Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

Teknoloji Bağımlılığı

Nazmiye HAZAR

Kategori: Bilimsel Makaleler - Tarih: 23 Ocak 2020 17:51 - Okunma sayısı: 2.765

Teknoloji Bağımlılığı

 

Nazmiye HAZAR

21.yy. çağının gerekliliklerinden biri haline gelmiş olan teknoloji kullanımı ile ilgili gerek eğitimciler gerek sosyal bilim uzmanları gerekse bilişim teknolojileri alanındaki araştırmacılar çeşitli fikirler öne atmaktadırlar. Teknolojinin insanlara olumlu etkisi olduğu gibi olumsuz etkilerinin de olduğunu yadsımamakta fayda var. Bu iki zıt özellik teknolojinin kullanımı ile ilgili çok boyutlu bakış şeklimizin olmasını da gerekli kılıyor. Meseleye hâkim olabilmenin püf noktası da teknolojinin faydalarını bildiğimiz kadar zararlarını da bilinçli olarak bilmemizle de ilişkilidir. Bunu gelişim dönemlerinden birinde bebeklik döneminde parmak emme alışkanlığı edinmiş çocuğun parmak emmesini sorun olarak nitelendirdiğimiz halde, ne bebeğin parmağını ne de o parmağı emen dudağı kesmek ya da parçalamak adına bir plan yapmayıp, bu davranışı azaltıcı neler yapılabilir kısmı ile ilgileniyor isek, teknoloji ile ilgili bilgiler içeren bilimsel verilerden istifade edebilir konumda olmamız gerekir. Örneğin Teknolojiyi nasıl kullanmamız gerekir? Ya da kullandırmamız gerekir? Bunların dışında nasıl kullanmamamız daha doğru olur? Şöyle ki kullandırmamamız gereken durumlar hakkında düşünmek, alternatifler geliştirmek esas alınmalıdır. Şayet bu yönde en büyük tehlike içeren grup geleceğimiz diye adlandırdığımız çocuklar ve gençlerimizdir. Bu noktada en çok üzerinde durulması gereken grup hiç şüphesiz çocuklar ve gençlerdir. Bunların yanı sıra çocuklar ve gençlerin yaşları gereği teknolojinin ve sunduklarının doğrusunu/yanlışını ayırt etme noktasında kat etmeleri gereken, yetişkinlere göre daha fazla yol vardır. İkinci olarak da çocuklar ve gençler teknolojik aletlerin daha çok olduğu ve daha kolay ulaşılabildiği bir dünyaya doğdukları için teknolojiyi günlük hayatta çok daha fazla ve çok daha iyi kullanıyor olma hali de vardır.

 

Teknoloji bağımlılığı ile internet bağımlılığı halk dilinde zaman zaman birbirinin aynı kavramlar olarak tanımlanabilmektedir. Bu nedenle ilk olarak kişinin internet bağımlısı mı yoksa teknoloji bağımlısı mı olduğunu tanımlayabilmek için bu iki bağımlılık arasındaki farkı da ayırt etmemiz gerekmektedir. Konuyla ilgili en bariz ve üzerinde en çok çalışılan problem, internet bağımlılığı problemidir. Bu nedenle mevcut şartlarda hali hazır bir biçimde literatürde yer alan çalışmalar ve araştırmalar daha çok internet bağımlılığı tanımı etrafında yapılmakta olduğu da dikkat çekici bir unsur olarak değerlendirilebilir.

 

Bu konu hakkında yapılan erken çalışmalarda internet bağımlılığı yerine farklı isimler kullanılmış, internet kelimesi ile bağımlılık tanısı uzun süre yan yana getirilmeye çalıştırılmıştır. Bu nedenle internet bağımlılığı yerine; internet bağlılığı (internet dependency), patolojik internet kullanımı (pathological internet use), problemli internet kullanımı (problematic internet use), aşırı internet kullanımı (excessive internet use), internet istismarı (internet abuse), internet bağımlılığı bozukluğu (internet addiction disorder) kullanımları tercih edilmiştir (Dinç, 2015a). Ancak zamanla bu konuyla ilgili yapılan araştırmaların ve kliniklere giden vakaların sayısı arttıkça meselenin sadece istismar, aşırı ya da problemli kullanım olarak adlandırılamayacağı, bağımlılık olarak adlandırılması gerektiği yerli yerine oturmuştur. Bununla beraber sadece internet bağımlılığı ifadesi de gençlerin bugün yaşadığı mevcut sorunu; sebepleriyle, süreçleriyle ve sonuçlarıyla bir bütün olarak görmeye engel olmaktadır. Çünkü internetin ötesinde cep telefonu, akıllı telefon uygulamaları, dijital oyunlar, televizyon gibi teknolojik aletler de ciddi anlamda gençlerimiz için tehlikeli ve bağımlılık yapıcı bir risk olarak varlığını her geçen gün pekiştirmektedir. Dolayısıyla internet bağımlılığı yerine teknoloji bağımlılığı ifadesinin kullanılması kapsamı açısından daha doğru olacağından araştırmamızda da internet bağımlılığı değil; teknoloji bağımlılığı ifadesinin kullanımı tercih edilmiştir.

