Nazmiye HAZAR Yazdı
Kategori: Eğitim Bilimleri - Tarih: 05 Mayıs 2020 11:43 - Okunma sayısı: 3.793
Özel eğitim konusunun farklılıkları içerdiğini, ancak her farklılığın özel eğitimi içermediğini biliyor muydunuz? Peki başta toplumda da olmak üzere bu konu ile ilgili farkındalık kazanamamış öğretmenlerin de eğitimin her kademesinde var olabildiğini bilmekte miyiz? Eğitimcilerin özel eğitimle ilgili olarak özel gereksinimi olan çocukların kimler oldukları ve bu çocuklara nasıl yaklaşılacağına ilişkin bir takım tanımlamaların doğru bilinmesi gerekmektedir. Öncelikle özel eğitim konusu ile içten içe ilişkili olan yetersizlik, engel ve risk taşıma terimlerinin ne olduğunu eğitimciler ya da öğretmen adayları doğru bilmelidir. Her çocuk bedensel gelişiminin yanı sıra öğrenme yetenekleri bakımından birbirinden farklıdır. Okullarda aynı yaş grubunda olup farklı boy ve kilolarda olan çocuklarımızın olduğunu bildiğimiz gibi; çocukların bu farklılıklarının onları birbirinden uç boyutta ayıran farklılıklar olmadığını da kabul etmeliyiz. Bu bağlamda eğitimde birbirinden uç noktada farklılıklar göstermeyen çocukların bir araya gelmesi sonucunda oluşturulan öğrenme ortamları öğrencilerin genel eğitim hizmetlerinden faydalanmaları adına zorlaştırıcı bir unsur değildir. Ancak çocuk var olan farklılığı nedeniyle genel eğitim ortamında ulaşılması hedeflenen kazanımlara ulaşamaz bir durum halinde ise bu durum hem öğretmen açısından, hem öğrenci açısından hatta sınıf açısından bile bir problem haline dönüşebilmektedir. Nitekim bu tür problem durumları öğrencinin eğitim ve öğretim sürecinde bireyselleştirilmiş eğitim programı ile ilerlemesine gereklilik olduğu anlamına da gelebilmektedir. Peki, bu tür durumlar ne gibi sorunlarda ortaya çıkmaktadır? Çocuğun bedensel özellikleri ve /veya öğrenme yetenekleri bu çocukların eğitim sürecinde genelin sahip olduğu normların dışında kalıyorsa; öğrencinin bireyselleştirilmiş eğitim programı da genelin sahip olduğu normların dışında kalacaktır. Bu bağlamda öğrenme yeteneklerinde genel öğrenci yapısından daha yetersiz olan öğrenciler olduğu gibi öğrenme ve /veya davranış problemi sergileyen öğrencilerin de özel eğitim gereksinimi olabileceğini belirtebiliriz. Bedensel gelişimi ya da duygusal gelişiminde yetersiz olan öğrenciler olabildiği gibi; bu durumun aksine üstün yetenekli ve üstün zekâlı olan çocuklar da genel öğrenci niteliğinden farklılık göstereceğinden bu öğrencilerin de de özel eğitim kapsamının içerisinde yer almakta olduklarını bilmemiz gerekmektedir( Eripek,2002).
TC. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Yönetmeliği’nde bu çocuklar “ özel eğitim gerektiren birey” terimi altında “ Çeşitli nedenlerle, bireysel özellikleri ve eğitim yeterlikleri açısından akranlarından beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren birey” olarak tanımlanmaktadır ( Eripek,2002).
KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nda Öğretmenler Yasası kapsamı dışında henüz özel eğitim ile ilgili bir yasanın yürürlükte olmadığını, hatta özel eğitim ile ilgili ayrı bir birimin kurulmuş olamaması ülke geleceği adına geçmişte de var olan özel eğitim sıkıntılarının her hangi bir çözüme bağlanmaması adına kanayan bir yarasıdır. Eğitimde fırsat eşitliği ile ilgili anaysa ve milli eğitim yasasında mutabık bir varlık söz konusu olsa da süreci yaşamakta olan aileler, öğrenciler ve öğretmenleri de ele aldığımızda bu sorun toplumsal anlamda büyük sıkıntıların varlığını sadece perdenin arkasına gizlemekle sınırlı kalmaktadır.
