğitimdeki insanî yönün kaybolması, öğrenme sürecinin kalitesini ve anlamını ciddi biçimde zedeleyebilir.
.
Teknolojinin Daha İnsani Uygulanması
Eğitimde teknolojinin hızla yaygınlaşması, öğretme ve öğrenme süreçlerini dönüştürmektedir. Ancak bu dönüşüm, beraberinde ciddi etik ve insani soruları da getirmektedir. Eğitim liderlerinin görevi, teknolojiyi benimser ve uygularken öğretim ve öğrenmenin insani yönlerini koruyabilmektir. Teknoloji, öğrenmeyi kişiselleştirip iletişimi kolaylaştırabilirken, aynı zamanda yüz yüze etkileşimleri azaltarak yüzeysel bir katılım ortamı yaratabilmektedir. Bu nedenle esas mesele, teknolojinin nasıl ve ne zaman kullanılacağıdır. Amaç, teknolojiyi insanın yerine koymak değil, onu destekleyen bir araç olarak kullanmak olmalıdır. Teknoloji; eleştirel düşünme, duygusal gelişim ve insan ilişkilerini güçlendiren bir şekilde kullanılmalıdır. Bu noktada şu noktalar dikkate alınmalıdır (Shepherd, 2024):
- Teknoloji insanî bağları zayıflatan bir araç olarak değil de öğrencilerle bağ kurmak için kullanılmalıdır.
- Öğretmenler bu araçları sınıfta sadece birer dijital sistem operatörüne dönüştürmemelidir.
- Öğrenciler yalnızca önceden programlanmış bilgileri tüketmek yerine gerçekten içeriğe katılım göstermelidir.
.
Bu noktalar, teknolojinin eğitim politika ve uygulamalarının yönünün belirlenmesine rehberlik etmelidir. Beklenen; teknoloji geliştikçe onun öğrencilerin ve öğretmenlerin birer robota dönüşmesi yerine daha insani bireyler olmalarını destekleyen bir araç haline gelmesine özen gösterilmesidir (Shepherd, 2024). Bu bağlamda teknolojinin eğitimde insanileştirilmesi, aşağıdaki stratejilerle hayata geçirilebilir.
.
YZ ve insan merkezli yaklaşım. YZ’nın insan üzerindeki etkileri, yalnızca teknik değil, aynı zamanda felsefi ve etik perspektiflerden de ele alınmalıdır. İnsanlar; özgür irade, bilinç, duygu ve çelişkili düşünceler gibi benzersiz özelliklere sahipken, YZ yalnızca mantıksal algoritmalarla çalışır. Karar alma ve hesaplama gücünde YZ insanı aşabilir; ancak duygusal ve bilişsel yönlerde insan hâlâ eşsizdir. Bu nedenle insanlar, kendi yaşamlarını yönlendirme yeterliklerini yitirmemeli; öz farkındalıklarını ve etik duyarlılıklarını korumalıdır. Alan Turing’in "Bazen kimsenin hiçbir şey beklemediği insanlar, kimsenin hayal edemeyeceği şeyleri yaparlar" sözü, insan potansiyelinin öngörülemezliğine dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, YZ’nin gelişimi karşısında etik, felsefi düşünce ve manevi değerler insanın son savunma hattını oluşturmaktadır (Yang, Ogata, Matsui ve Chen, 2021).
.
İnsan merkezli YZ uygulamaları için temel ilkeler. YZ araştırmaları yalnızca kâr odaklı değil, insan merkezli ve etik bir yaklaşımla yürütülmelidir. Çünkü makineler sezgi ve etik yargı geliştiremez. Bu nedenle eğitimde teknolojinin uygulanmasında aşağıdaki ilkeler gözetilmelidir ( Yang ve diğ, 2021):
- İnsan destekli teknoloji. YZ, eğitimi insandan koparmadan desteklemelidir.
- Pedagojik özerklik. Öğretmenler, teknolojiyi yönlendiren ve kontrol eden pozisyonda kalmalıdır.
- Etik ve kültürel duyarlılık. Eğitim teknolojileri yerel bağlamlara uyumlu ve kültürel değerlere saygılı olmalıdır.
.
Ayrıca SMART (Spesifik, Ölçülebilir, Kabul edilmiş, Gerçekçi, Zamanlı) hedeflerle yürütülen araştırmalar, daha anlamlı, keyifli ve etkili süreçler yaratabilir. İnsani duygular (örneğin aşk, merhamet, sezgi) YZ tarafından taklit edilemez. İnsan, irrasyonellik ve hayal gücüyle varlığını özgünleştirir. Bu nedenle YZ insan merkezli tasarlanmalı ve insan değerlerini öncelemelidir.
.