 

O halde yukarıda da bahsettiğimiz hususların ardından genel bir bağımlılık tarifi yapalım:

Bağımlılık; kişinin kullandığı bir nesne veya yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ile birlikte onsuz bir yaşam sürememeye başlaması halidir.  Kullanım ve davranışta irade kalkmasıyla kişi ister istemez bağımlı kullanımı veya davranışı sürdürecektir. Bunların yanı sıra bu kullanım ve davranış hayatının ciddi bir bölümünü kaplayacağından ve kişi mecburi olarak yapmak zorunda olduğu işler ve ilişkiler dışında bütün vaktini ve fiziksel enerjisini büyük oranda bağımlı olduğu maddeye veya eyleme yatıracaktır. Kişinin bu yatırımı ile geldiğini ya da gelmek üzere olduğu davranışların neler olabileceğine örnekler verebiliriz:

1. Kullanılan madde miktarının ya da davranış için harcanan vaktin gittikçe çoğalması,

2. Madde miktarı veya davranış sıklığının her hangi bir sebebe dayalı olarak azalması halinde ya da kesilmesi halinde huzursuzluk, uykusuzluk, öfke gibi yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması, ?

3. Ruhsal, sosyal, adli ya da bedensel bir sorun oluşturmasına rağmen madde kullanmaya veya spesifik bir davranış göstermeye devam etmek,

4. Kişinin madde veya spesifik davranış ile ilgili kontrolü kaybetmesiyle tasarladığından daha fazla madde kullanması veya davranışta bulunması,

5. Zamanının büyük bir kısmını fiilen ya da zihnen madde veya davranış ile geçirmesi,

6. Maddenin veya spesifik davranışın kişisel ve toplumsal sorumlulukları çerçevesinde yer alan kişinin iş, okul, aile ve bireysel temizliklerini bile yerine getirmesini engellemesi.

 

Teknoloji bağımlılığı ile ilgili kişinin, bağımlılık noktasına gelmesi ile ilgili bu durumun bir anda meydana gelmediğini, bu sürecin adım adım gelişmesinden ötürü ciddi anlamda dikkat edilecek noktada önem arz etmektedir.  Dolayısıyla bu işaretlerin takip ve kontrol edilmesi bağımlılığın başlamadan önlenmesi ve engellenmesi adına oldukça hassas bir süreci de içinde barındırmaktadır. Bu adımları tanımlamak gerekirse şöyle isimlendirebiliriz.

1. BİRİNCİ ADIM ( DENEYSEL KULLANIM) : Kişi herhangi bir şekilde internette bir site, bir oyun, bir uygulama duyar ve merak eder. Bu merakını gidermek için o siteye gider, o oyunu oynar veya o uygulamayı kullanır. Birinci adım problem teşkil etmez, denenmiştir, merak giderilmiştir. Bundan sonraki kullanımlar artık ikinci ya da üçüncü adımın kullanımlarıdır.

2. İKİNCİ ADIM (SOSYAL KULLANIM) : Kişinin çevresinde belli bir oyunu oynayan, belli bir siteye giren ya da belli bir uygulamayı devamlı ve düzenli kullanan bir arkadaş grubu varsa o gruba girmek için ya da o grupta kalmak için kendisi de o siteye girer, o oyunu oynar, o uygulamayı kullanır. Çünkü bunun dışında bir davranışta bulunursa içinde bulunduğu grubun gündeminin dışında kalacaktır. Gündemin dışında kalmanın devam etmesi hâlinde de bir süre sonra grubun dışında kalacaktır. Dolayısıyla grubun dışında kalmamak, gruba uyum sağlayabilmek için kişi çoğu zaman istese de istemese de, sevse de sevmese de o siteyi/ oyunu/uygulamayı kullanacaktır. Dolayısıyla deneysel kullanımın ardından kullanım, sosyal kullanımla devam eder. Öyle ki; bugün gençlerde özellikle ağırlıklı olarak bağımlılığı başlatan ya da sürdüren sebep olarak sosyal kullanımı görüyoruz.