KKTC Mili Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nda Özel eğitim Koordinasyon Birimi İlköğretim Dairesi’ne bağlı olarak ihtiyaçlı olan öğrencilere hizmet sunmaya çabalamaktadır. KKTC’de özel eğitim birimlerinin çalışma esasları aşağıda maddeler halinde belirtilmiştir ( KKTC MEB, 2020):
•Özel eğitime muhtaç çocuklar, özürlülük durumlarına göre gruplandırılırlar.
•Özel Eğitime gereksinme gösteren bireyler, girdikleri grubun gerektirdiği türde eğitime bağlı tutulurlar. Bu amaçla, olanaklar oranında özel eğitim kurumları açılır veya diğer okul bünyelerinde özel sınıflar veya gruplar oluşturulur.
•Özel Eğitim kurumlarında öğretmenler ve idari personel dışında hizmetin gerektirdiği öğretici usta, bakıcı, terapist, psikolog, rehber, sosyal hizmet uzmanı, sağlık personeli bulundurulur.
•Özel Eğitime gereksinen çocuklar, Bakanlıkça belirlenir. Bu konuda Sağlık ve Sosyal İşlerle görevli Bakanlık ile muhtarlardan ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlardan yardım sağlanır.
•İlgili özel okula öğrencinin kayıt ve kabulünde, okul ve aile işbirliğinde bulunarak gerekli başvuru belgeleri velilerce tamamlanır.
•Zorunlu eğitim çağında, özel eğitim okullarına kayıtlı çocukların okula devamlarını sağlamakla veli veya vasileri yükümüdür. Devamlarını sağlamayanlar hakkında cezai müeyyideler uygulanır.
•Zorunlu eğitim dışındaki öğrencilerin devamsızlığı halinde, bu öğrenciler hakkında devamsızlığın niteliğine göre, ihtar, tenbih, kayıt silme gibi uygulamalar yapılır. Ancak kayıt silme Bakanlığın onayı ile gerçekleşir.
KKTC Öğretmenler Yasası kapsamında yasada var olan “Üçüncü Kısım” okulöncesi eğitim, ilköğretim kurumlarındaki özel ders öğretmenleri ve ilkokul öğretmenleri ile özel eğitim okullarındaki öğretmenlere ilişkin kurallar yer almaktadır. Bu kurallar kapsamında özel eğitim okullarında görev yapmakta olan öğretmenlerin görevleri ile ilgili bir takım maddeler yer almaktadır. Bu görevler şu şekilde sıralanmaktadır (25/1985 Öğretmenler Yasası, 1985 ):
1.Görev yaptığı okulda bulunan öğrencileri, gereksinme duydukları özel eğitim türüne uygun olarak eğitmek;
2.Öğrencilere, çevre ile ve toplumsal yaşamla uyum sağlamalarını kolaylaştıracak bilgi, beceri ve alışkanlıklar kazandırmak;
3.Öğrencilerde özel durumları nedeniyle var olan psikolojik olumsuzluklardan kurtulmalarını sağlamak ve onlara güven duygusunu kazandırmak;
4.İlgi ve yeteneklerine göre öğrencilere beceri kazandırmak.
Bunların yanı sıra 1 Ocak 1990 Tarihinde resmi gazetede açıklana ve 1 Ocak 1990’dan itibaren yürürlüğe giren öğretmenler yasasının 17. Maddesindeki değişiklikte özel eğitim öğretmenlerine, haftalık ders saati 30 saat olması halinde maaşlarına ek olarak %25 oranında ek tahsilat ödenmesi ile ilgili bir iyileştirme sağlanmıştır. Ancak haftalık ders saati 30 saatten az olan öğretmenin ek tahsilat oranında azaltılarak ödeme yapılacağı da belirtilmektedir (3/1990 Öğretmenler (Değişiklik) Yasası, 1990).
Bu bağlamda yukarıda belirtilen yasal içerikler doğrultusunda KKTC özel eğitim uygulamaları ile ilgili yasal içerikler öğretmenler yasasında öğretmenlerin görev ve sorumluluklarının yanı sıra öğretmen hakları ile sınırlandırılmıştır diyebiliriz.
