CEMİL KURT
Kategori: Eğitim Bilimleri - Tarih: 24 Nisan 2021 19:47 - Okunma sayısı: 2.389
2023 EĞİTİM VİZYONU DOĞRULTUSUNDA DİJİTAL DÖNÜŞÜM ÜZERİNDEN BÖLGESEL EĞİTİM FARKLILIKLARININ AZALTILMASI: BİR DURUM TESPİTİ VE FIRSAT PENCERESİ-1
Bölgelerarası dengesizlik ve bölgelerarası kalkınmışlık farkı gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkelerde karşılaşılabilen sosyoekonomik sorunlardandır. Ancak bölgelerarası dengesizlikler ve bölgelerarası kalkınmışlık farkı azgelişmiş ülkelerde daha kronik seviyelerdedir. Bu bakımdan bölgeler arası dengesizlik alt boyutu ülkenin gelişmişlik ve kalkınmışlığıyla orantılıdır. Eğitim, bu farklılığı en çok yaşayan önemli alt bileşenlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’nin kalkınma sorunları arasında bölgesel dengesizlik ile bölgeler arasında eğitim farklılıkları ve bunun eğitim parametrelerine yansıması gelmektedir.
Yetiştirmek istediğimiz insan profilini ortaya koymadan ve Türkiye’nin eğitimde ihtiyacı olan paradigmayı belirlemeden ruhu, istikameti, gaye ve felsefesi olan bir evrensel pedagoji yaratmamız güçtür. Bu nedenledir ki Milli Eğitim Bakanlığının açıkladığı 2023 Eğitim vizyonunun temel ögesi insan olarak belirlenmiştir. Aynı zamanda okullar arasındaki her türlü imkân ve öğrenme farklılıklarının azaltılması da 2023 eğitim vizyonunun en büyük hedefleri arasında gösterilmektedir. Bu yol haritasına bağlı olarak en çok önemsenen husus, eğitim paradigmalarına yönelik tüm altyapıların hazırlanmasıdır. Bu alt yapı insansal ve insansal olmayan tüm eğitim girdileri için geçerlidir. Bununla birlikte yapının geliştirilmesini destekleyecek diğer unsurların; akademik farklılıkların azaltılması, mesleki eğitimde yeniliklerin geliştirilmesi, yirmi birinci yüzyıl becerileri ve eğitime entegrasyonu, eğitim yönetimi ile öğretmen ve diğer eğitim paydaşlarının eşgüdümlü olarak becerilerinin geliştirilmesi, özel çocuklarımızın geliştirilmesi, olduğu görülmektedir.
Diğer taraftan Milli Eğitim Bakanlığının 2019-2023 Stratejik planı incelendiğinde SWOT analizinde yerini bulan zayıf yönlerden birinin “eğitim ve öğretim analizi sonucu bölgesel farklılıkların bulunması” olduğu görülmektedir. SWOT analizinde zayıf yönün doğası gereği kurumun kendi iç işleyişinden kaynaklanan bir sorun olma ağırlığı olduğu görülmektedir. Bu durum kurum içi paydaşların kurumdan kaynaklanan eğitimde bölgesel farklılıkların azaltılması sorunsallığına çözüm önerileri geliştirmesi açısından bir fırsat olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı iç dinamiklerindeki kuvvetli yönler ile dış dinamiklerindeki fırsatları değerlendirerek zayıf yönü güçlü hale getirecek stratejiler üretmeye çalışarak eylemler ve faaliyetlerle uygulama ayağını güçlendirmeye çalışmıştır.
Salgın süreci bir kriz ve kaos ortamı yaratmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı Stratejik Planına esas planladığı eylem ve faaliyetleri yeterince işler hale getirememiştir. Bu durum MEB’in yayınladığı 2020 Yıllık Eylem Planında görülmektedir. Ortaya çıkan sonuç göstergelerini genel olarak değerlendirdiğimizde Eğitimde Bölgesel Farklılıkların Azaltılmasına Yönelik verilerin yeterli bir etki yaratmadığı görülmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimde bölgesel farklılıkları azaltarak fırsat eşitliğini artırıcı çalışmaları sağlamak için: okulların fiziki imkânları, teknolojik alt yapıları, teknolojik gelişmelerin öğrenciler ve eğitimin diğer paydaşları üzerindeki etkileri, şehir ve kırsalda eğitim imkânları, birleştirilmiş sınıflarda eğitim gören öğrencilerin durumu, ekonomik yapıya bağlı olarak mahalle yapıları, ailelerin sosyo-ekonomik yapıları, ailenin eğitim durumu, günümüzde aile yapıları, göçmen mülteci ailelerin durumları, ailelerin eğitim konusunu sahiplenme durumları, taşımalı eğitim ve ikili öğretim, mesleki eğitim, idareci ve öğretmen yeterlilikleri, ücretli-kadrolu-sözleşmeli öğretmenlerin durumu, öğretmen motivasyonu ve hizmetiçi eğitim, özel gereksinimli bireyler, bölgelere göre cinsiyete bağlı farklı anlayışlar gibi çok çeşitli konuları öncelikleyecek çalışmalar yapmalıdır.
Tüm bunların yanında eğitimde bölgesel farklılıkların azaltılarak eğitimde tüm bireylerin eşit yararlanabileceği ve hak temelli bir yapının oluşacağı bir fırsat penceresinin de doğduğunu gözlemlemekteyiz. Özellikle dijital öğrenmelerin bir anda yoğun bir şekilde öğrenci, öğretmen, yönetici ve paydaşların hayatına girdiği ve yavaş yavaş uygulamalarıyla şekil bulduğu süreç, fırsat olarak doğmuştur. Bu durumda tüm öğrencilerin eşit pay alacağı ve ulaşabileceği bir dijital erişebilirlik sisteminin kurulması, geçen/geçecek bu zaman diliminde bölgesel farklılıkların hızla kapanmasına sebep olabilecek bir sonuç doğuracağı öngörülmektedir.
Kaynakça
MEB. (2019). Milli Eğitim Bakanlığı 2019-2023 Stratejik Planı. http://www.meb.gov.tr/stratejik_plan/, (20.04.2021 tarihinde erişilmiştir.).
MEB. (2019a). 2023 Eğitim Vizyonu. http://2023vizyonu.meb.gov.tr/ (20.04.2021 tarihinde erişilmiştir.).
MEB. (2021). MEB 2020 Yılı İdare Faaliyet Raporu. http://sgb.meb.gov.tr/www/2021-yili-performans-programi-yayinlanmistir/icerik/406, (21.04.2021 tarihinde erişilmiştir.).
MEB. (2021a). MEB 2021 Yılı Performans Programı. http://sgb.meb.gov.tr/www/2021-yili-performans-programi-yayinlanmistir/icerik/406, (07.04.2021 tarihinde erişilmiştir.).
Sevinç, H. (2011). Bölgesel Kalkınma Sorunsalı: Türkiye’de Uygulanan Bölgesel Kalkınma Politikaları. Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 6: 2.
04 Ekim 2024 14:08
09 Ekim 2024 01:01
01 Ekim 2024 22:48
06 Ekim 2024 21:34
01 Ekim 2024 17:29
06 Ekim 2024 20:54
05 Ekim 2024 13:12
01 Ekim 2024 19:24
09 Ekim 2024 10:39
05 Ekim 2024 19:52