Risklerin azaltılması ve bilinçli uygulamalar. YZ’nin eğitimdeki rolü artarken insani yönleri ortadan kaldırmasını engelleyici aşağıdaki önlemler alınmalıdır (Goteka, 2024):
- Öğretmen eğitimi. Eğitimciler, YZ araçlarını eleştirel değerlendirme ve entegre etme becerileriyle donatılmalıdır.
- Veri şeffaflığı. Öğrenci ve velilere verilerin nasıl kullanıldığı açıkça anlatılmalı; veri gizliliği sağlanmalıdır.
- İnsan-YZ iş birliği. YZ, öğretmenin yerine geçmek yerine onu destekleyen bir araç olarak görülmelidir.
- Dijital okuryazarlık. Öğrenciler, dijital içerikleri sorgulama ve gizliliklerini koruma konusunda bilinçlendirilmelidir.
- Ölçülü kullanım. Kişiselleştirilmiş öğrenme sunulurken, öğretmenin duygusal ve sosyal katkısı göz ardı edilmemelidir.
.
Bu önlemler YZ’nin potansiyelinin ancak etik ve insani değerlerle dengelendiğinde tam anlamıyla verimli kullanılabileceğini göstermektedir.
.
YZ’nin yükselişi karşısında insan zekâsının aşağıdaki üç temel özelliği öne çıkarılmalıdır (Hughes, 2025):
- Makineler duygusal anlayışı taklit edemez. Buna karşın YZ uygulamalarında sanat, edebiyat ve anlatı temelli öğrenme duygusal gelişimi destekleyecektir.
- Eleştirel düşünme. Öğrenciler, YZ'nin sunduğu bilgileri sorgulayabilmelidir.
- İyi oluş (well-being). Yüz yüze iletişim, sanatla temas ve içsel farkındalık, dijital öğrenmenin olumsuz etkilerini dengeleyecektir.
.
Öğretmen ve YZ birlikte daha güçlü. YZ’nin eğitimdeki artan rolüne rağmen, öğretmenler vazgeçilmezdir. Onlar yalnızca bilgi aktaran değil; ilham veren, empati kuran ve öğrencilerin gelişimini bireysel olarak destekleyen rehberlerdir. YZ, öğretmenlere notlama ve planlama gibi idari görevlerde yardımcı olarak zaman kazandırır ve öğretmenlerin esas olarak öğrencilerin eleştirel düşünme, yaratıcılık ve duygusal zekâ gelişimine odaklanmasını sağlayabilir. YZ büyük verileri analiz ederek öğretmenlere yol gösterir; öğretmenler ise bu verileri insani sezgileriyle birleştirerek daha etkili öğretim sunarlar. Bu sinerjik iş birliği, eğitimin kalitesini artırır, teknolojinin faydalarını maksimize eder ve öğretimin insani yönünü korur (Eastgate, 2025).
.
Sonuç olarak; YZ ve teknolojik araçlar, insani değerler, etik ilkeler ve pedagojik özerklik temelinde eğitimde güçlü destek unsurları olabilir. YZ öğretmenin yerini almaz; aksine onu güçlendirerek daha etkili ve öğrenci odaklı bir eğitim ortamı yaratılmasına katkı sağlar. Eğitimde teknolojinin başarısı, insanı merkeze alan bütüncül bir yaklaşımla mümkündür.
.
Tartışma, Sonuçlar ve Öneriler
Teknolojinin ve özellikle de YZ’nin eğitim alanında sunduğu fırsatlar ile beraberinde getirdiği etik, pedagojik ve sosyo-duygusal risklerin çok boyutlu bir şekilde ele alınması gerekmektedir. YZ, öğretme süreçlerini kişiselleştirme, öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına uygun içerik sunma ve öğretmenlerin üzerindeki idari yükü hafifletme potansiyeline sahiptir. Ancak bu teknolojik gelişmelerin eğitimde insanî ilişkileri zayıflatabileceği, öğretmen-öğrenci etkileşimini sınırlayabileceği ve duygusal bağ kurma süreçlerini sekteye uğratabileceği de gözden uzak tutulmamalıdır. Özellikle dikkat çekilen bir husus, teknolojinin araç mı yoksa amaç mı olduğudur. Teknoloji, öğretmenleri güçlendiren bir yardımcı rolü üstlenmeli, onların yerini alacak bir mekanizma haline dönüşmemelidir. Ayrıca, YZ'nin kullanımı sırasında karşılaşılabilecek önyargı, mahremiyet ihlali, standartlaşma ve eleştirel düşünmeyi zayıflatma gibi riskler, eğitim politikalarının ve uygulamalarının şekillendirilmesinde önemli tartışma alanlarıdır. Beklenen eğitim liderlerinin, teknolojinin sunduğu imkanları pedagojik hedeflerle dengelemesi; bu bağlamda öğretmenlerin yalnızca teknolojiyi kullanan değil, aynı zamanda insanî yönleriyle öğrenmeye rehberlik eden bireyler olmayı sürdürmesidir. YZ’nin öğrenme süreçlerinde karar verici olmak yerine destekleyici olması gerektiği de açıkça ifade edilmelidir.