Özel eğitim her geçen gün toplumlarda insan hakkı olarak ele alınan ve bu değerlendirme çerçevesinde yaşama hakkına sahip olan her bireyde olduğu gibi eğitimde de fırsat eşitliği ilkesi ile birlikte fırsat eşitliğini yakalayamayan, özel eğitime muhtaç bireyler ve bu bireylerin aileleri için hala daha mücadelesi bitmemiş bir dava olarak değerlendirilebilir. Özel eğitim ile ilgili bireyin topluma kazandırılması sürecinde erken yaşta eğitime başlanılmasının yararlarını düşünecek olduğumuzda zorunlu eğitim kapsamında kurumlar imkânları doğrultusunda özel gereksinimle çocuklara hizmet vermeye çalışmaktadırlar. Oysa bu yönde başarılı olma durumumuz yakın çevremizde bu süreçleri yaşayan öğretmenler, aileler ve özel eğitime muhtaç olan öğrencilerin karşılaştıkları zorlukların neler olduğunu düşünülmesi halinde başarı durumumuzu değerlendirirken realist yaklaşımdan uzaklaşmamamız gerekmektedir. Özel eğitimde erken özel eğitimin önemi ile ilgili vurguları yaparken öncelikle erken özel eğitimin ne olduğunun bilincinde olan bir toplum yaratmak zorundayız. 0-6 yaş arsındaki çocuklar arasında gelişim geriliği olan ya da risk altında bulunan çocuklar ile bu çocukların ailelerine sağlanan eğitim hizmetlerine erken özel eğitim diyebiliriz. (Odom, Yoder ve Hill, 1988; Wolery, 1993). Özel eğitim ile ilgili gelişim geriliği gösteren çocukların var olan gizil güçlerine ulaşabilmeleri için eğitimlerinin erken başlaması gerekmektedir (Heward, 1996; Odom, ve diğ., 1988; Peterson, 1988; Schulz, 1987; Wolery. 1993). Şöyle ki; gelişim geriliği gösteren bu çocukların öğrenme durumları, yaşamalarının ilk yıllarını çoğunlukla ev ortamında geçirmeleri ile birlikte ailelerinin onlara sunmakta oldukları öğretici yaşantıların sonucu ile ortaya çıkmaktadır. (McBride ve Peterson, 1997; Minke ve Scotl 1993; Peterson, 1988; Schuck ve Bucy, 1997). Ana ve babalar için çocuklarının gelişim geriliği ile ilgili tüm aile bireylerinin çabasında onları günlük yaşama katabilme çabalarında pek çok uyarlamalar yapmak zorunda olabildiklerini belirtebiliriz. Bu süreçte ebeveynler tıpkı bir öğretmenin eğitim mücadelesinde öğrenci kazanımları için uğraşlarında olduğu gibi gayret sarf etmektedirler (Powers, Singer, Stevens ve Sowers, 1992). Türkiye’de burada belirtmekte olduğumuz hususlardan yola çıktığımızda, gelişim geriliği olan veya gelişim geriliği riski taşıyan çocuklarının bakımını üstlenen ailelerin eğitim sürecine aktif katılımlarının sağlanması ile ilgili hizmetlerin geliştirilmesi ve erken özel eğitim programlarının uygulanması ile ilgili yasal düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır. Bu düzenlemeler, gelişmiş ülkelerde I960'Iı yıllarda yürürlüğe girerken (Blackhursl ve Berdine 1993). Türkiye'de 1997 yılında yürürlüğe girmiştir (T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 1997) . KKTC’ye baktığımızda ise; özel eğitim ile ilgili sıkıntıların varlığı ve bu sıkıntıların çözümsüzlüğü her ne kadar sivil toplum kuruluşları ve sendikaların öncülük ederek toplum adına hükümet politikalarına baskı unsuru olmaya çabalasa da hala daha özel eğitim ile ilgili gerek ilkokullarda gerekse ilkokul sonrası eğitim- öğretim süreçlerinde sorunların bile tam açıklanmış olmaması Kıbrıs Türk Eğitimi adına olumsuz bir durum olarak değerlendirilebilir.
