Bilgi çağı toplumunun katılımcılık, şeffaflık, vatandaş odaklılık, hesap verebilirlik gibi ilkelere sahip olan “yönetişim” anlayışı, kendisini hemen her alanda olduğu gibi,
Kategori: Bilimsel Makaleler - Tarih: 10 Ağustos 2019 03:28 - Okunma sayısı: 1.884
Not: Şekiller ve tablolar çözünürlükten dolayı makalenin sonuna eklenmiştir.
YEREL YÖNETİMLER İÇİN TURİSTİK TANITIM VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ
Bilgi çağı toplumunun katılımcılık, şeffaflık, vatandaş odaklılık, hesap verebilirlik gibi ilkelere sahip olan “yönetişim” anlayışı, kendisini hemen her alanda olduğu gibi, yerel yönetimlerin yeniden yapılanmasında da göstermektedir. Yerel yönetimler, halka en yakın kamu yönetimi birimidir. Yerel yönetimlerin yeniden yapılanmaları, hizmet sunumlarını elektronik ortama yansıttıkları e-belediyecilik uygulamalarında da izlenebilmektedir. Bir yerel lokasyon için kalkınmayı bir masa olarak düşünürsek hiç kuşkusuz turizm faaliyetlerini kapsayan tanıtım çalışmalarını da o masanın ayaklarından biri olarak değerlendirebiliriz. Kalkınma ve sürdürülebilir gelişim faktörleri için yerel yönetim anlayışında ilgili bölgenin tanıtımı gerek bölge halkına gerekse turizm paydaşlarına ciddi katkılar sunmaktadır. Bu bağlamda bu çalışma da yerel yönetim çalışmalarında günümüz bilgi sistemleri kullanılarak ilgili lokasyonun tanıtım faaliyetleri üzerinde durularak, bilgi teknolojileri kavramının yerelde tanıtım çalışmalarına olan etkisine değinilecektir.
GİRİŞ:
Günümüzde ekonomik kalkınma, yerel iş imkanları ortaya çıkararak istihdam yaratmak, yöre halkını üretime yöneltmek, yerel bazda kişi başına düşen geliri artırmak gibi bir boyut kazanmıştır. Turizm faaliyetlerinin bir bölge de geliştirilmesi ile doğrudan ilişki barındıran tanıtım çalışmalarının yerelde ki etkileri gerek istihdam sağlaması, gerek üretime yöneltmesi ve gerekse bölge de yerel bazda ekonomik kalkınma sağlayacağı gerçekliğini barındırır. Yerel yönetim uygulamaları için oldukça elzem bir konu olarak karşımızda duran tanıtım çalışmaları, çağımızın önemli gereksinimlerinden biri olan bilgi teknolojileri ile harmanlanarak ilgili bölgelerde ekonomik bir hareketliliğe ve kalkınmaya neden olmaktadır. Yeni yerel yönetim anlayışı kapsamında bilgi teknolojilerinin kullanımı, hiç kuşkusuz tanıtım çalışmaları için daha efektif sonuçlar verecektir. Bilgi teknolojileriuygulamaları kapsamında yerel yönetimin web sayfası, tanıtım içerikli web sayfaları ve ilgili sosyal medya hesapları üzerinden yürütülen tanıtım faaliyetleri ele alınacaktır.
