Prof. Dr. Ali Rıza ERDEM
Kategori: Eğitim Bilimleri - Tarih: 14 Haziran 2020 11:30 - Okunma sayısı: 3.517
“ETİK AÇIDAN EĞİTİM, ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ VE EĞİTİM YÖNETİCİLİĞİNE BAKIŞ”
Nazmiye HAZAR’ın
Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde görev yapan
Prof. Dr. Ali Rıza ERDEM ile yaptığı röportaj
Nazmiye Hazar: Hocam; Merhaba! Öncelikle röportaj yapma isteğimi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Eğitim etiği, öğretmenlik meslek etiği ve eğitim yönetimi etiği ile ilgili çalışmalarınızın olduğunu biliyoruz ve bu çalışmalarınızı kaynak olarak kullanan pek çok öğretmen ve eğitim yöneticisi bulunmaktadır. Öğretmenlerin verdiği eğitim hizmetinin niteliğini belirleyen “eğitim etiği” hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Ali Rıza Erdem: Her şeyden önce böylesi önemli bir konuyu gündeme taşıdığınız için teşekkür ederim. Eğitim, toplumun geleceği olan yeni nesilin yetiştirilmesi işlevini öncelikle üstlenmiştir. Yeni nesili yetiştirirken işe koşulacak olan eğitimin etik boyutu güncel bir tartışma konusu olmaya hala devam etmektedir. Eğitim etiği, eğitimcilerin eğitim hizmetini verirken yerine getirmesi gereken ilke ve standartları kapsamaktadır. Eğitim etiğinin makro (ulusal) ve mikro (okul) boyutlarda ele alınması daha işlevsel olması açısından önem taşımaktadır.
Makro düzeyde eğitim etiği “profesyonellik”, “eğitim politikası”, “eğitim programı” ve “öğrenci-veli” boyutlarında okullarda eğitim-öğretimin eğitim etiğine göre sürdürülebilmesi için ilkelerin ve standartların belirlenmesidir. “Profesyonellik”, eğitim hizmetinin profesyonelce ve bireysel farklıkların gözetilerek yürütülmesidir. “Eğitim politikaları”, verilecek olan “eğitime” ve “eğitimden yararlanacak olan insana” bakış açısıdır. “Eğitim programları”, programın amaç, içerik, öğrenme-öğretme durumları ve sınama boyutlarıyla yetiştirilecek insanı belirlemesidir. “Öğrenci-veli”, eğitim hizmeti sunulmasında öğrenci ve velinin hak ve sorumluluklardır. Eğitim hizmetinden yararlanan öğrencinin hak ve sorumlulukları ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kademeleri için açık ve net olarak ortaya konmalıdır. Diğer taraftan öğrenci velisinin de hak ve sorumluluklarının okulöncesi, ilköğretim ve ortaöğretim kademeleri için açık ve net olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Mikro düzeyde eğitim etiği, eğitim sisteminin “mutfağı-atölyesi” konumunda olan okul düzeyinde verilen eğitimin makro düzeyde belirlenen “ilke” ve “standartlara” göre öğretmen aracılığıyla etkin gerçekleştirilmesidir. Öğretmenler okul ve sınıf ortamında verdikleri eğitimde öğrencinin en temel hakkı olan “eğitim hakkı” ndan potansiyeli ölçüsünde en üst düzeyde yararlanabilmesini sağlamalıdır. Öğretmenin öğrenciyle birlikte olduğu ders saatlerinde yaptığı eğitim-öğretim etkinleri, öğrencinin eğitim hakkından gereği gibi yararlanabilmesi açısından önemlidir. Öğretmen derse geç gelerek ve/veya derste öğrenciyi oyalayıcı etkinliklerle öğrencinin eğitim hakkını kısıtlamamalıdır. Normalden ayrılan çocukların potansiyeli doğrultusunda eğitim hakkından daha fazla yararlanabilmesini sağlayan ortamların oluşturulmasına özen göstermelidir.
Nazmiye Hazar: Sınıf yönetiminde öğretmenin eğitim etiği açısından öğrencileriyle olan iletişiminde nelere dikkat etmesi gerekmektedir?
