Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
BİLMEK ÜZERİNE

BİLMEK ÜZERİNE

Fikir Yazıları 22 Kasım 2020 12:25 - Okunma sayısı: 1.275

Rasim BAKIRCIOĞLU

BİLMEK ÜZERİNE

Rasim BAKIRCIOĞLU

Bilmek önemli; bundan kimsenin kuşkusu yok; ama öncelikle kimi, neyi bilmemiz gerekiyor?

Başta kendimizi; kim olduğumuzu, ne olduğumuzu; kim, ne olmadığımızı; ateş olsak ne kadar yeri yakabileceğimizi bilmemiz.

Hem gerçek kendimizi hem olmayı düşlediğimiz kendimizi hem de bu ikisi arasında uçurum olup olmadığını; düşlediğimiz kendimizin, gerçek kendimizden yola çıkılarak varılabilir yerde olup olmadığını bilmemiz gerekiyor. Bizi, ne dev aynası ne de cüceler aynası doğru olarak görüntülüyor; bizi olduğumuz gibi gösteren, düz aynadır.

Peki; ne işe yarıyor kendimizi bilmek?

Say say bitiremeyiz, bunun erdemlerini. Bir kez, verdiği ruhsal acıyla bizi derinden sarsan, ekşi sirkeye dönüşüp küpüne zarar vermeye başlayan ya da yatağından taşarak çevresinde hesapsız yıkımlara yol açan duygulardan uzak tutuyor bizi. Korkuymuş, kaygıymış, öfkeymiş, kapımızı çalamıyor ikide bir. Bizimle alıp veremediği fazlaca bir şeyi olmuyor o türden duyguların.

Korku, kaygı, tedirginlik, kendilerini sıklıkla cüceler aynasında görme, eksiklik karmaşasının etkisindeki kişilerin karabasanı olarak ortaya çıkıyor daha çok. Öfke ve türevleri ise özellikle kendilerini dev aynasında görerek eksiklik karmaşalarının verdiği onulmaz acıyı hafifletmek uğruna, sırtlarına geçirdikleri aslan postuyla ortalıkta dolaşanların ziyaretçisi oluyorlar.

Kendini bilenler, kendi gerçekleriyle yüzleşebilmiş olanlar ise yaşamlarını özgüven, özdeğer ve özsaygısı edinmiş olmanın erinciyle sürdürüyorlar. Çünkü onlar, güçlerini karanlık sokakların çıkmazlarında umarsız çırpınışlarla çarçur etmiyor; kaldırabilecekleri yükü omuzlama ve menziline eriştirme yolunda kullanıyorlar.

Onlar, yalnızca gönüllerinin çektiği işlerin değil; güçlerinin de yettiği işlerin ardına düşüyorlar. Tuttukları her işi, ömürleri boyunca işleye işleye tüketemeyecekleri bir gizil gücün sahibi olduklarının bilinci ve altın arayıcısının sabrı ile başarma çabasını gösteriyorlar. Sonuçta tüm duygu, düşünce, tutum ve davranışlarını aralıksız yenileme, geliştirme ve zenginleştirmenin mutluluğunu yaşıyorlar. Her gün, pek çok kişinin farkında bile olmadığı ayrıntı lezzetleri tatmanın, zor ayrımsanan güzellikleri görmenin ayrıcalığını taşıyorlar.

Böylece yüzlerine yerleşen gülümsemenin ve üst beyinlerinde oluşan bilincin desteğinde, hem kişisel dünyalarını ışıtıyor hem de içinde yaşadıkları toplumun; giderek de tüm insanlığın biraz daha insanlaşmasında etken olan ürünler ortaya koyuyorlar. Onların bu yapıp ettikleri çoğaldıkça, insanlığın belleğindeki umut, biraz daha güçleniyor.

Eğer bir gün, ayrım gözetmeksizin tüm çocukların bedensel, güvenlik, sevgi, saygınlık ve kendini gerçekleştirme gereksinimlerini doyurucu düzeyde ve dengeli bir biçimde gidererek büyümelerini sağlayacak toplumsal-ruhsal ortamı yaratmak için insanlığın kolları sıvadığını görürsek, bilelim ki bu atılım, insanca yaşanacak bir dünyanın kuruluş habercisi olacaktır. Böyle sağlıklı bir adım atılmadığı sürece insanlık, sayıları artan büyüklük hastalarının sürekli bir yangın yerine çevirmekten geri durmayacakları bir dünyada yaşamayı sürdürecek demektir.

& quot;

& quot;

& quot;

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Fikir Yazıları

Fikir Yazıları19 Nisan 2024 14:21

"İlahi Adalet" Üzerine: Masum Hayvanlara Zulüm Çözüm Değil, Felaket Getirir! [Kişisel İzlenimlerim]

Özgürlük Üzerine III

Fikir Yazıları18 Nisan 2024 10:26

Özgürlük Üzerine III

Aymazlık ve Eğitim

Fikir Yazıları18 Nisan 2024 10:16

Aymazlık ve Eğitim

84. YILINDA BİR DAHA: KÖY ENSTİTÜLERİ

Fikir Yazıları16 Nisan 2024 17:39

84. YILINDA BİR DAHA: KÖY ENSTİTÜLERİ

Metnin Kuruluşu ve Yıkılışı (KİL TABLETTEN SİLİKON TABLETE)

Fikir Yazıları16 Nisan 2024 17:32

Metnin Kuruluşu ve Yıkılışı (KİL TABLETTEN SİLİKON TABLETE)

Kantçı-Batı Merkezli Dünya Barışının Sonu Üzerine: Daha İyi Bir Dünyayı Düşlemek

Fikir Yazıları14 Nisan 2024 14:32

Kantçı-Batı Merkezli Dünya Barışının Sonu Üzerine: Daha İyi Bir Dünyayı Düşlemek

Türkiye Cumhuriyeti

Fikir Yazıları11 Nisan 2024 11:33

Türkiye Cumhuriyeti

Türk Eğitim Sistemi’nde İdeolojik Kutuplaşma

Fikir Yazıları04 Nisan 2024 17:19

Türk Eğitim Sistemi’nde İdeolojik Kutuplaşma

Yapay Zekâ, Veri Bilimi ve Öğrenme Analitiği Araçları: Geleceğe Yönelik Teknolojik İlerlemeler-II

Fikir Yazıları02 Nisan 2024 21:48

Yapay Zekâ, Veri Bilimi ve Öğrenme Analitiği Araçları: Geleceğe Yönelik Teknolojik İlerlemeler-II

ZEKÂNIN KARANLIK TARAFI: KENDİ KENDİNİ YOK EDEN ZEKA SENDROMU

Fikir Yazıları29 Mart 2024 17:10

ZEKÂNIN KARANLIK TARAFI: KENDİ KENDİNİ YOK EDEN ZEKA SENDROMU