Ülkemiz gerek kültürel, gerek tarihi, gerekse tabii güzellikleri açısından oldukça önemli bir hazine. Mücbir alanları ve çevreleri içerisinde turistik dokular barındıran yönetimlerin tanıtım çalışmaları yaparak bölge kalkınmasına pozitif etki etmeyi amaçlamaları gerekmektedir. “Çevre (bileşenleri olarak kültürel kaynaklar, doğal kaynaklar) ve turizm, birbiri ile yakından ilişkilidir. Turizmin sürekliliği için doğal ve kültürel kaynakların korunması, geliştirilmesi gerekirken; kültürel ve doğal değerlerin geliştirilmesi için de turizm önemli bir araçtır.” (Uslu & Kiper, 2006: 306) Beypazarı örneğinden hareket eden Uslu ve Kiper ilgili çalışmada turizm faaliyetlerinin yerel yönetimlere olan katkısını sonuç bölümünde şu şekilde belirtmişlerdir; “ Müze rakamlarına göre ilçeyi yılda 2000- 2500 kişi ziyaret ederken, 2004 yılında; 45.000 kayıtlı müze ziyaretcisi olduğu belirlenmiştir. Kente gelen toplam ziyaretçi sayısının ise yaklaşık yılda 200.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Buna göre; turist sayısı yaklaşık beş yıl içinde % 1000 oranında artmıştır. Turizm ile birlikte; Beypazarı’nda yok olmaya yüz tutan bazı el sanatları da canlanmıştır. 5 yıl öncesine kadar yaklaşık 8 gümüşçü yer alırken bugün 60 adet ve 73 adet atölye yer almaktadır. Yöresel ürünlerin üretimi artmış ve turistlerin geliş sebeplerinden en önemlileri bu özgün gıdalar olmuştur (dolma, baklava, güveç gibi). Yöreye özgü olan bu gıdaların patenti alınarak kalitesi garanti altına alınmıştır. Bu durum; yöresel gıdaları yeniden gündeme getirdiği gibi büyük oranda aile ekonomisine katkı sağlamaktadır. Bugün yaklaşık 1500 aile, evinde ürettiklerini satarak geçimlerini sağlamaktadırlar. El sanatları, gıda üretim ve pazarlama gibi aktivitelerle yörede işsizlik büyük oranda azalmıştır. Özellikle kadınlar, tarım ya da ev dışında da çalışma koşullarına sahip olmuşlardır. Kadın, çalışan bir kesim olarak ekonomide söz sahibi olmaktadır. Geleneksel konut dokuları korunmuş ve ilçenin kültürel peyzajının iyileştirilmesine destek olmuştur. 1999 yılında; başlatılan proje ile evlerin dış cepheleri onarılarak kentin özgün, tarihsel dokusunun ön plana çıkarılması hedeflenmiştir. 3.5 yıl içerisinde ise; yaklaşık 500 adet konutun dış cephesi aslına/özgün yapısına uygun olarak restore edilmiştir. Belediye ilçeye yaptığı uygulama nedeni ile ödüller almıştır. Ödül veren bazı kuruluş ve organizasyonlar; “Ankara İş Kadınları Derneği”, Deulcom International”, “TürkDil kurumu”, “Tarihi Kentler Birliği”, “TUSIAD” vb. dir. Turizm Geliştirme Derneği kurularak, turizmin yapıcı etkileri ve gücü esnaf, yönetim ve halk arasında eşgüdümün sağlanması hedef alınmıştır.” (Uslu & Kiper, 2006: 308-309)
Uslu ve Kiper’in değerlendirmelerinden de anlaşılacağı üzere küçük bir ilçe misyonunu adeta turistik bir cazibe merkezi haline getiren Beypazarı Yerel Yönetimi bölgenin kalkınması adına gerekli adımları atarak, gastronomi, kültür ve tarihi bir arada sunan turistik bir ürün örneği olmuştur. Hiç kuşkusuz bu turistik ürünün etkisi bölge esnafı ve halkına ekonomik açıdan oldukça ciddi katkılar vermiştir. Turistik bir ürün oluşturma da yerel yönetimler açısından ülkemizde verilebilecek en güzel örneklerden biridir Beypazarı örneği.
Günümüzde, bilgi ve iletişim teknolojilerinin özel ve kamu kurumlarında kullanılması kaçınılmaz hale gelmiş, bu teknolojilere adapte olunabildiği ölçüde üstünlük elde edilmiştir. Mal ve hizmetlerin üretimden sunumuna kadar, hemen bütün süreçlerde kullanılmaya başlanan bu teknolojiler, yönetim faaliyetlerinde de kullanılarak, kolaylaştırıcı ve basitleştirici yönde çok büyük katkılar elde edilmiştir.