Ali Rıza Erdem: Öğretmen-öğrenci ilişkisinin diğer ilişki türlerine göre eğitimin niteliği ve öğrencilerin akademik başarıları üzerinde daha büyük bir etki yarattığı bilinen bir gerçektir. Öğretmenlerin hangi eğitim kurumunda olursa olsun öğrenenlere verdiği eğitim hizmetinde öğrenenlerle olan etkileşiminin eğitim etiğine uygun olmasına özen göstermesi gerekmektedir. Devlet okulunda veya özel okulda olsun öğretmen eğitim hizmetini eğitim etiğine uygun vermesi gerekmektedir. Buna göre: (i) Öğrencilerle etkileşiminde ayrımcı söz, tutum ve davranışlardan sakınmalıdır. (ii) Öğrenme ortamında öğrencinin kişiliğine ve özel durumlarına saygılı olmalıdır. (iii) Öğrenciye baskı, korkutma, zorlama içeren söz, tutum ve davranışlar uygulamadığı gibi arkadaşlarının da böyle uygulamalar yapmasına engel olmalıdır. (iv) Öğrencinin özgüvenini artırıcı uygulamalara öncelik vererek girişimciliğini desteklemelidir. (v) Öğrencinin olay ve olgulara karşı gösterdiği farklı bakış açılarına karşı toleranslı olmalıdır. (vi) Etkileşimde bulunduğu öğrenciye karşı empati kurarak onu anlamaya çalışmalıdır. (vii) Öğrenciye gizliden yâda açıktan alay, küçümseme ve etiketlemeden kaçınmalıdır.
Nazmiye Hazar: Bürokrasinin eğitim etiğini nasıl etkilediğini düşünmektesiniz?
Ali Rıza Erdem: Bürokrasi, okulda eğitim-öğretim dâhil işleyişi düzenleme adına birtakım yazılı kurallar getirmektedir. Bürokrasi, okulda katı bir şekilde uygulandığında düzenleme işlevi hem rutinleştirme hem de sınırlandırma işlevine dönüşebilmektedir. Hâlbuki eğitimde hem rutine yer yoktur hem de sınır bireyin ve öğretmenin potansiyelidir. Katı bürokratik uygulamalar bu açıdan eğitim etiğini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bürokrasi eğitimin doğasına ve amaçlarına uygun olduğu ölçüde eğitim etiğini olumlu etkiler, aksi takdirde olumsuz etkiler.
Nazmiye Hazar: Hocam, meslek etiği ve meslek etiğinin mesleki yaşama olan etkisini öğretmenlik mesleği üzerinden nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ali Rıza Erdem: Meslek etiği, bir mesleğe üye insanların eylemlerini sınırlayan, hangi eylemi yapıp yapmayacaklarını belirleyen kurallardan oluşur. Meslek etiği genel olarak neyin doğru ya da neyin yanlış olduğu ile ilgili kurallar ve standartlarla ilgilenir. Meslek etiği, bu grup ya da topluluk onu koruduğu sürece geçerlidir. Öğretmenlik mesleği, insan ilişkilerinin yoğun olduğu ve ahlaki sorumlulukları gerektiren etik bir meslektir. Öğretmenler, eğitim hizmeti sunma sorumluluğunu üstlenmiş olan kamu görevlileridir. Öğretmenlik mesleği açısından, genel anlamda “etik” öğrenciler, diğer meslektaşlar ve toplumla olan ilişkilerde uyulması gereken kuralların ve öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği sorumlulukların yerine getirilmesidir. Kısaca öğretmenlik meslek etiği, öğretmenlik mesleğini icra ederken öğrenciler, meslektaşlar ve toplumla olan ilişkilerde, uyulması gereken ilkeler ve yerine getirilmesi gereken sorumluluklar bütünüdür.
Nazmiye Hazar: Hocam! Öğretmenlik meslek etiğinin ilkeleri sizce nelerdir?
