Zafer İNCEBACAK Yazdı
Kategori: Eğitim Bilimleri - Tarih: 26 Nisan 2020 13:40 - Okunma sayısı: 1.148
Devrim kavramlarla başlar. Zihinsel değişim kavramsal değişimi de gerektirir. Hiç düşündük mü? Eğitim varken neden yanına öğretim kavramını da iliştiriyoruz? Dahası eğitim verenlere öğretmen diyoruz. Köy Enstitüleri kurulurken özellikle ögretmen kavramı yerine eğitmen kavramı seçilmişti. Çünkü arada ciddî işlevsel farklılıklar vardı.
Öğretim bilgi aktarımını ve ezberletmeyi esas alır. Uygulamanın yerini teori alır. Gerçek hayatın içinde, pratikte aranmaz. O güne kadar varılan sonuçlar aktarılır, ezberletilir. İnsanlık tarihinde kim ne yapmış bilirsiniz, ama siz bir şey yapamazsınız. Çünkü uygulama şansınız yoktur. Öğretim hayatında dışında olduğu için bir bina, bir kitap, bir öğretmen yeter. Masrafsız ve kolaydır ve bu kalıptan çıkan birey şablonlarla düşünür. Yaratıcılığı ve eleştirelliği gelişmez.
Eğitim uygulamadır, teori pratikten çıkarılır. Birey bilgiyi ezberlemez, uygulamadan, gözlemden çıkarır. Eğitimde öğretim veya ögretmen değil, öğrenen aktiftir. Eğitim dört duvar arasına hapsedilemez. Bu nedenle eğitim klasik okullara sığmaz.
Egitim sisteminde sürekli ezbercilikten yakınır dururuz, çareyi model ve eğitim prpgramı değişikliğinde ararız. Oysa klasik okulculuğu aşıp duvarları yıkmadıkça eğitim programlarımız hep o dört duvarın arasına sıkışır. Klasik okulculuğu aşmak kavramsal değişimi gerektirir. Köy Enstitüleri niçin okul kavramı yerine enstitü kavramını, öğretmen yerine eğitmen kavramını seçmiş? Köy Enstitülerini özgün kılan klasik okul anlayışını aşmasıdır.
04 Ekim 2024 14:08
09 Ekim 2024 01:01
01 Ekim 2024 22:48
06 Ekim 2024 21:34
01 Ekim 2024 17:29
06 Ekim 2024 20:54
05 Ekim 2024 13:12
01 Ekim 2024 19:24
09 Ekim 2024 10:39
05 Ekim 2024 19:52