3. ÜÇÜNCÜ ADIM ( OPERASYONEL KULLANIM): Buradaki bağımlılık sürecinde bir amaca dönük kullanım anlatılmaktadır. Bireyin zevk almak ve problemlerden kaçmak amacıyla boş zamanlarında yapacak çok fazla etkinliğinin de olmamasından kaynaklı ya da aktif bir sosyal çevreye sahip olmamasıyla birlikte herhangi bir sebeple bir şeyler yapmak ya da insanlarla gerçek ilişki kurmak istememesinden kaynaklanana bir durumdan meydana gelir.  Can sıkıntısından kurtulmak isteyen kişiler için genelde en ucuz, en kolay ulaşılabilir, en fazla alternatifli olarak teknoloji araçlarını bulurlar. Bu araçları kullandıkları sürede can sıkıntıları geçer hatta bazı kullanımlardan zevk alırlar. Dolayısıyla ne zaman boş kalsalar ve canları sıkılsa çok fazla alternatif bakmadan teknoloji araçlarını kullanırlar. Bir diğer amaca dönük kullanım olan problemlerden kaçmakta ise kişi hayatında işinden, okulundan ya da kendinden kaynaklanan problemleri çözemediği, çözmek istemediği ya da çözmeye gücü yetmediği için problemlerini bir süre için bile olsa unutmak amacıyla teknoloji araçlarını kullanımına yönelir. Bu yönelimle problemlerinin olduğu dünyadan sıyrılıp probleminin olmadığı yeni bir dünyada var olur. Dolayısıyla problemler ne zaman kendini gösterse kişi, problemlerden kaçmak için teknoloji kullanımına sığınır. Kısa vadede çözüm gibi gözükse de uzun vadede çözülmeyen problemler varlığını devam ettirmekte, çoğu zaman da olduğu gibi kalmayıp büyümektedir. Yani teknoloji kullanımı problemlerin çözümü değil kısa vadede büyütücüsü, uzun vadede sebebi olacaktır.

4. DÖRDÜNCÜ ADIM (BAĞIMLI KULLANIMI):  Bu adıma gelindiğinde kişinin artık kullanmak için herhangi bir sebebe ihtiyacı yoktur. Merak etsin etmesin, sosyal çevresi bağımlı olsun olmasın, hayatında problemler olsun olmasın kişi artık bağımlıdır. Merak edecek bir şey yoksa arayacak, sosyal çevresinde kullanıcı yoksa kullanıcılardan oluşan bir sosyal çevre bulacak, hayatındaki bütün vaktini kullanımla dolduracağı için canı sıkılmayacaktır.

Bağımlılık ve Karakteristik Özellikleri ile ilgili bir takım bilgilere de yer vermek gerekiyor:

1. Bağımlılık kroniktir. Yani hayat boyu devam eden ve hayat boyu kontrol edilmesi gereken bir hastalıktır. Burada kronik ve hastalık ifadeleri üzerinde durmak önemlidir. Kronik kelimesi en iyi çözümün hastalığın hiç ortaya çıkmamasının ne kadar önemli olduğunu ifade etmektedir. Hastalık kelimesi ise bağımlılığın ortaya çıktıktan sonra artık kötü alışkanlık, yanlış davranış boyutlarını geçtiğini, hastalık olduğunu, hastalığın kendi kendine, askere gidince, evlenince vs. sebeplerle geçmesi mümkün olmadığından mutlaka bir tedavi sürecine girilmesi gerektiğini ifade etmektedir.

2. Bağımlılık primerdir.  Hangi  neden  ya da hastalık sonucu ortaya çıkmış olursa olsun başladıktan sonra birincil olarak ele alınması gereken bir sorun olarak değerlendirilir. Hatta  başlatan sorunun ya da hastalığın ortadan kalkması; sonuç olarak ortaya çıkan bağımlılığı ortadan kaldırmayacaktır. Bağımlılığın ayrıca, bağımsız, hususi olarak üzerinde durulması, tedavi edilmesi lazımdır.

3. Bağımlılık ilerlerler. Yani başladıktan sonra hem süreçler hem sonuçlar anlamında aynı kalmaz. Zamanla hem kullanım oranı ve süresi, hem de kullanımdan kaynaklanan her anlamdaki sıkıntılar artar.

Bu denli çağın hastalıklarından biri haline gelmiş bu konuyla ilgili teknoloji bağımlılığını önleme çalışmalarının öneminde bağımlılığın hem kronik hem primer hem de ilerleyici özelliğe sahip olması bağımlılık konusunda yapılacak çalışmalarla alakalı tedaviden ve rehabilitasyondan ziyade hiç başlamayanlar için önleme çalışmalarına ya da yeni başlayanlar için kısa süreli müdahale çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiğini göstermektedir.