Ali Rıza Erdem: Öğretmen, profesyonel anlamda meslek etiği açısından şu ilkeleri hayata geçirmelidir: (i) öğrenciyi kötülememeli ve etiketlememeli, öğrencinin potansiyelini sonuna kadar geliştirmek için çaba harcamalıdır. (ii) mesleki gelişimini sürdürmeli ve kendini sürekli yenilemelidir. (iii) meslektaşları ve okulu hakkında olumsuz açıklamalar yapmamalı, meslektaşlarıyla ve okul yöneticileriyle okulun amaçlarının en üst düzeyde gerçekleştirilmesi adına işbirliği yapmalıdır. (iv) okul-toplum ilişkilerine aktif ve olumlu katkılar getirmeli, çevreyi ve öğrenci velilerini okula ve eğitime katkı yapmaya ikna edebilmelidir.
Nazmiye Hazar: Öğretmenlerin meslek etiğinde nelere dikkat etmesini önerirsiniz?
Ali Rıza Erdem: Öğretmenler “meslek etiği” yle ilgili sorumluluklarını yerine getirme konusunda daha duyarlı ve titiz olmalıdır. Öğretmenler “adalet”, “dürüstlük”, “saygı”, “güven”, “mesleki sorumluluk”, “mesleki yeterlilik”, “insan hakları”, “sevgi”, “örgütsel bağlılık” boyutundaki mesleki etik ilkelerine uygun davranmaktadır. Öğretmenler hediye alma konusunda dikkatli olmalıdır. Nitekim öğretmenlerin büyük bir kısmı velilerden gelen değerli hediyeyi kabul etmeyeceğini belirtmektedir. Öğrenciler de öğretmenlerin meslek etik ilkelerine uygun davrandıklarını belirtmektedir. Öğrenciler öğretmenlik mesleğinin toplumsal ve eğitimsel boyutları konusunda olumlu görüşe sahiptir. Öğrenciler, öğretmenlerinin sadece doğru davranış(lar)ı ödüllendirme konusunda çok yeterli olmadığını ifade etmektedir.
Nazmiye Hazar: Sizce öğretmen adayları eğitim etiği ve öğretmenlik meslek etiği açısından sıkıntı yaşamaması için neler yapılması gerekmektedir?
Ali Rıza Erdem: Öğretmen adayı eğitim etiği ve öğretmenlik meslek etiği ile ilgili en önemli eğitimi “örgütsel sosyalleşme” sırasında almaktadır. Hâlbuki öğretmen adaylarının eğitim etiği ve öğretmenlik meslek etiği konularında eksiğinin bulunmaması yâda en az olması için hizmet öncesi eğitimde donanımlı yetiştirilmesi gerekmektedir. Özellikle hizmet öncesi eğitimde verilen eğitim etiği ve öğretmenlik meslek etiği ile ilgili eğitim hem teorik hem de uygulamalı olarak verilmesi gerekmektedir.
Nazmiye Hazar: Günümüzde öğretmenlik meslek etiği değerleriyle ilgili herhangi bir sorun yaşanmakta mıdır?
Ali Rıza Erdem: Öğretmenlik meslek etiği değerlerimizle ilgili önemli bir sorun yaşanmadığı düşüncesindeyim. Öğretmenlerimizin büyük çoğunluğunun öğretmenliğe karşı olumlu bir tutuma sahip olduğu için öğretmenlik meslek etiği ilkelerine hem uygun davrandığını hem de sahip çıktığını düşünmekteyim. Fakat ulusal ve uluslararası anlamda değişen koşullar öğretmenlik meslek etiği değerlerini erozyona uğratabilmektedir. Bu açıdan öğretmenlik meslek etiği değerlerinin öğretmenlik mesleğini daha ileriye götürme anlamında değişme ve gelişmelere göre değil, sürekli bir biçimde geliştirilmesi gerekmektedir.
Nazmiye Hazar: Eğitim yöneticilerinin görev ve sorumluklarını yerine getirirken eğitim yönetimi etiğine uygun davranışlar sergileyebilmesi için nelere dikkat etmesi gerekmektedir?
