BUGÜNE IŞIK TUTAN BİR MODEL OLARAK KÖY ENSTİTÜLERİ
Dr. Cemil KURT
Köy Enstitüleri, yalnızca bir tarihsel deneyim değil, aynı zamanda bugünün eğitim sorunlarına ışık tutan dinamik bir öğrenme modelidir. 21. yüzyılda teknolojinin, küreselleşmenin ve hızlı toplumsal değişimin gölgesinde yeniden tartışılan bu model; katılımcı, üretken, yerel ve insana dayalı bir eğitim anlayışını temsil eder. Bu yönüyle, günümüzde sıkça dile getirilen yaşam boyu öğrenme, proje temelli eğitim, sürdürülebilir kalkınma, toplumsal sorumluluk ve kişiselleştirilmiş öğrenme kavramlarının tarihsel öncüsüdür.
Köy Enstitüleri ve 21. Yüzyıl Becerileri
Bugün OECD’nin (2018) PISA raporları, öğrencilerin yalnızca bilgiye değil; eleştirel düşünme, yaratıcılık, iş birliği ve problem çözme becerilerine sahip olması gerektiğini vurgulamaktadır. Köy Enstitüleri modeli bu nitelikleri 80 yıl önce pratiğe dönüştürmüştü. Öğrenciler yalnızca ders dinlemiyor, üretim süreçlerinde aktif rol alıyor; ekip çalışması, yaratıcılık ve öz disiplin geliştiriyordu.
Örneğin, 1940–1950 yılları arasında Köy Enstitülerinde öğrencilerin haftalık zamanlarının ortalama %50’si uygulamalı öğrenmeye ayrılmıştı (MEB, 1952). Bugün Finlandiya, Almanya ve Kanada gibi ülkelerde kullanılan proje temelli öğrenme yaklaşımı bu orana çok benzer biçimde yapılandırılmıştır (UNESCO, 2020). Dolayısıyla, Köy Enstitüleri deneyimi, modern eğitim literatüründe “yeni” olarak sunulan birçok yaklaşımın aslında yerli bir öncülü sayılabilir.
Sürdürülebilir Kalkınma ve Yerel Üretim
Birleşmiş Milletler’in (2015) Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında “nitelikli eğitim” (hedef 4) ve “insana yakışır iş ve ekonomik büyüme” (hedef 8) bulunmaktadır.
Köy Enstitüleri tam da bu iki hedefin kesişim noktasında yer almaktadır. Öğrenciler, öğrenirken üretiyor; ürettikleriyle hem okulun hem de köyün ihtiyaçlarını karşılıyordu. Bu yapı, bugünkü “sosyal girişimcilik” ve “yeşil ekonomi” kavramlarıyla örtüşmektedir.
Köy Enstitüleri sürdürülebilir bir kalkınma modeliydi çünkü üretimle öğrenmeyi, emekle bilgiyi, yerelle evrenseli buluşturuyordu.
Köy Enstitüsü mezunlarının görev yaptığı bölgelerde tarımsal üretim oranı 1950 yılına kadar ortalama %18 artış göstermiştir (Devlet Planlama Teşkilatı, 1962). Bu artış, eğitimin ekonomik kalkınmadaki rolünü somut biçimde ortaya koymaktadır.
Kişiselleştirilmiş ve Deneyim Temelli Öğrenme
Köy Enstitüleri, öğrencilerin bireysel ilgi ve yeteneklerini merkeze alan bir sistemdi. Her öğrenci, kendi alanına uygun bir üretim sürecinde yer alıyor; kimi marangozlukta, kimi ziraatte, kimi müzikte kendini geliştiriyordu. Bu yaklaşım, günümüzün “kişiselleştirilmiş öğrenme” modellerinin erken bir uygulamasıydı.
Öğrenciler için kendi öğrenme yollarını tasarlamak, yalnızca pedagojik bir deneyim değil, aynı zamanda öz güvenin ve içsel motivasyonun kaynağıydı. Erken dönem eğitim raporlarına göre (MEB, 1948), Köy Enstitülerinde öğrenme motivasyonu düzeyi, aynı yaş grubundaki klasik öğretim kurumlarına göre %32 daha yüksekti. Bugün eğitim psikolojisinde “özyönetimli öğrenme” olarak adlandırılan bu anlayış, dijital çağın gereksinim duyduğu en önemli becerilerden biridir (Zimmerman, 2011).
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Bağlamında Yeniden Düşünmek
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli (2024) “beceri temelli ve yaşamla ilişkili öğrenme” vurgusuyla Köy Enstitülerinin bazı ilkelerini yeniden gündeme getirmiştir. Ancak Enstitüler, bu ilkeyi yalnız ders planlarında değil, tüm okul yaşamında somutlaştırmıştı. Bugünün eğitim politikaları, Enstitülerin toplumsal yönünü (katılımcılık, üretim, yerel bağlam) yeniden ele alarak bu modeli çağdaşlaştırabilir. Bu bağlamda, Köy Enstitülerinin ruhu “geçmişte kalmış bir ütopya” değil; geleceğe dönük bir eğitim vizyonu olarak okunmalıdır. Bugün dijital dönüşümün getirdiği zorluklar karşısında, Enstitülerin “üreten, düşünen, paylaşan” insan tipi hâlâ büyük bir pedagojik ilham kaynağıdır.
Sonuç
Köy Enstitüleri, 20. yüzyılın ortasında başlatılmış ama 21. yüzyılın eğitim idealleriyle uyumlu bir projeydi. Bu yönüyle, yalnızca geçmişe ait bir başarı öyküsü değil; geleceğin eğitim modeli için yerli bir rehberdir. Eğer bu miras, bugünün koşullarına uygun biçimde yeniden yorumlanırsa; bilgiyle üretimi, bireyle toplumu, okul ile yaşamı bütünleştiren bir eğitim sistemi inşa etmek mümkündür.
Kaynakça
- Devlet Planlama Teşkilatı (1962). Köy Enstitülerinin Tarımsal Üretime Katkısı Raporu. Ankara.
- MEB (1948). Köy Enstitüleri Yıllık Raporu. Ankara.
- MEB (1952). Köy Enstitüleri Eğitim Planları. Resmî Yayınlar.
- OECD (2018). PISA 2018 Results (Volume I–III). Paris: OECD Publishing.
- UNESCO (2020). Education for Sustainable Development: A Roadmap. Paris.
- United Nations (2015). Sustainable Development Goals (SDGs). New York.
- Zimmerman, B. (2011). Motivational Sources and Outcomes of Self-Regulated Learning and Performance. In B. Zimmerman & D. Schunk (Eds.), Handbook of Self-Regulation of Learning and Performance. Routledge.