YA DEDİKODU OLMASAYDI

Fikir Yazıları - Dedikodu olmasaydı neler yaşanırdı hiç düşündünüz mü? Kim hırsız bilemezdik. Öyle ya, çaldığını gözümüzle görene kadar veya çalan “ Ben çaldım.” diyene kadar haberimiz olmazdı. Hırsız efendi elini kolunu sallaya sallaya her birimizin cüzdanını tek tek

 

YA DEDİKODU OLMASAYDI

 

Melike Akpunar

Dedikodu olmasaydı neler yaşanırdı hiç düşündünüz mü?

Kim hırsız bilemezdik. Öyle ya, çaldığını gözümüzle görene kadar veya çalan “ Ben çaldım.” diyene kadar haberimiz olmazdı. Hırsız efendi elini kolunu sallaya sallaya her birimizin cüzdanını tek tek elden geçirirdi. Ya da her gördüğümüzü potansiyel hırsız kabul edeceğimiz için, cüzdanı koynumuzda taşırdık.

Kim yalancı bilemezdik. Yalnızca bizimle olan deneyimlerden ve görüp duyduklarımızdan haberdar olabileceğimiz için kıyas yapma imkanı bulamazdık. Yalancının yalancı olduğunu anlamak aylar yıllar sürerdi.

Birbirimizi koruyamazdık. Mesela köşedeki sütçüden aldığım süt hep bozuk çıkıyorsa, anneme haber vermezdim. O da oradan defalarca bozuk süt alırdı. O da babama söylemezdi. O da kardeşine …

Bizi sınırlandıran bazen dedikodudur aslında. Çoğu zaman birine kötü söz söylemek isteriz, bizi rahatlatacak ve bir başkasını sıkıntıya sokacak şeyler yapmak isteriz de duyulmasından korkarız. Ya da zaten yaptıklarımızın duyulacağından endişe ederiz. Neden? Dedikodunun varlığını bildiğimizden.

O zaman çoğumuzu toplumun istediği gibi davranmaya iten kontrol mekanizmalarından biri dedikodudur diyebiliriz.

Keşke iftira olmasaydı. Bu durumda duyduklarımız güvende hissetmemize neden olurdu. Karşılaştığımız herkesle teker teker deneyim yaşamadan da kimin ne olduğunu bilir, daha az zarar görür, daha az zarar verirdik.

Bir de olayları iyi değerlendirebilmek önemli olurdu. Bakış açısından, yanlış değerlendirmekten kaynaklanan yanlış anlamalar dedikodunun maksadını aşmasına sebep olabilirdi.

O zaman şöyle toparlayabiliriz. Dedikodu olsun da iftira ve önyargı olmasın. O kişi her kimse ve ne yapmışsa önbilgiye sahip olup önyargılı davranmadan bir şans versek, ihtimalleri göz önünde bulundurarak karşılık versek hayat biraz daha kolaylaşırdı.

Artık büyük kentlerde, işyerlerinde, kalabalıklar halinde yaşıyoruz. Herkesi tanımıyoruz. Kime, hangi durumda, nasıl davranacağımızı belirlemekte zorlanıyoruz. Herkes tarafından tanınmıyor olmak davranışlarımızda gevşemeye, bozulmaya yol açabiliyor. Sağlıklı işleyen bir dedikodu mekanizması bizi kontrol altında tutmaya yaradığı gibi güvende olmamızı sağlama konusunda da işlevsel olabilir.

Teşekkürler Sapiens. Sayende dedikoduya bakış açım değişti  ??