.
Sonuç olarak, teknolojinin ve YZ’nin eğitimdeki rolü; onun nasıl, ne zaman ve ne amaçla kullanıldığına bağlı olarak şekillenmektedir. Pek tabii ki eğitimde teknolojiyi sadece verimliliği artırmak için değil, insanî yönleri güçlendirmek amacıyla kullanmak esas olmalıdır. YZ, öğretmenlerin yerini almak yerine, onları desteklemeli; öğrencilerin sadece bilgi tüketen değil, aktif, düşünen ve sorumluluk alan bireyler olarak gelişmesini sağlamalıdır.
.
Eğitimde teknolojinin etkin ve etik kullanımını sağlamak için şu temel ilkelere bağlı kalınması önerilir:
- İnsan merkezli yaklaşım. Öğretmen ve öğrenci etkileşimini ön planda tutan bir sistem tasarımı,
- Etik duyarlılık. Veri güvenliği, mahremiyet ve karar süreçlerinde şeffaflık,
- Eşitlik ve kapsayıcılık. Tüm öğrencilere adil erişim ve bireysel farklılıklara duyarlı uygulamalar,
- Öğretmen desteği. Öğretmenlerin dijital yeterliklerinin geliştirilmesi ve teknolojik araçlarla güçlendirilmesi.
.
Son sonuç; YZ , eğitimde dönüştürücü bir güçtür; ancak bu dönüşüm, insanî değerleri göz ardı etmeden ve insan aklının, sezgisinin ve duygularının yerine geçmeden gerçekleşmelidir. Şu unutulmamalıdır: Eğitimde asıl amaç, öğrencilerin daha iyi insanlar olmalarını sağlamak olduğundan, teknoloji bu amaca hizmet ettiği sürece anlamlı ve değerlidir.
.
Yararlanılan Kaynaklar
Balcı, A. (t.y.). Teknoloji.
Balcı, A. (2024). YZ Çağında Eğitim ve Okul Liderliği. Iconte: 15. Uluslararası Eğitimde Yeni Yönelimler: Eğitimde YZ. Kongresinde ( Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, 13-15 Aralık 2024)çevirimiçi sunuldu.
Baker, T., & Smith, L. (2019). Educ-AI-tion rebooted? Exploring the Future Of Artificial İntelligence İn Schools And Colleges. NESTA.
Chatterjee, S., & Bhattacharjee, K. K. (2020). Adoption of Artificial İntelligence İn Higher Education: A Quantitative Analysis Using Structural Equation Modelling. Education and Information Technologies, 25(5), 3443–3463.
Eastgate (2025).10 Potential Negative Effects of AI in Education. https://eastgate-software.com/10-potential-
Goteka, P. ( 2024). Negative Effects of Artificial Intelligence in Education. 2025 Mobile Guardian. https://www.mobileguardian.com/blog/negative-effects-of-artificial-intelligence-in-education
Holmes, W., Bialik, M., & Fadel, C. (2021). Artificial Intelligence in Education: Promises And Implications For Teaching And Learning. Center for Curriculum Redesign.
Selwyn, N. (2019). Should Robots Replace Teachers? AI And The Future Of Education. Polity Press.
Shepher(d), M. (2024). Technology in Schools: Does İt Make Us More Or Less Human? https://districtadministration.com/opinion/technology-in-schools-does-it-make-us- more-or-less-human/
StratX Simulations ( 2025). How Interactive Learning Games use AI to Teach Business Skills Effectively. https://web.stratxsimulations.com/recent- posts/2020/05/18/how-interactive-learning-games-use-ai-to-teach-business-skills-effectively
The Imitation Game (Film). Yönetmen: Morten Tyldum. (2014). Senaryo: Graham Moore.
UNESCO ( 2020). International Forum on AI and the Futures of Education: Developing Competencies fort he AIEra. https://www.google.com/search? q=International+Forum+on+AI&rlz=1C1FHFK_enTR1137TR1146&oq=International+Forum+on+AI&gs_lcrp=EgZjaHJvbWUyBggAEEUYOTIICAEQABgWGB4yCAgCEAAYFhgeM
UNESCO. (2021). AI and Education: Guidance for Policy-makers. UNESCO Publishing.
Walden University, (uk. ). 5 Pros And Cons Of AI in The Education Sector: What Teachers Need To Know About Artificial İntelligence in The Classroom. https://www.waldenu.edu/programs/education/resource/five-pros-and-cons-of-ai-in-the-education-sector
Yang, H. H., Ogata, H., Matsui, T., & Chen, N. S. (2021). Human-centered Artificial Intelligence in Education: A Review and New Research Agenda. Educational Technology Research and Development, 69(6), 3081–3102.