İlk başlarda bilgi teknolojileri destek sağlayıcılar olarak değerlendirilirken, artık günümüzde kurumların başarılarını belirleyen temel araçlar olarak kabul görmektedir. Üst düzey yöneticilerin, teknolojiden maksimum düzeyde yararlanmanın gereğini kavramalarına rağmen, birçok kurumun teknoloji kullanım düzeyinin ilk aşamalarında bulunduğu, oysa çok daha etkin bir kullanımının mümkün olduğu belirtilmelidir. Bilginin önemli bir stratejik güç olarak görülmeye başladığı günümüzde, bilginin toplanması ve işlenmesi gibi bir işlev üstlenen ve giderek gelişen teknolojiye bir an önce adapte olmanın önemi artmaktadır. (Yüksel, 2007: 249)
Bilgi teknolojisindeki hızlı gelişmeler, son yıllarda, turizm ve seyahat sektöründe farklı niteliklere sahip dağıtım kanallarının ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Nitekim, bilgi teknolojilerinin kullanma yoğunluğu ve turizm bölgelerinin bu araçlardan yararlanarak pazara ne kadar yaklaşabildikleri gibi konuların, turizm bölgelerinin gelecek yıllarda rekabet edebilirliği üzerinde daha da etkili olacağı dile getirilmektedir (Buhalis, 1998: 411). Bilgi teknolojisini yoğun şekilde kullanan bölgelerin, bu konuda daha zayıf olan bölgelere oranla rekabet yönünden uluslararası turizmde daha güçlü olacakları da bu kapsamda vurgulanmaktadır. Bu nedenle, ekonomik anlamda, teknoloji kullanımı bakımından gelişmiş ve az gelişmiş şeklinde iki çeşit turizm bölgesi tipinin ortaya çıkması yüksek olasılıktır. (Rimmington ve Kozak 1997: 63)
Turizm talebine etki eden unsurlardan olan ve bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişmelerle giderek önemli bir konuma yükselen turizm tanıtımında, temel ilkeler aynı kalmakla birlikte, turist çeken bölgelerdeki ulusal turizm örgütlerinin ve sektör kuruluşlarının araştırma, stratejik planlama, reklam, halkla ilişkiler, bilgi, tanıtıcı malzeme üretimi ve satış geliştirme konularında deneyim kazandıkları kuşkusuzdur. Söz konusu bu bölgeler turizm tanıtımında; pazara ilişkin bilgilerin, pazar bölümlerinin, doğru hedef-kitle seçiminin, ürün geliştirme ve buna bağlı olarak kalite standartlarını iyileştirmenin, alternatif tatil olanakları sunmanın ne denli önemli olduğunu bilmektedirler. Turist çeken ülkeler ve ülke tanıtımından sorumlu ulusal turizm örgütleri ayrıca, dünya turizm pazarında rekabetin giderek keskinleştiği, pazardaki turizm bölgesi ve ürün sayısının her geçen gün arttığı, ulusal bazda pazar paylarının korunması için çağdaş teknolojiden yararlanarak sürekli çaba harcanması gereğini açıkça görmektedirler. (Sarı & Kozak, 2005: 249)
Çevresel etkilere son derece duyarlı olan turizm olgusunu çağımızda en çok etkileyen faktörlerin başında bilgi iletişim ya da bilişim teknolojilerinde meydana gelen baş döndürücü gelişmeler yer almaktadır. Söz konusu gelişmelerin boyutu ve hızı, turizm arzını oluşturan ürün ve hizmet sunucuları açısından yaşamsal önem taşımaktadır. Bilindiği üzere, turizm ve seyahat olgusunun ham maddesi bilgidir. Sunucular açısından ürün ve hizmetlerin tanıtımı, tüketiciler açısından ise gereksinim ve istemlerin tatmin edilmesi, mevcut bilginin dağıtım kanalları aracılığı ile ne ölçüde başarıyla sunulabildiğine bağlı olmaktadır. Bunedenle, turizm sektörü, bilgi teknolojilerinin en yoğun ve en yaygın kullanıldığı alanlardan birisi olmaktadır. Bilgi iletişim ya da bilişim teknolojileri; basılı medya, görsel/işitsel, telefon ve elektronik medyanın tümünü kapsamaktadır. Turizm politika ve planlamacıları sözü edilen iletişim araçlarından ilk üçünü yoğun bir şekilde kullanacak şekilde politika ve plan geliştirmeye özen göstermişlerdir. Ulusal ve bölgesel turistik ürünlerin tanıtımı uzun yıllar klasik dağıtım kanallarından, yani üretici ve seyahat işletmelerinden yararlanılarak yapılmıştır. 1980'li yılların başından itibaren ise, bilgi teknolojilerinde meydana gelen büyük gelişmeler sonucu daha kısa yoldan tüketiciye ulaşma olanağı veren yeni dağıtım kanalları ile yürütülmeye başlanmıştır.