Özel eğitim ile ilgili okullarda sınıflaşma yapısı, kaynak odalar, öğretim materyalleri, özel eğitim uzmanlarının varlığı, sınıf öğretmenlerinin ve okul idaresinin özel eğitim ile ilgili farkındalık durumları ve bunların yanı sıra aile ile iletişim sürecinde etkin ve doğru dili kullanabilme becerilerinin özel eğitim sürecine oldukça önemli etkenlerdir. Özel eğitime muhtaç öğrencilerin ve bu öğrencilerin yakınlarında başta ana ve babaları olmak üzere çocuğun öğrenme sürecinde ya da sosyalleşme sürecinde akranları ya da çevresindeki insanların davranışlarında hoşgörü kültürü beklentisi oldukça yaygın bir sıkıntı olabilmektedir. Ne yazık ki normal eğitime tabi tutulan öğrencilerin aileleri ile birlikte kimi zaman özellikle küçük yaş gruplarının yer aldığı öğrenci gruplarında bu farklılıklar öğretmenin fark etmediği ya da görmezden geldiği durumlarda zorba öğrenciler tarafından bir eğlence unsuruna dönüşebilmektedir. Bu bağlamda okul idaresi ve öğretmen kadrosunun okul toplantılarında özel eğitime muhtaç öğrencilerin durumlarının değerlendirilmesinin yanı sıra bu öğrencilerin gelişimlerine olumlu yönde etki edecek unsurları doğru değerlendirip; eğitim amaçlarında hakkaniyet ve adalet unsurunda adil çözümlerle prestij geliştirmeleri gerekmektedir. Öğrencilerin akademik anlamda başarısız oldukları derslerin yanı sıra, sosyal gelişimlerine olumlu etki eden resim, müzik, beden eğitimi ve sanat çalışmalarına yönlendirilme süreçlerinde aileyi ve öğrenciyi yüreklendirecek çalışma planlarını öğrencinin gelişim düzeyini dikkate alarak planlamak gerekmektedir. Özel eğitim ile ilgili hassasiyetin yoğun olduğu ortamlarda öğrencinin karakter gelişiminde var olan özel durumunun da bir ayrıcalık haline dönüştürmemesine de dikkat edinilmelidir. Bu yönde bu durumun doğallığı ile ilgili çevrenin de doğal ve sade olması çok önemlidir. Çocuğun çevresinde var olanların da sürece dahil olduğunu varsayacak olur isek; onların da bu süreçte sabırlı, anlayışlı ve değer veren tutumlar sergilemeleri de oldukça önemlidir. Bunların yanı sıra okullarda fiziksel alt yapılarda var olan eksikliklerde özel eğitim ile ilgili fiziksel farklılığı olan öğrencilere engel oluşturmayacak bir tasarlamanın geciktirilmeden iyileştirilmesi de önemli bir unsurdur.
Okul yöneticileri eğitim liderliğini üstlenmiş oldukları okullarda öğrenci, öğretmen, aile, çevre etkileşiminde geceye ışık veren bir ışık gibi hareket etmelidirler. Aydınlatmanın ne olduğunu bilmeyen yönetici eğitimde liderlikle ilgili diğer eğitim paydaşlarına rol model olamadığı gibi liderlik de edemez. Başta okul çalışanları ve öğrenciler olmak üzere özel eğitime muhtaç olan öğrenci ailesine ya da özel eğitime ihtiyacı olan öğrenciye eğitimde öğrenciyi geliştirici amaçları olan, ileriye yönelik bir ufuk çizdiremez. Yöneticiler kendilerini doğru tanımakta iseler; güçlü ve zayıf yönlerini dikkate almalıdırlar. Eksik oldukları yönlerle ilgili okul içerisinde oluşturacak oldukları bilim kurullarından fikirler alarak o bilim kurulu ile işbirliği oluşturmak ve takım çalışmalarını sağlama sürecinde bilgi sahibi olan öğretmenlerden de istifade edebilmelidirler. Bu öğrencilerin eğitim süreçleri boyunca ihtiyaçlarının doğru biçimde karşılanmaması ile ilgili sıkıntılarını en güzel tanımlayabilenler elbette onlara yakınlık derecesi en yüksek olan aileleridir. Bu aileler hemen hemen hepimizin çevresinde var olan kişilerden oluşmaktadırlar. Özellikle görme engelli ve işitme engelli öğrencilerin akranları ile aynı sınıf ortamlarında eğitim görebilmeleri ile ilgili zekâ gelişimlerinde bir sıkıntı olamamasına rağmen, bu öğrencilerin öğrenme farklılıkları kendileri ile öğretim sürecinde iletişim halinde olan ders öğretmenleri onların özelliklerini de göz önünde bulunduracak araç gereç hazırlığı ve öğretim yöntemlerini uygulayabilme becerilerine sahip olabilmelidirler. Aynı şekilde disleksi grubunda olan öğrencilere de öğretim uygulamalarında özel eğitim süreci dışında sınıf ortamında eğitim veren öğretmenin çocuğun öğrenme yapısına uygun yöntem ve materyalleri sağlaması çok önemlidir. Son zamanlarda Corona Virüsüne karşı alınan tedbirler kapsamında okulların tatil edilmesi ile birlikte eğitim sisteminin işlevselliği farklılaşarak; öğrenciler uzaktan eğitim alarak eğitimlerine devam etmektedirler.