 

Yukarda bahsettiğimiz durum ve konular  bütün bağımlılıklar için geçerlidir.  Ancak eylemsel bağımlılıklar, özellikle de teknoloji bağımlılığı için düşünecek olduğumuzda; söz konusu müdahaleler daha önemli hâle gelmektedir. Bu sebeplerden birincisi gerek ülkemizde gerekse dünyada eylemsel bağımlılıklar, özellikle teknoloji bağımlılıkları, alanında hâlen yeteri kadar akademik çalışmanın ve klinik uygulamanın olmayışı yönünde bir gerçeği de ortaya çıkartmaktadır. Eylemsel bağımlılıkların yakın zamana kadar kimyasal bağımlılıklar kadar önemli ve tehlikeli görülmemesi, teknolojinin çok hızlı gelişmesi ve literatürün yeni yeni oluşması gerekçe olarak zikredilebilir. İkinci olarak teknoloji bağımlılığı söz konusu olduğunda sebepler, süreçler, sonuçlar bütün boyutlarıyla bilinmediği gibi gerek medikal tedavi, gerek konuya özgün geliştirilmiş bir psikoterapi modeli, gerekse sosyal rehabilitasyon konularında ciddi eksiklikler söz konusudur. Bu yönde üniversitelerin kurumsallaşıp bu sorunu çözmeye ilişkin farklı bilgi ve araştırma yatırımlarına ve projelerine başlangıç yapması ülkemiz adına özellikle çağın sorunu olan teknoloji bağımlılığına gerek tedbir anlamında gerekse önleme ve engelleme, durdurma anlamında büyük fayda sağlayabilir. Bu bağlamda başta her geçen gün ülke ekonomisine büyük gelir kazandıran üniversitelerden destek alınabilir. Sivil toplum kuruluşlarının sosyal sorumluluk projelerinde toplum bilincinde teknoloji bağımlılığı ile ilgili olumsuzlukların anlaşılması için eğitimler düzenlenebilir. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı eğitime olumsuz yansıyabilecek sorunları tespit edip; öğrenci ve velilerin birlikte katılacağı seminerler, kurslar düzenleyerek bu sorunların önlenmesi ya da azalması adına tedbirler alabilir. Kamu spotlarında ve reklamlarla birlikte sosyal ağlarda toplumu teknoloji bağımlılığı ve bilinçli internet kullanımı ile ilgili farkındalık eğitimleri sağlanabilir. Bilinçli internet kullanımı ile ilgili okullar ve öğretmenler kapsayıcı eğitim programlarına tabi tutularak öğrencilerin küreselleşmenin getirdiği yeniliklere uyum sağlama sürecini fayda sağlayacak bir hale dönüştürücü niteliklerin kazandırılması için planlar ve programlar eğitimcilere hizmetçi eğitimlerle formasyon içeriğinde öğretilerek sosyolojik anlamda toplumu bilinçlendirme sağlanabilir. Bunların dışında Sağlık Bakanlığı’ndan bağımlılık Sürecine girmiş veli ya da öğrenciler için tedavi destekleri yasallaştırılarak istatistiksel çalışmalarla devlet planlama örgütünde bu veriler değerlendirmeye tabi tutulabilir. Hatta Elektronik Belge Yönetim Sistemi ( EBYS) ile okullarda bu konuyu içeren mevcut durum analiz içerikleri veri olarak muhafaza edilerek; bilimsel araştırma yapmak isteyenlere veri olarak sunulup; yaptıkları araştırmaların içerikleri ilgili daire ya da birimlerce değerlendirilebilir.  

 

Kaynakça :

Arısoy, Ö. (2009). İnternet bağımlılığı ve tedavisi. Psikiyatride güncel yaklaşımlar, 1(1), 55- 67.

Dinç, M. (2015). Teknoloji bağımlılığı ve gençlik. Gençlik Araştırmaları Dergisi, 3(3), 31-65.

Ertemel, A. V., & Aydın, G. (2018). Dijital ekonomide teknoloji bağımlılığı ve çözüm önerileri.

Gökçearslan, Ş., ve Günbatar, M. S. (2012). Ortaöğrenim Öğrencilerinde  İnternet Bağımlılığı Eğitim Teknolojisi Kuram ve Uygulama, 2(2), 10-24.

 

 

 

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Bilimsel Makaleler Yazıları