Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

Türk Kamu Sisteminin Toplam Kalite ile İmtihanı: Eğitimde Kalite Teorisi ve Uygulamaları-3

CEMİL KURT

Kategori: Eğitim Bilimleri - Tarih: 25 Aralık 2021 21:35 - Okunma sayısı: 3.744

Türk Kamu Sisteminin Toplam Kalite ile İmtihanı: Eğitimde Kalite Teorisi ve Uygulamaları-3

Türk Kamu Sisteminin Toplam Kalite ile İmtihanı: Eğitimde Kalite Teorisi ve Uygulamaları-3
TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ VE EFQM MODELLEMESİNE MEB’İN GİRİŞ GEREKÇELERİ:
İnsanoğlu değişim içindedir. İnsanlık, dünyada ki varlığı başladığından bu yana değişimi kaçınılmaz olarak yaşamaktadır. Yirminci ve yirmi birinci yüzyılda değişim sürekli hızlanmaktadır. Bu süreç, doğal ve kaçınılmazdır. Günümüzde dünya değişimi daha sistemli ve bilinç düzeyi yüksek yaşamaktadır. Bunu destekleyen ve hızlandıran küreselleşme hareketi ile teknolojik ilerlemedir. İnsanlar arası iletişim hızlanmıştır. İletişim hızı doğal olarak bilgiye ulaşmayı kolaylaştırmış, işbirliğini artırmış, dolayısı ile rekabeti büyütmüştür.
Ortaya çıkan sorunu Dünyanın değişim sürecini yönetmesi, sürecin hızına yetişebilmesi olarak belirleyebiliriz. Yeni sorun budur. Bu nedenle dünya, değişimi yaşamına entegre edebilen, rekabetçi bir yaşamı sürdürebilen insan kaynağı geliştirebilmenin yollarını bulmalıdır. Tam bu noktada sürece eğitim ve eğitim felsefesi girmektedir. Eğitim felsefesinin değişimi yenidünya düzenine yön vermelidir. Bu anlamda dünya yeni eğitim uygulamalarına modellemeler getirmekte, çeşitli denemeler yapmaktadır. Bu süreç dün vardı, bugün var, yarın da var olmaya devam edecektir.
Son yarım yüzyılda geliştirilen ve bugün sistemin kilit noktası olan eğitimin temel felsefesini “bilgiye ulaşan, bilgiyi kullanan ve bunu yaparken teknolojiyi etkin olarak sürece katan, sadece dünya pazarında bir ölçüt olarak kabul edilmeyen, aynı zamanda yaşadığı toplumda tüm sektörlerin bir ölçütü olan bireyler yetiştirmek” olarak tanımlayabiliriz.
Bu eğitim felsefesi, toplumsal arayışlardan ve mevcut sistemin sorunsallığına tepkiden doğmuştur. Artık toplum; gerek ürün ve hizmet sektörüne yetiştirilecek insan kaynağı olsun, gerekse bu sürecin toplum hayatının her alanında karşılık bulması olsun, toplum ihtiyaçlarına uygunluğu ile memnuniyeti, yani kaliteyi, aranılan ve vazgeçilemeyen bir özellik olarak önceliklemiştir.
Bu sorunu çözecek olan yaklaşım ise ancak kaliteli bir eğitim-öğretim sürecidir. Bunun için sistem kaliteyi birey ve toplum ihtiyaçlarına göre belirlemeli, ortaya çıkan sinerjiyi toplumsal yapıdaki değişimi yönetmekte kullanmalıdır.
Bireysel ve kurumsal kaliteyi yakalamak, hele eğitimde kaliteye ulaşmak akşamdan sabaha gerçekleşecek bir konu değildir. Kurumsal düzeyde kaliteye ulaşmak için nasıl bir model veya modellerle çalışılması gerektiği ortaya konulmalıdır. Bireyin ve kurumun sürecin içindeki yeri, gelişimi, kalite süreçlerine uyumunu örgütlemek gerekir. Kalite için ölçütlerin, bunlara ulaşılacak yolların belirlenmesi ve bu yollarda yürümenin dikkatlice, ayrıntılı olarak