Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

Gelecek Gelir, Geçmiş Olur

Yeliz ÖZTÜRK Yazdı

Kategori: Eğitim Bilimleri - Tarih: 23 Nisan 2020 16:42 - Okunma sayısı: 1.239

Gelecek Gelir, Geçmiş Olur

Çağdaş uygarlığın önde gelen ülkesi Fransa 1871 yılında ağır bir askeri yenilgiye uğramış. Paris şaşkın. Fikri sorulan bir bilge kişi, "Eğitim" demiş. Tabii biliyoruz, sırası geldiğinde eğitime de el atacağız ama önce nereden başlayalım? Bilge kişi yine "Eğitim" demiş ve eklemiş, "Biliyorum zordur, yıllar alacaktır ama bir yerden başlamak lazım." (Güvenç, 2018:73) Bugün tüm dünya bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir döneme giriyor. Yaşadıklarımızdan ders çıkaran en kötü ihtimalle birkaç ülke olsa bile bunun etkileri dalga dalga yayılacaktır. Yaşananlar gösteriyor ki dünya zorunlu bir değişim sürecine çoktan girmiş bulunmakta. Eğitim, bu sürecin en önemli ayağı olacaktır.

"Bizler konuşurken, gelecek gelir geçmiş olur." demiş Bergson. Dünyanın son yıllarda içine girdiği bu en önemli dönüşüm sürecinde, vakit kaybetmeden işe koyulmalıyız. Eğitim reformlarından söz ederken çok ciddi önerileri olan uzmanlar var. Türkiye'nin gerçeklerini değerlendirerek sorunun üzerine cesaretle giden ve başlangıç olarak yapılması gerekenleri ortaya koyan. Bu önerilerin hepsi incelenebilir, zayıf olanlar ayıklanıp üstün yanlara sahip öneriler değerlendirilebilir. İşi, işi bilene bırakırsanız zaman alsa da bir şeylerin yoluna girmeye başladığını görürsünüz. Eğitimde de bu konuya kafa yormuş, eserler vermiş insanlara fırsat verilirse sistemin eksik yanlarının nasıl telafi edilebileceği görülebilir. Çözüm üretmeden sadece konuşmaya devam ettiğimiz sürece Bergson'un dediği gibi gelecek geçmiş olacak. Hepimize geçmiş olsun dememek için eğitimde sorun olarak gördüğümüz ne varsa hepsine ciddiyetle her zamankinden daha çok önem vererek eğilmek ve işi bilenlere bırakmak zorundayız. Bozkurt Güvenç, Eğitimin ABC'si kitabında sürekli değiştirilerek yapboz tahtasına çevrilen eğitim sistemimizin bu keyfi davranışlardan kurtulabilmesinin yolu olarak bakanlıklar üstü bir kurul oluşturulmasını ve bu kurulun eğitim uzmanları, bilim adamları, sanatçılar gibi çok yönlü bir kadroya sahip olması gerektiğini söylüyor. Güvenç'e göre, eğitim reformuna öğretmenlerden başlanmalı çünkü bir öğrenci kendi gibi olmak isteyebileceği bir öğretmenle ilkokuldan üniversite yıllarına dek karşılaşamıyor. Bu durum tersine çevrilmeli diyor ve eğitim reformu için başlangıç olarak MGK gibi bir Milli Eğitim Kurulu (MEK) oluşturulmasını teklif ediyor. 2018 yılında vefat eden Bozkurt Güvenç'in kendine güvenerek sunduğu ve ciddiyetle eğildiği bu öneri değerlendirilebilir.

Bunca yılın yanılgısı ve yanlışları bir kere de çözülmez ancak, bir yerlerden başlamak zorundayız. Üniversitede hocamız "İnsan okudukça, bildiklerinin bilmediklerinin yanında denizde bir damla kadar olduğunu öğreniyor ve daha mütevazı oluyor." demişti. Görüyorum ki eğitimin sorunlarıyla ilgilenen insanların ciddi önerileri var ama bu önerilere kulak veren yok. Ama artık zaman da yok.

"Bizler konuşurken, gelecek gelir geçmiş olur."

Sadece eğitimcilerin değil tüm toplumun ulusal sorunu olan eğitim reformunda sözün bilene verildiği, tarih bilinciyle düşünen öğrencilerin yetiştirilmesinin önünün açıldığı bir dizi başlangıç ilkeleriyle bugünden işe başlanmalıdır. Bu sefer geç kalmadık dememek için...

Güvenç, Bozkurt (2018); "Nereden Başlayalım Eğitimin ABC'si", Kırmızı Kedi Yayınları, İstanbul.

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Eğitim Bilimleri Yazıları