Bilgi teknolojilerinin yakın gelecekte hizmet pazarlaması konusunda bir devrim yaparak aracıları ortadan kaldıracağı ve böylece dağıtım kanallarını yeniden şekillendireceği üzerinde düşünülmektedir. Bu yaklaşım, “hizmet pazarlamasında yenilikçi yaklaşım” olarak değerlendirilebilir. Diğeri ise, her ne kadar bilgi teknolojisi güçlü bir etken olarak kendisini gösterse dahi hizmetin temel özelliği gereği alıcı ile satıcı arasındaki ilişkinin gücünün devam edeceği yönündedir. Bu ise, “hizmet pazarlamasında gelenekçi yaklaşım” şeklinde dikkate alınabilir. Her iki yaklaşım biçimi de aşağıda ayrıntılı olarak incelenmektedir. (Sarı & Kozak, 2005: 251)
Şekil 1, hizmet pazarlamasındaki doğrudan ve dolaylı dağıtım kanallarını göstermektedir. 1 numaralı çizgi, üreticilerin herhangi bir aracı kullanmaksızın nihai kullanıcılara ulaşmak için kullandığı geleneksel yöntemi göstermektedir. 2 numaralı çizgi, doğrudan pazarlamanın bir başka versiyonu olarak, nihai tüketicilere ulaşmada bilgi teknolojilerinin işlevini göstermektedir. Burada, aracılar danışmanlık faaliyetinde bulunabilmektedir. 3 numaralı çizgi ise, işletmenin belirli bir komisyon karşılığı bir bilgi teknolojisi işleticisi ya da tasarımcısı ile anlaşmalı olarak faaliyet göstermesidir. Buradan itibaren işletmedeki doğrudan pazarlama anlayışı değişime uğramaktadır. 4 numaralı çizgi, üreticilerin toptancı ve aracılar doğrultusunda nihai tüketiciye ulaşmasını göstermektedir. Son olarak, 5 numaralı çizgide ise, üretici işletmelerden ürünleri satın alarak heterojen yapıdaki bir ürünü meydana getiren toptancılar; oluşturdukları yeni ürünlerini bilgi teknolojileri işleticisi aracılığı ile diğer işletmelerle nihai tüketicilere ulaştırmaktadır. (Sarı & Kozak, 2005: 251)
Turizm bölgeleri, turizm ürünlerinin bir karışımı niteliğinde olup, müşterilere entegre edilmiş bir deneyim sunarlar. Bu ürünler, ilgili turizm bölgesi adı altında tecrübe edilirler (Leiper 1995: 118 ). Turizm bölgesi giderek yaygınlaşan başka bir tanıma göre, müşterilerin turizm için tercih edecekleri seyahat türüne, kültürel geçmişlerine, ziyaret amaçlarına, eğitim düzeylerine ve geçmiş deneyimlerine göre müşteriler tarafından göreceli olarak yorumlanan algısal bir kavramdır. Turizm bölgesi, ülke bütününden küçük ve ülke içindeki pek çok kentten büyük, insan beyninde belli bir imaja sahip markalaşmış ulusal bir alandır ve önemli turistik çekiciliklere, çekim merkezlerine ve festivaller, karnavallar gibi çeşitli etkinliklere, bölge içinde kurulmuş iyi bir ulaşım ağına, gelişim potansiyeline, dahili ulaşım ağıyla bağlantılı bölgeler arası ve ülke düzeyinde ulaşım olanaklarına ve turistik tesislerin gelişimi için yeterli coğrafi alana sahip bir bölge olarak tanımlanmaktadır.
İnternet’in turizm rekabetinde sağlayacağı olanak ya da fırsatları, sektörde faaliyet gösteren işletmelere, nihai tüketicilere ve genel anlamda turizm bölgelerine göre üç ayrı boyutta ele almakta yarar görülmektedir. (Sarı, 2003: 97)
Turizm bölgeleriyle ilgili Internet’te yürütülen birçok faaliyet söz konusudur. Bu faaliyetlerin en belirgin olanları, söz konusu turizm bölgesinin kültürel, tarihi ve turistik çekiciliklerine dikkat çekmek, bölgenin yöresel etkinliklerini tanıtmak, bölgeyle ilgili ulaşım, konaklama, yeme-içme, eğlence vb. konularda bilgi vermek amacıyla Internet ortamında oluşturulmuş web siteleridir. Bazılarında online rezervasyon ve satış işlemlerinin de yürütüldüğü ve sayılarının onlarla ifade edildiği bu siteler; turizm bölgesi yerel yönetimleri, yerel turizm organizasyonları, bölgede faaliyet gösteren turizm ve bilgisayar firmaları, bölge tanıtımını görev bilen gönüllü kuruluşlar, bölgede yaşayan kişiler ve daha önce bölgeyi ziyaret etmiş turistler tarafından hazırlanmaktadır. (Sarı, 2003: 118)
Internet’in dolayısıyla bölgesel web sitelerinin bölgeye sağladığı yararlar genel olarak şöyle sıralanabilir (Turizmde Vizyon 2001: 6-7) Bilgiye tüm bölgelerle eşit erişim olanağı sunması, bölgesel müşteri profilini kolay elde edilmesi, bölgesel düzeyde kişiye özel ürün geliştirme olanağı sunması, küresel düzeyde düşük maliyetli bölge tanıtımı, bölge içi ve bölgeler arası hızlı iletişim olanağı sunması, bölgesel işletmelerin işbirliği stratejileri geliştirmelerine katkı sağlaması, müşterinin kolay ve sürekli bilgilendirilmesi, çoklu ortam uygulamaları sayesinde farklılaşma olanağı, Internet kullanan milyonlarca potansiyel müşteriye ulaşma olanağı ve bölgesel düzeyde sanal bir rezervasyon ağı kurmak suretiyle sanal işbirliği olanağının sağlanmasıdır.