izlenmesi, değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Dünyada eğitimde birçok kalite sistemi modeli bulunmaktadır. Bu sistemler oluşturulurken mevcut insan kaynağının geliştirilmesindeki temel hedef öncelikle dikkate alınmıştır. İkinci olarak üretim süreçlerindeki kalitenin artırılması temel yaklaşımı önceliklenmiştir. Bu kapsamda tüm modellerde bu iki temel şartla birlikte ana özne oluşturulmuştur. Bunun devamına ise dünya şartları ve uygulamada ki yerel şartlar entegre edilmeye çalışılmıştır. Dünya özellikle 1990’lı yılların başında nitelikli bireyler yetiştirmek için modellemeler geliştirerek sürdürülebilir sistemler üretmeye çalışmıştır.
Birçok kalite yönetim sistemi geliştirilmiştir. Kalite yönetim sistemleri yönetim bilimi düzeyinde birbirine yakın olmakla birlikte bazı farklılıkları da bünyesinde taşımıştır. Bu anlamda kalite yönetim sistemlerinin eğitim uygulamalarına evrilmesinde girdi-süreç-çıktı içeriğindeki önceliklerin farklılıklar yarattığı görülmüştür. Bunun temel nedeninin karar vericilerin bölge, ülke ve öncelikler gibi değişkenleri öne çıkarması olarak söylenebilir.
Kalite sistemlerinin prensiplerinden biri “ölçemediğini yönetemezsin” ilkesidir. Kalite uygulamalarının tamamı bir değerlendirme sistemi doğurmuştur. Bu değerlendirme sistemleri kalite modellerini temelde aynı felsefede birleştirmiştir, ancak; uygulamada farklılaşmalarına neden olmuştur. Bu durum birçok ülkede kurum ve kuruluşların kaliteye ilişkin değerlendirmelerini geliştirmek için kriterler belirlemesine neden olmuştur.
Milli Eğitim Bakanlığı tüm bu süreçlerin içinde model arayışlarını sürdürmüştür. Dünyada geliştirilen kalite modelleri ile kurumsal performans değerlendirme metodolojileri, kalite süreçlerinin Türkiye’ye girmesinde etkili olmuştur. Özellikle eğitim yönetimi karar vericileri, değerlendirme modeliyle birlikte kalite süreçlerini Türkiye uygulamalarına birlikte getirmeye çalıştığı söylenebilir.
Hangi modeller bu süreçte vardı? Türkiye hangi modeli gerekçelendirerek sisteme aldı? Bu sorulara cevap arayalım.
Bu süreç içinde dünyada kabul gören modelleri özetleyelim:
• Deming Ödülü Modeli (Deming, 1951 yılında Japonya’da kalite harekâtını başlatmış ve ismiyle anılarak uygulanmıştır).
• QWW-Malcolm Baldrige Modeli (1987 yılında Kuzey Amerika kıtasında oluşturulan ve uygulanan modeldir).
• EFQM (European Foundation for Quality Management) Mükemmellik Modeli (1988 yılında 14 Batı Avrupa ülkesinin ortaklığıyla başlamıştır. Avrupa Kalite Yönetim Vakfı tarafından geliştirilmiş ve 1992 yılında uygulanmaya başlanmıştır).
• ISO 9001 (2000) Modeli (Uluslararası Standartlar Ofisi tarafından geliştirilmiş ve uygulanmıştır).
• CEDEFOP (Mesleki Eğitimin Geliştirilmesi için Avrupa Merkezi Modeli. Daha özel bir alan için geliştirilen ve Avrupa ölçeğinde uygulanmıştır)
• İskoçya Eğitim Modeli (İskoçya’da geliştirilmiştir. İskoçya ile birlikte Britanya ülkelerinde etkili olmuş ve uygulanmaktadır).
• ECIS/CIS (Avrupa Uluslararası Okullar Birliği/Uluslararası Okullar Konseyi- Akreditasyon Standartları, Avrupa Uluslararası Okullar Birliğine üye olan kurumlar tarafından uygulanmaktadır).