Ali Rıza Erdem: Eğitim yöneticilerinin, görevlerini yerine getirirken, yasa ve politikalar kadar meslek etiği ilkelerine uygun davranması gerekmektedir. Eğitim yöneticilerinin liderlik rolünü kazanabilmesinde sahip olduğu etik değerlerin de çok büyük rolü bulunmaktadır. Eğitim yöneticilerinin sahip olduğu değerler, eğitim politikalarının ve felsefesinin belirlenmesi, bu politikaların programlar yoluyla gerçekleştirilmeye çalışılması, personelin geliştirilmesi ve değerlendirilmesi, kaynakların rasyonel kullanılması, sağlıklı bir okul kültürünün oluşturulması ve okulun etkili kılınmasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Eğitim yöneticisinin etik temelli yönetimi gerçekleştirebilmesi gerekmektedir. Etik temelli yönetim açısından yöneticinin öncelikli görevi, başında olduğu işgörenler için güven ortamını yaratmaktır. Eğitim yöneticisinin etik değerler sistemini ortaya koyması kadar, kurum kültürünün ayrılmaz parçası haline getirerek hayata geçirmesi de gerekmektedir.
Nazmiye Hazar: Öğretmenlerin eğitim yöneticilerinden beklediği etik uygulamalar nelerdir?
Ali Rıza Erdem: Okul yöneticilerinin eğitim yönetimi etiği ilkelerine uygun davranması gerekmektedir. Okul yöneticilerinin yönetim etiğine uygun davranması kadar etik liderliğini ön plana çıkarması da beklenmektedir. Okul müdürünün etik liderliği gerçekleştirmesi hem etiğe uygun davranma konusunda model olma hem de öğretmenleri örgütsel adalet ve bağlılık, motivasyon açısından olumlu etkilemektedir.
Günümüzdeki hızlı değişim diğer örgütleri olduğu gibi eğitim örgütlerini de doğrudan etkilemektedir. Değişimin örgütlere yansımalarından biri de etikle ilgilidir. Değişimin etikle ilgili örgütlere yansıması hem olumlu hem de olumsuz olabilmektedir. Bu açıdan eğitim örgütleri etik ve etik değer aşınmalarıyla ilgili sorunlarla daha fazla karşılaşmaktadır. Etzioni’ye göre eğitim kurumları değerlere dayalı örgütler olduğundan dolayı özellikle etik değerlerle ilgili hem eğitim –öğretim hem de eğitim yönetimi boyutunda uygulamada model ve öncü olma sorumluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle etik açıdan eğitim örgütlerinin güvenli örgütler olması gerekmektedir. Eğitim yöneticilerinin, görevlerini yerine getirirken, yasa ve politikalar kadar eğitim yönetimi etiği ilkelerine uygun davranması gerekmektedir. Eğitimin amaçlarının daha üst düzeyde gerçekleşmesi için eğitim kurumlarının yönetiminde “etik yönetim anlayışı ve uygulamaları” eğitim yöneticileri tarafından benimsenmeli ve etkin bir şekilde işe koşulabilmelidir. Eğitim ve okul yöneticileri uygulamada, değerlere dayalı olan eğitim kurumlarında “etik değerlere dayalı liderlik davranışları” göstermeye daha fazla gayret etmelidir.
Nazmiye Hazar: Eğitim yöneticilerinin okulda karşılaştığı çatışmaları çözerken eğitim yönetimi etiği açısından neleri yapması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Ali Rıza Erdem: Eğitim yöneticisinin, öncelikle çatışma ortamının oluşmaması adına okulda değerlere ve güvene dayalı, karşılıklı anlayış ve işbirliği çerçevesinde iletişimi gerçekleştirebilmesi gerekmektedir. Eğitim yönetimi etiği açısından eğitim yöneticisinin, çatışmada öncelikle çözüm odaklı düşünmesi ve eyleme geçmesi gerekmektedir. Eğer okulda öğretmenler arasında, öğretmen-öğrenci arasında veya öğretmen-öğrenci velisi arasında bir çatışma söz konusu ise eğitim yöneticisi taraf olmaktan ziyade çatışmaya neden olan sorun/sorunları bulmaya ve kalıcı çözümü sağlamaya odaklanması gerekmektedir.
& quot;
01 Kasım 2024 14:01
03 Kasım 2024 21:01
07 Kasım 2024 20:34
01 Kasım 2024 14:27
05 Kasım 2024 20:23
01 Kasım 2024 21:43
03 Kasım 2024 20:23
09 Kasım 2024 12:57
04 Kasım 2024 09:34
06 Kasım 2024 18:53