Alıcı ile satıcının coğrafi anlamda birbirinden çok uzakta olduğu ve tur operatörlerinin çok güçlü olduğu turizm pazarlamasında elektronik bilgi sistemlerinin alternatif bir araç olarak ortaya çıkarılması bölge turizminin gelişmesine ve diğer ülkelerle rekabet edebilmesine önemli ölçüde katkıda bulunabilecektir. Bu tür bir sistem, turizm bölgelerinde (1) işletme ve bölge pazarlaması ve tanıtımı, (2) birimler ve alt sektörler arası iletişim ve (3) müşterilere bilgi ve danışmanlık hizmetinin sunulması gibi birçok amaca dönük olarak kullanılabilir.(Sarı & Kozak, 2005: 258)
Küresel bir endüstri olarak turizm, her şeyden önce bir bilgi endüstrisidir. Turizm ürününün doğası gereği tüketici, üründen önce ürüne ait bilgileri edinmek ister. Bu bilgi edinimi, turizm bölgeleri ve bu bölgelerde faaliyet gösteren turizm işletmeleri ile tüketicilerin coğrafi olarak birbirinden uzak olmalarından dolayı önem kazanmaktadır. Tüketiciler görmedikleri, deneme olanağı bulamadıkları turizm ürünlerini, kendilerine sunulan bilgi ışığında tanıyarak satın almak durumundadırlar. Böylesi bir özellik ise, turizm hizmeti üreten, tanıtan ve sunan turizm bölgeleri ve turizm bölgelerinde faaliyet gösteren turizm işletmeleri ile tüketiciler arasında yaygın ve kapsamlı bir bilgi ağının oluşturularak, doğru, hızlı, güvenilir ve ucuz bilgi değişiminin gerçekleştirilmesini gerektirir. Benzer şekilde, turizm bölgeleri ile bu bölgelerde faaliyet gösteren turizm işletmelerinde hizmet üretimi süreci de bilgi yoğun bir süreç olarak, hem işletme ve turizm bölgesi içinde, hem işletmeler, hem de işletmelerle turizm bölgeleri arasında etkin bir iletişim ağının kurulmasını zorunlu kılmaktadır. Bu ağın en etkin şekliyle bilgi teknolojileri sayesinde kurulması mümkündür.
Turistlerin sıklıkla ve yüksek oranda Internet kullanmaları, üstelik söz konusu turistlerin Internet’i ağırlıklı olarak turizm bölgeleri hakkında bilgi edinmek üzere kullanmaları, turizm ve seyahat sitelerinin ise zaman geçirmeye yönelik sitelerden sonra söz konusu turistlerin en çok ilgi gösterdikleri site kategorileri olması, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bu nedenle, iyi bir Internet kullanıcısı durumundaki talebe sahip olduğu anlaşılan turizm bölgelerinin Internet ve bölgesel web siteleri konusunda talebe karşılık verip veremediği gözden geçirilmeli, talebe uyum sağlamak için acil projeler geliştirilmelidir.(Sarı & Kozak, 2005: 264)
Araştırma yapılan bir turizm bölgesini ziyaret etmekte olan aktif talebin hemen hemen tamamının Internet’in turistlere büyük fırsatlar turizm bölgelerine ise büyük yararlar sağladığı kanısında olmaları (Sarı, 2003: 152), İnternet’in en önemli hizmetlerinden olan web sitelerinin söz konusu turizm bölgesi için yaşamsal öneme sahip olduğu anlamına gelmektedir. Bu durumda bölgesel rekabet gücü oluşturmak amacıyla acilen yapılması gereken, söz konusu turizm bölgelerinin internet’ten ve internet’in hizmetlerinden maksimum düzeyde yararlanabilmesi için, bu konuda bölgesel düzeyde yürütülen çalışmaların yaygınlaştırılarak daha organize hale getirilmesi şarttır.
