SIRADANLAŞMIŞ İNSANLAR

Fikir Yazıları - Kadir BAYŞU

SIRADANLAŞMIŞ İNSANLAR
Hedef gösterenler ve hedefe yürüyenler...
Siz hangisisiniz? Her ikisi de bakış açısına göre olumlu görünüyor. Durduğun yerden mi kaynaklanıyor, yetiştiğin bölgeden mi, aldığın eğitimden mi, egolarından mı, kişisel emellerinden mi,…?
İnsanoğlu işte umutsuz yaşayamaz.
Unutmadan da yaşayamaz.
Uyuşmuş, hep aynı ortamda dura dura sıradanlaşmış, okumamış, araştırmamış, kefede ne varsa onunla yetinmiş insanlarla dolu her yan. Bir eğitimci arkadaşım anlatıyor, ziyaret ettiği ilçe milli eğitim müdürlüğünde gördüklerini. Bir eğitimci, eğitim kurumlarının üstünde bir kurum, özellikle ilçeyi temsil eden ve o ilçenin eğitim lideri konumunda, müdürlerim müdürü rolünde. Kapıdan içeri girildiğinde, gözler önüne serilenler ise yürek burkan cinsten. Eğitime yön veren, bilimle, fenle uğraşılan bir yer görüntüsü olması gerekirken, sıradanlaşmış insanlar yüzünden hep aynı görüntü, hep aynı düzen, ayağı olmuş her şey, tıpkı müzede sergilenen tarih kokan tarihi eserler gibi.
Değiştirilmeli biraz, farklılaştırmalı, masanın yerini oynatılmalı, dışarıdan bakan gözlere verilen dönütlere vermeli kulağını, yapılan eleştirileri dikkate almalı yöneticiler,
Unutmayınız ki eğitime öncülük eden, yön veren ve örnek olanlar kendilerini sürekli yenilemesi gerekiyor. Eleştirilere kulak tıkamadan farklı pencereden bakabilmeli.
Bu yenileme görünüş olarak değil, çalışanlar olarak ve çalışanların kendilerini yenilemeleri olarak görülmeli. Bildiğini paylaşanlar görülmeli, sinsi sinsi yaklaşanlar değil.
Eğitim kurumlarında çalışan herkesin iyi birer okuyucu olmaları sağlanmalıdır. Okuyan, okudukça hiçbir şey bilmediğini öğrenir.
Bilimsel yenilikleri takip eden, araştıran, okuyan eğitimciler, bu yenilikleri kurumlarına yansıtırlar.
Bendeki bilgi sadece bana, o bana senin yerine geçerken lazım.
Kimseye söylemem ve paylaşmam düşüncesinde olanlar...
Ne kadar götürürsünüz bu kervanı?
Paylaş ki çoğalsın.
Sevgi, bilgi, mutluluk, ekmek paylaştıkça çoğalır.
Paylaştıkça insan güzelleşir.
Sıradan insanlarla ilgili kavramlar düşünen insanlar tarafından nasıl şekle dönüştürülmüş bakalım.
Ah! Prometheus'un ateşini insan böyle ödüyor işte! Bu sıkıntıya katlanmakla kalmayacak, onu seveceksin; içinde doğan kuşkulara, sorulara saygı göstereceksin. Bunlar hayatın taşan, fazla gelen kuvvetleridir; en çok da mutluluğun en son sınırına vardığı, bayağı isteklerin sona erdiği zaman ortaya çıkarlar; sıradan bir hayat içinde doğmazlar. İhtiyaç ve dert içindeki insanlar onlarla baş edemezler. Halk yığın yığın şüphe bulutlarını, anlamak çabasının verdiği sıkıntıyı bilmez. Fakat zamanında cevap arayanlar için bu sorular bir yük değil, tersine bir nimettir(Oblomov).
Sıradan bir insan iyiyi ya da kötüyü dışarıdan, yani bir atlı arabadan ya da bir çalışma odasından bekler. Düşünen bir insan ise kendinde bulur(Anton Çehov).
Sıradan insanlar sadece zamanlarını nasıl harcayacaklarını düşünürler; herhangi bir yeteneğe sahip insan onu kullanmaya çalışır(Arthur Schopenhauer).
Savaşçı her şeyi üstesinden gelmesi gereken bir öğrenme fırsatı olarak görürken, sıradan insan her şeyi, ya şükredilecek ya da küfredilecek bir şey olarak görür (Doğan Cüceloğlu).
O zaman savaşmaya devam sevgili okur.
Saygılarımla.
Kadir BAYŞU