2018 yılında Türkiye Milli Eğitim Bakanı özel eğitim ile ilgili 2023 vizyonunda Türkiye’nin 81 ilinde özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilere yönelik hizmet kalitelerinin arttırılması ile ilgili bir takım açıklamalarda bulunmuştu. Bu öğrencilerin kaliteli eğitim almaları ile ilgili pek çok kurum ile işbirliği yapılması yönünde kararlı adımlar belirten TC Milli Eğitim Bakanı ( Sondakika,2018) pandemi sürecinde de özel gereksinimli çocukların öğrenme ihtiyaçlarının giderilmesi ile ilgili öğrencilerin mağdur olamamaları ile ilgili açıklamalarında özel eğitime verilen değer ve öneme toplum adında da büyük farkındalık içeren mesajlar vermiştir. Bu bağlamda uzaktan eğitim programları hakkında özel gereksinimi olan öğrencilere sunulan imkânların değerlendirilmesi ile ilgili onların ve ailelerinin uzaktan eğitim uygulamaları ile ilgili dönütleri gelişimde yenilik ve ilerleme adına oldukça önemlidir. Programların yanı sıra öğretmenlerin yaklaşımları ve öğretim yönetim teknikleri bilimsel araştırmalar çerçevesinde bilimsel verilere dayalı olarak geliştirildiğinde eğitimde amaca hizmet etmekle ilgili var olan aksaklıkların da kaybolmasını sağlayabilecektir.
Özel eğitim ile ilgili anonim haline gelmiş olan“ Hepimizin birer engelli adayıyız” sloganı ile ilgili yaradılışın engel olmadığını, engel unsurunun bireyin çevresi ile ilgili karşılaştığı durumlar olduğu bilinci ne yazık ki 21.yy çağdaş eğitim yaklaşımlarına ayak uydurmakla ilgili bir geri kalmışlık durumudur. Bu bağlamda KKTC devlet politikalarında başta özel eğitime muhtaç bireylerin eğitimlerinde parasız nitelikli kalitede eğitim imkânlarını sunmak üzere çalıştalar ve şuralarda konu ile ilgili kararların uzman ekipler ve STK’lardan destek alarak oluşturulması gerekmektedir. Bu konu ile ilgili oluşturulması hedeflenen yasalar- mevzuatlar Türkiye’den ve dünyadan gelişmiş örnekler göz önünde bulundurularak KKTC’ye fayda sağlayacak biçimde olmalıdır. Bu yasal girişimlerin oluşturulma süreçlerini de harekete geçirebilecek hukukçularla iş birliği yapacak olan bilim kurulları bilimsel ve çağa uygun girişimler gösterilmelidir. Eksikliklerin tamamlanması, var olan özel eğitim yaklaşımları ve uygulamalarının geliştirilmesi ile ilgili yeniliklerde gerekli ön hazırlıkların geciktirilmeden tamamlanması süreçte aksaklıkların yaşanmaması adına önemli bir unsurdur. Anayasa ve insan haklarına uygun her yurttaş eğitim ihtiyacına uygun hizmeti alabilmeli ise eğitimde ücretsiz devlet politikalarının sağlanması devletin halk için var olduğu bilincini de topuma aşılayacaktır. Toplum huzuru ve toplum geleceği için barışçıl ve demokratik bir yaklaşım felsefesi edinmek devletin kendini geliştirme sürecine de olumlu yansıyacaktır. Eğitimde yapılması planlanan bu değişim, eğitim kurumlarından etkilenecek olan pek çok sivil kuruluşa ve topluma da bilinç kazandıracaktır.