Milli Eğitim Bakanlığı Kalite yolculuğunda bu yaklaşımlardan EFQM Mükemmellik Modelini seçmiştir. Bu modelin temel yaklaşımını şu şekilde özetleyebiliriz:
Model; müşteri tatmini, çalışanların tatmini ve toplum üzerindeki etki konularındaki başarının, politika ve stratejilerin, çalışanların, kaynakların ve süreçlerin uygun bir liderlik anlayışıyla yönlendirilmesi ile sağlanabileceğini ve böylece iş sonuçlarında mükemmelliğe ulaşılabileceğini vurgulamaktadır. Model’deki dokuz ana kriter; kuruluşun mükemmelliğe erişme yolunda gösterdiği çabalara ilişkin değerlendirmeleri içermektedir. Mükemmellik modelinin her bir kriteri mükemmellik yolculuğunda organizasyonun uygulaması gereken özdeğerlendirme ve sürekli gelişme faaliyetlerinin yer aldığı alt kriterlerden oluşmaktadır. Modelin ilk halinde, 24’ü girdi ve 8’i sonuç olmak üzere toplam 32 alt kriter bulunmaktadır
EFQM modeli Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bugüne kadar üç kere revize edilmiştir. Ancak temel yaklaşımı değişmemiştir. Öncelikle EFQM başlangıç modelini irdeleyelim. Model dört ana temada işlemektedir.
1. Girdiler,
2. Süreçler,
3. Sonuçlar,
4. Öğrenme, Yaratıcılık ve Yenileşim.
Burada dördüncü kriter olan öğrenme, yaratıcılık ve yenileşim girdilere geri dönüt veren anahtar bir temadır. Modelin işleyişinde ana modelin altında 9 ana kriter çalışmaktadır. Bunlar;
1. Liderlik, 2. Strateji, 3. Çalışanlar, 4. İşbirlikleri ve Kaynaklar, 4. Süreçler, Ürünler, Hizmetler, 5.Çalışanlarla İlgili Sonuçlar, 6. Müşterilerle ilgili Sonuçlar 8. Toplumla İlgili Sonuçlar ve 9. İş Sonuçlarıdır.
Bu temel model Milli Eğitim Bakanlığı tarafından alınarak kısa sayılacak bir sürede revize edilmiştir. Sistemin uyarlanmasında ön test/son test-pilot çalışma gibi süreçler çok az test edilmiştir. Çıktı ve sonuçların süreçte revize edilip entegre edileceği bir yaklaşım benimsenmiştir. Bu kapsamda modelin girdi, süreç ve çıktıları Türk Eğitim Sistemi ihtiyaçları, geliştirilmek istenen insan kaynağı modeli, vizyon hedefleri dikkate alınarak uyarlanmaya çalışılmıştır.
EFQM modeli ile ortaya konulan temel amaç, Toplam Kalite Yönetim Felsefesinin eğitim süreçlerine yerleşmesi ve eğitimde kalitenin artırılmasına yönelik yaklaşımın toplum tarafından kabul görmesini sağlamak olmuştur.
Yazımız devam edecektir…
Anahtar Kelimeler: Kalite, Toplam Kalite Yönetimi, Eğitimde Kalite.
Kaynakça:
Sayın okuyucum, Kaynakça çok geniş yer tuttuğundan sayfa yapısını tasarruflu kullanmak için eklenmemiştir. Kitap sürecinde tüm yararlanılan kaynaklar “bilimsel etik kuralları” çerçevesinde yer verilecektir. Teşekkür ederim.
Atıf için:
Kurt, Cemil. (2021). Türk kamu sisteminin toplam kalite ile imtihanı: eğitimde kalite teorisi ve uygulamaları-3. Erişim yeri: http://www.nirvanasosyal.com/k-18-egitim-bilimleri.html

Yorumlar (1)
Mustafa Gökhan Arslan - 26 Aralık 2021 20:55
Çok teşekkür ederim hocam Kaleminize sağlık Eğitimde kalite beraberinde başarı getirir... Hani hep derim ya, insan hayata kattığı değer kadardır..
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Eğitim Bilimleri Yazıları