Gerek bölgenin tanıtımında, gerekse bölgeye ait bir marka ve imaj oluşturarak bölgenin pazarlamasında yerel kamu yöneticileri öncü ve organize edici bir rol üstlenerek, yerel ve bölgesel düzeyde bilgi ve iletişim teknolojilerinin en üst düzeyde kullanıldığı bilinçli bir kurumsallaşmaya gitmelidirler. Bu bağlamda gelişmiş ülkelerin çeşitli turizm bölgelerine benzer bir Bölgesel Yönetim Organizasyonu oluşturulmalıdır. Bu tür bir organizasyona, bölgedeki turizm işletmeleri, yerel kamu kurumları, yerel yönetimler, turizm dernek ve organizasyonları, ticaret ve meslek odaları üye olarak katılım sağlamalıdır.
Bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, son yıllarda, hizmet pazarlamasında farklı niteliklere sahip dağıtım kanallarının ortaya çıkmasına yol açmakta. Daha da önemlisi, ekonomik anlamda, “teknoloji bakımından gelişmiş” ve “teknoloji bakımından gelişmemiş” şeklinde iki bölgenin ve “teknolojik gelişmelere duyarlı” ve “teknolojik gelişmelere duyarsız” olmak üzere iki tür tüketici grubunun da ortaya çıkması olasıdır. Bu durumda yapılması gereken, öncelikle bir bölgenin hangi tür teknoloji içerisinde yer almakta olduğunun analiz edilmesi ve mevcut uygulamaların tüketici beklenti ve gereksinimlerine karşılık verip vermediği ve buradan hareketle geleceğe yönelik çalışmaların yapılması gerekli olup olmadığına ışık tutulması olmalıdır. Son olarak, “yenilikçi yaklaşımın” gücünü daha da artırmasıyla birlikte gelecek yıllarda “pazar” kavramının tanımını yeniden gözden geçirmek zorunluluğu kendisini gösterebilecek; belki de, bu kavram “sanal pazar” şeklinde değişime uğrayacaktır. Bu durumda, turizm işletmelerinin olduğu kadar turizm bölgelerinin de bu değişime uyum sağlaması zorunluluğu ortaya çıkabileceği için gerekli çalışmaların daha şimdiden yapılmasında yarar görülmektedir.
Buhalis, D. (1998). Strategic Use of Information Technologies in the Tourism Industry. Tourism Management, 409-421.
Leiper, N. (1995). Tourism Management. Melbourne: RMIT Press.
Rimmington, M., & Kozak, M. (1997). Developments in Information Technology: Imlications for the Tourism Industry and Tourism Marketing. Anatolia: An International Journal of Tourism Hospitality Research, 59-80.
Sarı, Y. (2003). Bölgesel Düzeyde Hazırlanan Web Sitelerinin Turizm Talebi Üzerine Etkisinin Araştırılması: Muğla Bölgesinde Bir Uygulama. Muğla : Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Sarı, Y., & Kozak, M. (2005). Turizm Pazarlamasına İnternetin Etkisi:. Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi (9) , 248-271.
Uslu, A., & Kiper, T. (2006). Turizmin Kültürel Miras Üzerine Etkileri: Beypazarı/Ankara Örneğinde Yerel Halkın Farkındalığı. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, 305-314.
Turizmde Vizyon. (2001). Internet’in Turizme Etkileri. Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği’nin 3 Aylık Yayın Organı(1), s. 6-7.
Yüksel, F. (2007). Bilgi Teknolojileri ve Yerel Yönetimler. SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi , 247-259.
04 Ekim 2024 14:08
09 Ekim 2024 01:01
01 Ekim 2024 22:48
06 Ekim 2024 21:34
01 Ekim 2024 17:29
06 Ekim 2024 20:54
05 Ekim 2024 13:12
01 Ekim 2024 19:24
09 Ekim 2024 10:39
05 Ekim 2024 19:52