KAYNAKÇA
Bailey, D.B.. Simeonsson. R.J.. Huntington, G.S., Camfort. M.. Isbelf, P.. ODonnelf, K.J.. ve Helm. J.M. (I99S). Family focused intervention: A functional model for planning, implementing and evaluating individualized family services early intervention. Journal of the Division for Early Childhood, 10.156-171.
Blackhurst. E.A., ve Berdine. W.H. (1993). An Introduction to Special Education. (3 th ed>. New York: Harper Collins College Publishers.
ERİPEK,S.(2002). Özeleğitim.AnadoluUniversitesi.
Heward, W.L. (1996-1. Exceptional Children: An Introduction to Special Education. (5 th. Ed) New Jersey: Merrill/Prentice Hall.
McBride. S.L.. ve Pelerson. C.A. (1997). Issues in early intervention: Insights from ihe Newfoundland and Labrador evaluation project. Developmental Disabilities Bulletin, 19 (2), 36-65.
Minke, K., ve Scott, M.M. (1993). The development of individualized family service plans Roles for parents and staff. The Journal of Special Education. 27(1). 82-106
Odom. S.L.. Yuder. P.. ve Hill. G. (1988). Developmental intervention for infants with handicaps: Purposes and programs. The Journal of Special Education, 22 (I), N24
Peterson. N.L. (1988) Early Intervention for Handicapped and Aı-Risk Children. Denver: Love Publishing Company.
Powers. L.E., Singer, H.S., Stevens, T.. ve Sowers, J.A. (1992). Behavioral pareni training in home and community generalization sellings. Edmaiion And Training In Mental Rciardaiiim. 16(2). 13-27.
Schuck. L.A..ve Bucy. J.E. (1997). Family rituals: Implications for early intervention. Topics In Early Childhood Education, 17.477-495.
T.C. Mili Eğitim Bakanlığı Ö/.cl Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü (2000). Milli Eğilim Bakanlığı Özel Eğilim Hakkında Kanım Hükmimde Kararname ve Özet Eğilim Hizmetleri Yönetmeliği. Ankara: Milli Eğilim Yayınevi
Wolery, M. (1993). Early childhood special education. Blackliursl, A E., ve W.H. Berdine (Ens). An Introduction IO Special Education. (3 th ed). New York: Harper Collins Publishers.
İNTERNET KAYNAKLARI:
KKTC MEB, 2020. “KKKTC Milli EĞİTİM VE Kültür Bakanlığı Özel Eğitim Çalışma Esasları” 2 MAYIS 2020 tarihinde “http://meb.gov.ct.tr/?q=node/41” adresinden alınmıştır.
25/85 Öğretmenler Yasası 2 Mayıs 2020 tarihinde “https://www.mahkemeler.net/cgi-bin/elektroks.aspx” adresinden alınmıştır.
3/1990 Öğretmenler ( değişiklik) Yasası 2 Mayıs 2020 Tarihinde “https://www.mahkemeler.net/cgi-bin/elektroks.aspx” adresinden alınmıştır.
Sondakika. (2018). “2023 Eğitim Vizyonu! MEB Ziya Selçuk, “ Özel Çocuklar” İçin Özel Açıklamalarda Bulundu” 23 Ekim 2018 tarihli haber başlığı ile 02 Mayıs 2020 tarihinde “https://karizmahaber.com/guncel/2023-egitim-vizyonu-meb-ziya-selcuktan-ozel-cocuklar-icin-ozel-aciklamalarda-bulundu/” adresinden alınmıştır
04 Ekim 2024 14:08
09 Ekim 2024 01:01
01 Ekim 2024 22:48
06 Ekim 2024 21:34
06 Ekim 2024 20:54
01 Ekim 2024 17:29
05 Ekim 2024 13:12
01 Ekim 2024 19:24
09 Ekim 2024 10:39
05 Ekim 2024 19:52